13 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

13 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 13 Softalar, yeniçerileri görür görmez! büsbütün azdılar. Derhal biribirlerini bıraktılar. — Bre, kaldırım kabadayıları!.. İşi - mize ne karışırsınız?., Diye, yeniçerilerin üzerine öy atılış atıldılar ki, derhal hepsini yer” lere yatırdılar. Silâhlarını aldılar. Yumtuklar, sopalar ve tekmeler altın. e oradan oraya sürüklemiye başladı- lar. Yeniçerilerin uğradığı bu hezimet, Sultan Selimin son derecede gücüne gitti. Derhal, işe müdahale etmek iste. di. Fakat yanındakiler, muhalefet et- tiler: — Aman, Şevketlüm!. Bu softa mil leti, pek nadan olur. Belki hürmet ve İtaatte kusur ederler. Saltanatınm şe- Yef ve haysiyetini rencide eylerler. Varın, teşrif eyleyin. Ne halleri varsa, Börsünler. Diye, padişahı cami avlusundan çı - karıp götürdüler, le bir * Sultan Selim, Çemberhtaşın karşı- Sındaki caddeyi takib ediyordu. Artık, Mânen ve maddeten yorulduğu için, caddeden Sultanahmed meydavına Şıkarak oradan da doğruca saraya git- Mek istiyordu. Şimdiki Sanayi mektebi civarında bulunan Sokullu Mehmedpaşa cumisi b YA Ek KAYA NY Aİ Öldürülen Yeniçeri mal etti; — Bakâ, yeniçeri!. Ben, zabitim. Sa-| na, emrediyorum. Var, edebinle gil Yoksa, halin haraba varır. Dedi, | Yeniçeri, bu sözlere evvelâ kaba bir kahkaha ile mukabele etti. Sonra, küs- tahça bir tavırla bacaklarını ger — Hele ulaş gel.. bak bakalım, şu şal. varımın ağı, kaç okka. Diye, mukabele etti. Ve bu sözleri söylerken, belindeki palayı da yarısı - na kadar çekti. 3 üncü Selim, arlık dayanamadı. O anda, yatağanını çekellek havada sal- Tadı; — AL bre mel'un... Diye, öyle kuvvelle yeniçerinin ka. Tasına indirdi ki, bu dev cüsseli adam, 9 anda kanlar içinde yere yuvarlan. dı. (1) Vâklâ 3 üncü Selim, kendisinden beklenilmivetek derecede, şâhâne bir Ta edilmiş olması idi celâdet göstermişti. Fakat, © yeniçeri. Eğer 3 öncü Selim 3 sü Ş ğ ii v diği Yi bu derecede küstahane | tocavüze|bu söhâne re eğ sevkeden de gene bizzat kendisi idi. |devrinde termiş GBAYEZ yalniz bir Çünkü o. yeniçerilere karşı © garib İkadının irz, #amus ve hayatın, Eta bir siyaset takib etmişti İmış olmakla kalmıvacak.. hiç şüphesiz P Halkın *nazarlarını (nizamı cedid) İki memleketi ahlâk sukutundan; yeni. üzerine celbetmek için bütün dikkat | çeri ocağını büsbütün tereddi çukuruna z İyuvarlanmaktan, ve nihayet kendi ha- (0) Vak'a hayali değildir. Acı, Bir haki-| kattir. İvatını da feci ve kanlı bir âkibete kür. beraber, metanetini o muhafaza |ve ehemmiyetini yalnız bu cihetle has- retmiş.. yeniçerileri herkesin gözün « den düşürmek için de onların rabt ve zaptlarma zerre kadar alâka göster - mremişti. Yeniçeriler, onum devrinde olduğu jkadar, hiç bir zaman bu derecede üz « Jmamışlar. halka ve kadınlara karşı bu kadar küstah ve cür'etkârane muame lelerde bulunmamışlardı. ; Şimdi 3 üncü Selim, bunun cezasını bizzat çekmiş. gördüğü şu acı haka - en sonra, elini bir yeniçeri kam ile lekedar etmek mecburiyetini hisset - mişti. O zamana kâdar bir padişahın, kendi eli ile bir yeniçeriyi vurup öldürdüğü yapılmış olan bu korkunç ve setin, 3 üncü Selim gibi eid. ve selim.. hattâ bir genç kız 2s ve nazik olen bir padişah deti, Yokuşunun başına geldikleri ozaman Sultan Selim birdenbire duraladı. Kaş ların: çatarak bukmıya başladı. “ Yokuştan aşağı, çarşafına sımsıkı ürünmüş bir kadın gidiyordu. İri yas Tw-tulumbacı kıyafetinde bir. yeniçeri pe de sıkı sıkı kadını takib ediyor. Yeniçeri, adımlarını sıklaştırarak, Kadının önüne geçti. Evvelâ, şehvet ve Ütirastan pürüzlenen bir sesle: — Dur, bre, Dedi. Ve sonra, elini yatağanının kabzasına dayayarak ilâve etti: > Düş önüme... A Kadn, can hevlile geri sıçrayarak rtmı duvara dayadı. e, Yiğitim!. Dünya ve ahret, kar- $im ol... Ben, ırz ehli bir hatunum. Trada, Küçükayasofyada © otururum: İ yavrucağım. hastalandı, gittim, aldım. İşte ilâç. inanmazsan, evi- «e Varalım. Sübyancağızı da .. Ben €yin namuslu bir avrata, senin gibi Sağ babayiğitin musallat olması yaras- 1 Var, git yoluna. benden el çek, rdeşim. Diye yalvarmıya başladı. Rl sarhoştu. Kadının yalvar. inâ ehemmiyet vermi Yaş, Sitemadiyen iğrenç sözler ağ wüstehcen küfürler ediyor. tazyik öle, oradeki bir yangın hara. e arsaya götürmek istiyordu. adın, fena hakle bunalmıştı. Artık hamil edemiyerek: tara, Ümmeti Muhammedi. Can kur. N yok mu?... Diye bağırdı. ağn vücudü zangır zangır ha, Jen Sultan Selim, daha fazla daya — Di Korkma, hatun. biz varız. RA koşarak kadınla yeniçerini âra- atıldı. Maiyetinde ki üç kişi de bi. le ze gibi padişahı takib etmişler. Ya di bellerindeki palaların kabza. amm, anarak, 3 üncü Selimin omuz Sa Sıralanmışlardı. bir 009 yeniçeri, dudaklarında acı 3 bo sümle, işine karışan ve keyfi- Yöney, — bu gemi kaptanı ile üç kal Ye mg Paktı, Bunları muhakkirane SA yı ziyan süzdükten sonra: Yi an deniz martileri! Ulan çöp « (Ara tarihi) nin, 3 üncü elldinin 92 ei ve| An olmaktan koruyacaktı. | y 93 Üncü sayfalarına bakiniz. (Arkan var) mİ ELİNE 2 RR) Sn a Çorum Vilâyeti Daimi Encümce- ninden: Çorum vilâyet hastanesinde mevcud 1990 aded #(m kutrur dinamoyu tahrik etmek üzere 18-20 beygir kuvvetinde beher beygir başına sa - atte 180-200 gram mazot yakan marş tertibatlı ve yedek deposunu havi olacak Ve susturucu tertibatı bulunacaktır. 1000 Tira bedeli muhammenli bulunan alı « nacak bu moför Ağustosun 22 nci Salı günü saat 16.50 de Çorum vilâyeti daimi encümeni riyaset odasında ihale edilmek Üzere 20 gün müddetle açık eksiltmeye konulduğundan alıcı olanların 750 teminat akçelerini ve tek'if mektublarını İhale gününden evvel Çorum vilâyeti encümen riyasetine göndermeleri, o .6219 KANZUK TER PODRASI BOROSALINA KoRukaltı 've ayak terlemelerini kat'iyen zarar vermeden keser. Kokuyu giderir »BOROSALINA AL YAA YE Yer PYETAYE Tee ai Ye YY Ye ten.kürtarmiş'ölursunuz Eczanelerden arayınız. İNGİLİZ:KANZUK ECZANESİ — Bayoğlu, İstanbul | Türkiye demir ve çelik fabrikaları müessesesinden: Türkiye demir ve çelik fabrikaları müessesesine boru fabrikası için lüzumu olan aşağıda miktarları yazılı yevad Karabükte 31/8/1939 tarihinde teslim edil. mek şartile satın alınacaktır. Şartnameler Sümerbank İstanbul şubesinden An- kara Sümerbank umumi müdürlüğü Ticaret şubesinden ve Karabükte müessöse müdürlüğünden bedels'z olarak alınabilir, Satmağa telib olanların en geç 15/8/939 tarihinde saat 12 ye kadar fabrika müdürlüğüne teklifte bulunmaları ilân ölu- nur. Aşağıda yazılı malzemelerin hepsine veya her hangi birisine fiat teklif edilebilir. İ — Pot çamuru (bir nevi kili kum) miktarı 200 tor. 2 — Madeni kara boya (döküm kalıbı için) miktarı 24 ton, 3 — Maça zamkı (Core gums) miktarı 4 ton. 4 — Hayvan kılı, miktatı 15 ton. 5 — Beygir gübresi 200 ton. 6 — Kuru ot 15 ton. 7 — Keten yağı (Ham bezir yağı) muatarı 50 varil, (6043) İstanbul Mıntaka Liman Riyasetinden Ad argaları). Gürültüye getirip de Rai elimden almak mı İstersiniz? bir yaşı iz ki, ancak on kalyoncu, ik 'çeriye bedeldir. Gidin, altı vol. takı, . daha getirin. Ondan sonra, bi. Di, 1:71 çekip ayırd olalım. 3 “© Komurdandı, v Selim, son derecede öfkeli ol Muhammen bedeli 499 lisa olan Kumkapı mendireği ağzındaki geçitte sığlık taşların kaldırılarak 3 metre derinlik temin edilmesi ve çıkan taşların mendire- ğin kenarında gösterilen mahalle bırakılması işi pazarlıkla yaptırılacaktır. Pazarlık 16 Ağustos Çarşamba günü saat 14 de riyaset binasında müteşekkil komisyonda yapılacıklır. Pazarlığa iştirak edeceklerin yevm ve saati mezkürda Müracaatları ve şartname ve keşifnameyi görmek istiyenlerin idare şubesine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. * (6141) sella lima Mustafa, . aslen (o Bohemyalı ol - duğu için bana karşı daimaiyi ve nazikâne hareketlerde bulunurdu. Binaenaleyh kendisini severdim. Mustafanın sevgilisi olan kadının gâ- yet yaşlı bir kocası vardı, karısına da hiç emniyet ve itimadı yoktu. Kadın, davet olunduğu saatte (ki sefaretteki çavuşun namaz için camiye gi ikin. âi vakti idi) Mustafanın yanına gele bilmek için ne yapacağını bilemiyor” du. Şüphesiz ki biraz düşündükten son ra şu çareyi bulmuştu: Kocasına hama. ma gitmek ihtiyacında olduğunu söylü. yerek beraberine iki halayık almıştı. Bunlar hanımın elbise (bohçalarını -adet olduğu üzere- başlarında taşıyor» lardı. Hanım önde, halayıklar arkada, konağımızın önünden geçtiler ve bu- İrava uzak olmıyan ve padişahın zevcelerinden Ruska? Sultanın inşa ettirdiği güzel hamama gittiler. Bu ha mam yalnız kadınların yıkanmasına mahsustu, Bir erkeğin bu esnada oraya girmesine imkân yoktn. Meğer ki bu adam ölümü göze aldırmış olsun. İ İşte bu kadın, konağımızın önünden geçerken Mustafaya (gizli bir işaret çekti ve davetine icabet edeceğini bil. dirmiş oldu. Kadının müvesvis kocası İse, karısı. nı adım adım takib ediyordu. Nihayet orun hamama girdiğini görünce ken. disi de oralarda bir yere ilişerek bek- lemiye başladı. Fakat erkeğini aldat- niyet eden bir kadının hilesini mızın önünden ge. çerken sırtında. yeşil bir elbise vardı. Halbuki hamama girince, banyo takım ları arasında getirttiği, kırmızı renk bir elbise giymişli. Halayıkları hamam. da bırakarak sokağa fırlamış ve bir kaç dakika sonra soluğu yeniçeri Mus. tafanın odasında almıştı. Yeniçeri, kadını büyük bir sevinçle karşılayarak elden gelen ikramda bu » lundu, yedirip içirdikten sorma küçük kapıdan dışarı koyuverdi, kadın da tek rar hamama döndü, yıkanıp arındık. tan sonra kendisini bekleyen koasile birlikte evine avdet eyledi. Bu kadının kocasına karşı oynadığı bu şsyanı hayret oyunu arâ sıra hatır- ladıkça yeniçeri Mustafa ile gülmek. ten kırılırdık. X Bir gün elçi efendimiz. gayet güzel altı baş at satın almıştı. Bilhassa bun- ların arasında kar bir hayvan vardı ki hepsinden daha güzel, daha görünü ve yakışıklı idi. Bu at setire yüz duka altınına mal olmuştu. Bu muhteşem küheylân için iki bi. nek takımı yaptırılmış ve her İkisinin tutarı iki bin dukaya varmıştı. Sefir böyle zengin takımlı ve muhteşem at üzerinde, ara sıra, geziler yaparken herkesin dikkatini çelbetmekle kalmaz, fakat birçok kimselerin de kıskançlık ve hased duygularını kaynaştırırdı ve hatta vakit vakit: — Bir gövurun böyle bir ata binme. si nice yakışık alır? Sözleri sefirin kulağma gelirdi. Atın, seyisleri tarafından çok dik. kat ve itina İle bakılmış bulunmasının temini işi benim vazifelerimden biri arasına konulmuştu. Binaenaleyh iste” diğim zaman buna binerek, yeniçeri Mustafa ile birlikte, gezintiler yapar. dım. Bazan da Atmeydanında Türk - lerle -ziyafeine- at yarıştırır ve ko. nağımızdan uzak olmiyan bir yerde bi ribirimizi yemeğe duvet ederek çök hoş vakitler geçirirdim. İşte böylece ilk yılı, İstanbulda, çok eğlenceli ve neşeli geçirmiştik, bundan daha mes'udane geçebilecek bir ömür tasavvur etmiyorduk. Fakat. bu neşe ve şatsret içinde ge. çen yıl sona erip de ikinci yıla dönü - mümüzle beraber yaşayışımızda da ter 18 ncı asırda İstanbula gelen Bohamyalı Baron Wratislaw'ın halıraları: 37 HÜLE Türkçeye çeviren: Süreyya Dilmen | Esir pazarı sie olarak değişmeler belirmeğe başla İdi. Zira hersene Osmanlı İmparatorlu ğuna vermekte diduğumuz (cizye) gönderilmemişti. Çünkü -Hasan Paşa adında bir kumandan Hırvatistan iç. jlerine bir akın yaparak (Wyhysht) bi. Isarını zaptetmiş (1) ve İstanbula, bü- yük şenlikler ve nümayişlerle karşıla. nan üç yüz esir göndermişti. Bu esir. lerin her biri ellerinde beş altı maktu. lün kesilmiş kafalarını taşıyorlardı. Türkler, Hırvatistan akınından, elde ettikleri ganimetler ve esirlerle dön dükleri vakit büyük bir alay halinde ikametgâhımızım önünden geçmişler. di, Kömilen atlı bulunan bu akıncılar kavukları üzerine birer de (Brunswick) şapkaları geçirmişlerdi. Yanlarma gü, müş kınlı yatağanlar, gümüşle işlen- miş ve süslenmiş palalar asmışlar, el” lerinde kargılar ve harb baltaları taş makta bulunmuşlardı. (Arkas var) (1) Hodayayımutade ve ferknlüdenin Herr Kerviç tarafından benüz takdim olunduğu sırada Bosna valisi Hasan Paşa, Harstowtiz ve Gors'yı zaptetmek, Petrina ve Kolpa ir- makları mansabında Petrina palangası yap- mak, dördüncü Bels'danberi üç yüz elli se, nedir Macaristan buduğunuri en mühim ms vaklinden olan Bihaç'ı teshir eylemek #uret- lerile yeniden sulhü nakzetti. (Nisan 1502) Mikaçi Sisekte güzel bir müdafanda bu- Yundu ise de bu eseri şecanti vahşiyane ha“ Tsketlerile Jekedar eyledi: Hasan Paşadan mektub getirenleri hisarın üzerinden Tuna“ ya attırdı ve teslim olacuk gibi görünüp ku- Mübe içine aldığı sipshileri barut fıçılarına bağlatarak fıçılara ateş verdirdi. (19 Ağus- tas 1562) I Hasan Paşa bunun intikamını olacağına, yemin ederek Sonbaharın hitamından evvel yeminini yerine getirdi: Kendisini muhare- beye davet etmiş olan O Nadadi'yi mağlöb ederek (O zamanlar bu hallere mütemeddin, Avrupalılar örnek #österirlerdi. (Hammer, mütereimi) bin esir, 12 top, yedi bayrak al; dı. Üç yüz esir muzafferane İstanbulda Avans turya sefirinin ikametgâhı önüne getirildi (19 “Teşrinlevvel 1502) Hammer, CUd - 7. 8 177 YE e Bir doktorun günlük notlarından Böbrek taşları İnsanların umumiyetle bünyeleri iki büyük kısma ayrılır; Çok yakanlar ve biç yakmıyanlar. Bazı (kimseler vardır ki mütemadiyen ve hemen herkesten çoğ yedikleri halde yine zâyıftırlar. Yedikie- rini yakarlar ve böylece bir türlü topla - namazlar. Bu gibileri kat'i istirahate koy maklan başka çare, yoktur, (Adeta bir nevi sanatoryom bayağını evlerinde tat- bik etmek lâzımdır. Gündüz ve gecenin mühim ve ekser #matlerini yatakta veya- hud bir koltukla geçirmek suretile fazla ihtirakatın önüne geşilmiş Olur ve bu gibilerin böylece birkaç hafta zarfında kiloları artar (o ve Daşkalaşırlar. Diğer bünyelere gelime (bunlar umumiyetle yağlı ve şişman cinstendirler, Yedikle - rini yakamazlâr veyahuâ bunlarda ih » rakat natamam olarak vaki olur. O za- man bu natamam ihtirakatın mahsulü olan maddeler asldürik, uratlar vesaire gibi vöcudün ötesinde berisinde tavağ- su eder. Ve kum, taş, nikris gbi hasta- lıklar meydana gelir. İşte bunlardan bi- risi de böbrek taşlarıdır. Böbrek çukur yeri olan hüveyzada büswle gelen bu lar günün birinde mesaneye doğru ha - rekete geçerler ve o saatte derhal şid - detli sancılar baş gösterir. Bu sancılar çok şiddetlidir. Hangi böbrekte ise o ta- rafın arkasında bel hizasından başlıya- rak öne idrar yoluna doğru intişar eder, bastayı kıvrandırır. Bazan bu sancılar tahammülfersa bir hal alır, Ve hekimin müdahalesine mecburiyet hami olur. Ge- rek tedavi ile ve gerek bazan taşın me- seneye düşmesi veyahud tekrar hüvey- zaya avdeti dolayıile espazm hali biter, sancı da sükünet bulur. Yeni bir krize kadar bu bühse devam edeceğiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: