19 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

19 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. EREDE MEMLEKETTE TAN Buğday Fiyatı Bir çok | Yerlerde Yükselmektedir » “(Hususi muhabirimiz bildiri doyurucu yağmur düşmemiştir. Buğdayın ölçe kilip, Osmancık: arpa fiatlarının bir teviye yü Inek, at, eşek gibi hayvanat fi: yor) tan alman haberli » Çorum, 17 Çorum ve çevresine henüz . Çiftçi sıkıntılı durmaktadır. ği 85 -90 kuruşa kadar çıkarılmıştır. Alaca, İs- ere göre buralarda da buğday selmekte olduğu söylenmektedir, atları da yarı yarıya inmiştir. izmir Limanında Yeni Faaliyet Izmir, 17 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Birinci kânundan itibaren faaliyete geçen Izmir liman işleri idare: n, 935 yıllık bütçesi ka mutaydan geçerek tatbike başlanmıştır. Yükleme ve boşaltma işlerile, Izrıı_ırle Karşıyaka arasında yolcu taşıman ticari usul ve kaidelere re yapılmaktadır. Bu masrafların, mütedavil ser - mayeden görülmesi kararlaşmıştır. , Hazirandan itibaren tatbikine başlanan ücret tarifeleri, bütün limanlarda tatbik edilen hükümleri ayni esasda toplamış, yalnız mahalli tarife komisyonları ücret mikdarını tesbit etmekle mü- kellef tutulmuştur. Izmir liman idaresi kadrosunda, yeni vaziyet ler dolayısile hiç bir değişiklik yapılmıyacaktır. iki Hükümet Konağı Yapılıyor Antalya, 16 :,, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Finans Bakanlığının ver- Giğ i tahsisatla vilâyetimizin Elmalı ve Alanya kaza merkezlerin- de beheri otuz iki bin beş yüz liraya çıkacak iki modern hükümet binası yapılacaktır. İnşaata bu ayın sonunda başlanacak ve üç dört ay içinde tamamlanacaktır. Yeni hükümet binaları kübik tarzda olacak, elektrik ve su tesisatını da havi olacaklardır. Samsundan Yapılan ihracat Samsun, 17 (Hususı muhabirimiz bildiriyor) — Samsun limanından mayıs Aayı zarfında muhtelif Avrupa memleketlerine çeşitli emtia olmak üzere 796.800 kilo ağırlığında 59.300 liralık ihracat yapılmıştır. Bu ay ihracedilen emtianın başlıcasını Almanya ile İspanyaya gönderilen yumurta ve ham kendir teşkil etmektedir. Istanbul vasıtasile ihracedilen emtia bu yeküna dahil değildir. Aynı ay zarfında muhtelif Avrupa memleketlerinden 672.000 kilo ağırlığında ve 67.000 liralık ithalât İthalâtın başlıcasını pamuklu mensucat, demi Trabzon Halkevinde Temsil Trabzon, (Husust muhabiri - miz bildiriyor) — Halkevi tem- sil kolu, Mete piyesini dört de- Bürhan CAHIT — Çok teşekkür ederim ma- dam. Buradaki dümdüz hayatı- mızı çiçeklendiriyorsunuz. Siz olmasanız... Nadya yeşil gözlerinin bütün sihriyle onu süzdü. — Demek benden memnun- sunuz Mösyö Vatson. Amerikalının içi gıcıklanıyor- du. On yıldır şark memleketle- rinde İranda, Kafkasyada pet- | rol işlerinde çalışan ve artık kendi yurdunu unutmıya başlı- /— yan Vatsor sinirsiz, heyecansız | bir adamdı, Öyle olduğu halde Nadyanın bu bakışları altında hafif bir göğüs geçirmekten kurtulamadı. — Ne diyorsunu: Ve devam edemedi. bü bakışlar bütün ömrünce z fa muvaffakiyetle oynamıştır. Ressam ve tarihçilerimizin ve Halkevi amatörlerinin bir ara- adamı yumuşatıvermi: Nadya süründüğ rın değil, cildinin, etinin, di ğinin kokusu bu kaya parçasına benziyen adarua duyurma gibi iğilmişti. Bu iğilişle de- koltesinin gerginliği kaybolmuş yuvarlak göğsü taşmak ister gibi, Vatsonun burnuna doğru baş vermişti. Amerikalı sarsıldı, Dizleri titriyordu. Ne yapacağmı şaşırmış gibi: — Madam, madam. Diye ke- keliyordu. Nadya gözlerinin bütün yeşil ateşi ile ona bakarak: — Mösyö Vatson, dedi. Sizi yarın öğle yemeğine bekliyece- ğgim. Bas başa konuşacak şeyle- rimiz var. Vatson kulaklarına inanamı. yordu. İki İspanyol arkadaşınım ay- lardanberi çabaladıkları halde kavuçz'nadıkları bu (baş başa) nin kendine vaadedilmesinden adeta şüphelendi. Nadyanın k.eq disiyle acı bir istihza ettiğini bronz gibi- kaskatı duran Bu İ zannetti. ——— ae orumu Toz Çölü Olmaktan Kurtarmalıyız Çorumun en büyük derdi ve Çorumluların belli. başlı şikâyetleri ağaçsızlık ve tozdur. Yurdun bu kenar köşesitide Bayındırlık işleri | yer yer önemli bir hız kazanırken, bu noktaların da ihmal edilmemesi lâzımdır. Eğer Çorumtun tozu, göze batacak durumda olmasaydı, bu konu üzerinde fazla durmıya lü- zum görmiyecektik. Fakat anlıyo- ruz ki, toz hakikaten çekilmiyecek kadar sıktct bir hal almıştır. Çorumun tozdan kurtarılması yo lunda şimdiye kadar esaslı hiçbir şeye girişilmemiştir. — Memleketin iklim ve havasına uygun gelen çı- nar, aylanduz, dişbudak, ahasya gi bi ağaçlar dururken Çorumu baş- | tan başa çam korusuna çevirmek istiyenlerin bile ümitleri boşa çık- mıştır. Bu şirin şehri, toz çölü ha- iladen kurtarmak için esaslı bir ağaçlandırma faaliyetine girişmek lâzımdır. Çünkü bu, sağlığın ko- runması hesabına olduğu kadar Çorumun güzelleşmesi yönünde de çok faydalı olacaktır. SARAAMAARAMATAANA Samsunda balo Samsun, (Husust — muhabirimiz bildiriyor) — Spor klüpleri menlaa- tine Halkevi spor şubesi salonların- da bir balo verilmiştir. Baloda birçok eğlenceler tertip edilmiş, pink ponk | ve daha birçok salon müsahakaları yapılmıştır. Resim baloda bulunanla- or. İKÜÇÜK TELGRAF | HABERLERİ * Balıkesir, (Tan) — Demiryohu- nun öte tarafındaki mezarlığın park yapılmasına başlanmıştır. Parkta ha- vuzlar olacak, çiçekli bölmeler yapı- lacaktır. Bu arada — Kasaplar deri denen lâğımın demiryoluna kadar uzanan kısmı da kapatılacaktır. Gemlik, (Tan) — Şar kurulu, kuduz hadiselerinin. önüne geçmek için yeni bir karar vermiştir. Her köpek başı getirene yirmi beş kuruş verilecekti ——— da uzun konuşmaları sonuçun da hazırlanan piyes, çok zeng bir dekor içerisinde oynanmış tır. Yukarıki resim Metenin bir sahnesini canlandırıyor. Fakat nasıl olabilirdi Nadyanın dili yalan söylese bile gözleri... Bu gözlerde ne hararet vardı ki insanım içini yakıyordu. Nadya salonun öbür köşesin- de konuşanları daha fazla kuş- külandırmamak içi tam on ikide burdasınız! Dedi. — Evet madam, on ikide. Grupa iltihak ettiler, Geç vakte kadar konuşuldu... «« Nadya ve misafiri saat bir- de yemek salonuna geçerlerken Vatson dudaklarında yayvan Zir tebessümle cevap veriyor- a: — Artık neticeyi hadiseler gösterecek değil mi ya! — Tabi... Siz bu güveniyorsunuz ya! — Muhakkak, muhakkak! İki dost masaya oturdular. Pirovani'nin yaptırıp döşenen Moreno tarafından bir çok lüks eşyası hediye ed.iliııı süslenen bu adama | sundan 60 kuruş. Kakao yağı: Tarife- KN yaptığı | Mehdi oğlu İsmail isminde birini söyletmek için koltukları altı- na kızgın yumurta koyark - işkence yaptğı iddia edilen Şile jandarma ku- mandanı Abdülrezzakın dün ağır ce- zada duruşması yapıldı. Müddeiur mi Muhlis, suçu sabit görerek Abdül- rezzak hakkında ceza kesilmesini i tedi, Abdülrezzak, vekil tutacağını bil dirdiği için duruşması başka güne br- rakıldı. X Şile cinayeti tahkikatını sırada, 781 numaralı tramvay bletçisi Şevkete hakarette bulunmaktan suç- l Hayri, dün Sultanahmet birinci ce- zasında 4 gün hapis ve 4 lira para ce- zasma mahküm olmuş ve sabrkası ol- madığı için, malıkâmun her iki cezası da tecil edilmiştir. * Behzad, Sadık, Durgun ve Hasan adlarında dört şahsın kanuni br sebep | olmadan bürryetlerini tahdit etmek - | VERGİLBR| istihlâk vergisi | Çoğaltıldı Bazı maddelerden istihlâk vergisi alınması hakkındaki kanun — ilbaylığa gelmiştir. Kanuna göre çay, kahve, Yakao, kauçuk gibi maddelerden alın- makta olan istihlâk vergisine birer parça zam yapılmış ve demir, çelik gibi maddeler de vergi konuğu içine alınmıştır. Bu maddeler memlekete | sokulduklarında veya memleket için- de istihsal veya imallerinde istihlâk vergisi alnır. Kahve: İthalât genel tarifesinin 208 numarasının ve B ve C, D pozisyonlarına giren her nevini beher kilogramından 30 kuruş. Çay: tarifenin 213 numarasının A ve B po- zisyonlarına giren her nev'inin beher kilosundan 60 kuruş. Kakao; Tarifenin 211 numarasının A ve B pozisyonlarına girı numarasına giren her nev'i nin 227 inci numarasına giren beher kilosundan 120 kuruş. Kauçuk ve mamuldu: Ham veya temizlenmiş her gekilde ve kırpıntı - lar ve köhne mamulât hurdaları, ta- rifenin 440 numarasına giren beher | kilosundan 100 kuruş. Kâad ve mukavva: Matbaa ve ke- yazı kâadı; tarifenin 328 nu | imın A ve B pozisyonlarına gi- ren kâadların her nev'inin beher kilo- duatdlak'9 Hüsuş ifanin 224 224 329, 337, 341, 45 mara ve bu mumaraların pozisyonla- rına giren her nevi kâad ve mukav- vaların beher kilosundan 6 kurus. Hurda ve ankaz halinde demir Ve ya bakırlar beyannameye ve bu vergi- ye tâbi değildir. Sergilerden vergi alınmaz Türkiyede açılacak arsıulusal pana- yır ve sergilerin vergi ve resimlerden muşfiyetlerine dair kanun ilbaylığa gelmiştir. Karaya oturan gemi iç'n kurtuluş mukavelesi imzalandı Yeşilköy feneri önünde karaya otu- ran Pilna vapurunun kurtarılması mukavelesi dün vapur kumpanyasr ile gemi kurtarma şirketi arasında imzi Keşif bugün bitirilecek, y meliyesine başlanacaktır. Kurtarma işi daha birkaç gün uzayacaktır. —— Ayasolyadaki arama Ayasofya müzesi bahçesinde manın birinci kısmı bitmiş, topra! örtülmüştür Şimdi bahçenin düzeltil- mesine ve geri kalan toprakların ta- | şınmasına başlanmıştır. güzel evin yemek salonunda şim | di Nadya misaliri Vatson'la ye tâ beşinci derecede olan Ameri- kalının böyle bir anda umulma- dık bir muvaffaki ğ en kıskanç rakiplerin bile ha- tırına gelemezdi. Vatsonu bir zafere kavuştu - | ran sebep ne olabilirdi? Nadyanın sevgisini kazanmak için atbası giden iki İspanyol bu saatte yakıcı güneş altında ça- lışır ve belki de Sarı Balın hoşu na gitmek için daha ne gibi fe - dakârlıklar yapmak İcap ettiği ünürken bu yarısta hiç te yeri olmayan Amerikalı Vatson nefis bir ziyafetin yemeğe ait o- lan son devresini yaşıyordu. Nadya yemekten sonra misa- firini kapıya kadar geçirdi. e HAKYERLERİNDE işkence Yaptığıİddia Edilen Jandarma Kumandanı! ten suçlu Axım, İbrahim, Şerif ismin- | de üç polis komiseri ağır cezaya veril- | mişlerdi. Suçluların dün de duruşmu- | larıma devam edilmiş ve gelmiyen şa- bitlerin çağırılması için duruşma baş- ka güne kalmıştır. leri Kasımın kendisine tecavüzde bu- lunduğunu iddia ederek zabıtaya racaat etmiş, Kasım adliyeye verilmiş tir. * Abanoz sokağında Müslim ismin de biri, vişne alırken dövmeğe kalkış- tığı bir vişneciyi kurtarmak isteyen polis Mansura hakarette bulunmuş, bununla da kalmıyarak, metresi Lüiz ve Kiryakiçe adında bir kax yardımile polisi dövmü Kiryakiçe ve Lüiz, le tevkif edilerek bi kiml d POLIS Sokakta kumar — Oynayanlar yakayı Ele verdiler Dün, sokak ortasında kumar oynayan altı arkadaş yakalan - mıştır. Asım, Mücahit, Bahri, Emin, Hakkt ve Cafer adındaki bu kalile Beyazıtta, Takvirmha- ne caddesinde kumar oynama- ya başlamışlardır. Oyun biraz sürdükten sonra kumarbazlar arasında kavga çıkmış ve iş po- lisçe duyulmuş, hepsi tutulmuş- tur. * Dün sabah saat 6,30 da Sultan Selim camii kayyumu olup camiin bir odasında otu - ran 61 yaşında İsmail temizlik yaparken kalb durmasından öl- müstür. * Pangaltıda, Baruthane cad- desindeki bir apartmanın kapısı ine evvelki gece beş günlük bir çocuk bırakılmıştır. Çocuk düşkünler evi çocuk kısmına gönderilmiştir. Bırakanlar hak- kımda tahkikata polisçe devam olunmaktadır. Sartyer kıyılarında öon gün evvel denize atılan altı aylık bir çocuük bulunmuştur. Adliye ve polis bünun bir kaza veya cina- yet eseri ölup olmadığını tetkik etmektedir. * Dün saat onda Kumkapıda Saraç İshak mahallesinde İşba- şı sokağında 35 numaralı evde | Oturan 11 yasında Neriman, tey zesile beraber büyük annesine gitmek üzere yola çıkmışlardır. Muhsine hatun mahallesinde, Çeşme sokağında 50 numaralı taşçı Sadıkın evinin önünden geçerken evin üst katından dü şen harç, Nerimanın ağır yara- lanmasına sebep olmuştur. Çocuk hastahaneye kaldırıl - mış, dikkatsizlikleri anlaşılan usta Kenan ve Ali yakalanmış- lardır. * Beykoz civarında Akbaba köyünde bir adamın kanlar için üş ve jandar- maya haber verilmiştir. Ölüm halinde bulunan yaralı, jandar - malar tarafından hastahaneye kaldırılmıştır. Yapılan tahkika- hayvanlara atlamak için sabır - | sızlanıyorlardı. — Babamı kandıramadım. Dedi Erguvan, Her sabajı çıkar sa yoruluyor. Bugün dinlenmek — Tenis kortu programımı değişti bitse, sabah Şi bir hafta ister. — Babamın dehş hevesi var. Kortun açılıs günü bir şen lik yapmak, Basibrin mühendis lerini çağırmak istiyor. Şahin dudak büktü: — Deymez, Otada kim var ki! Patronla Nuri Beyi davet e- deriz yeter. — Amerikalı. Lehlileri. — Vatson tuhaf bir adamdır. Ben severim onu. Ötekiler gibi içinden pazarlıklı değil . — Bu şenliği bir akşam ziya - ak yapmalı ve davetlile parti Atik çiftliğinin mermer dö - şeli geniş taraçasında sabah kah valtısmı Bayan Erguvanla Şa - hin avluda kendilerini bekleyen de tenis oynatmalı. — Fena olmaz. Bu sabah tarafa cıkacağız, ne vi — 19-6-035 GRRPARARARARAAE SAGLIK OGÜTLERİ KA N AM AA Sabah kahvaltısi Yemek vakitleri her memleketin âdetine göre az çok değişir. Mesclâ, İngilizler sabahleyin iş başına git- mezden önce uzun boylu kahvaltı ederler. Yumurta, soğuk Böğüş, ya- bon Üzerine kırılmış yumurta ynir ve reçel — yedikten sonra üzerine bol sütlü kahve yahut çay, içerler. Onlardan başka bu üsüle — rlayet eden memleket yoktur. Çok yemeği seven Almanlar bile sabahleyin hâ- fif bir kahvaltı ederek iştihlarını öğ- le yemeğine sâklarlar. Bizde de vaktiyle gündüzleri lo- kantada yemek âdet olmamışken, bir çok kimseler sabah kahvaltısı için ge- çecek vakti kaybolmuş — sayarak, ayakta bir incan şekerli kahvc, yahuat bir fincan çay İçtikten sonra tokağa çıkıveriyorlar. Yemek âdetlerini değiştirmek pek* de kolay olmamakla beraber, sabah kahvaltısınr ihmal etmek sağlık ba- kımından doğru olmadığını da unut- dır. Bir Fransız profesörü, insanım yirmi dört saat içinde yiyeceği yemekleri bedenin ihtiyaçlarına göre taksim etmeği dü- şünmüş ve fisiyoloji hesaplarına gö- re en doğru usülün İngilizlerin yap- tıkları gibi olduğunu bulmuştu. Vakıâ, insanın gerek zil beden bakımından en İşlek olacağı zaman sabahtır. Bir iki fincan kah- ve bu işleklik zamanında lâzım ola- cak kuvveti temin edemez. Onun için — sabahleyin İngilizle- rin yaptıkları gibi jambon üzerina birkaç yumurta kırdırarak onu pey« nirle ve reçelle yemek İngilizlerden başka hiç kimsenin harct olmamakla beraber — işe gitmezden önce biraz kuüvvet almağı düşünmek iyi bir şey olur, Meselâ bir yumurtanın — sarısmı toz şekerle karıştırdıktan sonra onu bir çay #incanının — içine koyarak üzerine kahve koyup hepsini birden içmek, yahut içine bir dilim ekmek batıtarak yemek hem iyi, hem de hiç vakit kaybettirmiyecek bir kahvaltı olur. Yumurtanın fosforlu lesitini ile kahve ve şeker birleşince sabahleyin insanın bedenine ve zihnine İâzım olan kuvveti temin ederler. Lokman Hekim y Fransız amiralı şerefina ZİN Şehrimizde alaaa Verdim c sız torpiâosu kumandanı Amiral Rive şerefine dün Unyon Fransezde kulüp idare heyeti tarafından bir öğle ziya: feti verilmiştir. Ziyafette Ami birlikte maiyetindeki beş zabit, sefa « ret ataşenavali ve Fransız kolonisine mensup birçok kimseler bazır bulun- muşlardır. l —— —— ——— ——— ta Bahaeddin admdaki bu ada - mun fazlaca rakı içerek sarhoş bir halde beygirle gezmeğe çık- tığı ve hayvandan düşerek ağır surette yaralandığı anlaşılmış - tır. , * Dün Sarayburnu açıkların- | da motorlu bir kayık devrilmiş- tir. Yeşilköy önünde karaya otu- ran İtalyan vapurundan eşya ta şımakta bulunan bu kayık Sa - rayburnu açıklarıma gelince ev- velce batmış bir vapurun dire « ğine çarpmış, devrilmiş, içinde« eşya denize dökülmüştür. Litnan idaresinden gönderi « len motorlar vaktinde yetişmiş- lerdir. Boğulan yoktur. diyor. Su yüzü görmek insana serinlik veriyor. Yol da fena de ğil, İki yeni evli hayvanlara atlar atlamaz sürdüler. Basibrindeki hâdiseden sonra Şahin şirketteki asıl vazifesini terketmişti. Demir Bey: — Şirkette çalışma. Eğer bo$ kalmamak istiyorsan çiftlikle Şif ket arasındaki işlerle uğraş! Demişti. Vakadan sonra (Atik) ç'!'“f“ gut bu isin Şahine vazifesını_b" raktıracak bir şey olmadığıl! söyliyerek ayrılmamasında 15 * rar etti Nihayet bir baska kombine '_ zon bulundu. (Şahin) den blış_ bütün mahrüm kalmak istemi yen Turgut, şirketin umumi KOf trolörlük vazifesini verdi. | — Şahin simdi ayda bir kere h€f | saplara bakıyor, her gün de &' F yeleri ve iş tezgâhlarını dolaşi

Bu sayıdan diğer sayfalar: