29 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 18

29 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Haziran «Son Pasta» nm tefrikası: 13 Bir fesad kaynağı Aygır imam bu ziyaretinde de Hay -İdan memnun oldular. Bizleri duadan rettin ağa ile karşı karşıya geçti. Tika |unutmasın, buyurdular. basa yemekler yedi. Üstüste, aşlama| Diye cevab getirdi. Ve sultanın ihsan şerbetler içti. Ondan sonrs, çubuğunu | ve hediye ettiği bir kese yakıp sırtını sedirin köşe yastığına ver-İbir top (fermayi şal)ı, A dikten sonra: verdi. — Ey ağa hazretleri! Söyleyin ba - kalım, daha ne havadisler var. Dedi. Şimdi. sıra, miş Dedikodu; zaten saraylarda en mak: bül ve auteber olan ( âdetlerden bir addedilebilirdi. Sultanlar ve sultan sa- raylıları, kat'iyen birbirlerini ç lerdi. Herhangi sultan vukua gelen en'ehemmiyetsiz hir dise, kat'iyen ihmal edilmezdi. O hâdi- se, mühim bir mevzu teşkil eder, en kü-| çük bir habbe, en büyük bir kubbe ha- line getirilirdi. layrettin ağanın hoşuna giden şey - lerden biri de, bu dedikodulara revaç vermekti. Onun için, Aygır imam bu suali sorar sormaz, : Hayrettin ağanın çenesi de derhal harekete geldi: — Ah, efendi hazretleri. havadisin en mühimmi, bizim sarayda... Diye, cevab verdi. Aygır imam, Hayrettin ağa z Din altında, tatlı ve hattâ © ağdalı bir|“"7© mevzu bulunduğunu anladı. Büyük bir | 87. getirtti merak ve tecessüsle: sağım da — Allah, Allah.. acayib rsiniz, |tanahmed ağa hazretleri... Herhalde, mühimce bir |*“5'Pe gitti. T vak'a olsa gerek... Aceb, nedir?.. “o tarihte- ( Musa pa: Diye, sualini tekrarladı. ettiği konağın selâmlik kapısı Hayreddin ağa, cevab vermeden ev. |"3 girdi. i iz vel, ellerini birbirine çarparak; yük Aygır imam, binek taşında kendisin male: karşılayan uşaklara sordu? — Yâ, veledi. Diye, dışarıya seslendi. Kapıdan giren hademeye — Efendi hazretleri; beni (nefes) e- decek.. destur almadıkça kimse içeriye girmesin. Diye, emir verdi. Sonra, Aygır imamın yanına sokula - rak: — Ah; efendina, başımıza haberiniz yok... Artık, sara) yun tz ve namus kalmadı. Diye, söze girişti. Ressam (o Melling| meselesini, başından sonuna kadar Ay- gır imama nakletti, ır imam, Hayretti lettiklerini tatlı bir mü yor.. ve dinledikçe keyfinden halecan ve baş dönmesi hissediyordu. Gençliğini, Topkapı sarayının kale harabeleninde ve bostancıların izbe ku- rübelerinde iğrenç hayasızlık ve ahlâk mübalâtsızlığı ile geçirmiş olan Aygır imam, (ırz ve namus) kelimelerinin Aygır imam, üç dela öpüp koyduktan sopra, koynuna yerle dedikodu faslına gel - ayın rıhtumın rettin ağanın: hazretleri. sakın bu e mükerrer tembik. ve — Gönlünü hoş tut, ağa hazret! malümya bizler, ser verir, sir verme - “yiz. Diye, teminat vererek, çık'p git BİR FESAD KAYNAĞI lemişt. O Aygır İmam, yalan rayda nöbetçi de i kayık saray rıhtımından a: — Evlâd!, Doğruca, Sirkeci iskelesine Diye, emir verdi. Sirkeci iskelesine çikar çikm ı hemen bir sürücü n dili - konağ Derha ne takarak, doğ rında, Dizdari kalira bindi. U- uca Sul- e mahsl- y Paşanın gidiş ağası, manalı bir tebes- sümle cevab verd — Yabani (1) kimse yoktur, sulta - (1) Yabancı gelenden 1 hüma - ağanın nak » gibi dinli - tatlı bir mefhumlarına hiç bir kıymet vermiyen bir adam olmakla beraber, Halice sul- tanın ressam Melling'e sarayında bir daire verecek kadar cür'et gösterme » sine derin derin hayretler gösterdi: buhal — Ya, şevketlü - efendimiz, karşısında ne buyuruyorlar?. Dedi. Hayrettin ağa, acı cı gü sağ elini bir kaç kere havada savurarak manalı bir surette gözlerini kırptıktan sonra; — Sultanım! Siz, bizlerden arifsi - niz... Malüm ya?. Balık, baştan kokar. Diye, cevab verdi. * Aygır imamın âdeti idi, sarayda, ak- şam ve yatsı namazlarını kıldırdıktan sonra, avdet ederdi. Fakat bu #kşam, sabredemedi: Bu! İ dedikodu faslı hitam bulur bulmaz; — Aman âğa hâzretleri.. sultan ha retlerine, dua ve senalarda bulundu mu arzediniz.. İhsan buyuracakları a- vajdimizi de alıveriniz. Ben, erkence gideyim. Sarayı hümayunda ( huzur nöbeti)m var. Dedi. Hayrettin ağa, Hatice Sultanın Kuzi-| Tuna gitti, geldi. — Sultan hazretleri, dua ve senanız- nım... Atâ molla hazretlerile, hoca Mü- nib efendi bulunurlar. ünde, bir sevinç aşanın yanında ; getirdiği ha- andıra ballandıra nakledemi- başına | ye Ila ve Mü- vermişler.. ku - aklarına çalınan bazı şeylerin hakikat olup olmadığını anlamak için: — Ah. nib efendi de başb şu imam, geliverse de sahih cüss mez, ayni zaman- da üç ağızdan: — Hay Allah... Diye, âynen üç ses yükseldi. Ve bü- tün gözler, ona çevrild udünü iki tara- sallıya içeri girerken selâm bile unutmuştu. Geniş geniş jsoluyordu.' Yalnız. sabırsızlıkla: Aygır imam, ağır fa sallıya s verm — Ve minel havadis... sedirin Şimdi. ötekiler, büsbütün merak ve rdr. Çünkü Ay- m yatsı ezânı okunurken |; met | — Devletlinin yanında kimler var?..|. Je gelmekten mütevelliâ olan şu yorgunluğun mutlaka mühim bir sebe- be matuf olduğunu anlamı Musa paşa, Aygir imamın ğunu çarçabuk gidermek. dil caki havadisi bir an evve irenmek için, iki elini birbirine çarparak, yük- sek sesler — Gesell, Diye, kapıya seslendi. (Arkası var) Çok garib bir tesadüt eseridir ki, o| -İsirada, Musa paşa ile Atâ ma HM KN Hü Mütehassis kimyayerler terafından Kürkleri, elbiseleri, çamaşırları #enelerdenberi tetkik ve tetebbü (halıları ve saireyi tahrip eden edilen ve bülün dünyada tesir ve GÜVELERİ kökünden yok eder. faydası mühim olar yeni bir Yemek salonuna, yatak odasına, KE ş İFTİR banyo odasına, mutfağa, aptesane- P lere keyacık olursanız, üskürtmeye lüzum yok. Yakmak zum hissetmez o SİNEK - SİVRİSİNEK Biç bir zahmeli yok. ve bütün haşaratı uzaklaştırdığı gibi fena kokuları da izale eder. Sari hastalıklar mikropların ta- şıyan o haşarallan korunmak için EVİNİZE, APARTIMANINIZIN içine dan ASEPTA tabieli vazifesini | bir veya birkaç ASEPTA ib Kend görür leti asmak kafidir. Eczanelerde ve büyük Bakkuliye mağazalarında satılır. Şark İspençiyari Lâboratuvarı.. Istanbul Yalnız odamızın veya elbise dola- bınızın berhangi bir köşesine asi- ması kâfidir. Sizin başka bir meşg»leniz olma- Devlet Demiryolları İşletme Umum Müdürlüğünden : 1 — Bevlet Demiryolları istasyon sınıfında istihdam edilmek üzere müsabaka ile hareket memur namzedi alınacaktır. A — Türk olmak, B — Müsabakaya iştirak edebilmek içinorta tahsili bitirmiş olmak; C — Yaşı 18 den aşağı ve 30 dan «dahil; yukarı olmamak, D — Asgari bir sene için askerlikten muaf olmak, E — İdaremiz hekimleri tarafından yapılacak sıhhi muayenelerinde faal ser - viste çalışmağa mâni bir ârıza ve hastalığı olmamak. 2 — Müsabakada kazananlar 61 lira ile tayin edileceklerdir. Ecnebi lisanlarından birine vâkıf olanlar 67 lira ücretle alınacaklardır. 3 — Askerliğini bitirmiş lise mezunlari imtihansız olarak ayni şartlar dahilin de alınacaktır. Bu gibilerin dilekçelerinin doğrudan doğruya Umumi Müdürlüğe göndermeleri Iizamdır. 4 — Müsabaka imtihanı 15 Temmuz 980 Cumartesi günü sast 14 de Haydarpa. şa, Sirkeci, Ankara, Balıkesir, Kayseri, Malatya, Adana, Afyon, İzmir ve Erzu. rum İşletme Merkezlerinde yapılacaktır. 5 — En son müracaat 10 Temmuz 949 Cuma gününe kedandır. 6 — Talibler işletmelere ve istasyonlara istida ile müracaat edeceklerdir. 7 — Kabul çersit ve evsafı hakkında daha fazla malümat almek istiyenler İğ letme Merkezlerine ve istasyonlara müracaat edebilirler, «230 «#234 Ankara İnşaat Cezaevi Müdürlüğünden: Şahsiyeti hükmiyeyi haiz Ankara İnşaat Cezaevi için ücretli bir mimara ilin Yaç Vardır. Talib olanların yedlerindeki vessikle Ankara İnşsat Cezaevi Müdür lüğüne müracaat etmeleri ilân olunur. «2197; (o «4087 Br RA AZ Güzelliğini Sırrı Yok Sebebi var. leri mikroplardan, çürükler“ #lihablardan koruyarak sa an, hem de mine- lerinin bozulmasını ve sarâr- menederek daimi bir güzellikle muhafaza eden as rın en kuvvetli diş macunüdur. Her Sabah, Öğle ve Akşam yemeklerden sonra günde 3 defa RADYOLİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: