26 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

26 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kavas Ali Ağanın Evinde Ve Yanında Yetiştirilen İngiliz Casus “Tahsisatı mesture” diye verilen paranın nereye sarfedildiğini düşüne- rek ayrıldım. Ertesi günü Şeyh Naci ile Abdullah Mansur konuk olduğum eve geldiler. Hoş beşten sonra Söz sı- rası sordum: j — Kimsiniz, buralara niçin geldi- Biz? — Ben, dedi, hayvanat bilimi kuru- mundanım. Kuşlarla uğraşırım. Elim- dekini bu uğurda sarfediyorum. Bu- ralarda gördüğüm kuşlar dünyanın hiçbir tarafında yoktur. Müslüman adım Abdullah Mansur, İngiliz adım G. Wayman Bury'dir. Arapça öğren- mek bana müslüman olmağı da öğ - setti, Londrada müstemleke tecim ve endüstrisile uğraşan sosyolog Charles Buth iyi dostlarımdır. Uç ayda bir Hudeydeye iner, konsolosumuz Ri - chard Sund'a konuk olurum. İnşal- lah sizinle yine görüşürüz. Wayman Bury gitti Nasır Paşa geldi, — Ben sirin şüpbenizi dağıtacak birini buldum, dedi. — Kimdir? — Abdullah Mansur'un uşağı ve muhafızı (Taiz) Mehmet Ali. — Çok iyi. Akşam üzeri Mehmet Ali geldi. Ye- men halkını istekle konuşturmak için en İyi vasıta nargüe ve kaynamış kahve kabuğu suyudur. Hele bahşiş verileceğini de anlarsa bülbül kesilir- Jer. Konuşuyoruz, Mehmet Ali şey- tan, kurnaz bir adama benziyor. — Ben, diyor, beş senedenberi Ab- dullah Mansur'un yanındayım. — Nasıl adam, bu? Ne ile uğraşır? — Öğrenmeğe, anlamağa, iş gör- meğe çalışan, çok gezer, her yere gi- Ter, uzun mektuplar yazar bir adam- dır. Fakat bana bir şey söylemez. Öyle ya, benim gibi cahil bir bedevi onun işlerinden ne anlar! Ama, ma- demki siz onu anlamak istiyorsunuz, resimlerini vereyim. Onlar onu bens || den iyi anlatır. Abdullah Mansur bir kılieta durmaz ki... Menahada sarık- İk ve sakallıdır. Hudeydede başmda külâh, sırtında (töket, bir Avrupalı olur. “İngilis Misyoneri” kitabımı yazan yat Rireli Mustafa Kaptan adında bi- rinin hikâyesini şöyle anlatıyor: — Abdülmecit zamanında “Fethi- || ye” gemisi, tamir için, İngiltereye gönderilmişti. Yolda fırtınaya tutul || duk, Güç belâ İngilterenin bir lima na sığınabildik. Bir müddet sonra gemiye iki İngiliz geldi. İyi bir türk- ge ile bize: — Hoş geldiniz, nasılamız? Diye bal, hatır sordular. Ben de onlara türkçeyi nereden öğrendikleri- ni sordum. Coni ismindeki İngili — Canım. Mustafa Efendi, nekadar merakhısmız! dedi. Ben türkçeyi Türkleri anlamak, Türklerin hile ve dalaverelerine düşmemek için öğren- dim. — İyi ama siz tıpkı bir Türk gibi konuşuyorsunuz. — O halde sizinle uzun boylu gö- rüşmeliyiz, Yarın bize geliniz de an- latayım, , O çün Mister Coni'nin evine git- tim. — Dostum, dedi, dinlerin en me- denisi protestanlıktır. O Protestanlı - ğın yayılması için İngilterede geniş kurumlar ve tertipler yapılmıştır. Dört yüz milyon halkı İngiltereye bağlıyan kuvvetlerin başında protes- tan misyoner kurumu bulunur. Mis - yonerler çocuk iken hizmete alınırlar. Her yıl mekteplerdeki talebeden en zeki ve beceriklilerinden kırk çocuk seçilir. Çocuklar çalışacakları ülkele- Te göre konsolosluklar gönderilir. Iş- te ben ve arkadaşım Herbert ön ya- sında iken İstanbula gönderildik. Se- fir beni Cihangirde Kavas Ali Ağaya “teslim etti, Kavasa şu emri verdi : 'AJi Ağa, bu çocuğun adı İbrahim- dir, senin oğlundur, Herkes böyle bil- melidir, Her ay sana on lira verece- giz. Çocuğu mahalle mektebinde oku- tacaksın. Sizin çocuklar gibi yedire- cek, giydirecek, yetiştireceksin. Ayda bir kere bana getirip göstereceksin.” Ali Ağa beni elimden tutarak evi- ne götürdü. Karısı Gülsüme vererek “AL dedi, bir oğlun oldu. Bunu sen büyüteceksin.” Bana don, entari ve mintan giydirdiler, ayağıma da iki takunya geçirdiler. Günün birinde elime on paralık kâğıthelvası sıkıştı- rarak mahalle çocuklar" arasma salı verdiler. Çocuklar beni dilsiz sana » rak alay ediyorlardı, Mektepte, ma» hallede, evde hep türkçe dinliyerek az amanda konuşmağa başladım. Bir yıl sonra, mahalle çocuklarının oyun- İarında elebaşı hep ben idim. Sesim iyi olduğundan mektepte amme sure- sini bir kurra hafız gibi okurdum. en yaramazı ben Aziz Hüdayi AKDEMİR Ve Misyonerlerinden Bir Tip tirdim, Bayazıt camiinde Müderris Palabıyık Ali Efendinin derslerine girdim. o Cüppem, pabuçlarım, sarı - ğım pek hoş, pek temiz ve bana pek yaraşıyordu, Bana hiç yobaz diyen | olmamıştır. Sokakta görenler “şık, kibar hafız” diyorlatdı. Elimde tes- bih, koltuğumda kitap evden camle, | camiden medreseye gider gelirdim. | Cebimden sakal tarağım ve misvakim eksik olmazdı. Annem Gülsüm Ha - nım beni yatırmcıya kadar uyumaz, zihin açıklığı için dualar ederdi. Ali Ağanın çocuğu olmadığından her iki- si de beni öz evlâtları gibi seviyorlar» dı. Fransızca öğrenmek istedim. Tel lâl oğlu Dikran Efendi adında bir Er- meni muallim buldular, Türkçesi de fransızcası da çok iyi idi, Dikran Efendi çok güzel öğreti - Çekayı ilk kuran ve işleten Teliko Desrhinski idim, Param çök olduğundan Şam 46- | yordu. Az zamanda fransızcayı da keri, nöbet şekeri alır, ağzımı şapır- | â(âpşam kadar güzel konuşuyordum. datarak yerdim. Derse çekilen ço -| ( Otuz yaşıma kadar Istanbulda kal- cukların ağzı sulanır, okuyamarlardı. | dır. İcazet aldım. Ben şimdi birkaç Hoca efendi uzum sırığın: uzatarak | dil biliyordum: Türkçe, ingilizce, başıma indireceği sırada hemen ya - | fransızca, arapça. O zamanlar böyle nımdakinin kucağına yatar, sırığı | memur İstanbulda az bulunurdu. Be- onun başına indirtirdim. Hocamız ta- | ni Babsâliye, Hariciye Nezareti Ter- haf bir adamdı. Benim çok yemiş ye- | cüme Kalemine tayin ettiler. Bir gün diğimi görerek şöyle bir beyit yapmış | sefir o zamanki Sadrazam Reşit Pa. ve falakaya çektiği saman okumuştu: | şayı s#iyaret ederken söz arasında Re- O kadar yer, © kadar yer, o kadar| Şit Paşader ki: yer ki yemiş TArkası varl Boğulur Kur'an okurken bü bizim eşşek ibiş 1 fi Bununla beraber hocamız hak ye- ÖLÜM mez bir zattı. Tembellere kızdığı za- man: idin zevcesi ve Askeri Matbaa üçün — Ulan tembeller, derdi. Şu sarı| cü kısım âmiri Bay Feridunun ka- yılanm yarısı kadar çalışsanız ne o-| yın valdesi Bayan Zekiye dün ak- ur? | şam saat 6 da irtihali darı baka ey- Mahalle mektebini ve rüştiyeyi bi- | lemiştir Allah rahmet eylesin. Mütekaidini bahriyeden Bay Sa- ipek ve Melek MELEK İPEK 79 Ağruston Perşembe gecesit 30 Ağustos Cuma matinelerde Amerikan, Fransız; Alman ve Avusturya filmleri arasından yüzlerce ve yüzlercesi görülerek seçilen filmler. Türk Hava Kurumu İstanbul il Şubesinden: İl şubemizde bağlı Yirmi yedi okamun Şubemiz için isimlerine nümunesi veçhile birer kıristal levha yaptırı- lacağından isteklilerin eksiltmeye girmek üzere 3 Ey- lül 935 pazartesi günü saaton beşte Cağaloğlundaki İl Şubemize müracaatları. (4979) Ankara Gazi Lisesi Direktör- Eni lüğünden: 1 — Okulumuz Bütünleme ve Engel yoklamalarına 2 Eylül 935 pazartesi sabah başlanacaktır. 2 -— Birinci ve ikinci devre bitirme yoklamaları da aynı günde başlıyacaktır. $ z 3 — Eylül Olgunluk yoklamalarının ve eski talirdat- nameye göre yapılacak birinci ve ikinci devre mezuniyet yoklamalarının başlama tarihi 11 Eylül 935 çarşamba günüdür, 4 — Yoklama günlerini gösterir Çizelge okulda asılmıştır. Bütünleme ve Engel yoklamaları için göste- | rilen günlerde okulda bulunmak gerektir. Gününü geçirenler öğreneğe göre sınıflarında bırakılırlar. 5 — Günleri öğrenmek ve başka bilği almak isteyen- SAGLIK “ ÖGÜTLERİ Aşçılık Mektebi İstanbul belediyesinin burada bir aşçılık mektebi kurmak İstediğini gâ- zetelerde elbette okumuşsunuzdur. Ben, kendi hesabıma, bu fikri yü- rekten alkışladım. Ama, yine eskiden olduğu gibi, bu mektebin şimdi, ba- yanlar her mektebe, her işe girmeğe oldukları zamanda kurulma- sıdır, Pek ziyade umuyorum ki bu mektep açıımca birçok bayanlar, er- keklerden aüha ziyade olarak, hemen © mektebe yazılacaklardır. Hattâ, be- nim elimde olsaydı, aşçılık meletebi- ne erkeklerin girmesini büsbütün ya- sak ederdim. Erkeklerin aşçılığa elverişli olma- dıkları bizim alaturka yemeklerin asırlardanberi hiç değişmeden ayni şekilde kalmış olmasile sabittir, Frenklerin aşçılığı da, tesim gibi, heykeltraşlık gibi, güzel san'atlardan sayarlar ve güzel sanatların hepsi gi- bi, yemeklerin de dalma tekâmül ge- girmesini, dalma yeni yeni yemekler icat edilmesini isterler. Oysa ki, biz patlıcan kızartmasını hâlâ büyük ba- balarımızm yedikleri şekilde yeriz. Bizim meşhur erkek aşçıları ustala rından ne gördülerse ondan başkası nı yapmağa çalışmayı hatırlarma ge- tirmemişlerdi. Kadmların değişmek ve değiştirmek arzusu erkeklerde - kinden ziyade olduğundan, bundan sonra alaturka aşçılık yapanların e- line geçerse belki bunun da alafran- ga aşçılık gibi dalma değişeceğini, İ- İerliyeceğini ve bizim de yağ ve Şe ker kuvvetinden başka türlü vasıta» larla yapılmış lezzetli yemekler yiye. ceğimizi umuyorum. Sağlık bakımından o düşünülünce, Aşçılık bir kadın işidir. Çünkü aşçı lıkta birinci şart mutfağın temiz ol #aasıdır, İnsan bir erkek aşçının ye - meklerini iştahla yiyebilmek için « 1 kantalarda olduğu gibi - onun mut- fağını hiç görmemek lâzımdır. Vakti- le büyük konaklarda, orta halli aile- lerde bile, erkek aşçılar bulunduğu zamanlarda insan mutfağı görünce iştahı kaçardı. Halbuki kadın aşçılar rın mutfakları heryerde daha temiz ve insana daha ziyade iştah verecek halde olur. Aşçılık mektebi kurulacağı haberi ü zerine benim sevinmeme başka bir se bep te,aşçılığın bundan sonra daha fen nİ olacağı umududur.Mektep deyince insanın hatırına herşeyden önce ilim ve fen gelir. Aşçılığın bir güzel sanat olması onun ilme dayanmasına, tabii engel olmaz,“ pişkin tib aralar Vİ gerek raftan da insanların iyi beslenmeleri | için lâzım olan türlü türlü vitamin- lerin hangi maddelerde bulundukları- nı, her adamın yaşıma, mesleğine gö- re neler yemesi münasip olacağını, bellibaşlı büyük bastalıklarda hasta- bın nasıl besleneceğini bilirse aşçılık güzel sanatinin kıymeti artmaz mı? Lokman Hekim i A İ GONOKOK AŞISI | Belsoğukluğu ve hülâtlarına karşı İ pek tesirli ve taze aşıdır. Divanyo- İ| iu Sultan Mahmut türbesi,No.113. | ILAN SATILIK 30 ton istiabında muş. Petrol ile işleyen “PARSONS,, markalı, 8 silin dirli, 120 14140 beygir kuvvetinde motörü havi, — 23,75 metro enişliği 3,60 Sür'ati 3m Masif akaju apacından bir salon, bir halâ, bir büfe ve saire. -ŞERAİT MÜTEDİL Galatada, Kevork Bey OHanında (Alim& Han) 1.2-3 numatada SİDNEY NOWİLL ve şeriklerine müracaat. (3091) s751 | Ademi iktidar İ Bel gevşekliğine , HORMOBİN | Tafsilât ; Galata kutusu | ler okula baş vurmalıdırlar. (2323) (5040) 5857 DiREKTÖRLÜGÜ 2 - Kayıt için hergün saat 10 dan 17 ye kadar gelinebilir. 3 « İstiyenlere, kayıt şartlarını bildiren öğrenekten bir e parasız olarak gönderilir. 4 -Bütün sınıfların engel ve bütünleme yoklamalarına 2 Eylül Pazartesi günü başlanacaktır. Mammmummumzzmız Şehzadebaşı Polis karakolu karşısında Telefon 22534 mama İSTİKLÂL LİSESI — NDEN: 1- İlk; orta ve lise kısımlarına, yatı ve gündüz, kır ve erkek talebe kaydına başlanmıştır. | < 6390 evi Meler eli e veren bir koca EEE” Karı koca hayatında bir lüzumundan fazla itaati, sessizliği, her şeyi kabulü çok defa karşı ta | rafı zalim yapar. Emirle, kumanda ile hareketo razi olmak, kerşı tara- tarafın fa emir vermeğe, istediğini - zorla kabul ettirmeğe sevkeder, hem bu yolda erkek kadar, kadın da zalim ve cebhar olmıya müstaittir. / İşte bir tanesi, Beşiktaştan B. Muhtar: “, İçinden cıkamadığım bir mü- amma, tehli! edemediğim bir evli - lik hayatr geçiriyorum. Karımla on beç sere evvel ayni mihellede otuz rur, komşu çocuklar» idik. Beraber mektebe gider gelirdik. Büyüyünce sevişir gibi olduk. Fakat daha pek anlaşmıya vakit kalmadan onu bir başisasile evlentlindiler. Bir çocuk sahibi oldu; fakaç mesut olamaclı. İzmieden İstanbul, silesinin evi. geldiği günlerden bir gün biribiri- mizi defice sevdiğimizi enladıli Şa- şılacak şey: Bikibirimiz için sene - İerdenberi ayni hissi taşıyormuşuz da izhar edememişiz. O beri huya- Hindeki erkek tipin en yekın adam olarak görürmüş, ben de onu. O gün den sora birkaç yıl o İstanbula gel- dikçe karşılıklı ağlaşır, sevişir, hıçkırıklar içinde ayrılındık. İz: re kocasının yanırın gidince © giz gizli mektupiaşrdık. Nihayet | bir gün kocamındam kaçtı. Mahkemeye düştü ve ayrıldı. Vakım kocası sert deli bir adamdı. Fukat bu kadın be» aim için ayrıldı ve evlendik. Ben kule kölesi oldum. Çocuğunu bile kabul ettim, Bir buçuk senadenbe- Pi bir dediğini iki yapmıyorum. O emrediyor, ben köle gibi ehrini ye- ripe getiriyorum. O derece de onu seviyorum ve o derece ora geçmiş günlerindn acısını unutturmıya, ye» ni ve sevimli bir hayat teminine çar kışıyorum. Fakat bu bir buçuk sene içinde, benim bu karlar #edakârlı #ıma karşı o me yapsa beğenirsiniz: İ daha dik kafalr, sert, inatçı, huysuz ve nihayet müstebit, alçakça, ham ce müstebit bir kadın oldu. Ben ö- deta bir uşak menzelesine indim. Beni sevmediğini bile söylüyor ve yalnız emrediyor. Buna sebep ne? Aaa bu kadın beni hiç mi sevme- miştir? Anlayamadır., Hayır... Bu kadın evvelce olduğu gibi şimdi de seviyor, fakat karşı * sında bu derece emre ve köleliğe hazır birisini bulmak, onu farkında olmadan zalim yapmış. Şu söz ne- kadar doğrudur: Mazlüm olmak za- lim olmak demektir... Feministler ne derlerse desinler: Kadınlar ida- re edilmekten hoşlanırlar, Erkekle- rin nüfuzu altında bulunmaktan zevk alırlar. İdare ve nüfuz etmek kabiliyeti olmıyanları idareleri ve nüfuzları altına alan kadınlar artık onları bir oyuncak telâkki etmiye alışırlar. B. Muhtar Elinden geldi- ği kadar çabuk vaziyetten kurtulmr Hey'etinden: h zarf usuliyle alınacaktır. nı günde saat 14 de kadar DEVREDİLECEK İHTIRA BERATI lerinin ve buna miülmesil mevadın dö- Türkiye Büyük Millet Meclisi ida“) Türkiye Büyük Millet Meclisi matbaası n kap i Kırk beş kalem kâğıt mukavva ve sair malzeme e Eksiltme 12 Eylül 935 Perşembe İdare Heyetinde yapılacaktır. i Muhammen bedeli 5000 liradır. ği ağir Nümune ve şartnamesi Mecils Daire Müdürl viral dedir. İstekliler bu işin yüzde 7,5 tutarı olan 375 * muvakkat teminatlarını teklif mektuplarile birlike lisi İdare Hey'etine verilmesi ve teklif mektupla rine “Matbaa için alınacak eşyaya aid teklif m yazısının yazılması. (2256) (4944) İ 26-8-935 ya çalışmalı. Evinde sözü çeçen vE erkek olmalıdır. Kadının izzeti sini krrmıyârak azametini, ere kırmıya muvaffak olursa yavaf fi vaş onun kendisine eskiden bağlı olduğunu görecek., O Kaçan erkek Eskişehirden Pervin imzasil€,, İki sene evvel bir mecliste tığım bir genç belki bir buçuk S5, ne, belli daha fazla peşime dü. Sevmedizi, sevemedim. Dair cevabı verdim. Ben one ret oi verdikçe o ısrar etti. Hattâ SÜ > sızladı, mektuplar yazdı. Bemis pi berim olmadan annesini aileme #., deremek beni istetti, Hep ayni vabr verdim. Fakat birkaç ay ©yg. babamın hastalığında gösterdiği fedakirlik, beni birdenbire a etti. Konuşmıya, anlaşmayac& Sy. hayet sevişmeye başladık. O) 2g konuştukça bir buçuk senedi dei bu adamı üzdüğüme pişman , Konuştukça sevdim, Bugün sanı mam ki hayatımda ondan aşka sevamem. Bir gün onu göri üzülüyor, hattâ ağlıyorum. di gön onun yanına heyecamdi iyii reyerek, gözyaşlam içinde gi İ dum, Fakt bu halime rağmen 9 vaş yavaş bepden soğudu. SoğUÜ, ğundan eminim. ünkü artık | rayan, ona telefon eden ve pi De kattar gidip bulan yalnız beleş bir gün hustalardım, iki gün gölü | mediğimiz halde besi arama! belkö hiç aramayacaktı. Bunun *, bebi onun bir Başkasını e başlaması değil midir? Halbuki wi de olsa beni avutmasana Jüzü5! mi2, BR Bunun sebebi Pervinin birden, re gösterdiği düşkünlüktür. Erİğ ler biraz nazlı, biraz çekinge! raz saklanan kadınlardan lar, Nasıl ki uzun zaman, P& na yüz vermediği sıralarda © künlük göstermişti. Bugün saf ki kendisi aramasa o hiçbir W düşünmiyecek, gelmiyecektir. Belki başkalarma kaçacak. korku 41e bir iki gün bile sabiti miyor. Bu sabirsizlıği erkeği müğida UY ça Yapacağın cağından emindir. Birkaç bır... b di dir | J Konyadan K. Ram. imeasilğğe Kendimden büyük, dul Mi ği la anlaştık. Nikâhrmiz kıy” l enli mek KDA ili mi yaşında bir krzı var. Bu Eği | bizimle beraber oturması ei değil midir? Evde dırıltıya Jur diye korkuyorum... i Bunu siz ne şnüyoreiii i Karınız olacak kadın düşi # il “| içi “ günü saat 1 Türkiye Büyük Millet A DEVREDİLECEK 1# BERATİ Ji mevat için iynelenmiş “Gemi demirleri örtöeli kama çivli | “Lokomotif kazanı yahut “di, yam? vi t külmesi için usul” hakkındaki ibtira için alınmış olan 2 Birinciteşrin 1929 tarih ve 1008 numaralı ihtira berati. nin ihtiva ettiği hukuk bu kere baş- kasına devir ve yahut icara verilmesi | teklif edilmekte olduğundan bu husu sa farla malümat edinmek istiyenle- rin Galatada Aslan han 5 inci kat 1 - 4 numaralara müracaat eylemeleri i» Tân olunur, , © x6395 imali usulü” hakkındaki lal #inmış olan 21 Birinci! rih ve 1002 numaralı ihtirs e). ihtiva ettiği hukuk bu Kati " na devir ve yakıt icara VE ys ge lif edilmekte, olmakla bu yene ik la malümat edinmek İsti İM lata Arslan han 5 inci K8€ : maralara müracaat #9 he olutur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: