13 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

13 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünya Meseleleri Amerika Kendini Emniyettegörmüyor Umumi Efkâr: Münihden Sonra Niçin Ve Neden Sür'atle Değişti ? Amerika'nın 940 da 8000 u son aylarda Amerikw ol- kârı umumiyesinde ne bü- yük bir değişiklik oldu' Da- evveline gelir dar Avrupa işlerine karşı uzaktan seyirci kalmaktan başka bir va- ziyet göstermiyen — Amerikalılar şimdi pek başkalaştılar. Bu değişiklik ne vakittenberi başladı?. Filhakika dünyada bir müva » zene kurmak ve bu müvazeneyl devam ettirmek lâzım olduğuna kani olan Amerikalılar sekiz se« ne evvel japonların Mançukoyu aldıklarını, sonra Habeşistanın zaptedildiğini, ondan sonraki ve- kaylin de birbirini sür'atle takib ettiğini gözönüne alarak bu gidiş- le dünya müvazenesinin bozul - makta devam etmesi ergeç başka bir harbi umumi — doğuracağını düşünmeğe başlamışlardır. 1878 oylül ayındanberi Vaşing- hükümeti yepyeni bir vazi. ısında bulunuyor: GÜNÜN MESELELERİNDEN : Yahudiler Danzig'den udi kafilesi ler tarafından isare edilen Dan- zig serbest şehrinden 500 Yahu- (Devamı 7 inzi sayfada) zigden alarak yazdıkları lngmı gazeteelrinin Dan - malümata göre artık Nazi- — Peki karıcığım. Üzülmedim, Dedi. Güney gözlerini parlatı parlata; — Gerçek mi söylüyorsun?. Diye sordu. Doktor başını salladı. Güney: — Yo olmaz. Ağzından söyle. İçim rahat etsin. Dedi, doktor güldü: — Gerçekten üzülmedim.. Derken, Güney yanağını uzatarak; — Öp buradan kocağığım... KAPI ARKASINDAN Ceceyi iyi geçirdiler, Fakat, doktor içten epey- ce düşünceliydi. Bu düşüncesini sezdirmemiye ça Uşıyordu. Sabahleyin kahvaltı ederken hizmetçiye ses- lendi: — Marika... Hizmetçi geldi: — Buyurun... — Şoförü bana çağır... Doktor her sabah Güneyden önce kalkar, yı- hır, kahvaltısını yapar ve onu yalakta bırakır, #aat sekizde yurda gitmek için evden çıkardı. Dok- tor yandaki odadan'$âlförü çağırtmakla beraber Gü- ney bunu iştti. Kendi kentlisine düşündü: — Acaba'ataba ile mi gidecek? ee Tayyaresi _Olacak! 1— Almanyanın kuvveti ve bil- hassa hava kuvvetleri arttıkça ar- İngiliz Harbiye Nazırı Hot Betişa yeni yapılan son sistem bir topu bizzat tetkik ediyor tıyor. 2— Fransa ve İngiltere gibi Av- rupa devletleri artık kendi ga - yelerinin sulhdan başka birşey ol” madığına dair Amerikalılara ka- naat vermiş bulunuyorlar, 3— Buna mukabil dünya işle - rinde şu son senelerde Fransa ve İngilterenin nüfuz ve tesirleri a- zalmış görünüyor. 4— Dünyada gitgide şöyle yan- mek mümkündür. Onun için kuv- vete müracaat etmeli!. Bu su - retle emniyetsizlik artıyor, ,yanın daha ne kadar büyümek is- | tiyeceklerini şimdiden tahmin et- menin zotlaştığı görülü; kü bu devletlerin daha tatmi: dilmemşi arzuları olduğundan bah | sediliyor. Bu böyle olunca dün - yada henüz sağlamlaşmış bir sulh Ü ve sükün bulunamıyor İşte buna Lenziyen mülâhaza - larladır ki Amerikalılar kendile - ini artık tam bir emniyet altın- da göremiyerek silâhlanmaktan başka çare bulamıyorlar. Onu, çin Reisicumhur Ruzvelt tar dan kabul edilmesi tavsiye edilen silâhlanma programı Amerikalı- larca muvafık görülerek ve böy- le büyük büyük masraflara ihti - yaç gösteren bir programın vü « eude getirilmesi için de milyar - larca dolar tahsisat vermekte te- reddüd edilmiyor. Amerikanın ($ üncü sayfadan devam) Yoksa başka birşey mi var? İçine bu kurd düşünce genç kadını yatağında rahat bırakmadı. Şoför geldi, doktorun yanına girdi. Doktor işmar etti: — Kapıyı kapa... Şoför kapıyı kapattı. Güney usulcacık, yalınayak, parmaklarının u. suna Lasa basa kendi odasından çıktı, kapının are atısına geldi. İçeride konuşulanları dinliyordu. Doktor şoförden soruyordu: — Dün Güneyi sen mi götürdün?. — Hayır. — Her gün sokağa çıkıyor mu?, — Benimle hiç çıkmadı. — Arabaya hiç binmiyor mu?, — Şimdiye kadar hiç binmedi. Her gün belki enirleri olur.. diye bekliyorum. Fakat; hiç binmi- yorlar. BERÇELERLE MÜCADELE ekirce İle, yaban domuzu ile, Kkarga Ne, vahşi hayvanlarla mü- cadele edilir amma, serçelerle müca- dele kimsenin aklına gelmez değli mif Hepimiz serçeleri faydalı biliriz. Fakat; Fasdaki Rabat belediyesi ser- gelere karşı büyük bir mücadele aç - lar tarlalara hücum ederek ekllen te- | humları yiyorlarmış.. Korkuluk filân para elmiyormuş. Bunun için şimdi Bahat belediyesi her serçe başı geti- vena üç Framsız frangı mükâfat vi recekini ilân etmiştir. Pakat; Fas belediyesinin bu karari himayel hayvanat cemiyeli — azalarını telâşa düşürmüştür. | hayvanat cemiyetleri Rabata birer mü- | rahhas göndermişlerdir. Bunlar bele- Giyenin kararma itiraz etmişlerdir. — | Eğer, Fas belediyesi — kararını geri | ( almazcı Lahideki beynelmilel hakem | mahkemesine mütacaal — edeceklerini | Hân etmişlerdir. kezi hükümeti olan Hünlülüde çıkan | Hiuokoadır. fabesi on İki harften mürekkebdir. Bu gazete 989 yüz senesinden ili - | baren kapanacağını Üğn etmiştir. Dünyanın en eski garelesinin ka - panması merasimle yapılacaktır. —Bu merasimde bülün gareteler birer mu- Tahhas bulunduracaklardır. mişti. Vekil sor Bu gazete ayni samanda en az harf- | dliye Vekili İmralı lerle çıkan gazetedir. Zira Havas 4 dakimühkümülerla görüşü | yyordu. Sorulan guallere ce- | vap vermek sırası Reşada gel - — Kaç seneye mahkümsun İmralı Adasında Bir Yıl.. İmralı adasında mahkümlar açık havada böyle çalışıyoruar dasın: | Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ nuşmalarımı duydu: «— Reşadı kaybediyoruz. Çok iyi bir arkadaştı. «— İmralının bül hesabları- hoşlukla elinden bir kaza çık - mış.. Hiç tantmadığı bir adamı Müştü. [ kolundan yaralayıp hapse düş - | BÜYÜK BİR SU HAZİNESİ | Dünyanın en büyük su hazinesi Vi yanadadır. Tamamile betonarme yapıl- maşlır. 164000 metro mikâbı su alır. Su; yüksek kemerler vasılasile dağ- dardan zetmektedir. Bu üstü kapalı cesim havızun ta- ] vanı 7 metro yüksekliğinde 791 dire- ke oturtulmuştur. JAPONLARIN BOYU Japonların boyları çittikçe uzamak. fadır. 1900 de, vasati 1 metro 58 idi. Son zamanlarda 1 metre 68 ye çık- Muştır. Bu da, spora çok ehemmilyel vermelerinden ileri gelmektedir. Vaktile Japonlar, çocullarını hasır | üzerine ve ayakları çaprast otur lardı. Şimdi ise koşturuyorlar, jim - [ mastik yaptırıyorlar. — Suçun ne? Reşad önüne bakarak mıril - dandı: — Kazaen cerh... — Buraya geleli ne kadar ol- du? — Üç yüz kırk gün... — Ondan önce neredeydin? — İstanbul hapishanesinde. — Orada ne kadar kaldın? — Tamam bir seni — O halde yakında çıkacak - | sın, değil mi? | — Evet bayım ... gün sonra... Vekil bu sırada, arkada duran | mahkümların fısıltı halinde ko- Yirmi beş | Döğiz. ni o tutuyordu. Böyle iş ve hesabı | | düzgün bir muhasib zor bulunur doğrus: «— Onda, o istidad ve o kabili- yet varken, nereye gitse ekme - ğini çıkarır.... «— Reşad, burada bize ahlâk ve fazilet dersi vermiş, yüksek ruhlu bir arkadaştı. Önun hati - ralarını- hiçbirimiz. unutmuyaca- * Reşad gününü doldurdu. İmraâlıda geçen bir yılı, iki yıl hesâb edilmişti. Reşad, İmralı ceza evinde - ça- lışmasına mukabil - biriken yüz kırk dört lirasını aldı ve bu yıl- lış bir kanaat hasıl olmağa baş - || ladı: Herşeyi kuvvet ile elde et- | $— Almanya - İtalya ve japon- | fin- | İMeftun eden: Muvaffakiyetinden sonra ile en son yarattıkları Türkçe sözlü arapça şari İzinemaları! PARÇALAR 4 - Alaturka Konser. —mmaamaean VO V8 azaaaaan YAAR: ETEM İZZET BENİCE ÇO u uuaaaamaaaaııı — Sokağa mı çıkmıyor?, — Bilmiyorum. Doktor sustu. Şoför de sustu. GüneyXy kalbi heyecandan zonk zonk atıyordu kapı arkasında bekliyordu: — Ne olacak?, Doktor, şoföre söyledi: — Bundan sonra arabayı alıp kapı önünde bek- liyeceksin. Sabahleyin sekizde kapı önünde olacaksın. Ak- şamı yediye kadar, Güney sokağa çıklığı zaman &- rabaya binerse istediği yere götürürsün. Binmezse kendini belli etmeden ve. görünmeden izliyecek- sin ve.. her akşam bana bir rapor vereceksin anla- din mü?, dedi- ve.. ilâve- otti: — Bu işi başaramazsan seni değiştiririm. Bu son söz doktorün hayatında birinci kere Eesiz ve erişilmez sesile bütün şark diyarını kendine ABDÜLVEHAB | Aşkın göz yaşları filminin beynelmilel ve âlemşümul LEYLÂMURAD 1 şimdiye kadar, görüp işittiğiniz bilümum filimleri gölgede birakan YAŞASIN AŞ Önümüzdeki Çarşamba akşamından itibaren SÜMER ve TAKSİM Tinizi evvelden aldırmanızı rica ederiz. geşamz, 14 Mart 939 Salı Akşamı saat 21 de İstiklâl Caddesi Şehir Tiyatrosunda T.H.K. Taksim Şubesi Gala Müsameresi 1 - Bayan KARAKAŞ, Bay DEMARKi tarafından ve PİYANiST Bay KAPOÇELLİ refakatile ALAFRANGA KONSER 2-DAMA ÇIKMIŞ BiR GÜZEL Komedisi Şehir Tiyatrosu San'atkârları Tarafından. 3-Bay KEAN SARİER tarafından ŞEN başından üç gün önce tahliye e- dildi. * Roşad, hayata kavuştuğu gün- denberi iş arıyordu. Onun, kendi- sine çok bağlı bir karısı ve iki ço- cuğu vardı. Roşad İmralıdan dö- nünce, karısını babasının yanın- dan alarak yenlden şen ve mes'ud bir yuva kurdu. Reşad, bir ecnebi şirkçtinde muhasibdi. Karısı bir gün ona: — Yine eski şirkete müracaai etsen fena olmaz! Demişti. Reşad o gün sıkılarak, eski çağıştığı şirkete-gitti. Fakat, şirketin direktörü değişmişti. Direktör, Reşsda! — Biz hapishane girip çıkan a- K..| lim edemeyiz... Dedi. Reşad, vücudünde soğuk bir ürperme duyarak, direktörü yanından ayrıldı. /Aradan bir ay geçmişti. Reşad nereye başvurduysa, aşağı yu - karı, eski şirket direktörünün ver- diği cevabla karşılaşmıştı. | Reşad çok meyusdu. O, ömrür- de bir kere, ufacık bir karıncayı | bile incitmemişken, nasılsa sar- #ğzından çıkan bir lâflı. Güney bunları işitince: — Ya, doktor. Dedi, gene üsülcacık, parmaklarının ucuna ba- Sa basa odasına döndü. Şoför: — Peki, istediğinizi yapmıya çalışırım. Derken, soruyordu” — Raporum sözle mi, yazı ile mi olacak?, — Akşamları ben gelirken yolda karşılar, söy- lersin. — Baş üzerine ; Ve şoför odadan çıktı. Adamc ğız şaşkına dön- müştü. Düşünüyordu: ğ — Ne oluyor Doktor karısından şüphe mi e- diyor? Karı koca arasında bu ne biçim şey? Ve. Güney düşünüyordu: — Şoförün yarında bız insan karısını bu ka- dar alçaltır mı?, Fakat, dur.. Doktor sana bir oyun edeyim de gör. Bakalım benim ne yapzığımdan, ne yapacağımdan, nelor yapmak istediğimden ruhun bile birşey duyacak mi?, Ve. bu hizia sabahlığını giyirdi, odadan çıktı. Bir rastlamaymış gibi Güney doktora İlişti: — O0 kocacığımi gitmedin mi? Dedl 5 (Devamı var) dama hesablarımızı emniyetle tes Reşad, kendisini tanıyanlara: (Devamı 7 inci sayfada) Radyo PrOoaramı Ankara Radyosu BUGÜN * 1835 Müzik (dans müziği - Pl). 19 Konuşma (doktorun maati), 19415 Türk müziği (halk musiki « sinden seçilmiş melodiler). Sadi Ya- ver Ataman. 1938 Yürk müziği (saz eserleci, Takı sim v ayun havaları). Hakkı Derman, Eşref Kadri, Hasan Gür, Hamdi Tokay, Rasri fler, 20 Ajans, meteoroloji baberleri, xi- aai borsası (fiat), Beklekir «Lem'i nin 18 inci de- Aam yılı Mmünasebetile | eserlerinden mürekkeb program. Çalanları Vecihe Deryalı. Reşal E- rer, Refik ve Fahite Fersan, — Kuşan Kam, Cevdet Kozan, Cevdet — Çağla, | Kemal Niyazi Seyhun. Okuyanlar: Ankara Tadyosu küme okuyacuları (Kure). İdare edemi Mes'ud. Cemli, Karcığar şarkı - Müsnüne et - yarına, 2— Uyak şarkı - Siyah ebrülerin. &— Bayatlaraban « şarkı - Bakas sır. hüsnün. 4— Karcığar şarkı - mehveşin elâdır. 6— Hicar şarkı - Sorulmasın bana yeisim. Ö— Perahfeza şarkı - Dinlendi ba- şim dün gece, — Hlcakâr yarkı - Penbelikle im- tizaç etmiş tenin. 8— Nihavend şarkı - Bin gül çıka- Çeşmanı e | Frrdim sana, $— Rast şarkı - Yok mu cana ü— Rasi yarkı - Sazın gibi. il— Mahür saz semaisi, 21 Memlekel saat ayarı, #21 Konuşma (Tayyarecl konuşuyor) ZLAS Kaham, tahvilât, — kambiyo - ükat bersası (Hlat), .30 Müzik (kücük orkestra » Şefi Necip Aşkın), 22,20 Müzik (Öpera aryaları - Pl.) 21 Müzik (Cazband - P. 2AS - 24 Son ağans haberleri ve yarınki program. YARIN 12,38 Türk müziği - PL 3 Memleket saat ayarı, ajana, me- toorulaji haberleri. IZAS Konuşma (kadın saati). 13415 Müzik (dans müziği - PD .. Holanda da Türk Gecesi Dünyanın en mütekâmil Radyo İstasyonu blan Holandanın EPHİ- LİPS PCJ», yarın akşam sânt 2L1/2 - 22 arasında ve 31.28 met- re kısa dalgalar üzerinde üçüncü Türk müsiki konserini verecektir. —ooao 1357 Hicri 1354 Rumi Afuharrem Şubat 28 1939, Ay 3, Gün 72, Kasım 126 13 Mart PAZARTESİ Vakitler | Vasati | Ezani

Bu sayıdan diğer sayfalar: