29 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15

29 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa KAMHKA hi SON A Yolcu — fre Şeftren — Karanlıkta tünelde niçin dura. ÇSayfiyedekilerin mektubları | Sayfiyeye giden Süheylânm mektbun. dan: «Hayvanları sev. mek hissi bende de peyda oldu. Güzel, fevkalâde güze! bir köpeğim var.. görsen bayu karsın...» Hakikatte: Süheylânın mektubunda bahsettiği köpek hiç kimsenin sevemiyeceği bayağı, |lar ne kadar azgın olsa bana hiç geliyor.» | çirkin bir sokak köpeğiydi. * Sayfiyeye giden Neclânın mektubun. dan «Bilsen Nihad, burada ne iyi dost lar buldum, senin arkadaşın * Necmi ile kız kardeşi çok en razi insanlar, bil. İ hassa Necminin kız kardeşi, beni hiç yal “nız bırakmıyor.» Hakikatte: Yalnız bırakmıyan Necminin kız kar. deşi mi, yoksa Necmi mi? K Şevkiyenin arkadaşı Selmaya yazdığı | mek'tubdan: zim makinist fotograf meraklısdır. fotograf camlarını banyo ediyor da.. Plâj Piâj safasını plâj. da sürenler, cefasını şehre döndükleri za. man çekerler, * Kışın plâjın safa. sını düşünmek Yâzın cefasını oçekmekten daha zevklidir. * Denizde boğulan. İar nadirdir amma plâjda boğulanların sayısı bilinmez. * Plâj da soyunmak ta vardır, soyulmak ta. * Plâja yalnız giden erkek eve döndüğü zaman karısile kav. gaya hazır olmalıdır. Plâja karısile giden erkek için bu vaki değildir. Çünkü ga plâjda eve birlikte yecekleri için, evde kavga melerine imkân kal aşlar dönmi- Fatmanın arkadaşı Senihaya mektubdân: «Denize girmeye bayılıyorum. Yüz. mek öğrendim. Sabahtan akşama kadar balık gibi denizden çıkmıyo. rum. Boğulmak tehlikesi beni hiç kor. kutmuyor. Çünkü kendime o kada veniyorum ki, deniz ne kadar deri yazdığı Hakikatte: Denize girmeye bayılıyor, akşama kadar da denizde. boğulmak tehlikesinden de korkmuyor amma, ki karış suda yıkanıyor.. ve daha ileri git. meyi hiç tecrübe etmemiştir. * .Cemilenin arkadaşı Sevime yazdın mektubdan: «Burada benim en büyük zevkim bi. siklet gezintileri. Hergün bisikletle goz. meye gidiyor, öğleye doğru bisikletle e. vime dönüyorum.» Hakikatte: Bisikletle gezmeye gidiyor, gene bisikletle dönüyordu amma, dönüş. te ekseriyetle bisikletle bir arabada yan. yana otururlardı. sabahtan kk Karikatürlü fıkralar Fotoğrafçı Meyhanede ahbab olmuşlardı.. konu. şuyorlardı. Biri: — Ben ne vakit bir kadınla yalnız kalsam, o kadın muhakkak (bana gülerek bakar, Dedi, öteki sor. du: — Demek bir Donjuansınız.. — Hayır fotoğrafçıyım! Daha güç Komşular konuşuyorlardı: — Dün çıkarttım bayan, İ öyle ıztırab çek. tüm ki, dür bir diş çikartmek. tan daha'güç şey yokmuş. — Vardır. — Nedir? — İki diş birden çıkartmak! Üzülmez olur muyum ? — Eski nişanlının öldüğünü haber ver. İmem şeni çok dü. İ şündürdü. — Ne yalan söy çok dü. dişimi yeyim şündüm. — Üzüldün de! | — Tabi, mez olur muyum? üzüL — Onunla evlenmiş olsaydım, şimdi dul ve serbest kalmış olacaktım. Acele et Kadın söyledi: — Ben sinen. fimlerinde rol al mak isterim. — Acele et, he, men sinemaya gir, gel j8es kalmaya mez. — Neye? Yakında renkli film çıkacak ta. rı — Sen bu yüzündeki boyalarla renkli filmlerde tabii görünemezsin kil Çare Güzel görünmekten bazzeden iki ka. dın arasında; — Güzellik ge. çici bir şeydir dör. ler. — Evet, doğru söylüyorlar, fakat bir tek çare var. — O çare nedir? — Gelir gelmez, onu yakalamak ve kremlerle, boyalarla, jimnastiklerle u. zun zaman alıkoymaktır. «Kalabalıkt uzukta çok iyi, çok şaira. pe... otomobille yapt lerde ruhumda yâ yaşamak yalnız! mezsin, ta güzel hiçbir şey yokmuş.» Hakikatte: 'Tabiatle başbaşa kalmak tablatin icabı olarak başbaşı kalmak demektir. * Nahidenin arkadaşı Perihana yazdığı mektubdan: © «Dn kayınvoli. dom geldi. Sabah. İİ tan akşama kadar, İ birbirimizden hiç ayrılmadık. bir aradı vakit ge. girdik.» Hakikatte: Bir arada vakit geçi:mişlerdi oâmma, İ bir kır şemsiyesinin altına oturmuşlardı. Mİ Birbirine urkalarını çevirmişlerdi. Nahide W deniz! seyrelmişti. Kayınvalidesi de örgü örmüş. we başbaşa yaşamak kadar Boya — Boya ihtikân yapılıyor! Dediler. ben iht. kârla mücadele € denleri gördüm. Gü. neş alında yanmış. lardı. Bedavadan bronza (O boyanıyor. lardı, * Boyalı yüz güzel görünür, nitekim paskalya yumurtala. rı da güzel görünür. ler. * Yüz boyayanların yegâne o maksadları göz boyamaktır. * Bir kadımı gösteri. yorlardı. Merak et. tim: — Nesi var? Dedim. — Dikkat etsene, dediler, saçlarını bo. yamamış! Haziran 29 Hergün: Satie davası münasebetile (Rastarafı 2 nci sayfada) bir maişet içinde yaşamak, bu gibi ah - valde, bizi birçok manevi mecburiyetlere tâbi tutan şartlardır: Elimize tevdi edilen bir vazifeyi, yahud bize emanet edilen millet malını, - çok fakir bir milletin ma. lama! - biz kendi malımızdan daha fazla bir itina ile muhafazaya mecburuz. Ken. di kesemizden istediğimiz kadar ihsan ya. pabiliriz; bu, bize ancak şeref verir. Ken. di kesemize müracsat şartile, istediğimiz kadar hovarda, müsrif olabiliriz. Bu, bi. zim için, yalnız şahsımızı alâkadar eden bir hesabsızlık ve dikkatsizlik olur. Fa - kat, bütün bunları bize vedia olarak tes. lim edilen millet malı üzerinde yaptığı. mız zaman hepsi de kabahattir ve mane. vi mahiyeti itöbarile, cürümlerden daha ağır kabahatler! Kendi binlerimizi sarfe. derken istediğimiz kadar açık avuçlu © labiliriz; bundan dolayı kimseye karşı bir kusurumuz yoktur; fakat, milletin onla. rını sarfederken bütün dikkatimizi, bü - tün hesab kuvvetlerimiz bir araya top - lamıya mecburuz; çünkü © emanettir, çünkü emanete hiyanet en k cürüm. dür! Bundan dolayı, gönül istiyor ki, mah. keme tetkik edeceği bu davada, karşısı. na çıkan vatandaşlar: bu bakımdan da ingilterenin küçük Veliahdi Prenses Elizabet (Baştarafı 8 inci sayfada) liçe Mary'nin çok sıkı va ciddi nezareti altında küçük Prenses Blizabet şimdiden büyük bir kraliçe gibi hareket €ylemeğe (başlamıştır. Krala mahsus muhteşem arabadan icab eden debdebe ile inmesini bilmektedir. Halkı selâmla.|...... masını da iyice öğrenmiştir. Halka şim. diden kendisini çok sevdirmiştir. Saatlerce süren bir merasimi canı si. kılmadan takib eylemektedir. Küçük Elizabet ileride geçecek olduğu mevkiin ehemmiyetini ve mos'uliyetleri. ni şimdiden tamamile müdrik bulunmak. tadır... “Son Posta, nın tarih müsabakası - (Baştarafı 8 inci sayfada) Sokollunun o bançerlenmesi, pek az sonra da ölümü, evvelâ İstanbulda halk üzerinde çok elim bir tesir yaptı. On beş yıldanberi onun doğru ve iyi ida - resine alışmış olan halk, o geceyi hıç- kırıklar içinde geçirdi. Bu kötü haber, yalnız İstanbulda değil, koca İmpara - torluğun her tarafında ayni tesiri yap- mıştı. Şarkta harb oluyordu. Sokollu - nun şahadetini öğrenen Türk ordusun- dan. bir anda, müthiş bir feryad ve fi- gan yükselmişti. Şâirler, Sokollunun ölümü üzerine tarihler söylediler, mersiyeler yazdı - İar. Ulema toplanarak Sokollu Meh - med Paşanın şehidi hakiki oduğuna hükmettiler. Cesedini gaslettirmeden, kanı ile gömdürttüler. Bir hançer darbesinde Türk tarihin- de çok meş'um bir rol oynamış olan serseri katile gelince, ertesi gün işken- ce ile idam edildi. Dört o parça edilip parçalarını ata sürüttüler. Şilede plâj Varna plâjları kadar müsaid olan Şile plâ- Jı iyi bir hale getirilmiştir. Şile plâjında ta- bil mansaranın meydana gurub da çok şayanı dikkattir. TAKVİM HAZİRAN tamamen kusursuz bulsun. Böyle bir ns. ce, yüreklerimize ferah vercek, mem. leketin manevi kuvvetlerine olan itimad. larmızı büsbütün kuvvetlendirecektir, * Bu müâlhazalar arasnda dolaşırken şunu da memnuniyetle kaydedelim: Bu. günkü Türkiye ile dünkü Türkiye arasın. da, bu nevi içtimai hâdiseler bakımnıdan da artık büyük farklar hâsı: olmuştur. Ziya Paşanın, üç çeyrek asırdanberi dil . lerde darbı mesel olarak dolaşan bir beyti, bir zamandanberi hükümsüz kaldı. Bu hakim şair bundan böyle: Milyonla çalan mesnedi izzete serefraz, Birkaç kuruşun mürtekibi câyi kürek. tirl Diyemez. Cümhuriyet devri, şimdiye kadar iki vekili mahküm etti. Bu defa da bize bir hakikatin tenviri için bir dava açmış bulunuyor. Mahkeme huzuruna çıkacak olan vatandaşlarımızın beraet et. melerini temenni eylemekte ne kadar 4a. mimi isek bu muhakemenin açılmış olma. getirdiği enfes! sından da o kadar mem: Bu, bize şunu gösteriyor: Cümhuriyet, Türkiye hududlar; içinde, artık sual, hesab ve mahkeme hüküm sürdüğünü isbat eden üçüncü bir misal verdi. Muhittin Bisgen Ankara Radyosu DALGA UZUNLUĞU 1639 m. 183 Kes 120 Kw. TAM 19.74 m. 15195 Kes. 20 Kw. TAP. 3179 m. 04656 Kes 20 Kw. PERŞEMBE 29/6/39 1230: Program. 1235: Türk müziği: 1 — . » Nihavend peşreri, 2 — Ziya paşa - Nişaburok ağır semai: Ey gül ne aceb silsi- le. 3 — Hasan ağa - Nişaburek şarkı: Camel surhile, 4 — Aziz elendi - Nişaburek şarkı: Karda geçirdi, 5 — « - Nişaburek şarkı: Görmek (ister. 6 — All Rafat - Nişaburek şarkı: Meyledip birgüllzmara 7 —...... - Nişaburek saz semaisi. 13: Memleket saat â- yarı, ajans ve metgoroloji haberleri. 1315-14: Müzik (Karışık program - Pİ) 19: Program. 19.0$: Müzik (Senfonik parça - PL) 1918: Türk: müziği fasıl heyeti) 20: Memleket saa! Ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 70.15: Konuşma (Ziraat saati) 2030: Türk müziği (Muhtelif şarkılar ve düğün âdetlerine ald türküler.) 1 — » Hicazkâr (O peşrevi. ? — Lemi - Hlcarkâr şarkı - Son aşkımı canlandıran. 3 — Arif bey - Hicazkâr şarkı: Bir hilet ile süzdü gene. $ — Arif bey - Su - ainâk şarkı: Papasuna ermek üzere, $ — Rah mi bey - Suzinâk şarkı: Bir sihri tarap, 6 — Udi Eşref - Suzinâk şarkı: Günden güne ef- zan oluyor. 7 — Mustafa Nafiz - Suzinik şar kı: Ümidsiz bir sevişle. 8 — . - Düğüm Adetlerine aid türküler. 21.10: Konuşma, 21. 25: Neş'eli plâklar - R. 21.30: Müzik Şan re- sitali - Ruhi Su: Bas bariton) | — Haydn- «Mevsimler» orabonosundan çiliçi (şarkım, 1 - W. A. Mozart - «Sihirli flüte operasın - dan sarastro'nun aryası. 3 — L. Van Beyt - ooven - «Fidellos operadından «Roccor'nun aParas şarkısı, 4 — Fr. Schubert - Genç kış ve ölüm (Lied.) 5 — G, Verdi - «Simon Boc- eanegras operasında o #lesco'nun romansı 22: Müzik (Küçük orkesira - Şef: Necib Aş- kın.) 1 — Jultus Fucik - Hülya (Vals) 2 — 7. Sirnüms - Dinamlden £ (Esrarengiz vala.) 3 — Emmerieh Kalman - Cambazhane ope retinden o (potpurl) 4 — Jas. Grit - Mayw ihtişamı (vala) 5 — Jaa. Grit - Marş. 28; Son ajans haberleri, ziraat, esham, tahvilât kambiyo - nukut borsası (flat) 2320: Müzik «Cazband - P1.) 23.55 - Mi: Yarınki program İlân Tarifemiz Tek altun santimi sahife 400 kuruş İkinci sahife 250 İçüncü (o sahife 200 a sahife 100 İç sahifeler 60 Son sahife 40 Muayyen bir müddet zarfında fazlaca miktarda ilân yaptıracak. lar ayrica tenzilâtı tarifemizden istifade edeceklerdir. Tam, yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için aynı bir tarife derpiş edilmiştir. Son Posta'nın ticari ilânlarına ald işler için şu adrese müracaat Birinci

Bu sayıdan diğer sayfalar: