21 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

21 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e— ; MEMLEKETTE TAN Liman Faaliyeti Arttı TAN çHi glki 21 - 6 - 935 | POL| S | FAŞŞ Bir Çocu'k Otomobil Altında Kaldı, Bir Adam Delirdi! SAGLIK OGÜTLERİ AAA AAA AAA Çok yaşamak istersen İngilizlerin yeni nüfus sayımları münasebetile çok yaşamak üzerine is- Et Gibi Sebzeyi! de İndirmelidir Mersin Limanını inkişaf Ettir- mek için Yeni Tedbirler Alındı Mersin, 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mersin liman şirketi, li- marı faaliyetinin artması üzerine liman vasıtalarının derhal ço - galtılmasına karar vermiş ve harekete geçmiştir. Istanbula gön- derilen bir heyet, iki, kuvvetli romorkör satın alarak Mersine ge- tirtmiştir. Bir taraftan da Ankaraya bir murahhas gönderilmiş, piyasada inşaata elverişli büyük çapta kereste bulmakta güçlük çekildiği için 1500 metre mikâbı işlenmiş kereste kesilmesi hu - sıısund:ı Ziraat Bakanlığından ruhsat stenmiştir. Liman şirketi, her bir! 70 ton yük taşıyabilecek kabiliyette 15 parça büyük ve kuvvetli mavna inşa edilmek üzere müteahhitlerle mukavele im- 'ıalîmışxır. İlk parti olan beş parça mavna Mersine getirilmiştir. Ün parçanın dainşası tamamlanmak üzeredir. Cer - vasıtaları 6 tomorkörle 3 motörden ibaret 9 parçaya çıkarılmıştır. Yeni bir motör daha alınmak üzeredir. Borular Çatlak, Para Yetmiyor Andifli, 19 (Tan) — Belediye 3573 liralık bir bütçe ile işe başlamıştır. 934 bütçesile inşasıma başlanan lâğımların tesellümü bitmiş, saba sivrisinekten kurtulmuştur. Belediye bu yıl, umumi bir su tevzi deposu yaptıracak, kaldırım ve belediye dairesi inşa ettire- cektir, Su yollarının tamiri kararı çok yerindedir. Bilhassa umumi de- po ile menbam ıslahına çok ihtiyaç vardır. Boruların çürüklüğü yüzünden sular çekilmiş, kasaba bir kaç gündür susuz kalmıştır. Bundan başka, suyun geldiği on kilometrelik mesafede boru - Tar bir çok __veı-ı'ndeı: çatlamış vaziyettedir. Ve bütün bunların de- imesi de 4 bin metrelik yeni boruya ihtiyaç göstermekte - V_ılaytı bütçesinden yapılan 800 bin liralık yardım bu işe el- vermiyecektir. Bu işin kökünden hal çareleri aranıyor. Adana'da ihracat Artıyor Adana, 20 1 di (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Adananın Ekonomi Duru- mu şüdür: Adana, 1932 yılında 5,302,900 liralık ithalâtta bulunmuş, bu- na mukabil 4,086,899 liralıkta ihracat yapmıştır. Arada 1,216,051 İiralık bir fark göze çarpmaktadır. 1933 de ithalât 3,956,951 lirayı bulmuş, ihracat da 4.918,930 Tiraya çıkmıştır. “Arada 264,079 dÜratık lehte bir fark vardır. ve ihracat da liraya yükselmiş hte bir fark görülmektedir. Pamukkalede Yeni Banyolar Denizli, 18 ,(Tan) — Şimdiye kadar bakımsız vaziyette bulunan Denizli - hin Pamukkalesinde ilbaylık tarafından bir banyo mahalli yap- tırılmış ve daimi bir bekçi konmuş Bu suretle gelen seyyah- larin hassalı sudan banyoya girerek istifade etmeleri de temin cdıl_m_iş(_'ıvr. Yukariki resim, Pamuk kalede yeni yaptırılan banyo yerini göstermektedir. ayırmıyarak hareketlerini kon - trol etmeğe başladılar. İki baş dikkatle etrafı araştı- rıyordu. Karı koca birer kâad gibi ye- re yapışmışlardı. İki cins hayvan yirmi adımı sağ da kulakları dimdik havayı kok luyorlar. Şahin mırıldanır gibi: Bürhan CAHIT Fakat acele etme. Arada en aşa ğt altmış metre var. Onlar her halde rövelverle ateş ettiler. Gaziantep şarbaylığı, diğerlerine örnek olacak güzel bir hareketle, et ihtikârı meselesini kökünden hal letmiş bulunuyor. Mecidiye piyasasının yükselme - sini fırsat bilen kasapların, et Fiyat larını artlırmaları üzerine şarbay- lık derhal tedbir almış, hâlde dört dükkân açtırarak 35 kuruşa et sat- tırmağa başlamıştır. Bu tedbir tesi- rini çabuk göstermiş, kasaplar Fi - yatları indirmeğe mecbur kalmış - lardır. Bu işte şarbaylığın titizliği ne kadar yerinde ise, alınan netice de | o kadar önemli ve örnek olacak bir değerdedir. Fakat, mesele bu ka - darla halmıyor. Orada sebxe de pa- halıdır. Gaziantep şarbaylığının, sebze ve meyve ihtikârına engel ol- mak icin de ayni şehilde horekete ü lüzumlu ve faydalı bulu- Adana Biçki Yurdundan bu yıl mezun olan kızlar Adana, (Hususi muhabi iz bildi- ) — Biçki ve dikiş yurdu talcbe- sinin hazırladığı sergi açıldı. Vali, 'Türk kızlarına ilk tahsilden sonra en | çok yaraşan işin dikiş, biçki oldu nu söyledi. Yurdu bitirenlerin di ması dağıtıldı, sergi gezilerek b VA N ARER N FO Kadriye, P: v iplo- Emine, Pakizeğir, KÜÇÜUK TELGRAF HABERLERİ * Balıkesir, (Tan) — Bu civarda | mahsul çok iyidir. Hiç kuraklık teh- tikesi yoktur. İlkbahar yağmurları her yıldan bol ve si yazlık mahsul b görürse bereket çok artacaktır. (Tan) — Gemi ilerlemektedir. ştirak edenlerin çoğu kadındır. Gençler yanlar birliği kurulmuştur. Son defa yapılan sandal yarışlarma giren ba- yanlar şunlardı Leman Se sel Dinçalp, Türköz İlhan, Nezahet, Müşerref, Nezahet, Hatice, Muallâ, Ayıntap, (Tan) — Pazar Maarif Cemiyetinden eye geçen Osmaniye Kasteli çevresindeki pazara ni bir halde bulunan dükkânlar yıktırıl- mış, pazar yerinin şekli iyi bir hale sokulmuştur. * Gazi Ayıntap, (Tan) — Mektep — Ateş edeyim mi Erguvan taş kesilmiş gibi yer- le bir olmuş. Dişlerinin arasın - dan cevan verdi: — Bırak! İlk ateşi ben edece ğim. Erguvan yaziyeti ve mesafeyi iyi kontrol etmişti. Yol kesen - ler başı boş kalan iki hayvanın Yoksa bu kadar mesafeden tü - fekle ikimizi bir kurşunla yere sererlerdi. Kart koca karşıdan gelecek hücumu makas ateşile karşıla - mak için yere yapışa yapışa biri birlerinden ayrıldılar. Erguvanın bütün tahminleri birer birer çıkıyordu. Onar metre açıldıkları sırada kendilerini görmek ve silâhları nı boşaltmak için sabırsızlanan lar çalılar arasından başlarını gıkardılar. İki kişi idiler, Ergüuvan alçak sesle işaret et ti: — Sakın ateş etme. Ben söy lerim. . | Namlularını o istikametten | | öylece durduklarından şüphe - lenmişlerdi. Fakat böyle beklemek imkâ- nı da yoktu. Bu yol Gökdereyi yalnız çiftliğe değil, daha yu- kardan Midyata'a bağlıayn ge- itti. Yoldan gelip geçenler öla- — Bunlar hayduda benzemi - yor. Sus! lar arkasında görünen iki baş attıkları kurşunların netice sinden emin olmuşlar gibi ya - vaş yavaş meydana çıkmaktan çekinmiyoralrdı. Oldukları yerlerden doğrulup başlarını uzatarak ileriye doğ - ru bakıyorlardı. Karı koca sığındıkları yere gömülür gtbi yapışmışlardı. Başlarındaki avcı şapkaları kendilerinden bir kaç metre ile ride yerde kalmıştı. Erguvan onların ellerinde yal nız tabanca olduğunu adam akıl h görünce sevindi. - Şabin sabirsıslanıyordu, bunları hesaplıyodu. Yol kesenler önlerinde birden bire kaybolan iki ki: akıbe- tini anlamak ihtiyacında idiler, Ve bu kaygu ile siper aldık- ları toprak ve taş yığını arka- sından çıkmıya hazırlanıyorlar- dı. Erguvan silâhının namlusunu sol kolunun bileğine yerleştir. miş, onları takip ediyordu. Çalılar arasından önce başla- Kazayı yapan şofö iki muvaffakıyetl Dün akşam on dokuz buçukta yine Eminönünde feci bir otomo bil kazası oldu ve bir çocuk muh telif yerlerinden ağırca yara - landı. Methmet isminde bir zatın sa- hip olduğu 2527 nüumaralı oto - mobil şoför Şerafeddinin idare- sinde Eminönünden geçerken, tramvaya asılmış olan bir çocuk birdenbire otomobilin önüne at lamış ve şoför birden otomobili dürduramadığı için tekerlekle - rin altına gitmiştir. Şerafeddin derhal otomobili durdurmuş ve çocuk baygın bir kartlarak Etfal hastahanesine kaldırılmıştır. Bu hiç beklenil - miyen kaza karşısında şoför de bayılmış ve eczahanede ayıltıl - Karakolda ilk tahkikatı yapıl mış ve müddeiumumi muavini Şefik de tahkikata el koymuş - tür. | Cocuğun yaraları başınm iki yerinden, göğsünden, | ve bacaklarındandır. Kemikle - rinin kırıldığı zannediliyor. Va- ziyeti çok ağırdır. Dalgın bir hal de yatmakta ve söz söyliyeme - mektedir. Üzerinde vesika bu - lunmadığı ve gece yarısından sonraya kadar ifadesi de alına - madığı için kim olduğu anlaşıla mamıştır. On üç, on dört yaşlarında, uzun boylu, zaif, sarışın, ayak - ları çıplak, kıyafetinden fakir ol nıdan görmemiş genç bir Ayıntaplı san'at- kâr tarafından bütün bir somaki mer- mer taşından yapılan Atatürk heyke- li bitirik Heykelin kaidesi için belediye bütçesine tahsisat konmuş- tur, Dikileceği yer henüz kararlaşma- mıştır. * Gaziantep, (Tan) — Çalışmaya başlıyan buz fabrikası ve soğuk hava osunun eksikleri bitirilmek üzere- dir, Fabrikanın mezbahadan soğuk ha va deposuna et taşıyacak haval hatla- |ri yapılmaktadır. # Nezip, (Tan) — Belediye tara- fından yaptırılan et halinin açılma resmi vali Akif tarafından yapılmış- tır. rı, sonra vücutları görünen iki adam meydana çıktıkları halde kendilerine ateş edilmemesin- den cesaret alarak - siperin beri Ççtiler. Şimdi bütün yle önlerindeki taşlık, pirnallık sahayı gözlüyorlardı. Sağdaki uzun boylusu birdet bire irkildi ve gözlerini Şahinin old yere dikti, $ahinin güneşte — parlıyan mahmuzları görülmesine yar- dım etmişti. Uzun boylu hay- dut bir anda diz çöktü ve nişan almağa hazırlandı. Yanındaki de onu taklit ediyordu ki Ergu- varı tetiği çekti. Ve kuru, sert silâh sesi ile beraber nişan al- mağa hazırlanan adamın yüzü koyun yere kapandığı görüldü. Başka bir ses duyulmadı. Yalnız bir iki saniye geçme- mişti ki arkadaşının birdenbire yerinden fırlayıp geriye doğru kaçtığını gördüler. Şahin ve Erguvan nişanlama- ğa çalışarak silâhlarını boşalttı- lar. Fakat arazi gittikçe ileriye doğru alçaldığı için adam bir anda gözden kayboluverdi. tatistikler yeniden tazelendi. halde tekerleklerin altından çı - | böylece bayıldı ve gene böylece ayıltıldı!. — Fotoğraf muhabirimzin dün gece vaka yerinde aldığı i enstantane — | duğu anlaşılan bir çocuktur. Ya hudi olması ihtimali vardır. Bir adam delirdi Konyada çalışırken akli mü- ran memleketine gönderilen Ha lil oğlu Muhiddin dün Giresuna gitmek için Konyadan şehrimi- ze gelmiştir. Muhiddin dün Ka raköyden geçerken birdenbire | etrafa saldırmağa başlamış, ken disini tutmak isteyenlerin üstü- nü başını paralamış, nihayet ye tişen polisler tarafından zorla Denizyolları işletme acenteliği- nin içerisine kapatılmıştır. Deli oradan imdadı sıhhi otomobili ile Bakırköy emrazı akliye has- tahanesine gönderilmiştir. Gene bir otomobil kazası Dün saat on üçte Ortaköye gitmekte olan şoför Hüseyinin 2581 numaralı otomobili, Beşik taş tramvay caddesinde 14 yaş İavveda Dadr gip, başındaa ve belinden ağır surette yaralandığı için sihhi im dat otomobilile Beyoğlu hasta- hanesine gönderilmiş, şoför ya- kalanmıştır. * Beykozda attan düşerek hastahaneye gönderildiğini yaz dığımız Beykoz kösele fabrika - sı amelesinden Bahaddin, dün hastahanede ölmüştür. * Dün Çarşıkapıdan geçen şoför Mehmedin otobüsü Neza- hat adındaki küçük bir çocuğa çarpmış ve ağır yaralanmasına sebep olmuştur. Otobüsün altında kalan Ne- zahetin bacağı kırılmış, bir çok yerleri yaralanmıştır. Çocuk hastahaneye kaldırılmıştır. Şo - för yakalanıp adliyeye verilmiş- tir. * Harbiyede oturan İngiliz ta baasından Galata Kalafat yerin de dökmeci Jean, bugün Galata da Karanlık Fırın sokağından geçerken yere düşmüş, ölmüş - tür. Ölümün kalp durmasından ileri geldiği anlaşılmıştır. prrrgere P Ne olmuştu. Şahin: — Buü bir yılan olacak! dedi. Erguvan attığı ilk kurşundan emindi. O kurşunla uzun boylu adamı yere serdiğinden şüphe etmiyordu. İki kişi olduklarına göre arkadaşının vurulduğunu gören kaçmıştı. Bu kanaatle Erguvan yerlerinden kalkarak ileriyie kontrol etmek ve hay- vanlara atlayıp kaçana yetiş- mek fikrindeydi. Şahin bunu tehlikeli buldu: — Her ihtimale karşı bekli. yelim. Dedi. Silâh sesleri elbet etraftan duyuldu. Belki bir ge- len olur. x Erguvan itiraz etmedi. Etrafta ses yoktu. Şahin arasıra başını kaldırıp bakıyor. Bir şey göremiyordu. Burada arazi o kadar tümsekli idi ki on adım ilersine siper alan bir adamı görmek bile müşkül- dü. Dakikalar geçiyor, vaziyet değişmiyordu. etti: | vazenesinin bozukluğu anlaşıla- | We-| Erguvan ilk - fikrinde ısrar Bu istatistiklerden anlaşıldığına gö- re, bir kere kadınlar erkeklerden çok yaşıyorlar. Bunu daha önce de yaz- mış, sebebini de anlatmıştım. İkinci önemli nokta hangi ulusla- rın daha çok yaşadıklarıdır. Altmışını geçmiş erkekler en çok Fransada 12,70), en az Rusyada (96 7,74) bulunuyormuş. Kadınlar biraz daha fazla. Bu.nokta üzerine Paris'teki Tıp Akademisi ile Rusy iz Doktor Ruba- r münakaşa da çıkmıştı. Akademi Rusya'da ihtiyar- ların azlığım, on, on iki yıl önce v pilan büyük insan tasfiyesine baği yordu. Rubakin sadece Fransız'ların çoak yaşamağa daha ziyade istidadı olduğunu söylüyordu. Vakıâ, Ingiliz hayat kumpanyaları- mm santral istatistik kalemi, 34 sigor« ta kumpanyasına bağlı tam yetmiş bin kişinin ömrünü incelemiş ve çok yaşamak için en kuvvetli şansın ata- | iardan, anadan ve babadan gelen şans olduğunu bulmuş. Demek oluyor ki, çok yaşıyan adamların çocukları — ve torunları da çok yaşıyacaklardır, ka- zaya uğramazlarsa. | Ondan gönra, soysal sağlığın iler- lemesi insanların ömrünü uzatıyor- muş. Nitekim İngilizlerin Liverpool |gehrinde, sağlık kurallarına uygun olarak üç bin yeni ev yaptırılmış, bun- larda on bir bin kişi oturmuş. Bu in- sanların arasında ölüm nisbeti yüzde kırktan yirmi sekize düşmüş: Çocuk- ları da daha önce ylüzde otuz ölürken, yeni evlerde 16,7 ölmüşler. Bizim İs- tanbulda yapılan yeni apartmanlar da güneş alsalardı, belki burada da ölüm azalırdı/ Yeni istatistiklerin en ziyade hoşa giden tarafı hangi mesleklerin daha çok, hangilerinin daha az öldürdüğü- dür. En çok ölenler hükümdarlarmış, vasati olarak 58,8 yaşmda ölüyorlar. Sonrasını sırayla yazıyorum: Seyyahlar, çiftçiler, tecimenler, ar- tistler, edebiyatçılar, ilim adaml hükümet ve devlet adamları, En son- da da, yani en çok yaşıyan rahipler geliyor, vadati olarak 69,1 yaşında ölüyorlar. Şu halde çok yaşamak isterseniz paparz-olmak lârimgetecek. Fakat pa- pazlık sayılı olduğundan herkes o girmeğe çalışıyor. Onun için, her ülkede saylav yahut devlet memuru olmak istiyenlerin sa- sı bu kadar çok, hükümdarlar az dikları için cumurluk ülkeleri gittikçe çoğalıyor. Lokman Hekim Dr. A. KUTİEL Karaköy Topçular caddesi N:33 aa aa ae ae aBa Ada Çiçek serg Büyükada çiçek sergisi yarırı açılıyor. Serginin Akasya oteli karsısındaki ağaçlı meydanda kurulması kararlaşmıştır. Bun « dan başka sergiye yalnız çiçekçi ler değil, Fransada olduğu gibi “kuşçular ve kırmızı balık satı « cıları da gireceklerdi. Bahçe sahipleri için ayrıca 300 lira ayrılmıştır. Yalnız zevk için iştirak eden arabaların sa- hiplerine Nis ve Monteckarloda olduğu gibi birer Aplike resim ve bayrak armağan edile - cektir. v ,— Gülünç oluyoruz. Dedi. Önümüzde bir ölüden yahut a- ğır yaralıdan başka kimse yok! Bu fikre Şahin pek geç inan- dı. Erguvan: — İhtiyatla kalkalım, ÂAyrt yerlerden! Dedi. Aralarındaki uzaklığI biraz daha açarak yavaş yavaş$ yerlerinden doğruldular. Ses yok ve görünürde bir şey* ler de yok. M Dayanamıyan Erguvan ayağd kalktı. Gene bir şey görünmüyordu. Yürümeğe başladılar. y Her adımda bir silâh sesi işi" teceklerinden şüphelenerek e- leri, tetikte ve derhal yere yat” mağa hazır bir vaziyette ilerlie yorlardı. On adım atmışlardı ki Ergü” van haykırdı: — İşte!.. Herif gitmiş. —. Koştular. Çalılık önünde bif az önce gördükleri uzun boylü adam yüzükoyun serilmiş, yat” F yordu. (Arkası var).

Bu sayıdan diğer sayfalar: