13 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

13 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ESKİ ESERLR Mahkükât Müzesi için Yapılan Hazırlıklar Tamamlandı AntikaHlılar gösterilecek anuazzam bir| tirilecek, ayrıca bir halı meşheri kiz odası wardır. Siulena en ehem-| mivetli ve İaşmetli taşlar yerleş- | ŞEHİR. İHTİYACLARI Belediye Garajları Açacak eceleri Otomobiller Dışarıda Bırakılmıyarak Buralara #irirde asri bir vtomobil a - | telyesi — bulunmamaktadır. Birçak satabüs sahihleri oto- büslerinin karaserlerini İzmirdeki bir atelyede yaptırmak Mmeseburi- yetinde kalmışlardır. Faluti o - tobüsler şehir sokaklarını süsliye- bilmektedir. Karık. dökük bir oto-, büsün asfalt bir caddeden geçmesi! hoş görünmiyen bir manzaradır. Belediye 'bu hususu tetkike baş - ] damıştır, Otobüs seyrüseleri Be- lediye daradından idareye başlan- dığı resnada bir de atelye yapıla - cağını yazmıştık. Atelyenin aşha- sa ait otobüs, kamyon ve sair mo- Yaksı otomobillerinden iher birine — müzelerin bir şubesi Mıntaka Alınacak törlü nakil vasıtalarının da ihti - yaçlarına karşılık verecek şekle sokulmasına çalışılacaktır. Atelyenin Şişli ve Fatih cıvarın- da Inşa edilmesi düşürülmekte - dir. Belediye den heyati tarafın - dan süçilecek bir heyet yeni atel-| yenin yerini tesbit edecektir. Aynıca bir garağın inşası da düşünülmektedir. Birçok kim » seler garajsızlık yüzünden oto - mobillerini sokaklarda alakoy - mnaktadır. Muayyen yerlerde u - mumi garajlar yapıldığı takdirde bunlardan istifade «tmok her za- man kabil olacaktır. bir görünüş Okullarda Himaya İşleri | İstanbul vilüyeti dahilindeki (li okullarda okuyan kimsesiz, yoksul çocukları himaye eden heyetler çalışmalarına devam etmektedir. Bu meyanda İstanbul 10 uncu mekteb himaye heyeti başkanı bu- lunan hâkim Rıza bu okulda bu- lunan talebelerden 32 çocüğa a - yakkabı, çorap, ve aair eşya ver- mek suretile çocukları sevindir - aniştir. DURLU Hafid Efendi, bizaz göryaşı dök-| tüktem sonra, kalbinin zehirini at- mışti. Nihayet; kendmi toparladı. Ağasma hitaben: — Muflak Böyle mi elmak 1â - zım? | — Ficndimiz, başka türlü ça - Tesi war ma7. — Biliyorum ki; bu herifler her gün canınızdan bir porçasını ko- parmaktadırlar... Fakat — Desene, bu kızı da kaybede- ceğiz.. — Peki; ya plânımız suya düşer| ZORBALAR SALTANATI Köse İvanof'un Mihmandarı Birkaç güve kadar şehrimize ge- lecek olan Bulgar Başvekili Köse İvanofun mihmandarlığına Ha - riciye Vekâleti ticaret ve iktısad Gzüresinden Fikret tayin edilmiş- tir. Fikret diğer hariciye memu: larlie beraber hududa kadar gi - decektir. Köse İvanof Ankarayı ziyaretlerinin ilk günü Etnoğraf, müzesine giderek Atatürkün ta - Yazan; M. Sami KARAYEL bu herifçi oğlu me kıza ve ne de gülâma chemmiyet vermeyip ge- Çip giderse #onra, ne yaparım ben — Ne gibi efendim?. — Kız, gulüm ile yüz göz olup kaynaşmış olmuyacak mi?.. Bu hal| ne de olsa kızı çileden çıkarmış olmıyacak mı? Nihayet körpe bir fidan bu... Hafid Efendinin son sözüne ağal da cevab verememişti. Efendisi - min söyledikleri doğru idi. Sonra, Mihriban ziyan olacaktı. Altınış paralık bir iç oğlanının gönül sı- zısına tutulacaktı. — Ağa; bir an Halkım Şikâyeti ** | sküdar, Kadıköy ve hava- Uüı—ııı—rıı-—ııııı- dan sik sık şikâyet mektub- ları alıyoruz. Bunlardan son ge- llen biri diyor ki: , sünden şikâyetimiz var, İdare iyi, boş... Fakat, tramvaylar çok sey- zek işliyor. Bu yüzden gerek Ka- çek defa vapuru kaçırıyoruz. Bu idarenin çok kazanmadığını bili - yoruz. Fakat, melice me olarak? BÜRHAN CEVAD Benzin Alkole Kangrı_lacak Vekâlet Yeniden Tetkiklere Başladı Şeker fabrikalarında istihsal o-| lunan alkoller sarfedilecek yer bu- lanmaması yüzünden depolarda Kkalmaktadır. Mütehassıslar elde edilen bu alkollerin gündengüne istihlâki arlan benzine zarıştırıl- mak süretile sart için alâkadar makamlara bir tapar vetmişlir. i Altı senedenberi benzine alk karıştırarak kullarılması için İ sürülen mütalealar kabul edilme- miş ve İkol karıştırma Huretile devletin zarar göreceği iddim edi lerek bu tşe girişilmiştir. Tediki kala yeniden başlanmıştır. Darüşşafâkanm 66 ıncı Yılı ka, dün kuruluşunun önümünü parlak su - rette tes'id etmiştir. Mekteb sa - Tonünda yapilar toplantıda yur - Gün eski mezunları, talim heyeti ve talebe bulunmuştur. Darüşşa- fakamızdan idare heyeti umumi Kdtibi bir nutuk söylemiş, Darüş- şefakanın tarihinden bahsetmiştir.| Nutukların söylenmesi — bittikten sonra yemeğe girilmiş, — bundan sonra saat 16 ya kadar eğlenil - miştir. TURİZM PROJESİ Deniz “S—BON YELGZAF— 18 Maar im — Oteller Hakkındaki (Mah sulleri Tetkikler Bitirildi Belediye Tarafından Hazırlana Projenin Boğaziçinde güzel elediye reis muavini Lütfi, Boıcıımn ne şekilde ıslah e dilebileceği etrafında yap- ymş olduğu tetkikleri tamamla - maştır. Lütfi hazırladığı Taporu Belediye reisliğine vermiş ve ra- | porunda şu nokişlar üzerinde dur-| muştur: ) — İstanbulda miktarı ardır. 2 — Mevcud oteller müşteriyi memnun edecek şekilde hazırlan- mamıştır. 3 — Otel müstahdemini müş- teriye muamele etmesini bilme - mekte, bilhassa bu hal ecnebiler karşısında çok çirkin görünmek- tedir. 4 — Eğlence yeri otellerimizde noksandır. 8 — Dağ otellerimiz — yoktur. Halbuki şehrin coğrafi — vaziyeti buna pek müsaiddir. Esasen bun-| dan bir müddet evvel Südet kıt'a- sından ayrılan Çekler şehrimize Esasları âranmaktadır. Mevcad otellerin astaba içi Be- lediye turizm şubesi müdürü Se- muha verilmiştir. Semuh alâka - | darlarla temaslar yapılacak, otel-) lerim iktiyacı kanşılıyacak — şekle sokulması için lüzam geler aslaha-| f tesbit edacak ve bilübare ısla - hatın tatbikine geçilecektir. gelmiş, tetkikler yapmışlar ve bu öy kalkınması için Ziraat K Vekâletinde hummalı bir faaliyet göde çarpmaktadır. Milli Şefimiz İsmet İnönü İstan- bula yaplıkları son seyahatlerin- de köylü ile görüşmeler yapmış - | lar ve köylünün — ihtiyaçlarınım | makine üzetinde birleştiğini gör- müşlerdir. Zirsat — Vekâleti, bu mokta üzerinde ehemmiyetle dür- maktadır. Köylüye pulluk ve kar- man makinesi dağıtılması imkân- ları araştırılmaktadır. Ziraat makinelerimiz henüz bol değildir. Son verilen — molümata butuna hürmet ifadesinde bulu- nacaktır. Bulgar Başvekiline gü- zide bir matbuat heyeti refakat et mektedir. içinde beynini yordu ve şu- tedbiri buldu: ; — Etendimiz, gulüma ve kıza tenbih eyleriz.. Hususiyetleri yab nız soyunmadan ve bir gösteriş - ten ibaret kalır.. Ağanın bu lâfı üzerine biraz vel ağlıyan Hafid Efendi kahka- heyı bastı. Gülmeden bayılıyordu. Mükabele etti: — Hâhı ağam; işte, senin de bu tarafım zayıf tıpkı benim plâm - Tur mu? Bu gibi şeyler emre, ira- deye, idama, zora gelir mi?. Hefid Efendinin mülühazaları doğru ldL Sabaha kadar bir yerde hususiyet dahilinde kalan iki genç uryan bir halde durabilirler miy- di?.. Bu, irade ahlâk düşüncelerini! bir anda yok &debilecek bir var- hık idi. Ağa, şaşırmıştı. Kızı fedadan başka çare yoktu. Efendisine göre 'Türk topraklarıni işleyen â- Jet ve makinelerin — yekünu bir milyon dört yüz on üç bin beşyüz KÖY KALKINMASI -— ——— 'Ziraat Makinelerinin İslahına Girişiliyor Kara Sabanın Yerine Pulluk İkamesine Çalışılacak Pulluk müktarı iki yüz on bin ye- di yüz doksan dört, kara sapan sayısı bir milyon yüz seksen ye- di bindir. Kara sabanın mümkün olduğu kadar ziraatte az kullanılmasına ]w ve onun yerine seri iş gören ma- kinelerin ikamesine çalışılacaktır. 16 Mart Şehitleri İhtifali On altı mart ihtifali pragramı | doksan kadardır. Bu büyük raka- Hüzırlanmıştar. İltifal 16 mart 1939 min içinde makine sayısı ancak on beş bin —yedi yüz ©n birdir. ları arzetti: — Etendimiz; Mihrbanı feda - dan başkt çare yoktur öyle ise... — Ne gibi feda edeceksin? — Kadıpaşa herifi aldırış etme- yip giderse; Kızla oğlamı birbirine Sikâhlarız... Ne yapalım?., Hafid Efendi. ağanın bu sözleri üzerine tekrar baygınlıklar ge - çirmeğe başlarmştı. Mihraban na- sıl olur da nikâh edilerek harimin- den uzaklaştırılabilirdi. Hafid Efendi, asabileşmişti. Ha- mamdan çıkan bir adıama örtülen soğuk bir peştemal altındaki vü- cud gibi Ürpererek titriyordu. Ne diyeceğini, neye karar ve - receğini bilemiyordu. Ağa, efendisinin fevkalâde Gzül-| bu işte fedakârlik düğünü, hatta, şuurunu bile kay- bettiğini hissederek, onu daha zi- yade ciddiyete sevketmek ve tez elden karar vermeğe #evketmek için sesinin tonunu değiştirdi. Cid. diyetle şunları söylemeğe başla- | perşembe günü semt 15 de Byübde, | züz, gül we dere uiğrağı dümayan | kacak bir vapur askeri kıf'aları, | tebler we halk iştirak edecektir. Kanunu Tİktısad Vekâleti denir mahsülleri kanun projesinin Meclise sevkini | geciktirmişti. Proje üç senedenberi dır. Avrupada balikçı memileket- leri bu hususta mütemadiyen in- | ikişaf — göstermektedir. İstihlâk maiktarını çoğalimak için birçek | imkânlar aranmakta, halkı et ka- | dar balığa da alıştırmağa çalışı! - | maktadır. Deriz mehsulleri projesini ye- | kında 'Meclise sevkedileceği du- | yülmuş ve bu haber belikçülerı zi4) “yadesile memnun etmiştir. Yal - nız Vekâlet projeyi Meclise sev- kelmeden evval bir kere daha in- | celemeğe karar vermiş, İstanbul ğ Türkafisini bu işe memur etmiş- | İ l | kasabalarımızda balık yemek âdet skmamıştır. Hsasen bu yolda vü- cude getirilmiş bir deşkilât da ya pilmadığtı için halk balık v | | göürmemcedir. Halkımızın ete | «ilduğu gibi balik yemede de alış-. fardması üçin balikdarın ta içeri- lere kadar sokulması 'çin teşkilat vücude getirllecektir ——— | | Hususi Hastahane Açılacak Hususi hastaneler taçılması için | Sıklü ve İçtimai Muavenet 'Vekâ- letince yerilecek ruhsatnameler, tabsbet mensublarına verilen şö- | hadetname, rühsatname ve ilitisas | vesikaları bir harca tâbi tutulmak-| tadır. Ağmi suretle maksadı men- y ya lâbaratuarlarının — açilmasına | dür Tuhsutnamdlerin de bir harca| tâbi tutulması, keza fennl göslük-. çülerin de Sikihi ve İştimsi Mun- venet Vekületinden ruhsat dlarak harca tübi tutulmaları için bir ka- nun projesi hazırlanmıştır. Küprünün #Hizlir iskelesinden kal-| konuşucak «lan Meliha Avninin | mutku ile başlanacaktır. Halkev - saat on dörtte davetllieri alarak hareket edecektir. Morasime askeri kıt'alar, mek- doktor Hulüsi, gençlik namına da) Üniversiteden bir talehe söz söy- Jiyecek, nutuklardan sonra bando| matem havası çalacak, şehidliğe | çelerikler konacaktır. Havaya bir manga asker Üüç -defa #teş edecek, | yapılacaktır. Saat on üç buçukta | geçid resmi yapilaciktır. : Yemdları kurtarmak için yardıma — Efendimir; plânımızm umu- | gölmemesini #temin etmek Tüzim- mi tatbikatında muvaffak olmuş | dir. Bu da yabana atılacak bir şey bulunuyoruz.. Kamertab, kendi- | değildir. Binaenaleyh; Kamerteb sine verilen vazifeyi kemali me- haretle yaptı. Ve yapmakta de - ne nezdi Alinize avdet edecektir. Cönün köleniz de vazifesini yap - miş bulunuyor.. Ve yarın için kendisine düşecek varifeyi de haretle yapacağına eminsinâedir. İdris Paşa, Boşnak ağa, Köse büda Ahmed efendi işleri de ar- Zuyu Glileri veçhile iera olundu. Bütün bunlar can ve mal feda - kala bir Kadı Paşaya katldı. Wiğer, | maazallah belki sonu vahim olur...| Sebebi de zatı devletinizce ma - lümdur.. Kadı Paşanm Alemdarı| ortadan kaldırmak için bir rolü / şoktur. Yalnız; Sevi$liyi muha - | Sara eden Yeniçerilere karşı A - vam etmektedir. İnşallah yarım yi-/ Züruridir. Kulunuzun aklına şu we Cânân gibi muvdkkat 'bir za - man için Mihribanı da feda etmek! tedbir geldi. Müsaade buyururez- Miz arzödeyim. — Söyle ağam! — Biendimiz; eğer, Kadı Paşa; ikız ve gülüma ehemmiyet verme- vip giderce bilâhare gelimin vü- cudünü ortadan kaldırırız.. — Nanl? — Zehürleriz... Hayatına tabli bir ölüm hüdisesi gibi nihayet ve- viriz... Mühriban da gülâm da kur- ulur bu sevdadan... Başka çare yoktur. Buyurduklarınız doğru - Gur.. Ateşle parmik Bir arada a- lev almadan birleşemez.. 'Bu bir Ağanın son tedbiri Hafid efen- düyi biraz Sükünete irca etmişti. (Devamı var) Rüşdiye Hasreti eçen gün bir mecliste, mü- mevver, yaşlıca bir aat güy. le diyordu: — Bugfünlü «eta mektobler, ce- ki süştiyeler derecesinde bile ta- Tebe yefiştiremiyor, nerede © bi- zim zamınnımıadaki talebe.. Şim- diki çecuklar türşey öğrenmiyor. dar. (Geçen gün de, muharrir arka- daşunır Vü - Nü, birkaç gencin, Ahmed Hikmetin «Yeğenim> |- simili monoloğunu bilmemelerini hayretle karşılıyor ve bütün yeni | mesle vehalet damgasını vuran bir eda ile külem yürütüyordu. Evyelâ 'Vâ - Nü'ya cevab vere. «Yeğeniyi. monoloğunu — bil - mek âlümlik olmadığı gibi, bilme- mek de bir cahillik değildir. Eski rüşdiyelerle bugünkü or- ta mektahleri mukayese eden zih- niyete gelinece: Bu, san zamanlarda, caki ler - biye ile eski maktehden yelişen neslin kafasında adamaklbı yer- leşmiş gördüğünaüz bir flri sa- bittir. Bugünkü çoculdarın için « de, muhtelif sebeblerden dolayı zayil yelişenler ölakilir. Hatırla- mak Tâzımdır ki, zayıl talebenin 'her devirde mevcudl elması ka - Gar tabi birşey yoktur. Eski rüşdiyelerle bugünkü or- ta mektebleri mukayese edenler ve rüşdiyeler lehine mütemadi - gşen büküm veresler, şu halaya düşüyarlar: Dün için Tâzam olan ve bir bilgi sayılan bir takım ders- deri bugünkü çocuklarda arıyor- lar, Bulamayınca da: — Cahil yetişiyorlar, diye, hük- Fakat, bugün okululan ders - derin ve bugün çocuğa — aşılanan filörlerin yüzde sekseni —dünkü Yüştiyede yoktu. Edid terbiye, ile | eski mektdbden yelişenler ken - | dilerinin külmedikleri, hattâ i - simlerini bile duymadıkları * bir çok hahislerin bugünk çoçuklar taralıudlan pekâlâ hazmedildiği min farkında değillerdir. Bunu an- Tamak âçin, meselâ 30 sene ev - fDevamı 6 mmcı sahilede) Salkan | | İ ! i ığ! f İ ! İ ıiî% | İt l î ! İ g | ! ; f T H ğ t t | | | ; İ İ l SE

Bu sayıdan diğer sayfalar: