13 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

13 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ss GE isi e mm 8 Sayfa Bekarlar niçin evlenmiyor sunuz ? Erkekler diyorlar ki ““Bir Bayan kabahatin hangi tarafta olduğunu öğrenmek isterseniz mahkeme kapılarına gidiniz, diyor. Bu iddianın aksini istatistik- lerle isbat edersek mahcub olmazlar mı?,, © Ferdi Germen (Ankara Yük - sek Ziraat Enstitüsü): «Henüz bekârım! Evlenmeğe de has- ret.. İstikbalim parlak. Her hususta ai - lemi tatmin edecek kudret ve kuvvette- yim. Mizaçça uygun temiz bir kız ara- dım. Güzeltiğinden bana ne? Yeter ki beni mes'ud etsin! Mahallemizde yüzlercesini gösterdiler. Zavallı annem, ne bilsin; her gördüğünü “hacı kızı zannetti. Halbuki ben onların ne marifetlerini gördüm. Nasıl mes'ud o- turum? Anketiniz malüâmum ölmyan bence mühim noktaları dâ aydınlattı, Bugün eskisinden daha temkinli harekete mec burum. Bayanlarımız neden bu halde bilmem?. Her biri bir başka hava çalıyor. Daha on beş yaşında boyanmağa kalkanlar var.. Yemekten kestidiler, süse merak sardılar. Bu kader olsa gene başımız üstünde. şahidi bulunduğumuz yüzlerce hâdişeye ne demeli?,. Sonra kız sahibleri de işi yokuşa ko - #ayorlar. Yok biz şöyle isteriz, böyle is- teriz, diye.. Birinci şartları oğlunu ana-! sından ayırmak. | Fesefelerince: Kızı rahat yüzü göre- cek, zevelni kukla gibi oynatacak. ne de| olsa kaynana.. En iyisi püskülü belâ. Zevcesi için anasından geçenlere de ne demeli? Velhasıl neresinden bakılsa müş tülât. Biz de puslasız gemi gibi derya - arda kaldık. Allah vere de bir kayaya şarpimasak..> —> © Muharrem Attilâ (Diyarba - kır): «30 yaşındayım. Hayatta yegâne or - zum yuva kurmak, mes'ud olmak.. Ge- çim tarzım fena değil. Fakat benim için.. Evlenmeğe cesaret verecek kadar fazla sayılmaz. Bu yüzden evlenmek saade - tinden mahrumum. Dinçlik günlerim böyle yalnız geçiyor.. En iyi çağlarımı yuvasız geçirdiğime yanıyorum. Fakat bir yandan da beni teselli eden notkalar var: Kızlarımız pek hoppa.. Aza kanaat et-| miyorlar. Bunun için geliri az olanın ev- lenmeğe kalkıması bir cinnet.. Kızlarımız gazete sayfalarında kendi|açık bir hakikattir ki, erkeklerin bile | karısına ihanet edenlerin sayısı, koca), mweriyetlerinden bahsetmiş olsalar zorla kendilerini sevdiremezler. gili bir kadının efendisidir. Kadınları - mız bu hakikati teşlim ederlerse, bekâr- ların yarı endişeleri ortadan kalkacak - ri © Şükrü Alpan (Eskişehir): «32 yaşında bir bekârım. Pek çok yer- ler gezdim. Bu gezliğim yerlerde pek çok ailelerle tanıştım. Bunlar içinde mes'udlar: Günlük kazançlarına kanaat ederek yuvasına şadakşı gösterenler; beğbahtlar: Ya süse düşkün veya hercsi meşreb olunlardı. Her gün çeşid çeşid aile faciaları gö - rüyoruz. Bunlardan kimin mes'ul oldu - iki hâdise Bunu aşağıya nak'ledeceğim tayin edecektir. 1 — Tarıdıklarımdan birini, yadesile süs ve wefühat> düşkün. güzel bir erkek, bir de kız çocukleri var. Kadının masrafına, kocanın kazancı kâfi gelmiyor. Kadın Iki yavrusunu bırakarak bir başkasına kaçıyor. Aylarca beraber yaşadıktan sonra, sevgili çocuklarından ayrılmamasını yalvararak, kocasından at diliyor. Kocası sırf'çocuklarının sefil olmaması için onu affediyor, birleşiyorlar. Fakat k'an bir müddet sonra kadın, tekrar ço - cuklarını bırakarak kaçıyor. Kahrından zavallı koca hastaneye kaldırılacak &a - dur hastalanıyor. Çozukisr da sefil bir balde merhametli bir arkadaşın evine s- ğırıyorler, 2 — Gene tanıdıklarımdan ziyadesile kıskanç bir koca, karısının ihanetine da. yanımıyarak, dilerini kirletti. Karısmı | öldrdü, Buna benzer birçok hakikatler mey- danda iken benim g'bi bekârlar nasıl ev- lensin! © K. 5. (Bandırma): «Kadifilarır ve-erkeklerin cevablarını okuyorum. Kadınların erkekleri kötüler- ken nümune gösterdikleri tiplerin sâyısı acaba kaç binde bir nisbetinde bulunur? Onlar da bize ev kadını olmıyanları bu tip dahilinde gösteriyorlar. Fakat bu pek içinde rına ihanet eden kadınların sayısından Saydırmak ve sevdirmek için ağır baş. |çok düşüktür. lu olmah.. En cahil bir erkek bile en bil- Edebi tetrikamız" 44 (Devamı 11 inci sayfada) KOYDEKİ DOST Yeni insanın, medeni hayatın fel. <Bizhan Cahid bir anda birdenbire kalemde mürek. sefesi ve riyazi ölçülerini tahlil eden|kebin bitmesi beni deli eder, alimler bu saadet kıtlığını cemiyetinin Bir sigara yaktım ve yazıma şöyle içinde, hareketlerinde, icablarında, teş| başladım: rifatında buluyorlar. Çıkardikları bü. küm şudur: — Eğer insan bugünkü medeni var. * İkinci kısım « İnsan hayal gibi gezer, Boş yere telâş lığı ile tabii hayat geçirse aradığı 5â“|ve heyocana kapılır. Ve kime geçeceğini dü adeti fazlasile bulacaktır. Ne çare ki |şünmeden mai, mülk edinmiye, dünya ma- medeni zaruretler, içtima hayatın bu. |lns tamah etmiye çalışır» lanıklığı onu serseme çevirmiştir. Bu- — Ahdi atik, mezmur 7. 8 874 — nun için saadetini kör gibi sadece kon.| Bu, Kitabımukaddesten bir parça - forda ve servette arıyor. Halbuki ru-|dır. Bir musikidir. hunun ve uzviyetinin aradığı bütün) Avamarya gibi ebedi bir musiki eseri- hazineler tabiatin koynundadır. Şu halİne ilham membaı olan bir dua parçası. de tabiabe yaklaşan insan daha mes.|Bir parça ki musikisindeki azameti bi- uddur.» lehler belki yazısındaki ebedi fikirden NY A 1 Kadınlar diyorlar ki “Ne yapsak, ne olsak erkeklere yaranamayız, çünkü onların evlenmek için hüsnüniyetleri yoktur !,, © F.T. (Kalamış): Baylarımızın ankete verdikleri ocevabları dikkatle okuyorum. Dünyanın hiç bir yerin- da, kadınlar bugüne kadar bü kadar hakn rete uğramamışlardır sanırım. İçlerinde mr Kul olanlar da vâr. Fakat bazları pek saç maltyorlar. Bonra da «ha gayreti» diye bir- birlerini teşvik ediyorlar. Neşredilmek üzere sra bekliyen mektublar bu kabildense kıymetleri sifirdir. Baylar kadınlara hücüm olsun diye akıllarına esen! (o hiç düşünme - den, muhakeme etmeden yazıyorlar, Sonra: «İşte bunun çin evlenmiyorus» (o diyip işin işinden çıkıyorlar. Hattâ bunu bile unutan- lar oluyor da anket muharriri kendilerine ihtar ediyor. Mantıkları ile balledemiye - cekleri şeyi ağızlarına ne gelirse onu savura rak halle kalkıştyorlar. Hele İzmirden bir bayın yılan, köpek, tavus efsanesine hiç de . İdiyecek yok. Bize yılan, köpek, tamus kızları diyor Ve onlardan wsizlik, Oo vefasızlık İsevarüs ettiğimizi de Dâve ediyor. Ya er - kekler, onlar kimin çocukları. Nuhun Me - İlek kısının desek, efsaneye göre o da kısır - dir. Demek onları dâ birim analarımız gibi kadınlar doğurmuş, o halde ayni soydanır Genç kızları I&ham edelim derken, devirdik- leri çamların had ve hesabı yok, Kendileri- ni yetiştiren, adam eden, şefkat ve muhab- betle Üzerlerine titreyen analarını da kırı - yorlar, , Makul olsunlar, datma bir faraflı düşün - mekte ısrar etmesinler. Mes'ud O olamıyan, İkadın yüzünden iztırab çeken, nankör ka - jdına tesadüf eden bulunabilir. e Dünya bu; linsanların içinde ber törlü ahlâk ve öynette olanlar vardır. Fakat bu gibi ofenalıklar, yalnız kadina münhasır değildir. Erkeklerimiz hüsnüniyet görlerin! aile yuvalarına © çevirsinler, orada kendi Içi seviyelerine göre eşler bula - caktırlar. «Kadınlarımızın içlerinde müstes- maları vardir amma orları biz nereden bu Jalım!» diyorlar. Kendilerine şu meşhur fik- İra ile cevab verebiliri. Ee Nasreddin hocayı jelendirmişler. Ertesi gün de karısının ls - minin ne olduğunu sormuşlar: «Bilmiyorum: dersiş. İnsan karısının ixmini (o bilmez mi?, dedikleri zaman: «Bormadımı cevabini ver» miş: cİnsan karısının ismini (sormaz mı?» diye hayret ettikleri zaman da: «Yaşamağa gönlüm yok ki Lmihi sorayım» İle mukabe- Je etmiş. Kul kusursuz olmaz derler. Ulaktefek ku surlar için alle hayatı zehirlenmen. Her İkl taraf birbirine müsamaha ederse mes'ud ol- mek mümkündür. “Tam, mükemmel ve hiç kusursuz ne er - İkek vardır ne de Kadın. Evlenirken İki ta - raf ta taahhüd sitına giriyor demektir. Bü taahhüd karşılıklı fedakârlık ister. İş buna katlanmak ve kadınların kendilerile müsa - vi haklara malik olduğunu kabul etm; Je mi buna yanaşmıyor, Kendik de bir imtiyaz hakkı görüyorlar, Bilhassa (Devamı 11 inci sayfada) rarlı bir mahlüktur. Mevhum kuvvet. lere inanmak insan ruhunun kapıldığı bir vahimedir. Güneşe tapan ve karan” lıktan korkan ilk insan tayyare bomba. sına karşı yerin dibinde yer arayan in- sandan daha çok budala değildir. Ve dritnotlar yapan insanın zekâsı ağaç gövdesini oyup su üstünde gezmeyi id. rak eden ceddinin . zekâsından ileri gitmiş değildir. Sen Piyeri yapan eh - ramları kuran insan eli ile Nevyork bi. nalarını çatan insan eli birdir. Arala. rındaki mesafe bir dimağ höcresinin iki büklümünden ibarettir. Arzın yoğurulup döküldüğü günden beri işleyen insan dimağının idare et “ği vücuda mutlak saadeti o vermesi için kim bilir daha kaç tarih devri ağ. mak ve kapamak Jâzım. Elektrik gibi mevhum kudreti arzularına tameden insan zekâsmın henüz mesud yaşama. nın esrarmı keşfedemeyişine (o hayret etmemelidir. Zekâlarına emmiyetleri olmıyan insanlar ahmak lügatini bul- makla kendilerini teselli edebilirler. Markoni Romadaki atelyesinden A- sahibi olsunlar,! Yarınki harbi, deniz | devletleri mi,yoksa kara devletlerimi kazanabilir | (Son Posta'nın deniz işleri mütehassısı yazıyor) | 9 Ağustosta İngiltere kralı önünde geçid resmi yapmak üzere Veymuğ körfezinde toplanan İngiliz donanmasına bir bakış Almanya bir kara devletidir. Gerçi| Anadolu kuvvetlerinin Rumeliye geç * denizlerce bu Cermen memleketinin! mesine bir basamak teşkil etmiştir. Do « birkaç donanmasını görüyoruz. Fakat ne de olsa Almanyaya, İngiltere gibi. bir deniz devleti nazarile bakamayız. Tarihi deniz zaferlerile dolu bir devlet karşisın- da, Alman donanması bir mana ifade et- mez. Biz bu memlekete duha ziyade bir kara devleti nazarile bakmalıyız. Esasen Almanya, dünyayı, donanmasile değil, bütün esliha ve techizatı tamam addedi- eni ormnelle Safuğleki etimek. Biraz da yabancı tarihlere bakalım. EN | Bunun yanında bir de muavini var... O mühim vak'a Napvlyon fütuhatıdır. Bur? da kara devletçiği... Nihayet, bu müuaz-| da donanma büsbütün başka bir rol oyna- zam kara İmparatorluğunun karşısında | mıştır. Kara muzafferiyetleri ile oz 2 | bir sulh cepbesi görüyoruz. Bu cephe -İmanda tarih huzuruna çıkan Napolyon; nin başında gelen Türkiye - Fransa gibi| deniz devleti olan İngiltereyi, mağlüb € kara setvetine malik milletler yanında !deceğim diye (20) seneden fazla uğraştı bir de deniz devi görüyoruz. Şu halde! ve en nihayet Manş deniz sahillerinde sulh cephesine bir de deniz devleti işti -|denizin kudsiyetini, ehemmiyetini ve rak ediyor demektir. İşte bu manzara| devletlerin varlığındaki büyük kıymeti" nda insanın aklına bir sual geliyor.İni şu sözlerle teslim etti: Müstakbel bir harbin galtbi, acaba deniz! o — İngütereyi mağlüb etmek imkânsız“ devletleri mi, yoksa kara devletleri mi| dır. Ancak Napolyona #ki gün için Manj olacaktır? hakimiyetini verirlerse; bu büyük devlet * Jmağlüb ve teslim olur. Bu süsle cevab verebilmek, bugün) - Napo'yon iki günde ne yapabilirdi? E için, artık pek güç değildir. Hedefi top -|625€1 © bu sözleri hakikaten iki günde | rek almak olan eski mücadelelerde hep; İMillereyi mağlüb edeceğini anlatmak orduların galib geldiği kabul edilirdi. Her |i$in söylememişti. O daha ziyade deniz - | hangi bir tarih kilabını açursak ordula -|/€Tin ehemmiyetini dünyaya ilân ediyor” rın kazandığı zaferleri yaldızlı sayfalarda Ms Z görürüz. * n İddiarmza bir mesncd olur diye Osman| Fakat dünyaya Napolyonun sözleri d€ | h tarihie berdberce bakalım. Ordu Vi -| vız geldi. Nasıl ki Barbarosun: ği yana kapısma gitmiştir, ordu Mısıra yü -| o«— Denizlere hâkim olan dünyaya hi- “ rümüştür. ordu Kafkası fethetmiştir. Fa-| kim olur!» si kat bu zaferlerde deniz ne yapmıştır...) Sözleri de o dünyaya vız gelmişti. Lâ İşte tarih bu büyük işleri aydınlatmış ol-İkin dünya 500 sene evvel söylenen bi ( saydı, denizin milletler hayatındaki rolü | sözleri ancak bugün anlamış bulunuyor» daha iyi anlaşılmış olurdu. Donanmanın | Neden? Makine ve telsiz devri bu anla evvelâ Marmera denizine hâkim olması, (Devamı 15 inci sayfada) larından bahsettiği ilk insanlar ecda-Jaydınlığından müteessiriz. Ruhlarımı$ dımuzsa ve biz ellisinden sonra tabii |ışık ister, vücudümüzün fiziyolojik ha” ömrümüzde: tehlike görüyorsak kaba. |reketleri ile etimizin, sinirimizin ve hat hiç değişmiyen unsurlarında de.|guddelerimizin zevkini ararız. Bir güf gil, bin bir keşif yaptıkları halde yaşa. |tabiatin koynunda bir zerre olacak mak sırrını ve saâdetin tılsımını bul-İsan hayat dünyasında doymak bilmi * makta aciz gösteren insanların kendi.|yen bir ejder, hırsına nihayet olmıya! lerindedir. bir canavardır. ği Bugünkü cemiyeti emniyet içinde| Vücud fonksiyonundaki incalik bi. değildir deniyor. Filozofu, tarihçisi, İzim idrak küdretimizin üstünde kel ruhiyatçısı, fizikçisi fe beraber daha|masa belki kendimizi de bir makin# yavan ve daha kısa görüşlü olan politi. | haline getirebfleceğiz. Fakat hiikati. | kacısı, gazetecisi iktisadcısı bu fikirdelen nazlı ve muammalı mahlöku oluş / birleşiyorlar. insanm beyin ve ruhca öteki hayvan * Marks gibi Niçe gibi gene eski usulllardan kuvvetli oluşundan deği). fi mezheb kurmak istiyenler oinsanlık|yolojik teşekkülünün de esrar dolu dünyasını yeni uçurumlara (odüşüren|âlem oluşundandır. i yeni akidelerle ruhları ve fikirleri av.) Bu esrar dolu vücudün huzur ve 1 lamiya çalışıyorlar. Zekâsı ne kadar|hatını tepemizdeki akıl höcresi temif | inbelse, hayat seviyesi ne kadar yük.|edemiyor; Hattâ menfi sıçrayış ve pa” selse ne mevhum veya mevcud üstün |layışlarla büsbütün bozuyor. Tabistte fikirlere inanmak meyli gösteren Insan |çıkardığı kuvveti kendi aleyhine kul | için kimbilir ahmakça tapılacak daha |lanan Insanın zekâsından şüphe etmek | ne gülünç ve âdi fikirler doğacaktır. r. O insan ki kayaların kuc& © * ğında köpüre köpüre akan çağlıyan © ..Felsefe yapmıyorum. o Kendimi |lardan elektrik kudreti aldığı için ke” anmanın Egeye hâkim olması ordunuü Balkan fetihlerini tamamlamıştır. Gene | büyük Barbarosun Adriyatiğe hâkim ol İ ması ordunun yanımı taarruzdan kurtar « mış ve Avrupa fethini yapmıştır. Yavuz Mısıra kadar gitmesini de, şarki Akde « | nize hâkim olan 'Türk donanmasına mede yundur. * İşte Ben bu mevzuu işliyeceğim. Ro.| bihaberdifler. Hayatımız hep böyle manımın kahramanı şehirden köye dö- inandırıcı bif uyanıklıktan ibaret de. nen bir münevverin hayatıdır. Tezi-| ğil mi? Tabiat gibi samimi olsak aldan- mi müdafaa etmek için kendimi tahlil İmanın karanlığına düşmiyebiliriz. Lâ. edeceğim. Müsvedde kâğıdlarımı ha-|kin aldanmak ve inanmak olmasa za. zırladım. ten yarı ıztirab olan ömrümüz bir ne. İki stflomu doldurdum. Çünkü ya-İfes zehir kesilir. zarken kafamın bir motör gibi işlediğil Mefisto insan dimağının bulduğu es vustralyada, Sidney şehrinin ışıkları. nı söndürdü. Mekanfk mütehassısları televizyon gibi harikaya benzer keşif. tahlil ediyorum. Şu insan milyarınınİdine tabiati yenmiş süsü veren içinde bir damla bile değilim. Tıpkı in.|bir ahmaktır. san vücudündeki emoglobin höcreleri| Bu ahmak mahlük bilmelidir ki ler yaptılar, fakat et ve kemikten ibaret | gtbi ( yaşıyan (bir mahlik. (o Fakatlakan suda, o karnını doyurduğu buğ” insan vücudunun bu makineleşen ha-|bir insanın bütün bir dünya olduğunu| days veren toprakta ceddinin erimi. | yata dayanmıyacağını düşünmediler.İktm inkâr eder. Hepimiz dünyamızın | yağı ve kül olmuş kemikleri vardır »* Tarihi kadimin bin beş yüz yıl yaşadıkliçindeyiz ve dünyamızın “karanlığı ile : (Arkası ver) GM ek iadeli a an ek izli

Bu sayıdan diğer sayfalar: