PESAe di Sayfa —— — e M Ç BÖ A el YN SON POSTA ü : ; Hazlran angi senenin hangi ayındaydı, hatır - mıyorum, O kadar eski, o kadar unu - nuş bir hatıraydı ki.. Bütün hatırala. bir ziyanın 3 dakikasını zaptetmiş yir fotoğraf albümünün sayfaları gibi gö- tmün önünde açılsaydı, ben onların a - o bir teki ayırıp ta: İşte bu... İşte bunu hiç unutmadım. mezdim... Fakat unutmamışım, u- yacakmışım... Bunu ben de henüz öğrendim. beş gün evveldi. Günlerden Pazar . Epey zamandır görmediğim Kadıköy. ' bir arkadaşıma gidiyordum. Vapura imdi sırası gelmişken şunu da söyli - Ben elli beş yaşımdayım. Bu yaşta olmama rağmen ben vapurda, trende dai. na genç, güzel kadınların karşılarında, ©. naktan zevk duyarım, Tevekkeli bana yar çapkın dememişler. € o gün de vapura biner binmez iti. di üzere sağa sola bakındım, Bir enç kız gördüm, Ve onun tam karşısına ecip oturdum. Bir genç kız, bir yaşlı er. ek bakışlarından muazzab olmaz ka - tinde olduğum için ben her hangi genç hiç çekinmeden uzun uzun bakabili. O gün de onun karşısına . oturunca >, O da baktı. Ne oldu, neden bil. orum; ben onu tanımıştım. Hem o ka. iyi tanıyordum ki.. Gözler o gözler, kaşlar o kaşlar, saç o saç, boy o boy. Hat. â bakış, gülüş hep hep o idi. Ben onu o. iz sene evvel de böyle görmüştüm. O - İüz sene evvel de ayni güzel, ayni zarif kızdı. Konuşmamıştım. Fakat sene . e bârbirimizi görmüş, birbirimize en tatlı bakışlarla bakmıştık. Kaç kere onun geçtiği yollarda bir sa. iye onu görmek zevki için saatlerce bek- tim, Kaç gece ona gönderemediğim şli aşk mektublarını yazmak için sa. ara kadar uyumamıştım. Hele onu daha görmemek üzere kaybettiğim zâ. n çektiğim ıztırabı ben biliyordum. Bir , iki gün, beş gün, aylarca onu tek. ! gelir, tekrar görürüm ümidile yaşa - tuştım. Ve sonra hani aziz bir ölüyü me- ifâ bırakıp onun yeri boş kalan evine öndüğü zaman, eksikliği nası: öldüğü an. dakinden daha başka türlü hissedilirse, de aylar sonra artık bir daha onü gö- eceğime inandığım zaman onun kal. de bıraktığı boşluğu daha acı olarak etmiştim. Ve günlerce ümidsizlik için. bunalmış, yalnız kaldığım geceleri onu lüsünerek ağlamıştım. Fakat şimdi şu ka. ir uzun sene sonra gene ayni gençlikle, L'ı güzellâkle onu görüyordum. Ona ba. D” “Son Posta,, nın Hikâyesi iHTİYAR ÇAPKIN l DDD L AAA . Yazan : kıyordum. O o idi. Fakat ben elli beş se.w nelik hayatın alnımda çizdiği çizgiler, yü. zümde bıraktığı buruşukluklarla ihtiyar bir adamdım, Seneler evvel yalnız gördü. ğüm, konuşamadığım onunla şimdi ko . nuşabilecektim. Şimdi senelerdenberi ne. rede olduğunu, kocasile mes'ud yaşayıp yaşamadığını sorabilecektim. — Hanımefendi. Bana baktı. Ayni başıktı. — Sizin isminiz? Lâfın gerisini gevıreme: dim. Süheylâ mı, diyecektim. İyi biliyor. dum, Onun adı Süheyl idi. — Adim Fatma.. Beni tanıyorsunuz gibi bakıyorsunuz beyefendi. — Bvet kızım, sizi birine benzettim de.. — İhtimal annemi tanıyordunuz; çünkü ben ona pek benzermişim., — AÂnnenizin adı neydi? — Süheylâ.. "'IIII-IIIIlm-lllllll_llllllll-llllll_llllğ — Annenizin adı Süheylâydi demek.. Hayır onu da tanımıyorum. İhtiyarlık bu kızım; insanları birbirine o kadar benze. tiriz ki... Güldüm: — İhtiyarlık, dedim, yani bunaklık.. Hafifçe güldü. Nazik bir tavırla: — Estağfurullah efendim. Dedi. Ve başka bir şey konuşmadık. Se. neler evvel uzaktan uzağa sevdiğim geng kızın kızıydı bu.. Yani benim kızım ola. bilirdi. O günden sonra birkaç defa onu gör - düm. Birbirimizi selâmladık. Ben onu gör düğüm zaman kızını gören bir baba ne his duyarsa, o hissi düuyuyordum. Onun yaşındaki herhangi genç kızı görsem.. — Sen de benim kızım sayılırsın, çünkü benim de senin kadar kızım var, demek KANZUK Yeni-D E_Ri MERHEMİ Alelümum cild. hastalıklarında tavsiye edilen en mükemmel merhemdir. Terkibi bütün dün- ya doktorları, tarafından takdir kazanmıştır. So- ğuk ve sıcaktan mütevellid cild çatlamalarında, eğzema ve ustura yaralarında muanmid ve ka- panmayan yaralarda pek faidelidir. Yeni-deri merhemi her eczanede bulunur. —a İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ — Beyoğlu, İstanbul — — Anneme benzermişim, Gemrreee AN. nenize benzediğinizi siz kendiniz bilmi - yor musunuz? — Hayır... Ben çok küçükken annem ölmüş. istiyordum.. Ben onun kızını, benim be. nimsediğim genç kızı gördüğümdenberi gözlerini genç kızlardan, güzel kadınlar. dan ayıramıyan ihtiyar çapkından büsbü- tün başka bir insan olmuştum. Laboratuvar yaptırılacak. Türk Hava kurumu Genel merkez Baş kanlığından 1 — Etimesgut'ta Türkkuşu alanında yaptırılacak hava müsteşarlığı tecrübe ve muayene komisyonuna aid lâboratuvar binası inşaatı kapalı zarf usulile ek. siltmeye çıkarılmıştır. 2 — Bu inşaatın muhammen bedeli (81.450) lira (70) kuruştur. 8 — İsteklilerin bu işe aid şartname keşif ve saireye aid evrakı Türk Hava Ku. rumu Genel merkezinden (4) lira (20) kuruş mukabilinde alabilirler. 4 — Eksiltme 26/6/939 Pazartesi günü saat 16 da Türk Hava Kurumu Genel merkezinde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır. 5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin teklif mektublarile birlikte aşağıda yazılı teminat ve vesaiki ayni gün saat 15 e kadar komisyon reisliğine tevdi et. miş olmaları lâzımdır. 6 — Muvakkat teminat miktarı (5.322) lira (53) kurüştur. 7 — Eksiltmeye girmek istiyenler 2490 numaralı kanundaki şartları haiz olduk. tan başka en az (60.000) liralık mümasil bir bina: inşaatını muvaffakiyetle ba- şardıklarına dair vesika ibraz etmeleri lâzımdır. (4221) Ankara Valiliğinden : Ankara - K. Hamam - Gerede yolunun 95-1-000—103-1-800 üncü kilometrele. ri arasında yapılacak şose ve sınai imalât işi 3/7/939 Pazartesi günü saat on beşte Tilâyet daimi encümeninde ihalesi yapılmak üzere kapalı zarf usulile eksiltme. ye konulmuştur. Keşif bedeli «54,683» lira <88»> kuruştur. Muvakkat teminatı <3984» lira «19» kuruştur. İsteklilerin teklif mektublarını, Ticaret Odasi vesikasile teminat mektub veya makbuzu ileihale tarihinden en az 8 gün evvel vilâyet makamiına müracaatla bu işe aid alacakları ehliyet vesikalarile birlikte sözü geçen günde saat 14 de kadar Gayrimenkul satış ilânı İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden: j Bay Edibin 10737 hesap No. sile Sandığımızdan aldığı (700) liraya karşı birife ci derecede ipotek edip vadesinde borcunu vermediğinden hakkında yapılan tak kib üzerine 3202! No. lu kanunun 46 cı maddesinin matufu 40 cı maddesine gör€ gatılması icab eden Süleymaniyede Şemsettinmolla Gürani mahallesinin eski Yü ğurtçu oğlu yeni Molla Şemsettin camii sokağında eski 1 yeni 1, 5, 7/5 en yeni 9 No. lı bahçeli kârgir bir evin tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya KOf muştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek istiyen (175) lira pey akçesi verecektir. Milli bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye resimleri ve vakıf İiCt- resi ve taviz bedeli ve — tellâliye rüsumu borçluya aiddir. Arte tırma — şartnamesi * 30/6/939 — tarihinden itibaren —tetkik — etmek is tiyenlere Sandık Hukuk İşleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat ta şartnamede ve takib dosyasında vardır. Arttıf” maya — girmiş — olanlar, —bunları — tetkik ederek satılığa gayrimenkul hakkında her- geyi öğrenmiş ad ve itibar olur nur. Birinci arttırma — 31/7/939. tarihine müsadif — Pazartesi günüc" ğaloğlunda kâin Sandığımızda — saat 10 dan 12 ye kadar yapıla* caktır. Muvakkat ihale yapılabilmesi için teklif edilecek bedelin tercihan alın” ması icab eden gayrimenkul Mmükellefiyeti ile Sandık alacağını tamamen ge$ miş olması şarttır. ÂAksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak ıl!'&. 15/8/939 tarihine müsadif Salı günü ayni mahalde ve ayni saatta son arb tırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bi- rakılacaktır. Hakları tapü sicillerile sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak hakki sahiblerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair iddiaların; ilân hinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile beraber dairemize bildir” meleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bil dirmemiş. olanlarla hakları tapu sicille. rile sabit olmiyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malümat almak istiyenlerin 938/1417 dosya numarasile Sandığımız Hukuk servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. Emniyet Sandığı; Sandıktan alınan gayrimenkulü ipotek göstermek istiyenle” re muhamminlerimizin koymuş olduğu kıymetin nisfıni tecavüz etmemek üzer€ ihale bedelinin yarısına kadar borç vermek süretile kolaylık göstermektedir. (4305) —H a / Edirne icra Memurluğundan: 938/1009 Edirnede İstanbul caddesinde mukim iken halen adresi meçhül bulunan İsmâll oğlu Ali Kâşif Filibeye, Edirnede Halfon Toledo vekili avukat Nesim Navona dairemizin 938/1009 nü- maralı dosyasile masrafsız borcunuz bulünan «1468» liradan dolayı gene daire * mizin 938/1012 numaralı dosyasile Ziraat Bankasına olan borcunuza mı.ıkli’n ipotek olup satılığa çıkarılmış olan «32> parça gayri menkul emvalinizin IPOW'_ fazlasına şâmil olmak üzere işbu borçtan dolayı hacze iştirak edildiğinden PU yRLA M ÜMA Ğ ğer SĞ P €LANç & dZcAğü ei eee södİRNYE Y DA A vElÜREni SKT REEE MA encümen reisliğine vermeleri. Bu işe aid keşif ve şartnameyi 137 kuruş bedel mukabilinde nafia müdürlüğün. den alabilecekleri. «2326> <4258> husustaki diyeceğinizin ilân tarihinden itibaren bir hafta içinde tahriri veya gb fahi olarak dairemize bildirmeniz lüzumu icra ve iflâs kanununun «103> maddesine tevfikan ilânen tebliğ olunur. <4277» Posta» nın edebi romanı: âR SA â.yrüdıllar. Nerime düşünceli adım- larla ve yürüyerek odasıma! çıktı, man- şapkasını çıkardıktan - sonra iş ti geldiğini hatırlıyarak doğruca ya- anesine gitti. sı başına oturur oturmaz ilk dü- ğü şey : Beni bu sabah çağırmasa! © Oldu. Feridunun kendisini herhangi bir iş için çağırmasını ve onunla karşı şıva kalmağı istemiyor, bundan bi- da korkuyordu. akşam evvel de, yemek vakti o ye girdiği zaman, göz göze gelince enbire ' kıpkırmızı kesilmişti. Ye- İ esnasında da, Feridun kâtibile ba- fı işler hakkında konuşur ve ona bazi limat verirken o, birkaç saat evvel yazı odasında geçen şeyleri hatırla - mağrur başlı, mütehakkim ba - li adam, bu, annesile birlikte bütün irafındakilere korku ile karışık bir âygı lelkin eden ciddi ve sert a- lam, biraz evvel fakir ve kimsesiz bir Akraba kızımın karşısında diz çöküp Falvaran, dilenen nazarlarl& ondan af Şaleb eden, ona aşkmı söyliyen adam ydı? Kâtibi ile konuşurken bir taş bi sert olduğu hissi veren bu ağız, &evvel onun eli üzerinde sıcak te- Yazan: GÜZİN DALMEN masırtı duyarak heyecatlandığı ağız mıydı? Fakat, Nerimenin için için arzu etti- ği şey olmadı. Saat on bire doğru sert bir çıngırak sesi onu müdürün odasına davet etti. Feridun kâğıdlar arasına eğilen başı- nı kalldırdı ve sigarasını tabağa biraka- rak yerinden kalktı, elini uzatarak ona yaklaştı. — Bonjur Neri... Şu faturaları tarih ve numara sırasile dizip her cinsi ayrı bir dosyaya koyar mısın? Gel, satna na- sıl yapacağını izah edeyim. Çok müteheyyiç ve çekingen olan genç kıza tabil halini vermek istediği belli oluyordu. Esasen bir gün evvel aralarında geçen şeylere hiç bir imadal bile bulunmadı ve Nerime bir tarafta; küçük bir masa yanına çektiği sandal- ye Üüzerine oturub foturalarla meşgul olurken, o da Bugünün hergünden hiç bir farkı yokmuş gibi, postadan çıkan mektubları açıp okumıya- başladı. Ancak, bu vaziyet, mahcub kızı kuş- kulandırmamak içindi. Hakikatte ise ardda bir başını kaldırıyor, karşısın - daki attın saçlı sevgilisini büyük bir zevkle seyretmekten geri kalmıyordu. Zaten bu fatura İşi, sadece onu yanına diği güzel gözlerini görmek ve çalışır- ken rahatca onu seyretmek için uydur- duğu bir bahaneden başka neydi? Bunca sene, sirf işleri için yaşamış, hayatında sade geçici kadınlar yaşat- miş olan bu genç addm, şimdi bütün mevcudiyetile bu altın saçlı kıza bağ- landığını hissediyor, bu his ona hari - kulâde bir zevk veriyordu. Masası üzerinde duran güzel bir me- nekşe buketi odaya hafif bir koku neş- rediyordu: Nerime bu çiçeği görür gör- mez, dün «Bülbül Yovası»na giderken bir sokak satıcısından aldığı alelâde kır menekşelerini hatırlardı ve bir sa- niye onları nerede düşürmüş olabile - ceğini düşündü. Ancak, şimdi karşı - sında duran buket iri menekşelerden yapılmış taze bir demetti. Demek Feridun çiçekleri seviyordu? Şimdiye kadar bunu belli edecek hiç bir harektte bulunmamıştı. Demek ©- nun hakikt huylarını henüz öğrenmiş değildi; daha birçok sürprizler karşı - sında kalmak ihtimali mevcuddu. Zaten, Nerime gibi hassas ve akıllı bir kızı korkutan da bütün bu meç »- huller değil mi? İşini bitirince, genç kız, içeri gireli beri ilk defa olarak göz- lerini karşısındaki masada oturan Fe- riduna kaldırıp sordu: — Bana ihtiyacınız var mı Feridun? — Hayır, teşekkür ederim Nerime; esasen artık yemek vakti geldi. Yerinden kalktı. Nerime de onu tak- lid etti. Genç adam masanın üzerindeki çiçek demetini alıp ona uzattı. — Senin menekşe sevdiğini bildiğim için bu sabah İzmirden dönerken bunu Genç kız hafifce kızararak viyolet - leri aldı. Teşekkür ederken sesi titri - yordu; fakat ikisi de bir tek kelime ko- nuşmadan beraberce odadan çıktılar, yazıhane ile ev arasındaki Koridorü ge- çerek konağa geldiler ve ancak birinci katın sofasiından birbirinden ayrıldılar. Feridun kendi dairesine doğru yürüdü; Nerime de çiçekleri vazoya koymak için odasına çıktı. Fakâat güya sözleşmişler gibi birkaç dakika sonra tekrar ayni sofada buluşarak geniş merdivenleri birlikte indiler ve . Süheylâ hanımla Nesrinin bulundukları yemek odasına girdiler. İkisinin bir arada görünmeleri Sü - heylâ hanımı fevkalâde kızdırmıştı. Bir akşam evvel oğlu içeriye girdiği zaman Nerimenin kıpkırmızı oluşu onun uya- nık ve vesveseli gözlerinden kaçmamış- tı. Bundan başka, kendi husust oda hiz- metçisi de -bu kadın Feridunla Neri- menin hareketlerini tecessüs için tu- tulmuş bir casustan başka bir şey de- ğildi- ona Feridun beyin bir gün evvel Nerime ile beraber sokaktan geldik - lerini ve birlikte yazı odasına girdik- lerini söyledikten sonra sözünü şöyle bitirmişti: «Dişarı çıktığı zaman Neri- me hanım çok dalgın ve müteessirdi. Bundan maada, odaya girerken göğ - sünde ilişik olan menekşe demetinin de düşmüş olduğunu farkettim.» * İşte bu hâber, Süheylâ hanımı son derece telâş ve endişeye düşürdüğü için onların beraber odaya girdiklerini gö- rünce büyük bir — öfke ile Nerimeye baktı. Halbuki onun gibi kurnaz bir kadının senin için aldım Neri. bu öfkesine hâkim olması, içindeki hid- deti dişarı vurmaması lâzım gelifd' Çünkü o, oğlunun herhangi bir gti kız hakkında dedikodu yapılmasını teV” lid edecek bir harekette bulunmıyacâ” — — ğını, bilhassa kendi evinde yaşıyan fâ” — — kir bir akrabaya söz getirmi: herkesten iyi biliyordu. Binaenaleyİk H Feridunun Nerimeye karşı aşikâr olam. y muamelesinden onun bu kızlar anct MN ciddi bir maksadla meşgul olduğunu —— anlaması ve ona göre hareket etmesi icab ederdi. bi Fakat Nerime gibi konakta bir sığır — tı olarak büyümüş bir kızın bir gün 8© lip bu yerlere, bu mallara hâkim olarâ” ğını ve İzmirin en şayanı hürmet H3 £ nımefendilerinden biri olacağını, hatt” — — dilerse, ilk ateşli günlerden istifade © — derk, genç kocasının annesine karşi & lan muamelesinin değişmesine sebeb” yet verebileceğini düşünmek, denberi konakta bir müstebid hük':ıw dar gibi hareket ederken kendi yennil şu parmak kadar kız tarafından gazbt” ç dileceğini tasavvur etmek, bu müteâ7” ——— zım ve mütehakkim kadını çileden b y karmıya kâfi geliyordu. Süheylâ Hânım için dünyada şayt D ehemmiyet olan iki şey vardı: Birlı K) herkesten üstün bildiği ve Allah B. taptığı oğlu; ikincisi de Hacı Osman delerin ötedenberi içinde yaşadîkwrı ve her neslin daha zenginleştirdiği - . konak... Çocukken Feridun onu Hf - kesten çok sevmiş ve her istediğini yaP: mıştı. Büyüdükçe o da annesi gibi ma rur olduğundan Süheylâ hanım ONt irade ve kudreti karşısında boyun A J mekten büyük bir zevk duymuştu- (Arkası var) VB - &©$|