30 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

30 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ez 19 TAN 3010-9035 “Dünya Gazetelerine Göre Hâdiseler YUNAN DIŞBAKANI NE DİYOR? Kral Georges 17 ikinciteş- rinde Atinaya Geliyor 7 Mart Ihtilâli Yunanistana Milyonlar Petit » Parisien'den Atina aytarı bildiriyor! Yunan kral taraftarlarına göre ar- tk bütün meseleler | halledilmiştir. Teşrinisanide yapılacak plebisit mo- nârşizmin zaferini (o gösteredektir. Kral taraftarlarının en faallerinden / biri olan dış bakanı Teotokis ile gö- rüştüm. Teotokis başbakan muavini ve general Kondilisin birinci çalış ma arkadaşıdır. Yunan dış bakanı el'an matemdedir. 1922 4 kralcı bir bakan olan kardeşi, idam edilmişti. “Teotokis bana dedi — Paur günü yapılan römayiş lerde bulunmuşsanız, Atina halkının düşüncesi hakkında bir fikir elde et- miş olacaksın. <neral Kondilisin kral taraftarlığına 50 bin kişi muka- belede bulunmuştur. o Hükümetin #tadyoma gitmeleri için halk üzerin de bir tazyik yapmış. olmasına da ihtimal verilemez. Halk oraya gel miştir. Çünkü kendi arzusile gelmek istemiştir. Ve general Kondilisi al. kışlamıştır. Atina halkının büyük bir ekseriyeti monarşisttir. İşte ha- kikat bundadır. Bugün en mühim mesele, orduda mevcut haleti ruhiyededir. Cümhuri- yetin ilânından bugüne kadar Yuna- nistanda 24 isyan ve ihtilâl çıkmış- tır. Zabitler bu hallerden usanmş- lardır. Nihayet anladılar ki hüküm- darlık rejimi ve bütün fırkaların Üs- tünde kalan ve hakemlik rolünü ya- pacak bir kral sayesinde politikacı- lığı bırakarak, hakiki asker olacak- lardır. — Demek ordunun krala sadık kalacağından eminsiniz? — Evet, kanaatim öyledir. a Ma loldu TEOTOKİS — Bununla beraber cümhuriyetçi #abitler de yok mudur? — Zabitler cümhuriyetçi olmadan evvel vatanseverdirler. Onlar bütün kalplerile kralcr olan vatanlarına hizmet edeceklerdir. Teotokis, bütün manasile nikbin - dir, Yunan dış bakanı bana bir mart isyandan bahsederek dedi ki: — Bu delice ihtlâlin bize kaça mal olduğunu biliyor musunuz? Bu- na delilik diyorum. Çünkü Venizlos muvaffak olsaydı, üç haftadan fazla hükümet süremiyecek hükümete 500 mily kohomiye de bir milyar, 500 milyo- na mal olmuştur. Plebisiti müteakip kral gelecek” tr, Neticeden hiç şüphemiz yoktur. Kral, belki de 17 teşrinisanide Ati- nâya musafler bir surette girecek- tir. Daha bazı teferrüat halledilme- miş olmakla beraber kral Pireye de. fil, Faleron tayyare limanma çika- caktır. Bu, unutulmaz, muhteşem bir gün olacaktır. Almanya Silâhlanmak Için 800 Milyon Sterling Sarfetmiş! ya veya bilvasta 800 milyon İngiliz lirası sartettiğini söyliyerek, demigtir — Almanyanın genel heyeti silâhlı bir kamıptır. Alman sanayicileri, Bü- yük Harpten bir sene sonra bile hiç- bir milletle mukayese edilemiyecek bir şekilde harp için seferber bir hale getirilmişlerdir. İşte bizi uzaktan en- dişeye düşüren mesele budur.” Churchill, Almanyanın silâhlanma- sının İngiltereye karşı olmadığını ka- bul etmekte ve sükün ve barış içinde yaşıyan bir Almanyanın Avrupa kon- terine dönmesile kimseye kin bes lemiyen bir Almanyanın vücudunu ar- zu ettiğini, fakat bugünkü durumun bundan farklı olduğunu söyliyerek demiştir ki: : “— Nasyonal sosyalizmi Avrupayı saran silâh şakırtısı, kin ve garazi müsamaha kabul etmiyen, zulüm ve gadir saçan hal ve tavrile görmek istemiyoruz. Türk-Yunan | Dostluğu “Neon Fos” tan: Ismet İnönünün, o Başbakanımız Kondilis'e yol'adığı telgraf sade bir tebrik mahiyetinde değildir. Bu tel gral, İlki memleketi biribirine bağla makta olan dostluk ve ittifak bağla rmın bozulmıyacağı ve bozulamıya- cağına ve Türk - Yunan milletlerinin istikbali için bu teşriki mesainin pek kıymetli olduğuna dair sarih bir ifa dedir, General İsmet İnönünün bu sözle- ti bizim cümbhuriyetçi tas'aklarının Türk - Yunan dostluğunun rejim de- İişmesinden tehlikeye düşeceğine da- ir ortaya attıkları iddiaları kökünden tekzip etmiştir/ Bugün cümhuriyet ortadan kalk. tığı halde Türk - Yunan dostluğu her zamankinden daha kuvvetli ola- rak arzı endam etmekte ve Venize- Tistlerin ne yalanlar uydurduklarını bir defa daha meydana koymaktadır. “Proia” dan: Yeni Yunan hükümetinin Türkiye ile samimi ve kordiyal dostluk ve teşriki mesaiye devam edeceğini, An- kara hükümetine bildirmek üğere el- çimiz İstanbuldan Ankaraya hareket etmiştir. Bu hususta tereddüde hiç te mahal yoktur. Türk - Yunan dostluğu ile Balkan misakı, Yunanistanm diş si- yasasının temeli olup, bünun sağ- İamlığı bittecrübe sabit olmuştur. Yunanistandaki rejim değişmesi- nin bunu tekide vesile olması da ay- rıca mucibi memnuniyettir. Hele bu- günkü gibi buhranlı devrelerde Türk Yunan dostluğu ile dört Balkan dev- leti arasında bulunan muhadenet, ehemmiyeti küçü!tülemiyecek bir te- minat teşkil eder. İİ SL e Tedavi edilemiyen Hastalar öldürülebilir mi? Matin'den: İstirap çeken bir kimseyi, çekti - ği acılardan kurtarmak için merha met saikasile yapılan cinayetler son seneler zarfında çoğalmakta » dır. Hattâ tedavisi kabil olmıyan bir hastanın ümitsiz bir ıztırab ile "bir ölümden birini tercih et- mekte serbest olduğu kanaatinde bulunan kimseler, çok cüretkâr bir teşebbüse girişmişlerdir. Bunlar Londrada, İngilterenin en büyük operatörlerinden biri olan Lord Moyrihan'ın başkanlığı altın- da ihtiyari ölümün meşru olmasını istiyen bir cemiyet teşkil edilmiştir. eymen a irçok tanınmış imler, avukat - lar saylavlar ve papaslar vardır. Cemiyet, hekim tarafından teda. visi kabil olmadığı söylenen bir has tanın Sağlık Bakanlığı tarafından acımız ve seri bir surette öldürül - mesine İzin veren bir kanunun ka- bulünü istemektedir. Öldürülmesi- ni istiyen bir şahıs, Sağlık Bakanlı- tarafından tayin edilen bir ha- em tarafından muayene edilecek - tir, WINSTON CHURCHİLL “Temps” dan: Winston Churchill'in şiddetle ak kış'anan bir nutkunda Almanyanın sür'atle, silâhlanmakta olduğundan bahsetmiş ve bu memleketin bu sene süel hazırlıklar için doğrudan doğru- Fransayı, İtalya ile olan ihtilâfları halletmeğe sevkeden sebepler, Al- manyanın silâhlanmasının Fransada uyandırdığı daimi endişelerdir. Çok muhtemeldir ki, Habeş meselesi de bu ibtilâfın balli üzerine meydana çıkmış olsun. Buna teessüf etmeliyiz. Fakat Fransaya serzenişte bulunma» dan evvel Fransayı buna mecbur eden sebepleri araştırmak lâzımdır. No, 37 HINÇ EDGAR WALLACE mıştı. Pakat sofrada oturan iki kişi- den eser yoktu. Her halde büyük dış kapıdan çıkıp gitmiş olacaklardı. Ama nereye? Durdu, Hayattan daha hayati bir mesele kafasın: burgularken, birden Bag'ın odasından doğru bir gürükü işitti, Koca hayvan kapının eşiğinde göründü, Akan kanlara “bakılırsa, omuzun- dan yaralı olduğu anlaşılıyordu. Ka- pının eşiğinde, iş akta, elinde paçav- raya benzer bir şeyler sıkarken, da damla damla akıyordu. Brix- an daha dikkatle baktı. O zaman bütün dünya sanki başının üstüne yıkıldı. Bag'ın elindeki kanlı, paramparça edilmiş kumaş, Adele'in sırtındaki mavi kaptı. Bag düşmanı olduğunu bildiği a- dama bir müddet dik dik baktı. Son- ra elindeki kapı yere atarak, iri dişlerini göstere göstere, odasının ka pısına kadar geriledi. Bsixan tabancasını çekerek, Üç el ateş etti, İri mahlük saniyesinde ka- pıyı arkasından kapatarak gözden 1 kayboldu. Knebvorth bu sahneye sabit ol muştu. Bag'ın attığı kapı yerden © aldı, — Evet, dedi, Adele'in giydiği kap! Müthiş bir düşünce içinde sesi kısılmış gibiydi. Brixan maymunun kapattığı kapıyı zorlayıp açtı, elin de tabanca içeriye fırladı. Doğrusu ya, Knebvorth arkasından gitmeğe cesaret edemedi. Sadece, olduğu yer- ia kesilmişti. Nihayet Brixan geldi: — Yok! dedi, Bag içerde yok. — Yok hal — Kaçtı. Her halde hayvanı ya- raladığımı zannediyorum. İçerde bol bol kan lekeleri var. Kimbilir belki de benim kurş sam değildir. May- munu benden evvel birisi yaralamış olacak. Detektif yerdeki kan - lekelerini gösterdi. — Son defa gördüğüm zaman, ne yarası vardı, ne bir şeyl — Onu bugünden evvel gördünüz müydü? — 'Tabit! Üç gece Longval'in evi- nin etrafında dolaştı, durdu. — Longvalin evinin etrafında mı? Fakat Adele nerede? Delikanlının her şeyden evvel zihnini meşgul eden mesele buydu. Sönra Greğory de nerede? Kapı- A O —— ——— Fransızların bizim kadar barışsal ol- duklarını biliyoruz. Kendilerini biz- den çok daha tehlikede görüyorlar. Fransızların Uluslar Sesyetesi pak- tını tesirlerini arttırmak için sarfet- tikleri gayreti ve kendilerini İngiliz filosuna takdir yardıma sevkeden sebepleri ediyorum.” nın böyle apaçık bırakılışı ne ifade ediyor? Şatodaki hizmetçilerden hiç birisi sadra şifa verecek bir şey söy- liyemediler. Brixan da bu adamla- rın hakikaten bir şey bilmediklerini anlamıştı. Derhal bir polis kömiserinin eli- ne bıraktığı Stellanın yanma koştu. Komiser dedi ki: — Bâyrlıyor, ayılıyor, sonra gene bayılıyor. Ağzından bir şey kopara- madım. Yalnız bir defasında: “Öldür şunu Adelet, diye bağırdı. — Hat!! Demek ki, Adele'i bura- da görmüş, Şaroyu tarassut ötmek için” dışar- da bıraktığı memurlardan biri dik- kate değer bir haber getirdi, Karan- ik bir gölgenin şatonun duvarı bo- yunca tırmandığını, bir delikten kây- bolduğunu, bir iki dakika sonra tek- rar çıktığını görmüştü, — Her halde Bag olecak. Biz bu- raya geldiğimiz zaman onun şatoda olmadığını biliyordum. Yukarı kata çıktığımız zaman gelmiş olacak, Bir aralık Adele'i şatoya getiren otomobil bulundu. Batkılar: Stella. mn otomobili. O zaman Brix'an bu kız kaçırma vak'asında Stellanın da parmağı olduğunu düşündü. Sonradan şunları öğrenmişti. Gre göry Stellanın şoförünü mutfağa hapsettirdikten #onra, kendisi direk» siyona geçmiş ve doğru genç kızın evine gitasişti, Adele otomobili tanı- Çar Yaverliğinden Habeş Mareşallığına... İ Habeş Prensesi ile Evlenen Genç Rus Zabitinin Macerası Menelik'in Eski Dostu Olan Bu Zabit Peters- burg'un Parlak Gecelerini Hayalinde Yaşatıyor “Paris-Soir” dan: Habeş tayyare | yıldızlarından Mülâzım Michka Babiçef'i tanırsınız. Michka Babiçef Baurget ve İstres'te staj yapmış ve cem'an 500 saat Uç- muş melez ırkına mensup bir tayya- recidir. Babası Çarlık Rusyasında im- peratorluk muhafaza alayı zabitlerin- den Vlâdimir Babiçef, ayni zamanda çarın Habeş ataşemiliteri ve Kassa ilinin fahri ilbayı idi. Bu adamın ha- yatı bir sinema veya roman kahrama- nmin hayâtmı andırır. Onu, başından anlatmağa başlıyalım: Bundan çok zaman evvel: Peterse burgta çarın muhafaza alayma mens sup zeki ve açıkgöz bir yüzbaşı var. dı. Bu adam muhtekirlerin serveti birçok kadıriların saadeti Bununla beraber bu zabit, liyakatli bir asker, Fransa Harbiye Mektebi. nin eski bir talebesi idi. Şefleri ken- disi hakkında çok müsamahakâr dav- ranıyorlar ve çar da birçok bafiflik. lerine rağmen kendisini çok seviyor. du. Böyle güzel bir hayat, ecnebi dip» lomatın biddetini celbeden bir mese- le çıkmamış olsaydı, daha uzun müd. det sürebilirdi. Çıkan bir skandal üze. rine genç zabitin bir müddet ecnebi memleketlere gönderilmesine lüzum görüldü. Saraym bu afacan çocuğu nihayet gitti. Miktarı hadsiz hesap- sız olan güzel kadınlar arkasından ağladılar. O, bir daha geriye dönmiyecekti. İlk Italyan - Habeş ibtilâfı çıktığı zamân, kuvvetli dostluk Mene'ik ile Rus sabitini birleştirdi. İmparator Menelik, Rus zabitinin gösterişine ve çılgınca müsrifliklerine adeta meclöp olmuştu. Yüzbaşı Babiçef o zaman tehdit altında bulunan krallar krali na arzı hizmet etmişti. Bugünkü im- parator Haile Selânsiye'nin babasi ve © zaman veliaht olan Ras Makhome- nin en ileri gelen arkadaşlarından bi- ri oldu, Ve ilk Adua harbinde büyük bir rol oynadı. Menelik kendisine memleketin en büyük nişanı olan Sü- leyman nişanını, Mareşal Decazmaç rütbesini ve Kana vilâyeti ilbaylığını verdi. Çarım bu zeki yüzbaşısı bir an te- reddüt etti ve nihayet kararını ver- di: Bir gün Harrarda genç bir pren- se rastgelmişti. Bu prenses şark ge- celeri kadar güzeldi. Aralarında bü- yük bir aşk başladı. Yüzbaşı Babiçef ataşemiliterlikten istifa ederek pren- sesle evlendi ve karısile beraber Kas, sa'ya gitti, Saltanatm son senelerinde Meneli- ğin taraftarları azalmıştı. Bundan sonra Yuda aslanın İmparatorluğu fena günler geçirdi. Dahili kavgalar, saray entrikaları oldu. İhtiyar impa- rator kötürüm ve hiçbir şey yapamaz bir hale geldi o Yeni bir hükümet meydana çiletr. Aradan birçok karışık seneler geç- ti. Ras Taffari iktidarı eline aldı ve imparator maibi oldu. Aduayı hatır. ıyarak Decazmaç Babiçef'ten hükü- mete faal bir şekilde iştirak etmesi- ni istedi. Fakat Meneliğin eski dos- tu, bunu nezaketle ve asilâne bir ta- dığı için, görünce zail olmuştu. Brixan neredeyse çıldiracaktı. O- nun için Boğazkesen meselesi genç kızı kurtarmak meselesinin yanında hiç kalıyordu. — Eğer bulamazsam, deli olrum, dedi. Knebvorth bir şeyler söylemek için ağzını açmak üzereyken birden- bire durdu. Gecenin süküneti içinde damarlarda kanı donduracak bir feryat koptu: — İmdat! yetişin! imdat! Brixan nekadar ince de olsa sesin bir erkek sesi olduğunu, hatta Gre- gory'nin sesi olduğunu tanıdı. —1i5— GENÇ KIZIN BAŞINA GELENLER bütün şüpheleri Bazan öyle zamanlar olurdu ki, Adele kendi san'at o kabiliyetinden şüpheye düşerdi. Bilhassa zjhni se- naryodaki direktiflere saplandıkça, bu şüphesi arttıkça artar, disine verilen rolün nasıl altından kalkabi- deceğini hesap ederdi. Bir aralık Brixan'a kızar, sonra pişman olur, daha sonrada kendi kendisine kızardı. Müsveddeleri bir üstüvane şeklin- de yuvarladı. Tutturmak için de et- rafma kırmızı bir İâstik geçirerek, yastığının altına okydu. wırla reddetti: — İnsan hayatında iki efendiye birden hizmet edemez, dedi. Ras Takfari buna boyun eğdi, fa- kat Babiçef'e karşı dostluğunu ve itimadırıı muhafaza etti. Babiçef te her tehlikeli an için kendisine sadık bir müşavir olarak kaldı. Bundan on sene evvel ölen kar» sından Üç kızı ve iki oğlu vardır. Bü. yük kızı, bundan sekiz sene evvel Harrar İlbayı Kumandan Nasibu ile ikinci kızı, cenup vilâyeti İlbayı Ras Getaşo ile evlenmiştir. Heniiz on yedi yaşmda ve çok gü- zel olan en küçük kızı da çok parlok bir istikbale namzettir. Oğul'arına gelince: Büyüğü olan Michka, ailesinin yegâne iftiharıdır. Ve küçüğü Irean da hayatta ilerle mektedir. Çünkü babasının ve karde- şinin çizdiği yolda yürümek için bü- yük bir 5 ve tehallik gösteriyor. Decazmas Vlâdimir Babiçef bu- gün 68 yaşında, siyah gözlü, yaldız hi tenli, kıvırcık lı, dört sevimli Tam yatmağa hazırlanırken ken- disini çağırdılar: — Beni Knebvorth mu çağırıyor? Bu saatte? Genç kız şaşırmıştı. — Evet, matmazel, yarın senar» yoda büyük tadilât yapılacakmış. Si- zi hemen görmek istiyor. Otomobil aşağıda bekliyor. Mis Stella da tru- pa giriyormuş.. — Yan? Adele şunu düşündü. Demek ki muvaffak olamadı da, Stellayı yenis den aldılar ve vaziyeti görüşmek İş- tiyorlar. — Pek âlâ, hemen geliyorum. Elbisesinin düğmelerini iliklerken elleri titriyor, bu kadar zaaf göster- diği için kendi kendine büsbütün kı- #ıyordu. Belki de bu rolü ondan al yorlar da Stellaya veriyorlar. Bir taraftan giyiniyor, bir taraf. tan da kafası bu eri m ni, aşağısını ölçüyordu. Kapıya in. diği zaman, Knebvorth'un senaryo müsveddelerini gey düşün. İsa ikra ve fakat o heyecan içindeydi ki mileved. deleri nereye koyduğunu bir türlü hatırlıyamıyordu. Bulamayınca ev sahibine: — Sizden rica (edeceğim, dedi, ben bir yerlere kırmızı iğstikle tut- turulmuş bir müsvedde tomarı bi- raktım. Onu arayıp (bulursanız, Habeşistanda yakalanan Arap casa yavrunun büyük babasıdır. Babiçti' Adis » Ababadan 50 kilometre uzak” bulunan malikânesinde, sakin bir #* yat geçiriyor. Ahvaldeki tehlike dol yısile damadı Nasibu çocuklar” kendisine bırakmıştır. Seneler g: olmasına ve uzun sakala rağ” Babiçel el'an genç ve kendisine £* venilen bir adamdır. Babiçef eski hi tanma dönmek arzusunu du; Petersburg'un parlak gecelerinde Kİ bik sarayda verilen muhteşem ref”, kabulleri, rakkaselerle geçirdiği 9 gın ask maceralarını hatırlıyor. O diyor ki: ve — Ben saadeti Habeşistanda P dum, Burada öleceğim. Eskisine PT zemiyen bugünkü Rusyaya dönemi İstemiyorum. Orada ailemden bf kimse yoktur. Ana dilimi unutmu$ E biyim. Fakat rica ederim, bir ihtiy* adamın bu itiraflarına karşı gülme, niz. Ben ebediyen gözlerimi kap©” ğım zaman Saint - Georges'un 8 haçı Süleymanın yıldızile beraber fenimin etrafımda tavaf edecektir. Kaebvorth'un evine getirir misiniz, Müsvedde tomarının da ne bi$ tomar olduğunu ayrıca tarif etti- — Elbette getiririm, yavrum! mi Kapıdan çıktığı zaman Stella NE dozanm otomobilini görünce, ipe edilmez ama, kıskanmadı değil! mek ki Knebvorth'la Stella barr$' ardı. Hemen otomobilin içine sn kapı bir saniyede kapandı. kendisini put gibi sessiz duran geli” rün yanında buldu. Sordu: , — Mister Brix'an da orada "İ, ki tevâp vermedi. Cevap “ memekle beraber de, direksireğ, Me aksi bir e eng kız birden endişeleri — Kenebyorüa bu. taraftan ge gidilir? Siz galiba yolu bilmiy nuz! ? gi? Şoför yine cevap vermedi, bili vitese bastı. Karanlık bir söke” 4 geçtikten sonra kırlara açıldı. pe” Adele, elini kapımın tokmi! uzatarak: edit Ti 'Durunuz, iğ durunuz, ye gidiyorsunuz. Fakat şoför hemen bileğini pe” ayıp gi # — Yavrürü, dedi, araba bayii “4 derken kendini dışarıya atar'* ip lim vücudunu harap ed” a yazık olur. # Arkası ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: