28 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

28 Mayıs 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

za $ TAN Meclisten Orduya selâm (Başı 4 üncüde)| bunun Üzerinde teşebbüs aldık. Ken- dilerine müteaddit defalar yazdık. Bu, yanlıştırı hattın varidatma mukabil kaydedilebilecek bir hesap olabilir, dedik. Bu, suretle yaptık, Esas vazi - yet böyle olduğuna göre yani 3 mil. yon liralık bir hat bizim olduğu hal- de 5, 5,5 milyon liralık sermayesile şirket biliğği vaziyette Türkiye Cüm- huriyeti hatlarının bir nakısası gibi köhne vesaitle işletmeğe devam et - mektedir. Yakında murahhasları ge- lecektir. Gazetelerle toplanmak üze- Dünkü Meclis müzakeresinde iRecep Peker Besim Atalayın çok geride kalmış düşüncelerine karşı kuvvetli bir cevap verdi ——— 83AŞI 1 INCIDE gularımıza yakışmıyan fikirlerin bir İmiz hayata imkân güneşinin ilk ışık re olduklarını ilân etmişlerdi. Geldik- leri vakit bu esaslar dahilinde tabi devletin hakkında, menfaat ve şerefi ne uygun olarak müzakereye devam edeceğiz. Elektrik Şirketinin vaziyeti Berç Türker (Afyonkarahisar) muhterem Bakan buyurdular ki, © lektrik şirketinin hasilâtı gittikçe artıyor. Bu hasilât ne oluyor. Meh- medin, Ahmedin cebinden o çıkıyor, Piyer'in Pollin cebine gidiyor. Muh- terem ve azimkân Bakanm himme- tiyle ve lütfi ile yapılan bir çok işlere şahit olduk. Bu elektrik şir- ketini de millileştirmeye. bir mani varmıdır? Sönra koca merkezi hükümet olan Ankarada bile elektrik ziyası bir ec- nebi şirketin elindedir. O, işletiyor. Bunu da bendeniz muvafık görmiyo- rum. Bu hususta sayın oVekâletin mütaleası nedir ? Naf'a Vekili Ali Çetinkaya — de- vamla — bunu benden daha eyi bilir &in, bunda hiç şüphem yoktur. Am- ma gene soruyorsun siz ecnebi şir- ketlerde bilhassa Osmanlı Banka- smda uzun zaman bulundunuz. Ben ise askerim, bu hesap (İşlerine yeni girdim. Siz ise dediğim gibi ecnebi girketlerinde uzun müddet çalıştığı- nız İçin bu işi daha çok eyi bilirsiniz. Metr Salem ile ve Veyl ile hiç mü- pasebetiniz yok mu? Işin başında on lardır. Adapazarı - Bolu hattı Başka sorulacak bir şey varmı ar- kadaşlar? “Kâfi, teşekkür ederiz sesleri,, (Alkışlar). İsmail Hakkı Uzmay (Bolu), A- dapazarı - Bolu hattı yapılacak mı? Bir de Bolunun Ereğli limanına rap- tı vaziyeti var, n'Yaifan yapılacak? Nafıya Vekili Ali Çetinkaya YAf- yonkarahisar), Cümhuriyet hüküme tinin bir programı vardır, Halen yap makta olduğumuz ana hatlar, ayni zamanda Şimal hattı dediğimiz * hat Boludan geçmek üzere Çankırı hat- tma bağlanmak, ondan sonra Amas- yadan Kelkit vadisine dahil olarak Zarka doğru gitmektedir. Bu hatda bizim için mühimdir. Fakat ehem- miyeti olan diğer hatları yapmadan bu hat için daha fazla birşey yapma- ya maddeten imkân yoktur. Memle- ketimizin feyizli bir sahasıdır bun- ları'da yapacağız. Bolu hattı mese- lesini bilmünasebe arzedeyim. Arka- daşlar malümunuz olduğu üzere hat- lar, Eskişehirde toplanır, Eskişehir- den ayrılır, Yani bütün trenler bir defa Eskişehir - İstanbul hattmı kat etmek mecburiyetinde kalır. Bura- da bazen boş, dolu, geliş, gidiş gün- de yirmi tren işlemiştir. Onun için biz ikincibir tren hattı yapmak mecburiyetindeyiz. Hatlartmızın ço ğalmasına göre bu mesafeyi tek bir hatla bırakmayacağız. Her suretle müşkilât baş göstermektedir. Ya 6 hattı çift hat yapacağız yahut da bu radan Kızılca Hamam yolu ile Bolu, Düzce, Adapazarı üzerinden işlemek suretiyle ikinci bir hat yapacağız bu hattı yapacak dlursak İstanbul An- kara yolunu 100 kilometre daha kı- saltmış olacağız. Merkezi hükümet burada olduğuna göre bu yolu 100 kilometre kısaltmak ve mesafeyi 8-10 saate indirmek çok faydalı ve iyi olacaktır. O vakit Boludan Ereğ- Üye emrivaki olarak bir hat yapıl- miş olabilir, halen böyle birşey yap- mak mevkiinde değiliz.,, İktisat bütçesi Nafia bütçesinin fasılları görüşü- lerek kabul edildikten sonra İktısat Vekâleti bütçesinin müzakeresine ge çilmiş ve bu münasebetle birçok ha- tipler söz almışlardır. İlk sözü alan Cemal Ünal (İsparta) kredi üzerinde halk sandıklarına yar dım için hükümetin bütçe projesine koymuş olduğu 175 bin liralık tah- sisatm bütçeden çıkarılmış olduğuna işaret ederek demiştir ki; “ Halkm kolay ve ucuz krediye kavuşmasını âdeta bir rejim meselesi kadar mühim saymıştık. Ben öyle ü- mit ediyorum ki, Iktisat Vekili eğer encümene bunun için başka bir şekil- de halletmek kolaylığını göstermişse bunu öğrenmemiz hakikaten tatmin lici birşey olur. Yok doğrudan doğ vaya bütçeden çıkmış bir vaziyet var birine eklenip zincirlenmesinden iba rettir, (alkışlar). Bu hâdisenin büyük Millet Meclisinde sükünetle dinlen miş olması ve red ile İnikâs almamış bulunması Kamutaya hâkim olan Üs tünlük ve ilerilik ruhu için mühim bir eksiklik olurdu. Ziraat enstitü sünden almız, lokantadan tutunuz, otomobile, karyolaya, pulluğa yani hayat için, İleri insanlık hayatı için iâzım olan vasıtaların hepsinin aley hinde bulundular, bi lim sahibidir. İyiyi yeniyi faydalı tercih etmez, Müzik mevzuu bahsoldu: Ah o mil li müziğimiz diye meçhul bir şeyi t cih eder göründüler. Türk ruhunun henüiz tam çizilip belirtilmemiş duy - söylemiştim. Yapılmadığı icin bu ka- anlama olur diyelim, fakat bir tara- fm da Ankaranm binalarına geçerek rinde milli varlığm izlerini asla taşı - mıyan bazı binaları methedin bunla- ra kendi takdirince bir de mill! dam- gasını yapıştırdıktan sonra güzel, mo dern ve Türk ruhuna aykırı bir tara fı olmıyan binaları gavri milli telâkki etmek gibi yanlış bir fikir serdettiler. Arkadaşlar sunu da arzedeyim ki, biz bugün kendimizi milletin vekilleri sıfatında görürken millet fertlerinin karyola yerine ot minderi, pulluk ye- lan elektrik yerine çırayı tercih eder olduğunu İfade etmeye kadar varır ki, bu, hakikatin (ifadesi değildir. zekâsı ona tarihteki ve bugünkü yük- sek mevkiini temin etmiştir. Hakiki onun bildiği ve sevdiği yüksek yasa- lan tarihi mükadderatm tesirlerini artık geçmiş saymak lâzımdır. Türk i milletinin yüksek zekâsı geniş ve te- mevzu olacaktır.,, Besim Atalay (Kütahya), Ulusal sanayiin kurulması, Ulusal Ekono - minin yükselmesi yolunda yapılan hamleleri alkışladığını söyliyerek sö 26 başlamış ve fakat bu alkışların va 7 işleri de izah etmiştir. İkinci nevi ekmek, amele ekmeği çıkarmak us neden ka lokantalar bahsine temas ederek de- miştir kiz “.- Elime bir bomba geçse, berha- va edeceğim bir yer İokantalar.. (gülüşmeler). Koymuşlar çeşit çeşit yemekleri, tatlıları... Baylar, bunları rafta on milyon kişi ağzınm suyunu akıtarak asla yiyemiyeceği bu yemek halinden anlamaz birinci smıf diye bir lokanta ayırırsi- nız, Ayrı bir şekilde ve görünmiye- cek bir yerde yaparsınız. İsteyen gir sin oraya ve gönlünün çektiğini xık- Besim Atalay ve gürültü! Sonra İstanbul gazeteleri birşey daha tutturmuş. Gürültü oluyormuş. Aman efendim insan rahat bir daki- ka olsun dinlenemiyor, işini bile gü- rültüden doğru dürüst yapamıyor - muş filân falan. Sokaklarda çok ba- gırlıyormuş. Yahu ne oluyor, zavallr bir adam çolluğunu, çocuğunu bes lemek için sırta 100 kilo yükleyerek sokak sokak dolaşıyor. 60 paralık marul, 70 paralık ebegü- meci satıyor, Yok fazla gürültü olu- yormuş, arabalar gürültü yapıyor- muş, beri tarafta otomobillerin yap - tıkları gürültüye kimse sesini çıkart- mıyor. Öyle ya kim ses çıkarabilir? Onun içinde kim var? Şunun bunun Arkadaşlar, bu yanlış sözler yalnız Kamutayın değil vekilleri olduğumuz. İz yüce ulusumuzun havatma da hiç uymaz. Türk ulusu büyüktür. Pek çök büyük vasıfları yanmda aklı 86- lar ve tercih eder. Türk köylüsü gö - rüp anladıktan sonra sapan: pulluğu gularma dayanarak 12 yıl evvel şöyle dar geç kaldık. Dediler, Bir yanlış benim zevkime göre hiçbir güzelliği, hiçbir sevimliliği bulunmıyan vç üze rine kara sapanr, en ileri bildiğimiz iş ler yerine en geri işleri istediğini söy lemiemiz doğru olmaz: Bu yol milleti- mizin meselâ modern ışık vasıtası 0- Türk köylüsünün kuvvetli görüşü ve ve tabii vasıfları yüce olan Türke ma yollarmı bir müddet kapamış o - dar ihmal edildiğini soran Besim Ata lay, günde kirk kuruş kazanan ve gıda olarak yalnız ekmek yiyen bir &melenin günde nasıl 20 kuruş vere bileceğini sormuş ve çok sinirlendiği yiyecek ancak onbin kişidir. Öte ta- leri seyrederek geçer, tok olanaçm arkadaşlar, ları doğunca bütün hakikatleri bü - tün yenilikleri farkederek daima ka- ranlıklar içerisinden seçip çıkarmış- tır. Arkadaşlar, bir de şunu arzede- yim : Bugün bu devlet resmi bir teş- kilâttır. Fakat bu resmi (teşkilâtın ruhu olan ve bütün bu inkrlâbm © serlerini varlığında teksif (etmiş bulunan bu parti vardır. Bütün gi- dişler için £ gösterilmiş açık yollar vardır. Böyle yüksek ruhlü bir mee- lis her şeyi ileri gidişin hiziyle yapar ken eksik ve yanlış fikirlerimizi ulu- sumuzun temayüllerine uygun gös- tererek demagoji yapmak reva de- ğildir. Büyük yanlışlık ve zarar “| bu düşünceleri milliyet duygusu gi- bi göstermektedir. Evet, biz milliyet çiyiz. Yeni Türkiyenin telâkkisinde- Xi büruh büyüktür. Fakat parti programının telâkkisindeki milliyet “| düsturunu zararlı telâkkilere bağla- mak doğru olamaz. Artık yeni dev- letimizin rejimini tam olarak gös teren Parti programı milliyeti bir defa kendi varlığnın özüne bir seda- kat kaydı altima koymakla beraber gidişine intibak etmeği (o emreder. (Alkışlar). Şunu da arzedeyim ki, biz, hepimiz elimizde bulunan bir e- maneti yerine getirmek ödevi altın- dayız. Benim bu sözlerim bizim bağ- lı olduğumuz esaslara kendini veren bir arkadaş olarak her gün elini sık- tığım Besim Atalayın şahsı hakkın- da hiçbir bir eksik şey ifade etmez. Fakat hepimizin borcu ve oradaki vazifesi, şu veya bu sözlerle ona prensiplerden şaşmak mevzuu bahs olunca samimi ifadeleriyle biribimi- zi yandırmak ve yanlış yoldan doğ- ru istikamete sevketmektir. Arka- linde olmıyan tecellileri altında âğır vaziyetlere düşmüş ve hayatın acıla rı tattıklan sonra dirilerek kendi- nl bulmuş ve az zamanda parlak bir istikbal yolculuğunda - hep İleriye doğru hız almış yüce bir milletin ve- kili olarak vazife görüyoruz. Bütün çalışmalarımızda hiç bir duygu ve düşünce bu esasın Üstüne çıkmama- ıdır. Ben bu asıl noktalarda arka- daşımm bana (uyacağını umarak kürsüyü terkediyorum. (Şiddetli al- kışlar). meaaaaereeesaseressazsaeaseeeasaemeseaseramememaseze kimse bir şey diyemez, sonra hele o gazetecilerin gürültüsü. Keratalar o- tomobil içine kadar giriyorlar. Allah bunların cezasmı versin. Kendileri sa- tışlarını artırmak İçin bu kadar gü - rültü yaparlar. Bunlarm gürültüsü hakkında şimdiye kadar hiçbir gaze- teden şikâyet ettiğini işittiniz mi? Btmezler. Çünkü bu gürültü kendile - rinindir. Ote tarafta zavallı bir köylü nün sırtına yüklenirler. Bu söyledik- lerim ufak şeylerdir ama, gözden ka- çırmıyarak nazarı itibara slınmalı- dır. Besim Atalay, bundan sonra büyük san'atler kurulurken küçük san'atle- rin ölmemesi lâzımgeldiğini ifade ede- rek vaktile adedi çok olan kavaf ve demircinin gün geçtikçe azaldığını, Maraşın kapalı çarşısının mahvoldu- ğunu söylemiş ve ilâve etmiştir; “.- Kırim harbinde İngilizler bura- ya gem, eğer sipariş etmişlerdir. Bu- gün burada hiç bir şey kalmamıştır, Sonra bizde cereyan vardır. Her şey Avrupa malı olsun da ne olursa ol sun.,, (Zaman değişmiştir sesleri). Besim Atalay devamla: “Zaman de Ril, bizim kafamız değişmiştir. Nite- kim geçenlerde meclis bize cüzdan verdi. Bunu nerede yaptırmışlar, bili- yor musunuz? Almanyada. Hem de bize ne vakit verdiler. Tâ senenin or- tasmda. Madem ki, bu cüzdanı veri- yorsunuz, bari senenin iptidasında ve- riniz. Sonrat memlekette bir de ikti sat ve tasarruf cemiyeti vardır. Yer. Wi malı kullan diye barbar bağırır. A- lay ediyor bizim zevkimizle, Zaman değişmedi, bizim kafamız değişti. Hü- lâsa, küçük san'atler, orta san'atler günden güne azalıyor ve çekiliyor. Bu nun neticesi olarak orta smıf kaybo- layor. Bir memlekette orta smıfn kaybolması felâkettir. Geçen gün ih- tilâllerle çalkanan bir memlekette çıkan bir gazete bahsediyordu ve di- yordü ki: Bu memlekette daima ihti. lâl olacaktır. Çünkü orta smıf yok- b sa, üzerinde durmamız lâzrmeclen bir sırtından geçinen bilmem filân, Tabif tur. Büyük sanayli kurarken ev ve ev muasır medeniyetin ileri ve müspet | daşlar; biz burada tarihin : Kendi. e-|. cılığımız vardı. Burada zaman za- man işittik. Halı ne imiş, bunlar ipti- dai memleket mahsülü imiş. . Bu, e| bem aekti, ben sekerim gibi bir şey. | Halt yüzünden memlekete 9 milyon | lira giriyordu. Şimdi 90 para girmi - yor. Kütahya mebus bundan sonra”çif çilik ve saraçlık gibi san'atlere temas etmiş bunların mahvolduğunu söyli- yerek sözünü şeker sanayiine intikal ettirmiş ve diğer bir milnasebetle de şirketlerin sıkı bir kontrola tâbi tu- tulması lüzumuna ve harice attığı * mız mallarımızdan bir kısmınm her sene ekildiği noktasına işaret etmiş ve bevanatına şöyle son vermiştir: “— Sanayi yolunda bir kımıldanma | vardır, Fakat korkarım, bu ileride bir aksaklık yapmasm. Bir taraftan ta -| rım işlerimiz kara sapanla dönerken | öbür taraftan sanayi işlerimiz en vük sek teknikle techiz edilmektedir. Dev letçiliğin feyzile memlekette halkm yaramıyacağı birçok şeyler yapılmak tadır. Şunun bunun kesesini doldur - maktansa heyeti içtimsiyenin nef İ için sarfedilecek olan emek ve para- ya acınmaz. Yalniz halkım yapncağı ufak tefek şeyler vardır ki, onları ihalka bırakalım. Ziraat enstitüsü bi- le, Almanca matbaa açmıştır. N rica ederim, dört kitap not çıkacak diye binlerce lira sarfedilmis. Bunla- rı dağrtalım, Halka iş verelim.,, Besim Atalaydan sonra, söz alan Zi ya Gevher (Çanakkele): “ — Besim Atalay burada lâf söy- lerken biraz bombadan bahsettiler | Sonra lâfları bombadan fazla matla - mağa ve tesir etmeğe başladı. Bu me- vanda bizim gazeteciliğimize bomba- dan daha ağır İşliyecek isnatta bulun dular (satanlara söyledi sesleri). Ga- »ete müvezzileri dahi efradı millet - ten birer adamdır. Onların hakkında dahi reddederim. Gelsin bu kürsüden tashih etsin... | Besim Atalay: “— Yahu, tuhaftır. bilen adam de söyler. bilmiven de... Eğer sunları Ziya Gevherden başka birisi söylese di ses erkarmazdım, Gazeteciler bağr- rıyor, dedim. Bü adam. bağırmıyor nn? Yalan mr söyledim.,, Ziya Gevher: Beni sözünü... alamıyacağım | ylediniz., Besim Atalay: © “.. Ben vicdanımdan kopan sevleri birer birer ifade ettim. Kimse hakkin- da bir şey söylemediğimden geri ala- cak bir sözüm yoktur. Ziya Gevher: “— Bu sözü söyle - miştir. Zabıta var. Eğer bunda israr ederse o da benim gibi vaktile gazete- | de çalışmıştır. Binmenaleyh, bu sözü kendisine de rasldir... İktisat Vekilinin beyanatı li Celâl Bayar geldi ve yer yer alkış- larla kesilen uzun beyanatta bulun - du. (Celâl Bayarın beyanatı ayrı kis mımızdadır.) Ismail Kemal (Çorum), para ve kambiyo işinin ikide birde mevzuu bahsedilmemesini bunun bir devlet işi olduğunu söyledi. Bundan sonra, ekonomi bakanlığı bütçesinin fasılla- rma geçilerek kabul edildi. İKİNCİ CELSE Ziraat Vekâleti bütçesi konuşuluyor 10 dakikalık bir dinlenmeden sonra ikinci celsede ziraat vekâleti bütçesi- nin görüşülmesine başlandı. Söz alan ziraat vekili Muhlis Erk - men şu izahatı verdi. Vekilin sözlerinden sonra bazı say- lavlar söz aldılar. Cemal Afyonun bazı mülâhazaların dan sonra ziraat vekâleti bütçesi ka- bul edildi , Milli Müdafaa bütçesi va kuvvetlerimizin 936 yılı bütçesi ge çen seneye'nisbetle biraz fazladır. Bu fazlalık ise, ihtiyaçların artmasm » dan ileri gelmiştir. Bununla beraber, 935 senesi içinde muhtelif kanunlar- la ordumuza verdiğimiz tahsisatm ye künu, mühim bir miktardadır. Bu Otuz altı çocuk “.— Kendim çiftçiyim, Fakat ne de olsa çok sıkmtı çekiyorum. Her gün yedi sekiz tas un ekmek yapılır. (Tah minen otuz kil ). Hamur yoğur. maktan evdeki nler hep parçalan dı. Senede 150 kile un öğütürüm. Güç yetişir. (Bir Silifke kilesi 70 kilo ok duğuna nazaran senevi on buçuk ton demek istiyordu). Bulgur, yağ ve saireyi de siz hesap edin, artık. Küçük Kâhyaya bir sual daha sor- dum: “.— Hep bir sofrada mı yemek yer siniz?.,, “— Karılarımdan her biri kendi evlâtlarını başına toplar, öylece ye- mek yenir.,, Dört karsi olduğunu söyleyen Kü çük Kâhya,bilhassa çocuklarını okut makta çok güçlük çektiğini söylüyor. Geçen yıl bir istiğa yaptım, Sıhhiye Vekületinden 150 lira mükâ fat verdiler. Bu para tabil çok işime yaradı. Fakat, benim asıl istediğim, bütün çocuklarımın mektepte oku - malarıdır, Hepsinin büyük mekteple re gitmesini istiyorum.,, Kendisinden fotoğrafını istediğim zaman derin derin içini çekti: “— Ah, toplamak mümkün olsa da bütün çocukların bir arada resim lerini çektirsek,” Gayrimenkullere yapılan | tecavüzler Gayri menkule vâki tecavüzün me- nine dair olan 2311 numaralı fuzuli işgal kanununa ait izahname dün Vi- lâyete gelmiştir. İzahnamede, devlet ve köy mallarma vâki olacak tecavüz lerin bu kanun hükümlerine göre menedileceği ve devletin âmme hiz - metine tahsis edilmiş mallarma vâki olan tecavüzler ceza kanunu hüküm- lerine göre bir suç olduğu için mü- tecavizlerin ayni zamanda mahkeme ye verilecekleri yazılıdır. Yalnız dev- letin fert gibi tasarruf ettiği alelâ- de mallarma vuku bulacak tecaviz- lerde mütecavizin birinci defasında değil, tekrar ettiği takdirde 2311 nu marslı kanun hükmünce mahkemeye verilmesi icap etmektedir. Müdahalenin men'i talebi 2311 nu- | maral kanunun koyduğu müddet ve şartlar içinde vâki olmamıs ise alelü”| Zem Sul mahkemeye müracaat edilecek « tir. Ancak âmme hizmetlerine tahsis edilmiş mallarda bu tecavüz hemen menedilecektir. men yapacağımıza emin olabilirsiniz. (alkışlar) Arkadaşlar, ordumuz, vazifesini her zaman ifaya kadirdir (alkışlar),, Bu bütçe Üzerinde başka söz İsti - yen olmadığından sıra İle kara, deniz, hava ve askeri fabrikalarla harita bütçeleri görüşülerek kabul olunmuş- dan verilen aşağıdaki takrir okuna - rak ittifakla ve şiddetli alkışlarla ka- bul edilmiştir: Cümhuriyet ordusuna inan ve selâm İhafta belediye reisine göst 3-5-0 —— Belediyede müsaade edilecek Yeni yapı ve yollar kanunu yeis bince sahillerdeki inşaatın rıhtımdaB asgari.on metre geride yapılması Ji“ zımdır, Kanunun bu maddesi Boğ8” içinin büsbütün sönmesine âmil ol muştur.Çünkü Boğazda bina ya) isteyenlerin hemen hepsi deniz Ken$ rmda oturmak zaruretinde oldi rından veya sahili sevdiklerindendi!” Bu ciheti nazarı dikkate alan bele” diye, kanunun bu maddesinin tatbi” kı için alâkadar makamlar nezdiDğ teşebbüslerde bulumaya karar ve” miştir. * Belediye müfettişlerinden eeki girketler komiseri Muzafferin teksü” de sevki hakkındaki emir dün Ank#” radan şehrimize gelmiştir. Muzaffef den açılan müfettişliğe o muhaseb? baş mürakıbı tayin edilmiştir. * Belediye reisliğinden dün şubele re mühim bir tamim gönderilmiştir. Bu tamimde belediye reisi söz veya yazı ile tevzi edilen işlet€ zamanında cevap verilmediği ciheti? işlerin lâyikıyle takip edilemediği bil dirilmektedir. Bundan sonra her gW be şefinin vali tarafından söz vey$ yazı ile verilen emirleri bir defter? not etmeleri, bu emirlerin verilme v8 intaç edilme tarihlerini de işaret eylemeleri, ve bu defterleri BE kararlaştırılmıştır. BORSA - PİYASA 27 MAYIS ÇARŞAMBA Para Borsası Alış Sap Sterlin 623 624,— 1 Dolar 123 126 20 Fransız frangı 164, 166 20 Belcika İran 80.— .1— 20 Drahmi 20,50 21 20 İsviçre Er. 812— 120 | Osmanlı Bankası | Sark Merkez Beranesi İstikrazlar resİnin neticelenmesi dolayısile yarın Kamutaydan mühim beyanatta bu - lunması ihtimali vardır. Rihtm, Anadolu 1 ve TI Anadolu Mümessil m 4115 Anadola Mümessil 5215 mama İstanbul C. Müddelumumiliğindö”” 825 Mali senesinin bitmesi dol sile Icra Hesabatının 936 devri için Mayısın 30 uncu ci a si ve Haziranın birinci 4 ikinel Sal günleri era muhaseh* since tediyat ve tahsilât yapılı gibi ae yazıt ağa mahallesi Kalburcu MÖ” met camii sokak 10 numarali bei nede ölen Şevket kadının dde” borçlularınm bir ay ve varis dini mahkemeye müracaatları Ve sından bulunanların üç Ay halde terekesinin hazineye nacağı ilân olunur. (2307)

Bu sayıdan diğer sayfalar: