20 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

20 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa Hergün Dünya gene o dünya Yazan: Muhittin Birgen yük hâdiseicr insanlara bü“ r vermeğe ka - yamı ki. ahlük, inti - müddet ha. yedi, bugün be- I de en dirdir; ancak bu intibah sadır. Eğer ihsan denilen bah uyanışının tesirini W yatında muhafaza geriyet, ferden de, kütle halinde yüksek İunurdu. Halbuki, büyük hi bir lâhzada uyandırır, bu li miz'e etrafi eler bizi içinde bukarıx za iza duğunu gördükten sonra, üzerimize çö - ki uykuya da « Bu hal, ferdi hayatımızda b ğu kadar içtimal, milli, beşeri hayatı da da böyled hayatımızda birçok tecrübelerini gi müz bu hâdiseyi, bir de insanlık ve enlemasyonal hayat içinde mütaisa etmek istersek önümüzde gayet güzel mısâlier vardır. Meselâ, bun. lardan birini alalım: Cikan Harbinin bü- yük ıztırabları içinde kıvrandıkları sıra. da bütün insanlar, onların kütle kütle ayrıldıkları milliyet camlaları ve nihayet bunları idare eden başlar, çekilen sefa - letlerden müteessir oluyorlar ve bun - ların sebeblerini arıyarak, bu sebeblerin zerinde tesir edemez bir hale getirilmesi için çareler arıyorlar. di. O zamanki insanlar, aradıkları sebeb. leri keşfetmek bahsinde zekâsız olmadık- larını da gösterdiler. Fakat, bunların bir daha Insanlık hayatında tesir icra edemez hale getirilmeleri için çare bulmıya ge - lince, bir müdde; uğraştıktan sonra, bu işten vazgeçtiler. 914 den evvel, dünya, hangi usullerle idare ediliyorsa, 914 hi bini ne gibi sebebler ve tesirler vücude getirdiyse, işler bugün de hep ayni yol üzerindedir. * Meselâ, 914 harbini doğurmuş beblerden biri dünyanın büyük leri arasındak! rekabet keyfi rekabet mında su'h den kuvvet- ler arasında müvazene demekti. Bu mü. vâzenenin bozulduğu gün harb vücude geliyordu. Bugünkü dünya, gene ayni hi- zam içindedir. İkinci misal: 914 de büyük kuvvetler arasındaki rekabe: gizl! bir mücadele ha- Tinde devam edip giderken, bunlar daima kendilerine diğer milletler arasından yar olan se- kuvvet di. Bu dımcılar tedarik, ederlerdi; bu yardımcı. | ları tedarik etmek için de kullandıkları usul, ya tehdid id, yahud da bir takım vâdlerle kendilerine cezb. Bugünkü dün. ya gene aynı dünyadır, Üçüncü bir misal. 914 harbini doğuran Amillerden biri olmak üzere de «gizli dip- lomasi» denilen şeydi. Gizli diplomasi de- nilen şey, devletlerin, ekseriya milletle- rine haber dahi vermedi bir'birlerine bir takım taahhüdlerli bağlanmalatıdır. ! Cihan Harbi devam ettiği müddetçe bu Usulün #leyhinde büyük bir fikir hare - keti göze çarpardı. Hsr şeyin kerkesin| gözü önünde cereyan etmesini istiyen bu | 5 aza hayati bir takım gizli konuş fikir hareketi, Cihar Ha da kendisini gösterdi ve gizi nin bir daha dirilem dürülmesi hususunda herkes #ttifak etti, Fakat, bugün görüyoruz ki milletler, bu prensibi da unutmuşlardır. Devletler, gizli gizli konuşuyorlar. Milletlerin hiç bir şeyden haberleri olmuyor. Hattâ, bolşevik inkılâbının harici siyaset bâkı- mından büyük davalarından biri de bu gizli siyaseti kökünden yok etmek oldu. ğu halde Sovyetler devleti de bugün gizli konuşmıya en çok ehemmiyet ve - ren devletlerden b'ri oldu. O kadar gizli ki, Moskovadı uçan kuşlardan bile güp- he edilir! - * Güya Milletler Ceriiyeli, sırf, Cihan Harbinin sefalet'erine sebeb olan kuv - vetleri ortadan kaldırmak için tesis edil. mişti. Bu cemiyetle, devletler arasında kuvvet müvazeneleri yerine milletler a- rasında tesanüd ve ahenk vücude get mek ve sulhü bunun üzerine oturtmak İs- teniliyordu. Bu cemiyet, büyük devletle küçük devlet arasındaki mimasebetlerir. ruhunu değiştirecek ve bilhassa bütün bu işleri yapmakta âmil olan gizli diple. masiyi ortadan kaldırarak bütün enter - . masyonal meseleleri Milletler Cemiyeti - bir kemal detecesin: varmış bu -; MW e m Morriş çok fakir bir silenia çocuğuydu, hay tamm'reisi olarak atıldı, tedricen İngilterenin “ev büyük otm. mobi fabı/kasına sahib oldu, zenginleştikten sonra da ço . cukluğunda tan:mış olduğu bir işçi kız ıl Morrisın müvaffakiyeti sebebleri hak lere verdiği cevab şudur: — Benimle birlikte başlayıp ta geri kalmış olanları as'a hskir görmedim, asla gurur duymadım, arasında hep #yn' hayatı yaşadım. Onların menfaatlerini dama kendi. menfaatim bildim, rakible gözuen kaçırmadım, Sevdiği uğrunda Herşeyden Vazgeçen Mihrace İndore mihracesi sevdiği bir Amerika- hı kiz ile evlenmek için, tahtını ve serve- tini terketmiştir. Resimde kendisini gö- nin kürsüsünde ve herkesın gözü önünde halledecekti, Daha kurulduğu gün, tarihin içindeki bütün fena şeyleri kendi elile tanzim & der zannedilen meçhul bir ruh, belki de İşeytan, bu cemiyeti çürük birkaç temel Üzerine oturttu. Bunun için halen mey. danda, ondan, ancak, içinde bütün bir devrin tarihi gömülü olen bir türbe kal- dı. Gene her şey eskisi gibi, gene bütün İmaların, kapalı anlaşmaların, emri va- am elindedir. Yarın çıkacak olan bir harb, gene, bütün dünyada adedieri bir! kaç düzüneyi doldurmıyacak olan insan.| lar tarafından verilecek kararların mah- sulü olaçak. Hattâ, bu kararların bir bü yük kısmı, o kararla alâkadar olan mit- letlerin başlarında bulunan mes'ul in . sanların « bir<aç kişi dahi olsa - uzun uzun düşünerek edinecekleri Kanaatlere dahi istinad etmiyecek, belki de sadece t3 bisiklet le evlendi. kında sorulan sual- ve dalma iştimin miri de biz dakıka z, hepsinde de unutmuşlar, kendilerinden geri kalan 8 görmüşler, onuırdan gelebilecek nas leri ihmal etm'şier ve niha lardır. Bu sdamların dü: leri yekdiğerinin eyni değildir. Artıx kendilerine muvaffa. kiyet temin etmiş olan muhit unutulmuş, hiç bilinmiyen ye. ni bir muhite girilmiş ve tabil uçuruma düşülmüştür, guru- ran en muvaffalyetli işleri bile yere serebilecek derecede — Gurur bir bombadır S yni müşterek hataya ras. yet büyük bır gurura kapıimış- di muhitleri e bugünkü muhit- kuvvetli bir bomba olduğunu unutmayınız. Hergün bir fıkra Baş tarafı uzundu Aptal adama bir haston hsdiye et. mişlerdi. Avtal adutnın boyu kısa idi, Baston belini geçiyordu. An'ı adam bir testereyle bastonun Daş tarafını bir karıştun fazla kesti, eline eldı, 85- kağa çıktı, bastonu hediye eden gör- dü, — Bastonu kestin mi? — Ne yapayım, uzun geliyordu. — Uzun geliyor ne diye başın « dan kesersin, aşağı tarafından k din ya? Aptal adam güldü: — Sen de arma 14 söylüyorsun, aşağı tarafı vrun deği'di ki, beş tarafı uzundu. Tâ göğim. yakın geliyordu. 2 I Bir bankanın Kapanmasına Sebeb olan adam Meşhur maliyesi Manuheimerin ölü - münden bir gün sonra Holândanın en namlı ve itibarlı bankası olan «Mandel - son ve şeriki> bankası tatili tediyat et - mişti, Ölen maliyeci bu bankanm en bâş- ta gelen hissedarlarındandı. Bankanın yalmz Londraya 4 milyon İngiliz Hrası borcu vardı. Gene borçların büyük bir kısmı da Fransaya yapılmıştır. Manuhef- 2s€Y- merin Fransanın tanınmış şahsiyetlerile siki sıkı münasebette bulunması ve on- larla dost olması, Kransada siyasi bir ta- kım güçlükler doğurması fhtımali vardır. İran gene ol devran. İnsanlar için ya in- tibah denilen şeyin manası yoktur, yani «intibah» hayatın hakıkatleri hilâfına in. san “kafasında husule gelen yanlış bir görüştür; yahud da, insanın zekâsı da,| duygusu da o kadar katıdır ki ancak muvakkat bir zaman için eser bıra-| bir göreneğin veyahud, telâşın, vehmin, korkunun eseri olacak! Demek ki dünya gene ol dünya, dev. İSTER “İN Tarınmış dokrerlarımızdan biri tatil ederek Fransaya gidip gelmiş, hayat ui söyleye bitiremıyordu. Tam o sırada Pr. hir tanes'ni açtık, tesadüfen yiyecek maddelerinin ze İli »nde fiatları gözümü acn kendi parsmıza çev, şti. Fiat rek okümüa,; mek 16 kuruş, büftek 175 kuruş, dama eti 80 kuruş, ko. ati 150 kuruş, kahve 125 kuruş, tereyağı 140 kuruş, patat?s tuş, gravyer peyniri 115 kuruş, petrol 1 İSTER kuruş, kuruş, pirinç 27.5 ku. INAN, kabiliyor! Muhittin Göç | AN, İSTER günlerindön ist'fade cuzluğunu söyleye ansız gazeteler pel- kilerden çok pah K Muh ları kara borsa 076. ya başladık: iv İşeyler ucuzdur, Fi kırmızı şarap 17,5 Bizde ise bu kitim 15 kuruş. nun ISTER Gecede 1000 Dolar harcıyan Gencin âhıbeti ndanın en zengin âdamalrımdan biri olan bu genç, her gece barlarda ve eğlence yerlerinde sarfettiği büyük şöhret kazanmış, faka: bir sabah ta evinde ölü olarak bulunmuştur. İsmi Gilbert Farenback olan bu genç, her gece vasati bin dolar harcamakta idi. Kanada ve İngilterede radyo merakı İngilterede radyo meraklıları günden gilne artmaktadır. Bugün radyosu olmı. yan aileye hemen hiç rastgelinmemekte- dir. İngilterede hükümetçe kaydı yapıl - miş olan radyo makinelerinin sayım. 1938 senesi nihayetinde 15,279,B62 idi. Kanada radyo makineleri ise 1988 se- nesi zarfında tam 242,721 radyo makinesi 'satmışlardır, Radyo meraklıları için güzel bir buluş Bir Alman radyo mühendisi mahalle - İler için kombine anten imtıyazı almıştır. hayatın | Bu mühendis ayni mahallede bulunan! &n kuvvetli tesirleri bile onun üzerinde | evlerin örümcek ağını andıran şekilde | antenler kurmalarına meydan vermemek İ üzere bir merkez anten tesis eylemiş ve abonlere bu anten üzerinden tevzıa: yap- mağa başlamıştır. İNANMA! Dikkat ediniz. bütün bu fiatlar bir iki istisnası ile bizie- ir. O halds aziz doktor Fransayı bu ka. dar ucuz kuluşunuzun sebebi ne? «mız şu cevabı verdi: Yiyip içerek İdame etmeye muktazi olan nsadakinden çok uruzdu:, Fransada ise l.eyatı vaşamak zahmetine katlandıran güzellikleri ucuz, ateş pahasınadır, lüzumu olan şey de bu. men aks'dir.> NANMAL! paralarla Sözün kısası Şundan bundan Çocuk sevinmiş: — Babam, demiş, kendine yeni pantalon aldı. demişler, kendine yeni pantalon aldı diye sen neye seviniyor sun? Çocuk te gülmüç — Siz ne bilirsiniz, babam kendine ye. ni pantalon alınca, anhem eski pantelo. nunu bozar, bana yeni bir pantalon di. ker, , Toprak sokakta evi olanı gör « Sevincden yerinde duramıyordu: — Ne var, dedin: Yoksa piyango mü çıktı? âi — Daha umulmadık, daha sevineceğim bir şey ol » lah aşkına olan neğir? tramvay yollarını asfalta — Bundan sana ns? — Bana ne olur mu, tramvay yollark nın parke taşları da Arnavud kaldırımı olan sökaklara nakledilir, — Gene sana re? — Arnavud kaldırımı olan sokaklardat sökülen taşları denize atacak değiller ya onlar da bizün Toprak sokağa döşerler, İ Ben sevinmiyeyim de kimler sevinsin! * Duble denilen bardak, bardakların en garibidir: Yarım litreden, on santilitreye kadar bira alanları mevcuddur. Bazısı haricden büyük görünür. Fakat içi küçüktür. Çün. kü dibi yarısına kadar ve kenarları da bir parmak kalınlığında camdır. Bazısı Earicden küçük görünür amma incedir, | haricden büyük görünenlerden bir misli fazla bira alır. bu dübleleri zamanına öre küçültüp büyültmek, Birahaneler ve müşteriye bardaktan daha n dübleyi ölçü etmiş olmasıdır. Aik garib bir şe' addederek bir fiat tesi Çorluda kadastro işleri Çorlu (Hususi) — Kadastro teşkilâ- tınca kadastrosile meşgul olunan Çor. Tunun musakkaf kısmı 2838 parsel ola rak kasabanın imar: için oayrılan ve haritası yapılacak olan arazi de 157. 8250 metre kara olarak tesbit edilmiş» tir. Umumiyet itibarile (.307. heklar 8350 metre kare bir sahayı kaplaya « cak kadar gerişliyecek olan Çorlunun hâlen nüfusu 13,000 kadar, nahiye ve köylerile beraber 45,000 kadar tahmin edilmektedir... Kasabada devlet inşaatından başka hususi inşaat ta vardır.. ve ekseriyetle asfalt yolun iki tarafında yükselmekte ve yeni bir mahalle olarak ( İstanbul caddesi ismi verilen semtte (toplan “ maktadır... Vasi ova ve cömerd . topraklarında her türlü mahsul oçok iyi bir şekilde yetişmektedir. Ziraat toplu olarak çift hayvanatın - İdan öküz, bir kısım beygir ve az mik. tarda da traktörlerle ve pullukla ya - pılmaktadır. Karasapanı halk kendili « dinden yavaş yavaş (terketmektedirn. Kasabada haftanın Cumartesi, Pazap günü, her yıl birisi 3. Haziran ve di. ğeri -25. Eylâl olmak ve üç gün de « vam etmek üzere iki panayır kurulun | Memleketimizin bir çok yerlerinden bir çök vatandaşların iştirak ettiği bu pa. Jarda hararetli alım satım yapı « f Kasabada (biri Haikspor ve diğeri Gençlerbirliği onamile iki spor klübü vardır. Bunlardan birincisi daha ziyâs de komşu kaza ve vilâyetlere giderek ve onların takımlarını getirterek fut “ İbol temasları yapmakta, (ikincisi ise İfutbol sahasında takımlarına ekzersiz yaptırmak ve askeri takımlarla karşi « İlaşmalar yaptırarak faaliyet (göster « İmektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: