4 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

4 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| 4 Ağustos SON POSTA Sayfa ? LL ASKERLİK BAHİSLERİ | İngiliz ordusu Bu barış müeyyidesi bugün ne hal- dedir, yarın ne vaziyete gelecektir? Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet İngilterede mecburi askerlik usulünün vaz'ından sonra görülen manzaralar: Harbiye nazırı yeni eğrad ile görüşürken ve | sesinde Vagnerin özel nağmelerini se2 -İç. eri. markalı kemanlar vrupada iki devlet zümresi var- dır; Biri hallerinden memnun olanlar ve diğeri olmıyanlârdır. Birinci” leri değişiklik verebilen harbi istemezler. incileri ise harbden kazanmağı"uma- bilirler, Onun için kuvvet birinellerin e- linde sulhe hizmet ederse ikincilerin e- İade harb çıkarabilir. Bu itibarla ve İn- Siltere birinci zümreye dahil bulunmak Sebile İngiliz ordusuna bir barış mü- “Yyidesi gözile bakmak doğru olur. Bu bariş müeyyidesi acaba bugün ne eldedir? Ancak bunu incelemeden İn- BİZ ordusunun bir Avrupa harbinde yy temel olan vazifelerini tetkik etme- yiz. Bunların başında şüphe yok ki anava- eh korunması vazifesi gelir. Fakat bu bütün ağırlığile İngiliz donanmasının ündedir. İngiliz donanması denizlere ikim oldukça yabancı hiçbir ehemmi- Yeti kuvvet İngiltere sahillerine çıka- a2 ve İngiliz donanması yenilip ortadan Yok olmadıkça hiçbir yabancı devlet Bü- Yük Britanya adasıpı istilâ edemez. Fa- iç we de olsa sahillerin muhtemel bas- çlara karşı muhafazası Yizımdır. Bu- a, için de sahil muhafız kıta'ları var- i. Bunlar şimdiki halde hususi bir kor linde gruplanmış 14 sahil muhafaza a- dir topçu alayile bir takım fenni kıt'a- dan mürekkebdirler. İngiliz donanması İngitlereye ( hava- Han vaki olbilecek taarruzları men ve defe muktedir olamaz. Bunun için İngil- ya hava müdafaası da onun kara te düşen ehemmiyetli bir vazi- Hava tasrruzları denince bugün yal N e havadan bombardıman değil, ayni hiç da havadan inzal de anlaşılmalıdır. ker Memleketin sahillerine denizden as- ağ Şikarmak için nasıl ki vapurlara kuv- dağ yükletilip hava ve deniz kuvvet himayesinde sevkolunursa düşman leketine ve düşman cepheleri gerile- ie havadan kıtalar indirmek için de leş büyük nakil uçaklarına bindiri- *k keza hava harb kuvvetleri himaye- © gönderilebilirler, Havadan inme De vi hem paraşütle (öncüler için) olur Dİ de paraşütçülerin temin edecek- Sahalara bizzat nakil uçaklarının in- o ielerile (büyük kısımlar için) vaki ele memleketi umumiyetle hava ta- Mag, arina karşı korumak İngilte- Mag mevcud ve kara (territoryal) ordu- ka an madud 2 hava fırkası şimdi 5 fır- hi Şikarılmış ve bunların bütün ek- Br hemen hemen tamamlanmış tek aktadır. Bunlardan başka daha 2 nin teşkiline başlanmıştır. Ancak leketin müdafaası için yalnız donan- sahil ağır topçusu ve hava müdafaa aları kâfi gelmez bir miktarda piy tek hk, Süvari, zırhlı ve motörlü kıtalar da) Meyç ir Fakat İngiliz donanmasının topcay yeti sayesinde bizzat anavatan Minderde denizden müdafsası ancak Böceği baskın #htimallerine inhisar e- için kara ordusunun bu hususta” > Vazifeleri mahdud ve hafiftir, silâh altına alınan gençlerin ilk yemekleri İngiliz kara ordusunun mühim bir va- zifesi de dünyanın her bir tarafına ya-|sene 200.000 den fazla erin, talim ve ra burada bulmuştu. o Vagner! ha yılmuş olan imparatorluk topraklarının doğrudan doğruya müdafaasıdır. Fakat| İngiliz donanması bu vazife uğurunda kullanılacak olan kara kuvvetlerinin ve 1041 de 400.000 olacaktır. Fakat her biye için, nizamiye ordusuna çağırılması ümid olunamaz. Bunun da bir defada| ancak yansı 6 ay için talim hizmeline celbolunacaktır. Çünkü daha (fazlasını isviçredeki Vagner müzesini gezdim Yazan: Ercümend Ekrem Talu Berne 31 Temmuz 939 İsviçrenin en güzel göllerinden biri o- lan Lüsern gölü üzerinde on dokuzuncu asır musikisinin mukaddes bir mabedini gezdim. Büyük dâhi Rişar Vagner 1806 dan 1872 ye kadar burada oturmuş, en güzel eserlerinden bazılarını bu ilâhi dekor içerisinde vücude getirmiş. Gölün durgun suları üzerinde bir mar-| ti gibi süzülen yandan çarklı beyaz vapur Secburg'tan kalktıktan birkaç dakika sorra bizi Trfbşen'e bıraktı, Musiki #leminin en yüce şahikası Vag- nere meftun olanlar Tribşen adı telâftuz edildiği zsman sonsuz bir huşu duyarlar.! Malümdur ki koca dâhi muztarib varlı ğı süküna kavuşturacak bir yer ara- mağa koyulduğu saralarda bu cennet ©-| nun karşısına çıkmıştı. Bir daha ayni-|, am 2 > mamak azmile buraya yerleşti. Ve filba-| rin he rna MERİ kika, kendi Rae ayrıldı ise de Puhu) en iğerüiri tini ie Gin Seyid bal ve hatırası hâlâ bu yerlerde YAŞIYOLİ wt ve husus kimler Sili Tribşen parkında uğuldayan ağaçların | hassa gilin Bislleyan, Anİz Yagı olduğu mek mümkündür, yi halde Sigirid operası çalınmış. dinle il yet ve Üstadın mukadderâtı kat'i mahiy İ Bu konser öyle muvaffakiyet kazan- (mış ve öyle hayranlık uyandırmış ki, Lü- İsernin meşhur «san'atler sarayında» bir seri konser daha verilmesi muvafık gö lının üzerinde müessir olan kadınla birlikte en mes'ud anlarını bu kıyılarda En asi la ne bu ufa-| A A la içinde duydu. rdlmüş ve bu münasebetle halk Korto gari hadlerde olmasını temin etmiştir.| çağırmak için ne nizamiye Ordusunun) <. #4 ve .İlâhların gurubu: O ilham-| Bibi, Vİyolonselist Föyerman gibi, mu- Ancak bazı noktalarda vaziyet hayli de-| cem'an allı fırkalık kadroları ve ne ÖSİ ların mevlüdudur. ğişmiştir. Meselâ İngiliz donanması Sü- veyşi yalnız başma müdafaa edemez ok! muştur. Çünkü Libya Misir karadan tehdid edebilecek bir hale gelmiştir. Ha- beşistanın yabancı ellere düşmesi de Bü- yük Britanyayı Mısır ve Süveyşte mu- addan fazla kuvvetli olmağa sevketmiş- İşte İngiliz dış politikasının nihayet Mısırı takviyeye ve Türkiye ile de itti- faka doğru gitmesinin sebebi budur. o | İngiliz kara ordusunun bizzat anava- fanın denizden ve havadan müdafaasına tahsis edilmiş olan kısımlarından maâğ- dası memleket dışında iş görecek seferi orduyu teşkil eder. 1934 de noksan 4 fır- kadan ibaret olan İngiliz seferi ordusu yakında şu kuvvetlerden teşekkül ede- bilecek bir hale gelecektir: 13 piyade fırkası (4 0 nizamiye ve 9u territoryal tümen): Bunların oötomobil| mevcudları eşhasın yarısını ve malzeme- nin bütününü kaldıracak kadardır; 3 motörlü territoryal fırka; 3 zırhlı fırka (2 si muvazzaf, biri ter- ritoryal); | 19 fırka ve 3 süvari HMvası ile muhtelif! umumi fhtiyat ve teknik kıt'alar. İşte bugün İngilterenin memleket dışı. na #opluca ve muayyen bir harb maksa- dile gönderebileceği kuvvet, teşkilât iti- barile, şimdilik bunlardan ibarettir ve bunlar İngiliz nüfusu, para ve dış siya- setine göre tabiatile pek azdır. İngilterenin adedi askeri kuvvetine t gelince, 1939 yılının sonunda, bunun şöy- ie olacağı tahmin olunmaktadır (1) ki, bu rkaamlar ya tamam talim görmüş ve- terir: Nizamiye ordusu 200.000 er Nizamiye ordusunun ihtiyatı 140,000 » Hususi ihtiyat 150,000 > Territoryal ordu 450,000 » Cem'an 040,000 » 1940 sehesi sonunda, İngilterede aske- ri talim ve terbiye gören efradın yekünu 1.250.000 ve 1941 sonunda da 1.500.000 o- labilecektir. İngilterede şimdiye kadar mecburi 28- kerlik hizmeti olmadığı için her yaştan ne miktar efrad bulunduğu ve bunların ne kadarının askeri hizmete elverişli ol- duğu bilinememekte idi, Bunun için müş- tacelen yapılan kayıd defterlerine göre 18 den 25 yaşlarına kadar olanlar 2.760.000 tahmin olunmaktadır, Bunlar- dan 1.052.000 i bekârdır. 20:21 yaşların- daki, askeri hizmete. elverişli (oefradın miktarı 1939 ve 1940 senelerinde 300.000 TıJ LA Pranca » Milialre'de A. Nissssi'in yarısından. kışlaları müsaid değildir. Bundan başka büyük ordular vücude| getirmek için yalnız efrad talim ve ter! ye etmek kâfi gelmez; lâzım olan bir rü ve türlü türlü silâhlarla harb majze- mesini imal etmek ve kadrolar yetişt mek ab eder ki, bunlar hep uzun 71- a kkuf eden şeylerdir. B liz nizamiye ordusunun nun çin İn iü 100,000 den fazla er alacağı ümid namaz. Bunlar, kanun mucibince 6 ay ta- Um ve terbiye edildikten sonra, salıveri- Jir ve yerlerine yeniden 100,000 er alınır- sa bu suretle senede 200,000 er talim ve terbiye etmek imkâni vardır. Ancak bu 100,000 rakamının 150000 e çıkarılması| ümid olunmaktadır. Bu tahakkuk ettiği zaman senede 300,000 kişi yetiştirilecek demektir. Fakat bu Temmuz ayında ilk talim ve terbiye partisi olarak yalnız 50,000 kişi alınabilmiştir. Elhasıl bugün anavatandaki 6 nizami- t ye fırkası gerek İlk müdafaa hazırlıklırı ve gerek talim ve terbiye edilecek efra- dın sayılarını fazlalaştırmak (o bakımın- dan arttırılmağa muhtaçtır. Bu maksadla belki bazı alaylar dörder tabura çıkarı- lacaktır. Fakat bunun için kadro, kışla, talim meydanları bulmak gibi bin türlü müşküller vardır. Territoryal fırkalar sayısının (hava müdafaa fırkaları hariç) 26 ya çıka ması ve bunların hemen hepsinin mem- leket dışında bir seferde kullanılmaları müsammemdir. Bütün bunlar gösterir &i İngilterenin büyük bir kara ordusu teşkili yolundaki mesai ve azmi pek bü- yüktür. Şimdiye kadar bir seferde böyle bir ordunun muhtag olduğu esliha ve malzemeyi yığmak fçin de harikulâde muvaffakiyetler elde edilmiştir. Fakat ne olursa olsun İngiliz nüfusunun bir se- ferde çıkarmağa kabiliyetli olduğu yüz küsur tümeni göreceğimiz gün henüz pek uzacıktır. E. Erkilet amman Bernard Show ve gazeteci İngiliz edibi Bernard Show doğum yı- hnı kutlulerken etrafın alâkasından haşlanmaz. Bunun için de kendisine t6- defonla müracaat eden gazeteci ile ara- sında şöyle bir mükâleme cereyan etmiş- tir; İngiliz edibi — Eğer doğum yılma da- ir bir şey soracak olursanız telefonu ka- patırım. Gazeteci — Doğum yılınızı nasıl tes'id edeceksiniz? Edib — Allsha ımmarladık!, (Telefonu Berard Show 68 yaşına basmışlar. hain Dusolina Ciyanini gibi, Buş ku- vatüörü gibi eşsiz san'at ogüneşlerinin i önünde uzanan sedden, nazar | psi i şaşaasile adetâ mestolmak imkânını elde lar, mavi suların üzerinden Rigi dağına | bakıyor. Güneşin bu dağın arkasında! kayboluşu kadar heyecan verici bir man- zara tasavvur edilemez. Burada seyretti. ; Vagver! daha etmiş, Ben Tribşeni ziyaret ettikten sonra #yade sevdim. Şimdiye “© gim gurub bana Ankaranın ruhunu coş-İkadar musiki kültürümün zâfı bu flâhi turan gurublarını hatırlattı. üstadın san'atındaki ulvi manayı, itiraf en |ederim ki, kavrayamamı tizm bulamıyord Eserlerinde Tribşen ziya- bu malikânede zamanının iy s erini misafir etmiş: Bav- yera kralı ikinci Lui, bestekâr Liset, | Fransa akademi azasından Emil Oliviye, | muharrir madam Jüdit Gotiye, güzelli-! #ile meşhur Kontes Dagu hep burada, |gölün üstünde. Lohengrinin nazlı “ve mhigiki Tlâlimın konuğu obisişlür: muhteşem kuğularını arıyordu. Karşı Aralarındaki sohbetlerin, kulaklar | sahil bürüyen sisler arasında âşık Trisi hâlâ skislerini duyar gibi oluyor. Parkın |tânın bayi seçmeğe çalışıyordum. dvi i in b fırnı saran kuytu ağaç! kuytu köşelerinde, gecenin karanlığı Mİ İperdikçe Vagnerin müteheyyiç hayali o ,|ralarda dolaşıyor sanıyordum. -İ Bu tesiri mümkün olduğu kadar mu- faza etmek İsterdim. Bu benim ruhu- ne zamandır duyduğu bir ihtiyaç nsez grtletlerinden, san'at &- âkin, şehre ayak basar basmaz ci- şıkı bir kadın kiralıyacak olmuş. Fakat| vardaki bir kahvenin tafasasında caz, bir birkaç gün orada ikamet ettikten sonra, | modern dans havasının bayağı nağmele- kişkün ve bahçenin her köşesinde Vag-|rini haykırmağa başladı, nerin varlığını o kadar sezmiş ki, o bü-| oVagnerden, birdenbire ne kadar uzak- yök ruhu rahatsız etmemek için başka) jaştım! Şe KANA Hakikt hayatın seyri beni tekrar kava Bugün Tribşen, Lüsern şehrinin ma-İramış sürüklüyordu. Oyuncağı zorla e hıdır ve bir müze haline konmuştur, Ben- m e ta bül DE MM Rİ ve lk eg genele nun ezamelini terennüm eden yüce san'atkârın hatırasını mütecessiz İnsan- ümend Ekrem Tah reti bana o romantizmi buldurdu. Sular kararıtken bu yerden müstesna bir manevi haz İle ayrıldım. Nazarlarım bastığı zaman mutleka hayaletler dola-|7* şıyordur. imal veremiyorum. İ sirkaç sene evvel, Tribşeni I ak sesleri ve konuşmaları renci | “7Uer erener sane sanarenaneanayanasian de la Bolu - Zonguldak Didi gile mein olabe mıntakası ların içinde hep ona. Vagnere sid hatıra- lar var. Sigiridin, üstadın elile yazılmış nota müsveddesi, daha bunun gibi birçok | notalar. şahsına müteallik eşya, elbise, kitabiar, fotografiler, tablolar ve hey- keller.. sonra, omun yanından ayırmıya- rak, her yere taşıdığı Erard markalı pi- yanosu, Bu piyanonun sararmış #ldişi tuşları- nin üzerinde, insana, ölü nağmeler du-| ruyor gibi bir hiz geliyor. Bütün bu servetile Tribşen, paha bi- çüemez bir san'at mabedi olmuştur. Bu ebedi mabedin, içinde yaşayan hatıralar- la canlandırılmasım düşünen ve böylece Vagnerin ruhunu şedetmek istiyen Lü- sern şehri bu yaz iptidasındı buraya dünya musikişinaslarının en ileri gelen- Parti Müfettişi C.H. P. si Bolu - Zonguldak mıntakas lerini davet ederek parkta bir konser müfettişi olan Kars meb'usu Şerefettin verdirmiş. bu mıntakadaki teftişlerini bitirmek üze O gün oradaki orkestrayı Toskanini | redir. Resim Kars meb'usunu müfettiş- bizzat idare ediyormuş. Ve har biri dün-|lik makamında "göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: