26 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

26 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eses 10 Dünya Gazetelerine iNGILTERE VE ITALYA ARASINDA Gizli Bir Andlaşmal! Sunday Peferce'den: | Eden ve Aloisi, çantaları içinde | bir cinin saklamışlardı. Laval san - | ki vücudundan haberdar değilmiş gibi onu gömdü. Bu cenin 1925 senesinde İtalya ile İngiltere arasında aktedilmiş o- | ! SİR AUSTEN CHAMBERLAİN lan gizli muahede idi ki, iki hükü- met bununla Habeşistanı taksim hu susunda biribirlerile anlaştıklarını ifade ediyorlardı. Bu andlaşma 1906 andlaşmasile taban tabana zit âdi. 1906 andlaşmasile bu iki hükü - met Fransa İle beraber, Habeşista « nis bütünlüğünü taahhüt ediyorlar di. edesi İngiltereye Esana gölü Üzerinde bir baraj ve Tsudan gölüne kadar bir araba yo- İs inşasına müsaade ediyordu. İtalyada, Habeşistenda Eritre ile | İtalyan Somalisini iri Lyacak ve İtalyanın lar temin etmek isted banın sarkından geçecek bir demi yolu inşası hakkını elde ediyordu. 9 baziran 1925 de iki hükümet bu maksatla Habeş impârite racaat etmişlerse de İmparator bu- na şiddetle muhalefet ederek ulus lar kurumuna başvtrmuştur. O saman İtalya ile arası açık ölan Frânsa Habeşistanın protestosuna muhalefete başlamış ve İngiltere i- le İtalya için de böyle piânın vü - cudünu inkâr etmekten başka yapa cak birşey kalmamıştır. AAndlaşma hükümden düstü. O za mardanberi İtalya ile İngiltere bi- ribirlerine oyun oynadılar, 1928 de İtalya Habeşistan İle yaptığı bir paktta her türlü anlaşamamazlığı hakeme müracaat suretile halletme ği taahhüt etti. İngiltere ise bir ba- Taj inşası imtiyazını elde etmek için çalışmalarına devam etti, Hitlerin iktidar mevkiine gelm, si İtalya ile Fransa arasındaki an- laşamamazlığı ortadan kaldırdı. Geçen Kânünmevvel ayında da Ouwal-Oual hâdisesi vuku buldu. O- yi de, geçen Kinunusani ayında Fran ile İtalya arasında aktedilen İtalya bu pakt ile buti ile Adisababa demiryoluna iştirak etmek hakkını elde etti ve kz harekâtta serbestisini temin etti. ti. Musolininin Habeşistanda bir ge zinti yaparak bütün Habeşistanı hiç mukavemet görmeden elde ede ceği ve bu suretle İngiliz emelle - rine bir nihayet vereceği zanacdil. İngiltere ise o zaman yeni bir koz oynadı: Bu da İngiltere — Alman ya deniz andlaşması ve Almanyada mecburi askerlik usulünün tanınma se idi. Laval buna göz yumdu, fakat bu meseleyi de unutmadı. Bu meseleyi Cenevrede mevzuu bahsetmek kabil değil Çünkü Habeşistan şikâyetlerini söylemek için fırsat bulmuş olacaktı, Üç bü- yük devlet biribirlerile istişareye karar verdiler. Biraz sonra İngiltere Tsana gö- lü üzerinde İstediği imtiyazı elde etti ve Mısır hükümeti bu bara- Jin inşası için 21 milyon İngiliz li ralık tahsisat kabul etti, Buna mu- kabil Mussolini hiçbir imtiyaz el - de edemedi. Filhakika 1906 muahedesi yalnız ekonomik imtiyazları kabul edi - yor her türlü siyasal kontrol ve i- hakı hariç tutuyordu. Buna muka- bil 1925 muahedesi küçük milletle- rin hakkını ve uluslar kurumunun adalet prensibini tamamen Musso- Hakem komisyonuna otanan POLİTİS liniye doğruyu - söylemek imkânı verilmek İstenilmiyor. < Le Matinden: İngiliz hükümet adamlarının, İo- giltere kralının, Dış İşler Bakanı nı Sandringham sarayında kabul et tiği zaman verdiği ihtiyatkâr ve â- kılâne tavsiyelerden ayrılmıyacağı söylenmeketdir. Kral George Sir Samuel Hogare'e, müzakeratın mu - vaffakiyetle neticelenmesi için ya- pılması mümkün olan ber türlü fe- dakârlığın yapılması İngiltere için pek lüzumlu olduğunda israr etmiş tir. Zan ve tahmin (edildiğine göre kral, bakanlar müzakeratına müda- hale etmiş ve İngiliz delegelerinin Paris müzakeratında göstermiş ol- duğu itilâflar birliğinin biraz ha - fiflestirilmesini istediğini söylemiş- tir. Bu haberler teyide mühtaç ol - makla beraber İngiliz hattihareke- tinin İtalyan istekleri karşısında biraz daha yumuşadığınt göstermek tedir, Sir Samuel Hoare sabık Dış Ba kanı Sir Austen Chamberlain'i ka- tmiştir. Sabık Dış Bakanı günkü Dış Bakanına söyledi sözleri tahmin edebiliriz. Sir Aus- ten Chamberlain, Sir Samuel Ho - t N VI Boşanmağa Karşı Bir Tedbir:Ku- lakları Tıkayıp Birbirini Sövmek Ruhu tedavi kongresi Alman de toplanmış Burası, kalp hastalıklarına tutulan nın Nahaym şebr ların tedavi için gittik şehridir. bittikten gre sonra muhtelif yerlerine gitmişlerdi rin içinde bazı ecnebiler de tâ bun! vardır. Kongre üç gün sürmüştür. Sıra - sile birçok hatipler kürsüye çıka - mişlerdir. Doğru - yu söylemek'lâzım gelirse verdik rak söylevler v. leri konferansların mev. le dolu idi. Az çok ciddi İnsanlar olan kimi aksaçlı, kimisi genç zarif gevinmis olan bu âlimler sanki aile geçimsizliklerine karşı bir ted bir bulmak için toplanmışlar verdikleri konferanslarda ailelerde sükünu temin etmek suretile dün- yayı iyileştirmek gayretine kapıl- mışlardır. Bu İş nekadar iyi olu dukça güç ve karışık bir şeydir. Bu Dunla beraber bu âlimler, kan top * anmasına veya baş ağ iliş verilebildiği gibi ilâçlar da vermek kabildir. Kimbi- lir, belki de hakları da Kongrenin konferanıçı, dinleyicile getirecek birşey söyl Nihayet Süncü gün, dinleyiciler a bir hetibi dinlemeğe baş ei çık ağız! Yağlar: Güneşten cak memleketlerde seyühat" etmiğ ihtiyar bir seyyahı andıran bir dok söylüyordu. tor kürsüde söz adam diyordu ki: — Baylar, Bayanlar, lerin, kendi memleketimizde de ta- mimini istiyebileceğimiz eski adetlerinden bahsetmeme müsaade edinir. Hintliler bu #naneye riayet etmekle ailede her türlü münakaşa ve kavganın önüne geçmişlerdir: Senede bir defa, bütün aile halkı, sabah şafakla beraber bir odada top lanırlar, Her kafadan küfürler yağ mağa başlar. Herkes anasına, baba- sma hattâ çok sevdi ya köcasına hakai ği leri, bir senede yapılan bahatleri biribirlerinin vururlar. Bu, herkesi ——— —— lâttan duyduğu memauniyetsizliği asla gizlememiş olan muhafazakâr parti mahafilinin fikrini söylemiş- | & tir, İbtiyatlı bulunmak Tüzumu hak - kında vâki olan bütün rağmen, gazetelerin ları savaştan sakınmak anı söylemektedirler. İnsanların ruhlarını te « davi ilç meşgul olan doktorlar kon başlangıcındanberi 48 saat geçmiş olduğu halde hiçbir eder, Aile hal kı İncir çekirdeği doldurmıyan şey siyasal yazter. leri bir su | deşçe ayrılırlar. Biribirle: Almanyanın » Hat mıyor?. Bu da Hi larını sımsıkı tıkıyorli det olduğu üzere biri zuu garabet ve gibi, | geci rsa olsun ol cısına karşı ruhi bazı Yutan adam! vardır. ri heyecana yememişti. Bu size Hintli bir tuğunu söylemişt liyatı yapan hekim aleyhi karısına ve- hataları, ka yüzlerine söyliyeceği- aleyhin avukat rak eğ" da pe: ri unutmuş peş ral land. tavsiyelere kabil olma- ini saymağa bağlıyorlar. Böylece kendisine teycih edilen fena zleri işitmeden içindeki kin ve ga- rez duygusunu tatmin etmiş oluyor. Aziz dinleyicilerim, ailede tâma- men mesut olmak için bu âdeti, hiç den tatbik ediniz. Eğer ta- biatiniz biraz hiddetli ise, veya her hafta bir günü aile arı da bu kabil münakaşalara hasredi - i cm çok faydalı olduğunu Sofra peçetesini doktorun peçetesini karnında unut Bu adam he- men mahkemeye müracaatla ame- minat davası ikame etmistir. vacı, mahakemede davasını o ka- dar maharetle müdafaa etmiştir ki höhim hakikaten haklı olduğuna | kanaat getirdiği bir sirada müddet birdenbire kalka- operatör hastanın karnın. olsaydı, bu. nun midede bulunmaması lâzımgel i söylemiştir. Bundan adamın eyi hakikaten yutmuş olduğu laşılmıştır. Bu adam bir dolandı- rıcıdan başka bir şey değildir. Do- nın davası reddedilmiş ve kendisi şantaj yaparak para kazan mağa teşebbüs suçundan dolayı iki ay hapse mahküm edilmişti ni bitirinciye kadar ve takatı tüke- ninciye kadar sürer. Nihayet ak - şim olur. Pakat gece olunca her - İ kes biribirine ellerini uzatır ve kar | ine karşı bu kadar ha - karet savurduktan sonra nağıl olu- yor da aralarında geçimsizlik ol - lerin dahiyane bir buluşları sayesinde mümkün ©- | labiliyor: Aile halkı, sabahleyin bu | toplantıya gitmezden evvel ku Sonra â- sövüp va her- her ay m Telegraf'dan Bir adam Munster hastanesine müracaat ederek midesinde şiddet- i luğunu söylemiştir. Doktor kendisini muayene edince inde kalmıştır. Filhakika sim bulunduğunu görmüştür. Dok- tor hastayı kusturacak şiddetli ilâç vermiş ve bu sayede hasta, sofra peçetesi kusmuştur. Yemekte birçok kazalar olduğu görülmüş Da “Göre Hâdiseler Genel Seçim Ve Dış Siyasâ Le Joürme! des Debats'dan: Ağustos ayının iptidalarında hü künt, ve parlâmentoda bulunan ta Taftarları ve muarizleri, hiçbir st - yasal karışıklığın süküneti bozmı- yacağı lmidile tatil için biribirle - rinden ayrıldılar. Bu sene saylav - ların seçim dairelerine dönüşleri istirahat devresi teşkil edemiyccek tir. En küçük köylerde ve büyük şehirlere civar olan mahallelerde, en basit bir müntahip bile birkaç hafta sonra İngilterede sükünu bo- zacak bir meseleyi münakaşa et - mektedir, Bu meselede genel se - şim meselesidir. Savaş işareti Başhakan Baldvin in muhafazakâr partinin senelik toplantısından #onra 4 teşrinievvei- de söyliyeceği söylevle verilecek - tif. Başbakan bu söylevinde ulusal hükümetin programını izah edecek tir. Bundan sonra partilerin inti - zam komitesi, Lloyd Geörge'in ida- ret ettiği partiye ve sösyalistlere karsı mücadeleye başlıyacaktır. Sosyalistler ulusal adı altında par |” iâmentoda çokluğu temine çalışa « cak olan konservatuvarları mağlüp etmek için 505 namzet gösterecek- lerdir. E İşsizlere yardım işini tanzim e- decek olan yeni kanun yapılınca bu kanun parlâimentonun ilk açıldığı gün parlâimentoya verilecektir. Ulusal hükümet geçen sene Teşri nievvelde kralın nutkunda söyle - diği programı yerine getirmiş ol - makla öğünecektir. Hindistan te - mel yasası bugün kanun haline gel miştir. Sıkıntılı mıntakalara aid 0- MAC DONALD lan sosyal ıslahat da kabul edilmiş- tir. Bu ıslahat sosyalistlerin -İ$ lerini, bir dereceye kadar, getirmiştir. Kusursuz olan ve 1931 senesinde yapılan wlahat ile memurların ma âşını indirmiş olan bütçe birçok müntebipleri memnun edebilecek - tir. İngiltere bugün her zamandan ziyade bir nikbinlik memleketidir. “Ulusal,, kelimesi kralın Jübile' den sonra bir sembol olmuştur. Baldwin, “ulusal, tabi:! dış sıya- sada bir muvaffakiyetsizliğe uğ - ramamış olsaydı genel seçimde mu vaffâk olacağından emin olabili; di, İşte bu mesele üzerindedir ki, muhalifler, müfrit davranmakta - dırlar. Bazı İngilizlere uluslar ku- Tumundan ve Almanya ile münas&- battan bahsedecek olsanız, Fran - sada misli görülmemiş derecede muhtelif fikirler mevcut olduğunu görürsünüz. Hattâ bir muharrir ge genlerde “efkârr umumiye yoktur, İ rumu açık bir surette anla 566-98-92 — — ie Bi INGİLTEREDE oi Hükümet o muhtelif o cereyan memnun etmek için, son birs8$ — zarfında kendisine fazla emri” ve kuvvet verebilmek için dış #i” sada muvaffak olmak çarelerini ramıştır. Almanya ile yapılan © niz andlaşması bunun bir misali a ei al LLOYD GEORGE Fakat bu andlaşma çok tenkit e diğinden hedefine erişememiştir. İngiliz efkârı umumiyesinin İ tekleri ve hükümetin almakta © i ğu kararlar üzerindeki tesi l gün İtalya - Habeş ibtilâfı deliği) sile açıkça göze çarpmaktadır. Barışsal müdafaalar ve söyle” ler dolayısile hükümet âdeta İtil yaya muariz bir durum almağa # bur olmuştur. Bu hal Cenevre lantısmdan evvel durumu bir daha karıştırmış ve İtalyan s3 atının İngiltereye hücumlarını Me cip olmuştur. Bu hücumlar Dış kanlığının Grandiyc vâki olan kâyetlerine rağmen durmamid. Bugün genel seçim meselesi İ yan - Habeş ihtilâfının alacağı şekline bağlıdır. 4 Birçok tereddütlerden, sükü' dan, tehditlerden ve lüzumsuz, laşma teşebbüslerinden sonra terenin Habeş işi etrafındaki tır, İngiliz hükümet adamları, ? yanın Habeşistanda, siyasal yazlar elde etmesine muarizdırisf Eden ve Sir Robe Vansittart, Üçler feransindâ bun teyit etmiş! İtalya, “Habeşistanda Statü ye tarizlı bulunuyor. anlaşılıyor ki, İngiltere, m lekleri dolayısile, Habeşistan savaş olduğu takdirde her mill ten ziyade zahmet çekecektir. ği gilizler, bugün İtalyanın Habsfi tanda ancak kuvvet kullanmak. retile imtiyaz elde edebilec kanaat getirmişlerdir. İngili göre İtalya, bu siyasal o menfat elde etmezden evvel, kendisin8 velce teklif edilmiş olan o ekofÜğ nüfuz mıntakasında barışsal bi fuz icra etmeliydi. İngilterenif şündüğü yegâne hal sureti, Habeş Imparatoruna teklif ri şekildir ki, bu da Habeşistan rinde uluslar kurumu himaye Bu himaye bilâhara İtalyaya Vİ. bilecektir, Habeş meselesinin şu veya Vİ; retle balledildiğini göreceğimi, Mi ayı İngilterenin genel seçi sırlıklarının çaplii zama sadüf etmektedir. Genel seçi o mokrat bir hükümeti, her #8' dan ziyade efkârı umumiyenif ge * diyordu, Halbuki İngiltere için bu fikir yanlış bir şey olamaz. suna boyun eğmeğe mecbur “© almalı mı? Mathilde korktu, onun bakışına da dayanamadı ve iki adım geriledi. Bir &n durup baktı; sonra korkmasına u- tanıp kaygısız bir tavür takmarak ki- tab - odasından çıktı gitti, Bölüm X Kraliçe Marguerite gilgmlık vardır ki ses on- da bile bire bir zevk buldurmuya. sm, ey aşk? yi mektupları tekrar, okudu. e şili çalınca kendi Kendine; “ Kimbilir © Parisli kukla beni ne kadar gülünç bulmuştur! dedi şona gerçekten düşündüklerimi söylemek» le ne büyük delilik ettim! belkide o kadar delilik değildir. O sırada haki- kat bana layık biz şeydi. “O da ne diye gelip de benim ta- smamile kendime âit şeyler hakkında sual sormağa kalk? Böyle bir iş, onün tarafından bir patavatsızlıktı. Müaşeret kaidelerinin dışma çıktı. Danton bakkında düşündüklerimi söylemek, bana burada Yapayım di. ge pâra verilen işler arasında değil- geçip rasgele kötlllük etmeği gözüne KIRMIZI VE SiYAH STENDMHAL dir,” Yemek salonuna giripde mademoiselle de La Mole'u yine yas elbisesi le görünce ölkesini unuttu; hele aile içinde yalnız Mathilde'in si- yahlar giymiş olması büsbütün dik. kate çarpıyordu. Mathilde ona tahaf tahaf bakıyor- du. Julien içinden: “Madame de Rö- nal söylemişti, dedi, bu memleketin kadınlarını kendilerini beğendirmek işin içleri titriyor .Sabahleyin bu kı- za İyi muamele etmedim; benimle çe- ne çalmak istedi, yüz vermedim. Gö- zünde kıymetim arttı, Şüphesiz şey- tan bu işte bir şey kaybetmiş olmıyor. Küçük yine sırasını getirir, ba- na şöyle yukarıdan bakıp intikamı- pi alır. Yapsın da göreyim! Benim elden kaçırdığım kadınla bunun ara- sında ne büylk fark var! onda insa- ilik, bir saflık vardı! ünü kendinden önce sanki düşüncelerinin : oran kalbinde, ben anlardım; doğduğunu gördü: bana olan aşkına önürdeş diye yal- nız çocukların ölmesi korkusu vardı 6 aşk, makul ve tabii bir sevgi idi ben ıstırap çekiyordum ama bana ğü i le tat geliyordu. Onu makla ne budalalık ettim. Paris dü- şüncesi ile birtakım tatlı hulyalara kapılıp o büyük kadının lemedim 3 “Ne fark, ya rabbi! burada ne buldum? kuru ve azametli bir kendini beğenme, her çeşidinden bodbinlile. Akademi üyesi olduğu yerde du- Sofradan © kalkılıyordu. Julien: | rüP: “Aman akademi üyesini, başka birine | — Siz hem bu evde yatıp kalkı- kapılmadan yakalayım” dedi, Bahçe- ye çıkılırken ona yaklağtı; halim se- İlm, her denilene uyar gibi bir hali vardı; akademi Üyesinin, Hernani'de gördüğü rağbete öfkelenmesine hak veriyor, kendi de onunla beraber öf- keleniyordu (1). — Ah! bügün de €het,, (2) adeti olayı Akademi üyesi eli ile lere (3) benziyen bir hareket yapa- rak; — Hani o günler! dedi, böyle bir işe cesaret mi edebilirdi?... Julien, bir çiçek sözü gillus'un Bahçıvan kaç mısra ve abb& Delille'inkilerden (1) Hernani, V. Hugo'nun dram bu eser 1630 da oynandığı zaman hazlı patır- dıya sebep olmuş, eski edebiyat taraftar. larmı çok kazdırmaştı. pis veya yasak kararı (2) Kealm mührü basmış sürgün, ha- (3) Ünlü Fransız aktörü (1763-1826). elden çıkâr. | üstün şi den geleni yaptı. kıymetini bi- ona karşılık di, karalar giymiş, bilmiyor arın yor, anlamıyorum; Zâten, mademoiseile Mathilde rır, Bugün nisanın otuzu! Talma'nınki- geldiği kadar zekice bir kırıp gülümsedi, açarak Vir- ndan bir de 30 nisa şik olabilir ki sandığımdan toymuşum.,. — İtiraf edeyim ki, olmadığını söyledi. Ki cas, o adama yaranmak için elin- e Sonra, merak et- tiği için değil, sadece söz olsun diye bahsediyormuş gibi bir tavurla: — Mademoiselle de La Mole yi- ne bir mirasa mı kondu, nedir? de. yorsunuz, hem de onun deli , Musunuz? dedi. Doğrusu, böyle şeylere nasil isin veri- Akademi üyesine dönüp: diye söze başladı: gözleri ile soruyordu Akademi üyesi zarif bir üslüpla, göyel uzun uzun bir ders vermek fırsatı düştüğünü görüp sevinmişti — Hadi bahçede bir dolaşalım,! Catherine de Medicis'nin, harb esiri mızda, bu evin başındakilerde irade kuvveti mi dedin, hak götüre, Bir irade kuv- veti vardır. hepsine dediğini yaptı- Akademi üyesi durup Juliene kur- naz kurnaz baktı. Julien de elinden tavur ta- İçinden: “Bütün ev hâlkma dedi- gini yaptırmak, karalar giymek, bir bunlar arasında ne ili- diyordu, Meğer ben dedi. 1574 yılı 30 misanında neler olmuş, siz sahi bilmiyor musunuz? Julien hayretle sordu: — Nerede ne olmuş? — Gröve meydanında. Julien o kadar hayret içinde ki Gröve meydanı (o sözünü duyduktan sonra da yine işin aslını sezemedi. Yaradılışı icabı, “kanlı vakalar hikâ- yesine bayılırdı; merakla gözleri parlamıştı. Hangi adam vardır ki bir şey anlatmağa kalktığı zaman din. İiyende böyle bir hal görsün de se- vinmesin? Böyle işi kökünden bilmi. yen bir dinleyici bulduğu için ağzı kulaklarına varan akademi üyesi, astımın en güzel delikanlısı Boniface de la Mole ile dostu Piöment eşra- fından oAnnibal de Coconasso'nun, 30 nisan 1574 tarihinde Gröve mey- danında kafaları kesilerek idam edil melerini uzun uzun anlattı, “La Mo- le, Navarre kraliçesi Marguerite'in taparcasına sevdiği Aşıkı imiş; ma- demtoiselle de La Mole'un adı da bu- nun o için Mathilde- ite'tir. La Mole duc d'Alençon'un en zevdi- ği adamlardan, sonradan İV öncü Henri olan Navarre ktalınm, yani sevdiği kadının kocasının canciğer dostu imiş. 1574 yıh okarnavalmın son günü bütün saray halkı, ölüm döşeğine düşmüş zavallı kral ix un- cu Charles ile berâber Saint - Ger- main'de imişler. La Mole, kraliçe diye sârayda tuttuğu çırmak istemiş; bu prensleri, g daşlığı varmış, İki yüz 8! lip Saint - Germain'i kuşati" duc d'Alençon korkmuş, 14 de cellada teslim edilmiş... yel “Mademoiselle Mathilde'i8 gi ne işliyen.. bunu bana kendi etti, yedi sekiz yıl oluyor, daha on iki yaşında idi, geni yi falı bir azdır, hemde me, şi Akademi üyesi bunu söylerk“ çif. lerini göğe kaldırıyordu. By şal felakette onun asıl içi R Navarre | kraliçesi eri Gröve meydanında bir eve geri celladdan; aşıkının kesik bali. meğe cesaret etmesi alma ce İ Marguerite, ertesi akşam " yıst © başı alıp bir arabaff, pir e Monmatter tepesi eteğini gi © lie şük kiliseye götürüp ke K görmüş. J Bu vaka içine dokunan — Sahi'mi? dedi. — Mademoiselle gördüğünüz gibi bu esi şünmüyor, *30 nisan muyor diye kardeşini komaz. Coconasso'nun # rın çoğu gibi, Anibal? idamdan beri, La Mole 80 arasındaki samimi © tırasına hürmeten, gr “

Bu sayıdan diğer sayfalar: