13 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

13 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B ON TELGRAJ i-ıAnlsı-:u-:n DÜNYANIN BUGÜNKÜ GİDİŞİ KARŞISINDA üksek mekteblerde «siyasi tarih» diye bir ders oku - tulur. Benim tavsiyem şu- dur: Büyük Harbden sonraki si- yasi tarih, artık okutulmamalı - dır. Çünkü bir ilim olarak yeryüzün . de siyaset diye birşey kalmadı ki.. »Bunun tarihi kalmış olsun.. Bü - 'Yük Harbdenberi, dünyanın siya- # ahvaline şöyle bir bakın... Ne- ler oalmadı, neler.. Siyaset bir ilim olmaktan çıktı, bir hokkabazlık, bir şantajcılık, bir blöfecülük ol. du. Böyle birşeyi, ders diye, nasıl ekutabilirsiniz?, Bir de «hukuku umumiyei dü- - vel» diye bir ders vardı. Artık, bu ders de bütün manasını, ehemmi- yiyebildik mi?, Tatlı ve iyi olmuş bir portakal için yine 7,5 kuruş wermek lâzım geliyordu. Şimdi, demek ki, şöyle iyice bir portakal almak için tanesine on kuruş ve- receğiz. Ne işdir, ne hikmettir, bi linmez, Türkiye ziraat memle - ketidir: Ekmek pahalıdır. Türki- ye bir yayla ve mer'a memleke - tidir: Et, yağ ve bütün hayvani mahsuller pahalıdır. Ya, Türkiye bir ziraat ve hayvancılık mem - leketi olmasaydı, ne olacaktı?. Artık Allah muhafaza etsin. SATILIK VİLLAYA TALİB YOK MU? Bir gazetede şöyle bir Ilân gör- düm: «Fransada, Nis şehrinde gü- zel ve mükemmel bir villa satılık- — tir. Talip olanlar ilâh.» Evvelâ bu ilânın ne olduğunu KARŞISINDA Son Telgraf farketmedim.. Sonradan anladım. Fransada Nis şehrinde satılığa gıkarılan villa neden İstanbulda ilân ediliyor?. Nis sahillerinde villa satın alacak kadar zengin- lerimiz çoğaldı mı?. Nis, dünya- nın cennetlerinden biridir. Say- fiye, deniz, su, eğlence ve İstira- hat yeridir. Bütün dünya zengin- leri, kış mevsimlerini orada geçi- rirler. Akdeniz sahilinde, — kışın bahar havaşı esen bir yerdir. Doğ- rusu gönlüm çekti. Fakat, ney- leyim ki, ben, İstanbulda, başı- mı sokacak, iki odalı bir ev alma- yı bile henüz hatırıma getiremi - yorum., Allah hayırlı müşteri versin.. GÜNAH ÇIKARMAĞA GELEN KADINLAR İzmirde, harab bir kilise, bele- diye tarafından istimlâk edilir - ken, bir amele, bir define bul - muş... Tenekeler dolusu sarı sarı altınlar çıkmış... Definenin — bir kilise içinden çıkmasına şaşmı - yorum.. Bunlar ,herhalde, günah çıkarmak için killseye gelen ka- dınların, papaslara verdikleri ul- tınlardır. Tenekelerdeki altınları saymalı.. Kaç tane ise, o kiliseye © kadar günah çıkarmak üzere kadın gelmiş demektir. İşte size hiç şaşmıyan bir istatistik.. KOCALARINA İHANET EDEN KADINLAR Geçmiş asırlarda kocalarına ihanet eden kadınlara ne ceza ve- rildiğine dair, bir gazetede, Lir istatistik okudum. — Orta çağda, Fransada, kocasına ihanet eden kadınlarm kirpikleri, kaşları tı- raş edilirmiş. Bu ceza mı?, Yir- minci asırda da, bilhassa sinema yıldızlarının kaşlarını tıraş et - tiklerini görüyoruz. Acaba bu: «Merdi kıbti sirkatin söyler» ka- bilinden mi?. AHMED RAUF p KÜÇÜK İ HABERLER *& İtalyadan çıkarılan Yahudi- lerin bir çoğu Fransa ve İngiltere ye gitmektedir. * İngiliz gazetelerinden birinin verdiği malümata göre Çember - lay'n Londrada bir sulh konferansı toplamak tasavvurundadır. * Slovakyada sükünet avdet etmiştir. Yeni kabineyi Sidor teş- kil etmiştir. Yeni kabine memle - kette müsald bir hava uyandırmış- fır.. Cumhürrelsi yeni kabine a- “ zalarını kabul ederek uzun boylu —© konuşmuştur. * Ankara radyosunda kipara - zitlere mâni olmak için tedbir a- Tınacaktır. x Rahatsız bulunan Vali Lütfi Kırdar iyileşmektedir. v Eski cemiyetler, yeni cemi- jyetler kanununa uymak üzere ni- zamnamelerini değiştirmekte ve vilâyete müracaat etmektedir. - Tarihi Roman: No. 21 Haccac'ın adamı, evin kapısı ö- münde dolaşan nöbetçilere: —— — Fatma kaçtı.. Onu takip ede- Tim. — — Diye bağırmağa başladı. — Bu sesi duyan Haccac taraça- (ya koşmuştu. — Mel'unlar.. Önu kapıya ka- dar getirdikten sonra nasıl oldu da kaçırdınız.. Koşunuz peşinden. Diye bağırıyordu. Birkaç atlgbirden sokaklara ya- yıldılar.. ği Ü anam Fatmayı karanlıkların koynun- — da aramağa Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Denizbank Müdür'i Yarın Geliyor Lenizbank teşkilâtından tadi - lât yapılacağın yıazmıştık. Aka; Denizyolları idaresi birleştirile - cek, kılavuzluk havuzlar İstanbul ve İzmir Uman idareleri de birer müessese hâaline konulucaktır İktısad Vekâletile Alman heyeti arasında vapurların noksanlarının | ikmali ve üç vapurun ısmarlama mukavelesinin feshi etrafında mü-) zakerelere başlanmıştır. < Etrüsk vapurunda te't'kat ya - pan Alman teknik mütehassısları tetkiklerini ikmal etmiştir. Denizbank umum müdürü Yu- guf Ziya Erzin bu akşam Arkara- dan hareket edecektir. Ü iri * Ecnebi ve ekalliyet mekteb- leri türkçe muallimleri şüra için bugün tekrar toplanacaklardır. Yazan: CELAL CENGİZ Şamın #okaklarında gece adam aramak ve bulmak çok güçtü.. Evler sık, sokaklar dar ve uzun- du. Şam, o devirde dünyanın en büyük şehirlerinden biri sayılır. dı Fatmayı şehir içinde saatlerce aradılar.. Bulamadılar. — Atlılar Haccac'ın evine döndüğü zaman " gece yarısı olmuştu. Haccac hiddetinden yerinde. du- ramıyordu.. Artık ne neş'esi kal- mıştı, ne de eğlence devam edi- yordu. Haccac: — Onun hesabını yarın görü - ş'a 'Vaziyeti Tedkik Zehirligaz Kursları Muallimler Yaz Aylarında Köylere Gönderilecek İstanbul vilâyeti kaza ve nahi- yelerinde zehirli gazlerden ko- runma kursları devam etmekte- dir, Bu kurslar 6 dersten ibaret ol- mak üzere 15 günlüktür. Son dev- re de bugün nihayet bulacaktır. 44 üncü ilk mektebdeki zehirli gazlerden korunma kursuna 40 kişi dahil olmuştur. Kursu ikmal edenlere vesika verilecektir. De- Yam etmiyenlerden ise beş lira- dan 25 liraya kadar ceza alına - caktır. İ Kurslara yaz aylarında başka veçhbe verilecektir. Muallimler tatilden istifade ederek köylera gidecek, köylüye zehirli gazden korunmasını öğretecektir. İstan- bul seferberlik müdürlüğü ile ma- arif müdürlüğü bu bususla bir program vücude getireceklerdir. ği ni Polis Yardım Nizamnamesi Hazırlanıyor Polis bakım ve yardım sandığı nizamnamesi yakında Devlet Şü- rasından çıkacaktır. Projede em- niyet umum müdürlüğünden ma- aş alan memurların mühim ve müstacel ihtiyaç ve zaruretleri e- ralarında kendilerine yardım aile-, lerinin veya kendilerinin hâyat tarzlarını ve istikballerini medeni inkişafa ve refaha mazhar kılmak için icabeden her türlü kolaylık gösterilmektedir. Her vilâyette emniyet müdür ve ümirleri sandık — heyetinin tabil reisi olacak ve iki senede bir san- dık heyetine aza seçimi yapıla - caktır. Aylık aidat yirmi İiraya kadar asli maaş alan memurlar- dan ayda bir lira, 20 - 35 liraya kadar maaş alanlardan İki, 35 - 40 liraya kadar olanlardan 3, 40 - 58. liraya kadar olanlardan 5, 55 - 70 liraya kadar olanlardan 7, 80 - 90 | liraya kadar olanlardan, 10, 90-125 liraya kadar olanlardan 15 lira aylık alınacaktır. Işçilerin Edili lIyor Ankaraya gittiğini haber ver - diğimiz Milletler Cemiyeti mesai bürosu müdürü bugünden İtiba- zen tetkiklere başlıyarktır. An- karadaki tetkikler - bitirildikten sgonra iş mantakalarında bi tetkik| seyahati yapacaktır. Mütehassıs, iş ve İşçi vaziyetleri üzerinde a- lâkadarlardan izahat almaktadır. tetkikat bitirildikten sanza Vekâ- lete mufassal bir rapor verile - cektir. İş dairesi işçilerin her türlü mü- racaatlerine karşılık verecek ma- | hiyette değildir. Yakında yeni e- saslar dahilinde genişletilecek olan iş dairesi nizamnamesi her türlü Diyerek yattı.. di. Haceae o gece Fatmayı sevdiğini anlamıştı. Vezirin zevceleri ve gözdeleri arasında önun kadar — kendisini | meşgu! eden bir kadın yoktu. Fat- ma hem akıllı ve zeki, hem de cesur ve atılgan bir kadındı. — İşte bu kadın, tam benim ka- run olacak kadındır. Ben onunla bütün harblere ve akınlara bir - likte gidebilirim. Diyordu. Yatağında yatamadı. 'Tekrar kalktı. Kendi kendine söylendi: — İyi amma, Fatma neden ka- çıyor benden? Onu nasıl kendime çekmeliyim? Bu sırada oda kapısının önünde bir ayak sesi duydu. Ellerini vurdu. Bir haremağası kapıdan başını uzattı. Fakat uyuyama- P O Li S Ve.. Mahkemeler Bir Daha Suçu Sabit Olan Mike Cezalandırıldı aznun Mike, içleri gülüm- siyen elâ gözlerini ikinci ceza hâkimine dikti ve a- Har ağır anlatmağa başladı: — Biz, elli senedenberi Yeni - köyde oturuyaruz. Bu bahçeyi bize bir İngiliz bıraktı, İngillereye| gitti. Dedemn uzun zaman bu İn- gilizin - bahçesinde bahçıvanlık yaptı. — Benim dedemi bir gün ça - ğirir efendisi İkarşısına, der gi- deceğim- ben memlekete, — fakat çok sürmez, geleceğim yine... sen bahçede çalış, ona kendi malın gibi bak ve mahsullerini de sata- rak evini geçindir. Fakat gidiş o gidiş. Dedem öldü gelmedi, La- bası öldü gelmedi. Hâlâ bekleriz gelecek diye... Geçen sene, bir gazetede bir ilân çıkmıştı. Bu ilânda «Her bah- çe sahibi şubatın 15 ne kadar a- gaçlardaki tırtılları temizliyecek diye... Biz fakiriz, halimiz vakti- miz yerinde değil. Akşama kadar çalışıyoruz bahçede ve kazandığı- mız üç beş kuruş ile ancak idare edebiliyoruz evimizi... Bizim gibi adamlar inerede okuyacak ga - zete?i. Tabil haberimiz olmadı bu ilândan... Bir gün bir fen memu- ru geldi birkaç amele ile bizim bahçeye.. dedi, sen bahçendeki çam ağaçlarına musallat olan tır- tılları ve bunların keselerini top- lamamışsın. Onları biz toplıyaca- ğız. Ona: — Ben her sene bun - ları temizlerim. Bir kaç gün son- ra yine bülün çamlardaki tırtıl- dârı tophyacaktım, dedim. Fen memürü:— Artık geçmiş ola, dedi. Şimdi bu işi biz yapa - | cağız. Ben de: — Madem & yet ettiniz, haydi girin, toplayın , Aradan bir müddet geçtikten son- ra haber aldıra ki, vermiş beni o memür mahkemeye... Mikenin suçu sabit görüldü - nden 5 lira para cezasına mah- edildi. aç om M. HİCRET Fethi Okyar Fahri Doktor İskoçyanın Sentandr Üniversi- tesi, Türkiyenin eski Londra bü- yük elçisi Fethi Okyara bu Üni- versitenin fahri doktoru Ünva - nni vermeği kararlaştırmıştır. Bu hün sebebi, Fethi Okyarın Londrada bulunduğu müddet zar- teveci fında gösterdiği liyakat Ve vatan- severliği ile İngiliz elkârı umu- miyesinde Türk perestijini kur - mak hususunda gösterdiği faali - yettir. y ihtiyaçlara karşılık verecek ma- hiyettedir. — Daha uyumadınız mı, Seyid?| Haceae güldü: — Sen misin kapıda dolaşan, Sadık? — Bu gece köleniz nöbet bek - diyorum.. Bir emriniz var mı? Sadık, Haccacın eski kölesiydi. Efendisine çok sadakat ve bağlı - hk gösterirdi. Haccac — İçeri gir.. Diye seslendi. Sadık kapıyı kapadı.. ha soküldü. — Otur, Sadık.. Seninle dert- leşmek isterim. Haremağası yatağın dibine o - turdu. — Vezirin — Rahatsız mısınız bu gece, se- yidt — Çok rahatsızım. — Nerenizde ıztırabınız? Baceac gülümsedi — Kalbimde, Genç Kızı Dönmiyen Patron İğfal Etmiş Bir Zenğinin Kolları Arasına Bırakmış Polis, son zamanlarda randevu- culuk ve genç kızları fuhşa teşvik edenlere karşı çok sıkı bir müca- dele açmıştır. Bu cümleden olmak üzcre zabıta bir küçük kızı kan- dıran bir kadın hakkında tahki - | Kata başlamıştır. — Nişantaçında | Meşrutiyet mahallesinde oturan | on üç yaşlarındaki Sabahatin an- nesi ölmüş, kimsesiz kalmıştır. Fa-| kir geçinmesine rağmen güzel olan | bu kıza sokakta gezerken bir ka- dın musallat olmuş, evine götür- mek istemiştir. Kadının vaidle - rine aldanan çocuk götürüldüğü meçhul evde bir adamın kolları arasına bırakılmıştır. Bilâhare kızın şüpheli hareket- lerinden herşeyi anlıyan Sabaha- | tin akrabası keyfiyetten polisi ha-| berdar etmiş, Katina adındaki k: dınla meçhul zengin yakalan - mıştir. Dün Gece Bir Köşk l Yandı Dün gece Topkapı — haricinde Mithatpaşa çiftliğinde bir yangın çıkmış ve çiftliğe ald büyük bir köşk yanmıştır. Saat 1448 de itfalye yetişmiş fa- kat Tüzgârın şiddetle esmesi ah- şab binanın tamamen yanmasına sebeb olmuştur. Yapılan tahkik: göre, yangının bir dikkatsizlik yü zünden vukua egldiği anlaşılmak-, tadır. Köşke aid zarar henüz tah- min edilememiştir. İlkmekteb Muallimleri de | Düşünülecek | Maarif şüresından ilk mekteb- Jerdeki tedris ve idare işierirde mühim değişiklik yapılması istem-| mektedir. Yazı şekli her n.ektebde ayrı ayrıdır. Çocukları bu karışık-| lıktan kurtarmak lâziımdü. İlk mekteblerle orta mektebler ara - gında terbiyevi ve tedris şekli ve sistemlerde de derin bic fark var- dır. Bu fark da ortadan kaldırıl- malıdır. İlk okullardaki teftişler gayri muntazam bir şekilde cereyan e: mektedir. Teftişler idaro”udamları tarafından yapılmalıdır. İlk mekteb muallimliği değerli ve kıymetli bir mesle haline geti- rilmeli ve muallimin mesleğinde sine imkân verilmelid r. İlk mekteb muallimlerinin ma- aşları azdır. Bugünkü şeralt al - tında kıymetli muallimlerin mes- Tekten çekilmelerine mâni oluna- miyacaktır. Arab birdenbire gözlerini açarı sordu: — Kalb ağrısını kim tedavi e- der, seyid? Haccac cevab vermedi. Sadık ayağa kalktı: — Bu hastalıktan kim anlaras hemen gidip getireyim, seyid! Tz« farab çekmeyiniz. Haccac, sadık kölesine derdini açtı: Tüccarın Dileği Yerine | veren €en son kademeye kadat rükselme-| berber dükkânlarına en yeni şe- Alacaklı Olanlar Getirilecek İspanya Cumhuriyet hüküme- tine vaktile satılan yumurtaların paraların alınamamış ve bilâla- re de yumurta gönderilmesinden sarfınazar edilmişti. İspanya top- raklarına bugün Franko hükü - meti hâkim bulunmaktadır. İspanyanın yumurta ihtiyacı - ni karşılamak üzere birkaç sene- denberi Bulgarlar faaliyete geç- miş ve büyük mikyasta tavuk ye- tiştirmeğe başlamışlardır. İspan- ya Cumhuriyet hükümetine pe - şin para ile bir müddet yumurla Bulgarlar halen Franko hü- | kümeti ile anlaşmıya teşebbüs et- mişlerdir. Halbuki İspanya hü - kümeti bizden şimdi tavuk al - maktadır. Bulgarlar — Avrupada bilhassa İspanyada yumurta ka- tışına hâkim olmak için büyük fa-| aliyet göstermektedirler. Memle- ketimizden büyük mikyasta ta - vuk ihracına başlanmış — olduğu yumurtacılığımızı - haklı olarak telâşa düşürmüş, İktısad Vekâle- tirin nazarı dikkati celbedilmiş- tir. İktisad Vekâleti tavuk ve yu - murta ihracının beynelmilel va- ziyeti tetkik edecek, bu beynel - milel sahada ne şekilde hareket etmemiz lâzım geleceğini tesbit edecektir. Bilâhare ona göre ha- rekete geçilecektir. Berberlerin Sıhhat Cüzdanı Yok mu İmiş ? Berberler cemiyeti, berberle. rin cemiyetlerine girmemekte 18- rar gösterdiklerinden şikâyetçi - dir. Her berberin muayyen raman-i larda sıhhat ve muayene cüzdanı alması lâzımdır. Sıhhat ve mua - yene cüzdanı almıyanların çalış- maları yasak edilmiştir. Belediye zabılası memurları dükkânlarda kontrollar yapmağa ve bu gibile- rini yakalamağa mecburdur. Kon- trollar vaktinde yapılmadığı için birçok berber çırak ve kalfaları muayene cüzdansız olarak çalış- maktadır. Berberler cemiyeti, kontrollar altında yapıldığı takdirde dükkân- lar da pislikten kurtulacağını ve bu suretle cemiyetteki aza sayı sının çağalacağını iddia etmekte- dir, Usta berber buhranı baş gös- | termiştir. Belediyenin müzahereti ile berberlik mektebi ıslah olun- duğu takdirde bu mahzur ortadan kalkacaktır. Berberler arasında teavün san- dığı açılması lâzımdır. Bu suretle kil verilebilecektir. öi v Dış limandaki tahmil ve tah- liye masraflarının daha ucuz ol - duğu görülmüş, tetkikata başlan- mıştır. — Bunun kolayı var, seyid! Si- hirbazlardan birine emrediniz.. Büyü yapsın.. O zaman kendi ayı ğile kapınıza gelir. Haccac sevindi. — Güzel bir fikir. Bunu düşün- memiştim. Yarın sihirbazlardan birine git.. Bu işi aç., Ve ne isterse vadet, Fakat, Fatmayı kısa zaman| tçin ayağıma düşürmeğe çalışsın! — Metük etme, Seyid! Bu işi — Fatma hoşuma gidiyor, dedi.| kölenizden başka kimse yapamaz. bu gece onunla konuşmak, onun hazin sesini duymak istemiştim. Dolabla kapıya kadar getirdikleri) halde — kaçırmışlar. Bu kadınım boynunu nasıl eğmeli Sadık? Ben bu kadını yanıma almak niyetin- deyim. — O, bir dişi kaplana benzer, seyid! Onu yanmıza — alırsanız, korkarım ki, günün birinde size zararı dokünür. — Nasıl ye>>>lr da onu kan - dırmalı?! Ben bütün sihirbazları tanırım. * SİHİRBAZIN EVİNDE. Ertesi gün, Haccacın kölesi, Şa-| | mam meşhur sihirbazlarından (Mo- y) nn evine gitti. O, bu ihtiyar sihirbazı çok Iyi tanırdı. Haccae Şamda olmadığı zaman, Haccacın zevceleri, Sadıkı ona sık sık göne ı derirlerdi. ya'da Karışıklık Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Çekoslovakyada, bir defa dahâ enternasyonal politika sahnesinin ön plânına geçmiştir. Birkaç gün denberi ajans telgrafları tarafın- dan verilen haberler, bu memle- ketin karışıklık içinde bulundu - Hunu bildirmektedir. Hakikat şü* dür ki Münihtenberi Çekoslovak- yanın ne dahili vaziyetinde, ne de harici politikasında — istikrar hu- sule gelememeştir. Çekaslovakya Südet mıntakalarını Polonyaya ve cenubi İslovakya ile Rütenyanın bir kışmını da Macaristana ver - dikten sonra da bu komşu dev - letleri tatmin etmiş değildir. Po- lonya Rütenyanın Macaristana il- hakını istiyor. Almanyaya gelin- ce; gerçi bu devletin araziye aid iddiaları tatmin edilmiştir. Fakat Alman iddiaları bununla bitmiş olmuyor. Almanya, yeni Çekosle- vakya ile münasebetlerini tanzim ederken, bu devletin, siyasi askeri ve “iktısadi bakımdan — kendisine tâbi olmasını istemestedir. Al < manya, Çekoslovak — topraklarını şimalden cenuba kateden bir 0to- mobil yolü inşası için imtiyaz al- mıştır. İmtiyaz şartlnrına bakıla- gak olursa, bu yolun geçeceği ara* zi. Çekoslovakya hâkimiyeti al - tından çıkıp Alman toprağı ola - caktır. Almanlar, Çekoslovakya - nın, askeri kuvvetlerini otuz bim raddelerinde tahdid etmesini isti- yorlar. Halbuki eski Çekoslovak- ya otuz beş fırka asker çıkarırdı. Almanya, Çekoslovakyada yaşıyat Almanların askerlik hizmetinden istisnalarını temin etmiştir. Fakat bu Almanlar husust askeri teşki- lât yapmak hakkını haizüirler. Verilen haberler doğru ise, şimdi de Almanlara aid ve yalnız Al * manların hâkimlik yapabilecek- leri hususi mahkemelerin kurul> masını istemektedir. Yani İmparatorluğundaki — kapitülâs - yonlara benzer bir vaziyet demek* tir. Çekoslovakya, emniyetinin vE hatta varlığının kuvvetli komşu- sile iyi geçinmekte olduğunu dü- — şünerek, Almanyanın bu istekle - Tine karşı uysallık göstermektedi!. Fakat büsbütün Almanyanın va- #sali vaziyetine düşmekten de ka* çınmak istiyorlar, Çekleri yola ge tirmek için Almanyanın elindeki tazyik vasıtaları çoktur. Bilindiği gibi, Münihten sonra Çekoslovakyanın devlet teşkilâtı da ehemmiyetli bir inkılâb geçir> miştir: Merkezi devle: sistemi ye- rine bugün, merkezi Prag olmak üzere, Bohemya ve Moravya, met” kezi Bratislava olmak üzere, Slo- vakya ve merkezi Hust olmak Ü* zere, Karpatlar Ukranyası ve yar hud da Rütenyadan ibaret olmak | Üzere bir federal devlet sisteml vardır. Çekoslovakyayı teşkil & den üç unsur da ayrı kabinelet tarafından idare — edilmektedir. Yalnız bir cumhırreisleri vardır. Ve milli müdafaa ile harici poli- tika Prağdaki merkez otoritesinit | elindedir. Bu federal sistem, ha < riçten yapılan entrikzlar dolayı « sile, bir türlü yürüyemiyor. Bir | defa Bratislava ve Hust, doğru * — dan doğruya Berlin Ile temastadıf* | lar. Geçenlerde bir Slovak heyeti (Devamı 6 mcı sahifede) —| Bağdat'tan Istanbul'a | Vaktlle Bağdadda, bir vali, palkı

Bu sayıdan diğer sayfalar: