21 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 12

21 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 1? ” A H 21 - 6 - 935 Dünya Gazetelerine Göre Hâdiseler LAVAL'IN VAZIFESİ ——————Lİ—LLİLE——LE— Fransadaki Le Sori'den:| Laval kabinesi, bütçe müvazenesini temin etmek maksadile Parlâmento- nun kendisine verdiği fevkalâde salâ- biyeti kullanarak bir plân hazırlamak için çalışmağa başlamıştır. Bakanlar Meclisi dün uzun müddet konuşmuş ve frank için spekülâsyon yapanlar bundan istifade ederek etrafa garip havadisler işaa etmekten çekinmemiş- Jerdir. Onun için hükümetin niyetle- Tİne dair yapılan bazı kontrolsuz ha- vadisleri ihtiyat kaydiyle almak Jâ - zımdır. Frangr bugünkü karşılığında tutarak müdafaa etmek, ve ulusa ye- ni yükler yüklemeden, bütçenin mü- yazenesini temin etmek, çok müsbet bı( fikirdir. Lâval, birdenbire hareket edip parlak emri vâkilerle ortaya çık- mak istemiyor. Çünkü bu usul ekse- riya insanı ertesi günü sukutu hayale gevkeder. Kabinenin üzerine aldığı kalkınma işinde, hâdiselerin gidişatı - nı takip ederk, merhale merhale iler- Temek şüphesir çok iyidir. Kaldı ki, Fransadaki krizde, bütçe mesclesin - den başka sebep te yoktur. Bu da an- Cak siyasal bir meseledir. Hakikati söylemek lâzımgelirse, Fransada ne finansal bir kriz, ne de bir para krizi vardır. Mesele yalnız bütçeyi düzeltip devlet töremini iyi bir yola sokmak, masrafları gelirle denk getirmektedir. | Bu, sağ duyunun, ve mantığın emret- tiği bir iştir. Fırka fikirleri, yalnız, intihabatla meşgul olduğundan, par - İâmentonun seçimden bir sene evvel, böyle bir kalkınmayı tam bir samimi- yetle başarmasına mâni olmuş ve bu #ebepten, frankı müdafaa etmek, spe- KW “Döümergue Külüsyonün kafasını ermek vazifesi, ulusal bir karakteri haiz bulunan bir kabineye verilmiştir. İş yürümektedir. Lâval ilk olarak, her muvaffakıyetin- de #mil olan itimadı tesis etmekte - dir. Eğer Fransanın kendi kendini ko- Tumağa karar verdiği hissi hâkim o- Tursa bu itimat kendiliğinden doğacak tır, 1926 senesinde Boincare, 1934 ge- nesinde Doumergue iktidar mevkile- rini ellerine aldıkları zaman da böyle oldu. İtimadın iadesi için en başlıca sebep; suiistimalin, doğur- duğu yerde nizamın iadesidir. Alıman ilk kararlar idarede işi oluruna bağla- mak $'iteminin önüne geçecektir. İds. Tenin her tarafında sulistimale karşı şiddetli bir mücadele başlamıştır. Ve burada elde edilen neticelerden her .- kes hayrete düşecektir. Bundan sonra belki işletme metodlarının ta- dili ile ıslah edilebilecek olan büyük nakit işleri ele alınacaktır. İhtimal şi- mendiler idaresinde de variyet böyle olacaktır. Saha bu güretle temizlen- dikten sonra, devlet idaresinde şim- diye kadar müsamahalardan istifade edenlerden bazı fedakârlıklar istene - cektir. Eğer Lüval kabinesine intizam la, metodla ve soğuk kanlılıkla hare- ket imkânı verilecek olursa, bütün bu işler yazdan evvel halledilecektir. Şu- Bütçe Açığı - Poincar& Tası muhakkaktır ki bugün için fran- ga karşı yapılacak tecavüzlerin yolu tamamile kapanmıştır. Journal de Döbats'dan: Lâval finansal kalkınma için en bi- rinci şartın, hükümetin enerjik faali. yete azmetmiş bulunmasında olduğu- nu anlamıştır. Onun için geçenlerde söylediği bir nutukta, her türlü fay- dalı tedbirleri alacağını ve lâzrmgelen cüreti göstereceğini bildirmiştir. Ge- çen hafta zarfında borsadaki evrim bi- | ze bunu göstermiştir. Gerek memle- ket dahilinde ve gerek haricinde ef - kârı umumiye, devaluasiyona ve en- flasiyona karşı şiddetle mücadele edi- leceğini ve finansal sahanm temizle- neceğini, anlar anlamaz, paranm va- ziyeti düzelmeğe başlamıştır. Fakat şurası muhakkaktır ki, siyasal hare- ketler, ve hükümetin iradesi hakkın. da doğacak en ufak bir şüphe tekrar geçen Mayısın sonlarındaki vaziyeti büsbütün şiddetlendirerek iadeye kâ- fidir. Hükümetin faaliyete girişmesi için ilk yapacağı şey iradesini göster- mek olmalıdır. Bu mesele etrafında ef | kârr umumiye şimdi ihtiyatlı hareket ettmhekte, çünkü, seçimli bir rejimde | her şeyin hükümet faaliyetini rorluğa uğratacağını bilmektedir. Birçok ka- binelerin biribiri arkasına , ve Laval kabinesinin müşkül şerait içinde mevkli iktidara gelmesi haki- katen ciddiyetle düşüntülecek mesele- lerdir. Zayıf olan resm! devletin kar- şısında, localar, kartelciler ve yarı ih- he ş a bazan görden silinir. Fakat hiç bi fırsatları kollamaktan kendini a- Bir devletin kendi — kendisini ıslah işi çok nadirdir. Demokratik dev letin, kendi sulistimallerine nihayet verdiği de hiç görülmemiştir. Yalnız hâdiseler, bazan şiddetli olarak, gayri kabili içtinap değişiklikleri icap etti. rir, Istikbalin, iyi olacağırı zanneden- ler, vaziyetleri beklemesini bilenler - dir. Bugün için, devlet, kendi kendi- sini değiştirecek, ve şayanı temenni olan derin telkinleri yapacak kudret- te değildir. Görünüşte çok tahdit edilmiş, faakt Âcil bir çalışmayı başar- mağa mecburdur. Vaziyetler kendisini tazyik etmek- tedir. Ve muvaffak olmak için en baş- li sebep te budur. İktidar mevlell, is- tediği ve elde ettiği iktidarları kul- kanmak mecburiyetindedir. Yoksa ne- ticeleri çok ve ölçülemiyecek derece- de feci olan, bir maceraya atılmıs ©- lar. Eğer, teknik vasıtalarla, ve taz- yiklerle, bir müddet için spekülâsyo - nun cesareti kırılsa bile gene birşey yapılmış olmıyacaktır. Spekülâsyon tehlikenin en başlıca sebebi ortadan kaldırılmadıkça tekrâr meydana çıka- bilir. Bu sebep te, siyasanın sonun - cunda meydana çıkan bütçe karışık- Tığıdır. Paris Soir'dan: | Dorothy Dunbar! Bu isim Max Baer'e dair yazılan bütün hikâyelerin içine karışmıştır. Max Baer henüz zaferin par- lak çerçevesi içine girmeden ve fakat meçhuliyetin karanlığı | içinden yavaş yavaş sıyrılmağa başlarken, bu kadına fena halde tutulmus ve onunla evlenmişti. Dorothy ona kariyerinde mu- vaffak olmak için çok şeyler yap tı, Boksörler arasında temayüz edebilmesini temin etti. Max'a her gün muntazaman antrenö - man yaptırıyor, ve onu bir bok- sör olarak yetiştiriyordu. Fakat nihayet Holivud'da, genç kızlar arasında yaşaması - ha onların içinde antrenöman yapmasına dayanamadı ve niha yet boşandı. Dün kendisini tesadüfen Lon drada Fransız mahallesindeki bir lokantada gördüm. Dorothy Dunbar uzun boylu, zaif, zarif, güzelce bir kadındı. | rdum : — Eski kocanızın mağlübiye- ti sizi heyecana düşürdü mü? Sual oldukça cüretkârane idi. Dorothy önce tereddüt etti ve sonra cevap verdi: orothy Dunbar mı istiyorsunuz, bir kere boşan dık değil mi? Max'la benim hiç bir alâkam yoktur. Onun için galibiyeti veya mağlübiyeti ile meşgul olamam. Ayrıldığımız gündenberi kendisini ne gör - düm ne de bir defa mektuplaş - tım. Bu sözlerden sonra yavaş ya vaş mülâyimleşti ve şunları ilâ- ve etti: « — Onun kazanacağını çok zannediyordum. Ne zaman ga- lip gelse çok sevindiğini, mesut olduğunu bilirim. Tahmin ediyo rum ki, herkesten yardım görü- yor. Çalışıyor, ve hiç bir. şeye ihtiyaç göstermiyordu. Fakat bu mağlübiyet onun hayatında çok değişiklikler yapacaktır. Max, palyaço gibi yaşamasına rTağmen çok hassas bir çocuk - tur. İyi bir dosttur. Kendisini hâlâ sevdiğimi zannediyorum. Braddock'u yenememesine cid - den müteessirim. Bu, izzeti nef- Dünya Şampiyonu Maks Baer'in Eski Karısı Neler Anlatıyor ? Maks Baer sini her halde çok yaralamıştır. Belki arkadaşları kendisini terketmişlerdir. Ona bir telgraf çekerek daima müzahir olduğumu, ve tahttan düştükten sonra kendisini, tesel li edebileceğimi bildirmekten kendimi alamadım. Fakat mağlüp olsa bile kıy - mmetten düştüğünü zannetmiyo- rum, Max'ı bilirim, Çok tatlı ve çok hassastır. Altın kalbi var dır. Galibi üç çocuk babasıdır. Onun mağlüp olması, ilelebet gölgede kalması, mahvolması demekti. Max'ın kendisini yetiş tirmek için çalıştığına kaniim, belki de, galibine bir servet te- min etmek için mağlüp olmak istemiştir. Çünkü onda şimdili her şey vardır: Para, zafer, şe - ref! Her şey... Dorothy Dunbar sustu. His- lerini tamamen açığa vurmüuştu. Gözlerini tavana dikti, Belki kocasını beraber yürü - meğe götürdüğü zamanları dü - şünüyordu. Dünya şampiyonu, kendisini sevk ve idare etmesi için ona ihtiyacı var mıydı? — Dorotthy Dunbar eski kocası- na dair fazla konuşmak istemi - — Niçin onunla meşgul olma yordu. Muhavereyi değiştirdi.. Journal'dan: Tagilir - | değilse mesut bir neticesi oldu. İtal- | ya, Fransa ile, noktai nazarlarını bir- | İeştirmek istedi. Bu teşebbüsün ehem miyetini anlamak için, deniz eşidliği için Paris ile Roma arasındaki ihti - lâfları hazırlamak lâzımdır. Bu müca- dele münasebetsizdi. Çünkü eşidlik deni zkuvvetlerinin tam bir müvaze- mesinden başka birşey olamazdı. An- laşamamazlıkları iki sebep takviye et- ti. Birinci sebep, siyasal aycılıkların devamı idi. Ve silâhlanma rekabeti bunuan bir sonuncundan başka birşey dıf“di. kincisi Vaşington formülü idi. Bu formül, kuvvetleri keyfi hadler dahi- line hapsetmek iddiasını güderek, bü- tün müvazene hesaplarını bozmuştu. Şimdi, bu iki sebep ortadan kalkmak- tadır. İtalya ve Fransa anlamışlardır ki, kendi menfaatleri, ziyade bir teşriki mesai â ta Avrupada Alman tehlikesinin gö- zükmesi ilk bir rşık oldu. Tİtalyanın genişlemek arzusu, tesanlidü icap et- tiren ikinci bir sebep haline geldi. İtal ya müstemlekelerde faaliyetini inki - şaf ettirmek istediği müddetçe bizim yardımımızın kıymetini anlayacaktır. Zaten gelecek senenin sonunda orta- dan kaybolacak olan Vaşington csas- larının kalkması, daha rasyonel bir fi- lo müvazenesi mayı âmirdir. İngi- liz - Alman görüşmelerinin en önem- Hi tarafı da budur. Filhakika Ingiliz kuvvetlerinin esası dahilinde filo nis- betleri meydana gelmesi fikrinin de ortaya atıldığını görüyoruz. Roma diyarı, bu sisteme iki şart da hilinde yanaşabilirler. Birincisi şu - dur: Muhtelif devletlere verilecek nisş betler, o devletlerin ihtiyaçları, naza- rı dikkate alınarak yapılmalıdır. Al. manyanın ihtiyaçları, Fransanın ve Ttalyanın ihtiyaçlarile hiç münasebet- tar değildir. İkinci şart ta, nisbet, ge- mi kategorisi itibarile tahdit edilme- meli, ve her milleti, kend iihtiyaçları- ma göre gemiler kabulünde özgür br- rTakmalıdır. Savaş bu nokta üzerinde çıkacaktır, Çünkü İngiliz - Alman pro İesi, kategori itibarile tahdit esası üze rinde yapılmıştır. — Saint Brice. Volkişer Beobahter'den: deniz kuvvetleri Ingiltere t- de yapılar anla — Doktor gelince daha iyi olacaksınız. — Fakat ben daha iyi olmayı istemiyorum ki, Jurdje Alman görüşmelerinin hiç | lundurabilir. italya -Fransa Yakınlığı Almanya 420,595 tona kadar gemi bi Almanya bu tonajı 42 kruvazör veya 420 denizaltı gemisi yaptırmak için kullanmıyacak, belki her gemi sınılfı çin yüzde otuz beş nis- beti oldukça sıkı bir surette koruya- caktır. Gazcte betkesini şu sözlerle bitiri- or: p “İngilir - Alman deniz anlaşması, bu sene toplanması muhtemel olan bü yük deniz konferansına çok iyi bir baş langıç olmuştur.,, Times'den: “Ingiltere hükümeti, başkaları için, Arsrulusal yasalara bir tecavüz saydığını kendi kendine yapmıştır. Ihtimal ki, Versay andlaşmasının Al- manyaya karşı ihtiva ettiği ceza hü- kümlerile tahdidleri kaldırmak zama- ni gelmiştir. Ancak İngilterenin bu husustaki gidişi için denebilir ki, bir andlaşma böyle bozulamaz. Ingiltere, Fransa ile Italyayı da hesaba katmalf dır. Bunlar, meseleyi acunsal bir hak yörine — götürebilirler, — Ingilterenin görmüş olduğu bu işe karşı ne Ame- rika, ne de Japonya ilgisiz kalmazlar. Söylenildiği gibi, İngiltere bu devlet- leri bir deniz konferansına çağıracak olursa, bu başkadır ve kendilerini, bu ünkü durumu altüs eden bir emri- vâki karşrsındla bulundurmak ta gene başkadır.., K ALAY FAŞA Tayyare ile 11.800 Metreye çıkan kadın koyacak olan yeni bir teşebbüs yap te Ve 11,800 metreye yükselerek dünya kadın rekorunu kırdı, Mary- »e Hilaz 1932 senesi 19 Ağustosun. dan be: '91 metre ile bu reko « il li. Fakat kendi kendisi: nin ba yüksek muvaffahıyeti karşıs sında asla memnun değildi. O, da. ha iyisini yapmak istiyordu. Bu sabah etrafı hiç te velveleye vermeden Villaconblay meydanına ::Hı', Hava gayet müsaiddi. Bir av. tayyaresine atlayarak yükselme- ğe başladı. Sahada yalnıs tayyareyi ve motörü yapan fabrikaların mü- messilleri ve bazı dostları bulunu- yordu. Çok geçmeden tayyare ha- vada ufak bir nokta haline geldi ve kayboldu. Tayyareci semalara yükselmişti. Nihayet yavaş yavaş tekrar görün- meğe başladı. Ağır iniyordu. Çün « Hü motörün birdenbire soğumasına T Nbeyat ralası herlı nlellermi il sahaya kaydı. arkadaşları koşuştular. Tayyareci kadın yaptığı bu fevkalâde gayret- ten dolayı pek yorgun görünmüyor. du. Mütehassıslar, barografı tetkik ettiler ve bağırdılar: — 11,800 metre... Tayyareci gülmeğe başladı ve tip reye binmemiştim. Onun için yaptı- #ım bu teşebbüsten dolayı çok mem nunum. Maryse Hilxx 30 Haziranda Ro- nende hava cambazlığı yapacak ve Alman kadın tayyarecilerin Liesel Backh'la karşılasacaktır. Bu müna « sebetle Maryse'in kendi rekorlarına yeni bir. muvaffakıyet daha ilâve edeceği şüphesizdir. DA MA aa İ AAA No. 60 e C Edgar WALLACE Çenbere sokmak istiyordu. Fa- kat bu Marl idam mahkümu Lightman'ın eski tanışığı ve suç ortağı çıktı. Beklenilmiyen bir yerde Marl bu adamı gördü ve tanıdı. Tanıdığı içindir ki, hiç görülmemiş bir maharetle öteki dünyaya gönderildi. Marl'ın na- sıl öldürüldüğünü hatırlarsınız. Bütün salondakiler dikkatle Parr'ı dinliyorlardı. Emniyet müfettişi devam et- ti: — Bilirsiniz ki “Kızıl Çen - ber,,. Bu sırada Yale birdenbire sö zünü kesti: Parr hem cevap verdi, hem anlattı: — Çünkü menfadaki arkadaş ları ona bu adı vermişlerdi. Se- bebi de boynunda kırmızı bir ııı;;ıhı:'. bulmı_ııdırk.;;;ıle. size ılyuıum, eğer d.nım. inız, “üethnmz , Bunu söylerken de hemen ye rinden fırladı ve şaşrlacak bir çeviklikle hafiyenin yanma gele rek tabancanın namlusunu şaka ğina dayadı. Bir kere daha ihtar etti: — Eller yukarı! Ve sol elinin ani bir hareke- ti ile de, Yale'in yüksek yakalı- kırmızı, kanı kırmızı bir çember meydana çıktı. Üü a 4 “ANNE,, Nereye saklandıkları bilinmi- yen üç kişi birdenbire meydana çıktılar ve seri bir hareketle Ya- le'in bileklerine kelepçeyi ge- çirdiler. Bunlar, bir gün evvel Parr'ı ğını çıkardı. Herifin boynunda polis memurlarıydı. Yale'in der- hal üzeri arandı, tabancaları alındı, sonra başıma kalın bir bez atılarak dışarı çıkarlıdı. Parr terliyen alnını sildi ve gördükleri manzara karşısında hayretten dona kalan dinleyici. lerine dedi ki: — Sizden bir kere daha affı- mı rica edeceğim. Müsaade ederseniz, bu hikâyenin arkası- nt yarın anlatayım, O zaman herkes etrafını sar- dı. Sualler yağmaya başladı. Fa- kat Parr sadece başını sallamak la iktifa ediyordu. Parr'ın ne kadar belli etmese de, müteheyyiç olduğunu anlı- mmwt umüm müdürü de- — Rica ederim, bir dakika beni dinleyiniz. Onun ne kadar müşkül anlar geçirdiğini benim kadar kimse iyi bilmez. Onun için başvekilimizden, emniyet müfettişinin arzusunu kabul et- melerini ve izahatının arkasmı yarına bırakmasına müsaade buyurmalarını rica edeceğim. / Başvekil: — Elbette! dedi, yalnız Parr dan yarın öğle yemeğinde bi- zimle beraber bulunmasını isti- yeceğim. Umum müdür, hakikaten söz söyliyemiyecek memuru namına bu daveti kabul etti. Emniyet müfettişi, Jack'ın koluna girerek çıktı. Bir taksi- ye bindiler, Delikanlı dedi ki: — Bana rüya görmüşüm gibi geliyor. Demek ki Derrich Yale Kızıl Çember'in başı idi ha. Vay, vay, vay.. Parr artık kendisini toplarnış- ti — Elbet, dedi, neye olma- sın? —O halde Thalia Drum- mond'un suç ortağı.. ü Emniyet müfettişi gülümse- — Bu muamayı nasıl halletti- niz? — Beni döğru yolun üzerine koyan “anne,, miz olmuştur. Siz onun benim için ne kıymette olduğunu © kadar iyi bilemezsi- niz. bugün bana diyordu İ — Bu “Anne,, kimdir? — Bir gün beni ziyarete gel- memiş miydiniz? Orada büyük anneyi gördünüz. Fakat “An. ne,, nin şayfiyede olduğunu söy- lemiştim zannederim. — Demek ki şimdi sayfiyeden geldi. — Evet, hatta sizi onunla ta- nıştırmak isterim, Fikirlerinde inatçıdır vEe münakaşayı sever. O ne söylerse ben daima dinle- rim, Çok zamanlar dü nin isabetli olduğunu gördüm. — Ben de şimdiden kendisini takdir ediyorum. Artık Kızıl Çember'i hakikaten yakalaşmış olduğunuza kani misini — Sizi şu saniye gördüğüme nasıl emin isem öyle.. Çok geçmeden Parr'ım otur- duğu evin sokağına girdiler. Jack dedi ki: Öyle ise Thalia mahvoldu. Eğer Yale Kızıl Çemberin ken. disi ise, mutlaka onu da bera- ber sürükler. — Zannetmem. — Fakat siz Thalia Drummond ile neden bu dar al sun i — Onh, hâlâ anlamadınız mı? Parr, ben bu kızı seviyorum. Parr güldü: — Sahi, ben- bir şeyler anla- mıyorum, dedi. Yalnız sizden bir şey istiyeceğim. Artık bu Thalia Drummond'u unutunuz da, ona karşı olan sevginizi “Anne,, ye saklayınız. Jack ters bir cevap verecekti. Fakat kendini tuttu. Otomobil de o sırada emniyet müfettişi” nin evinin önünde durmuştu. Parr merdivenlerin altından bağırdı; — Allo, yorum. Jack da içeriye girdi.Merdiven leri çıktılar, Yukarda delikanli sanki yıldırımla vurulmuşa döf” müştü. Karşısında biraz sarar” miş ve yorgün görünen, fakat dudaklarında mes'ut bir tebet” YSi ELA Damldi u: a Drummoni yoî;ıer sıkıldı. Thalia deığnk;: hazırlanmtş bir sofra Ş geyıPın ile kendi arasına oturt tu: Z anne, Jack'ı gılil'ı" &

Bu sayıdan diğer sayfalar: