8 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

8 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 5.6.9886 Silâhsızlanma Bu mesele müsait bir zamanda görüşülecek İngiliz Hariciye Vekili bütün dünyanın silâhlandığını söylüyor Londra, 7 (A.A) — Eden, şimdi- | ki ahval ve şeraltin gayri müsait gö rinmekte olmasma rağmen silâhla, rm tahdidi ve azaltılması için müsa- it bir fırsat çıkar çıkmaz bu fırsat» tan hemen istifade edilmesi müta- leasında bulunmaktadır. Şimdiki hal de dünyanm her tarafında yeniden silâhlanma cereyanı alıp yürürken İngilterenin atıl 'bir halde durması kendisi için meş'um neticeler verir. Nazır, bu zihniyet dairesinde efkârı umumiyeye ve patronlara hitap ede rek delikanlılarm kara ordusunda sahilleri tayyarelere karşı mildafsa için yapacakları antrenemanları her swretle teshil etmelerini istemiştir. Parlâmento müzakereleri Londra, T (A.A.) — Parlâmento müzakerelerinin başlaması zamanı yaklaşmıştır. Şimdi efkârı umumi - yenin dikkat nazarı Avam Kamara» smda “bütçe ifşantr” meselesi hak- kında tahkikat yapmış olan mahke- menin kararları ile bu meseleye mü- tenilik vesikaları tetkik eden hukuk şinaslarm vâsıl oldukları neticeler üzerinde yapılacak müzakerelere ma tuf bulunmaktadır. Kanunşinaslarn verecekleri karar her ne olursa ol- sun parlâmento ekseriyetinin Tho - mas ile Sir Alf Butt'un istifalarmı müttefikan isteyecekleri tahmin © - Yunmaktadır. Ancak Thomas'ın Der- by müntehiplerinin kendi hakkmda- ki teveceihlerine güvenerek yakm- da yapılacak kısmi intihabatta nam- zetliğini koyması ihtimali yok değil- dir, Ifalyan Kralı geçit resminde bulundu Roma, 7 (A.A) — Italya Krah, beraberinde Mareşal Badoglio oldu- ğu halde Roma garnizonuna geçit resmt yaptırmıştır. Bu geçit resmi Talya krallığnm teşekklilünün yıl- önümü münasebetile yapılmış ve bü yük bir kalabalık bazır bulunmuştur. Filistinde sükün bir türlü iade edilemiyor Kudüs, 7 (A.A.) — Maverayişeria #miri Abdullahm, Filistin Arapları ile Filistin hükümeti arasmda bir anlaşma temini için sarfetmiş oldu- ğu gayretler boşa gitmiştir. Arap murahhaslar, Emirin (tekliflerini kat'i surette reddettiklerinden hiç bir netlea elde edemeden Ammandan dönmüşlerdir. e Bü sebepten dolayı| grev, devam edecektir. | Bu sefer de bir köprüye bomba koydular Kudüs, 7.(A.A.)—Çok ehemmiyet- Bi olmamakla beraber Arapların gid- detli hareketleri devam etmektedir. 50 günden beri devam eden vaziyete yakmda bir nihayet verileceği ümidi yoktur. Bilâkis Arap grev komitesi, memleketin ekonomik hayatını dur- durmak maksadiyle grevi genişlet mek için bütün kuvvetiyle çalışmak- tadır. Her gün atılan bomba ve açi- lan kurşun ateşlerin dün yeni bir unsur daha (lâve edilmiş ve Tddda te Hayfa arasmda bir şimendilfer köp- rüsüntin berhava edilmesine teşebbüs olunmuştur. Yalnız trenin makinisti süpheye düştüğünden bu teşebbüs önlenebilmiştir. İNKILAP DERSLERİ Ankara ve Istanbul Üniversitele- rak her yerde ON KURUŞA &e- lmaktadır. MN Türkiye - Mısır dostluğu Nahas Pş. mühim beyanatta bulundu Kahire, 7 (A.A.) — Başvekil Nahas Paşa Anadolu Ajansınm Kahire muhabirini kabul ederek “Kardeş Türkiye vekayiini pek yakmdan takip ederim. Bir aralık adeta haritadan silinmiş İken onn yalnız sekeri değil, her sahada kurtaran ve yükselten Atatiirkün dehasmm takdirkâ- riyrm. Ti kardeş milleti biribi- rine daha sıkı bir surette bağlı. || yacak olan bir muahedeyi ade- | ta bir Misir meselesi addediyo- | ir | İngiliz - Mrsrr meahedesinin Londrada fevkalâde komiser ta- | rafından yapılan temaslarla iyi | bir neticeye varacağını ümit e- | derim. Ve eminim ki, Mıserm is | İl earpışmalara sebebi: tiklâlinden en ziyade memnun olacak Türklerdir. Yunanistanda | Memur teşekkülleri .bir emirle lâğvediliyor Selânik grevine iştirak eden yirmi dört amele tehçir ediliyor Atina, 7 (Tan) — İç ve Adliye Bakanlarının İstihzaratından sonra dün bütün Müddelumumilire memle- kette mevcut bütün memur teşek-| l küllerinin lâğvedilmesi emri verilmiş | tir. Hükümet memurları sendikaları İ| birliği dün toplanmış, bir tebliğ neş- rederek bu lâğv teşebbüsü hakkında kendilerine miizaheret vadeden muh telif amele birliklerine karşı beyanı İ memnuniyet edilmesine karar ver - miştir, Diğer taraftan, Kondilis ile| teşriki mesal etmiş ve onun zama - nmda kabinede Maarif Vekilliği yap- | mış olan Turkovasilis yeni bir “Mil- Weiler Partisi” kurmaya karar ver- miştir. Selânik grevlerinde kanlı t veren yirmi dört komünist amelenin Eğe denizin deki küçük adalara tahciri kararlaş- tarılmıştır. Fransız meclisinde sağlar sollarla çarpışıyorlar .—.....sesaaarasamee . Gürültüden dolayı Heryo celseyi tatil etti —— ....... Paris, 7 (A.A.) — Kabine beyan- namesinin okunması, Mecliste birta- kım hâdiseler vukuuns sebebiyet ver miştir. Sağ cenah milmessili Fernand Laurent, İtalyaya karşı zecri tedbir- ler tatbik edilmesini şiddetle protes- to etmiştir. Mühtedillerden Paul Raynaud, frank kıymetinin. indiril- mesi tezi hakkımda izahat vermiştir. Komünistler, 6 Şubat 1984 tarihinde polis müdürlüğünde bulunmuş olan Chiappe'ı yuhaya tutmuşlardır. Sağ cenahdan Xaviler Vallet, Bluma “Ya hudi!” diyerek bir gürültü çıkması- na sebep olmuştur. Meclis reisi Her- riot, sükünu iade etmekten âciz ka- larak celseyi tatil etmek yolunu ih- tiyar eylemiştir. Celse tekrar açıldı- ğı saman Blum, Vallet'e cevap ver- mek istemiş, fakat meclis reisi: "Bu hâdiseyi ben bizzat halledece- ğim, diyerek kendisine söz verme- miştir. Bunun. üzerine Herriot ile Valle arasında şiddetli bir münaka- şa olmuştur. Birkaç sual ve cevap- tan sonra Blum, kabinenin beyanna- mesini okumak üzere kürsüye çıkmış tar. Blum'a 384 reyle itimat Paris, T (A.A.) — Blum'un talebi Üzerine Meclis, “Halkçılar Cephesi” ne mensup tarafından tevdi edilmiş olan itimat takririni 210 re- ye karşı 384 rey ile kabul etmiştir. Meelis, “Halkçılar cephesi” progra” mmda münderiç reformları âcilen ta hakkuk ettirmesi için hükümete iti- mat beyan etmiş ve bilhassa Başve- kilin patronlarla amele arasındaki ihtilâf süratle halledileceğine dair olan beyanatını tasvip eylemiştir. Celsa, saat 22,50 de kapanmıştır. Fransız gazeteleri yeni kabineyi nasıl görüyorler “Paris, 7 (A.A) — Bitün gazete ler, yeni kabinenin meclis huzuruna çıkmasma uzun xutünlar tahsis et - mekte ve hepsi de hiikümetin ilk cel- «ede beklenilen geniş ekseriyeti ka- zanmış olduğunu kaydeylemektedir- ler. Populaire gazetesi, yazıyor: “Kabinenin beyannamesi 12 şu - bat 1084 tarihinden son intihabata kadar “halkçılar Gephesi,, nin orifi - palitesini ve kuvvetini teşkil etmiş olan ayni yenilikleri, ayni itimadı ve ayni azmi göstermiştir... Humanite, grevcilerin başlıca me- talibatmı tatmine matuf kanun lâ - yihalarmın âcilen parlâmentoya tev- dilinin vadedilmiş olmasından dolayı memnuniyet izhar etmekte ve bu su- retle halihazırdaki ihtilâflarm halli. ne müsait bir vücüde getirileceğini kaydeylemektedir.., ......... Maten, Journal ve Echo de Paris gazeteleri, Blum'un frangm müdafa ası lerinde vaziyet almış olduğunu ..—.. Fransız Parlâmentosu Reisi Herriot bilhassa kaydetmektedirler. Echo de paris, diyor ki: “Blum'un yangma körükle gitme- ğe çalışmış olduğunu söylemek hak- sızlık olur. Ancak ameleye hitap e - derken onların ihtimal anlayabile - cekleri azimkârane ve açık lisanı kül lanmıştır... . Boğazların askerileştirilmesi Bir Japon gazetesi haklı davamızı tasvip ediyor — renilen, sonra tekzip edilen havadis- lerin söylediği veçhile, Türk orduları gayri askeri bölgeye İster bilfill gir. miş, isterse girmemiş olsun, Türki- yenin Çanakkale geçitini yenilen as- kerileştirmiş olması muhakkak gibi görünmektedir. Türkiye bu meselevi mutat diplo- matik kanallardan mevzubahis et- tiği zaman buna pek itiraz olunma» mış ve aralarmda Japonya hükümeti de bulunduğu halde bazı htikümetle- rin bu teşebbüsü tasvip etmeleri u- mulmuştur. Bu işte en fazla kaybeden belki de Uluslar Kurumudur ki, bu kayıp, daha ziyade “Prestige,, bakımından- dır. Zira ortadaki dava, meselâ 1923 tenberi Çanakkale deniz yolunu açık ve müdafaasız burakmış olan bir ar- srulusal andlaşma gibi mukavelenin değişmesi yolundan statlikonun ta- dilini önlemekteki Cenevrenin aczini bir kere daha isbat etmiş olacaktır. Çanakkale ve Boğaziçinin yüksek stratejik kıymeti, tarihin daha ilk | zamanlardanberi takdir edilmiştir. Zira Çanakkale ve Boğazlar, Şarkım anahtarı addedilmektedir. İşte bir asırdan ziyade var ki, Avrupa dev- letleri bu sahaya hâkim olmak için aralarında rakip kesilmiş bulunuyor» İ lar; bununla beraber Ege denizi ile Karadenizi biribirine bağlayan dar ve uzun geçit, onlardan ziyade asıl Türkiye için hayati bir ehammiyeti haizdir. Zira Asyanm bu anahtarmı elinde bulunduracak bir Türkiye, ar- tık arstulussl ehemmiyeti haiz bir devlet olmaktan geri duramaz. Mütefekkirlerin, Boğazlarm arsiü tasallaştırılmaları hususunda Ülseri İ sürdükleri sebeplerde, arsrulusa! ka- nunun hiçbir nazari mülâhazası yer almamtiştır. Dikkate alınacak yegâne İ pratik cihet şünhesiz ki, seyrüsefer İ serbestisinin bilfiil mânasmm, bü yük bir deniz kuvvetine malik olan bir devletin her istediği anda Boğaz- İlara hâkim olabileceği demekti. Bu suretle ve İlzumu takdirinde İngil- tere veya Fransa, bu müdafaasız ge- dte harp gemileri sevkedip ya Istan- bulu tehdit, yahut ta Karadenize © km Rus limanlarına hücum edebile. ceklerdi. Türk tahkimat ve silâhları. harp gemilerinin geçmelerine engel teşkil ediyor ve Çanakkale gecitleri- de - miittefiklerin de pek ivi bildiği - gibi mükemmelen korunabiliyor. İste bu yolda bir mülâhaza güt mekle, Çanakkale civarı muayyen bir sahasmm kâmilen gayri askeri. leştirilmesini tayin eden andlaşma yapıldı. Şmdi acaba barış samanmda Ça- nakkalenin bu bitiraf kılmmış olan bölge statüsünü tekeffül eden kim- .—...... Boğazlar mukavelesile Türkiye adeta kapısını ka- patmaktan menedilmiş ve bu yüzden hep bu açık kapını belki de kanun düşmanları indinde bir da- vet mahiyeti alabileceği korkusu içinde yaşamıştır. RR Tk almana haberlerle evvelâ öğ-| dir diye sorulacak olursa hiç şüphe- siz ki, bu kefil, Uluslar Kurumun- dan gayri kimse değildir. Nitekim U- Vuslar Kurumu, Istanbulda bir Japon bahriye zabitinin de dahil bulunduğu hir Boğazları kontrol komitesi buhun- duruyor ki, bu komitenin vazifesi, geçitin bitaraflığını mürskabe et mektir. Bununla beraber bu komite. nin hiçbir askeri kuvveeti olmadığına göre, Kurum da, mürakabe hususun. daki otoritesi reddedildiği takdirde hare geçmekten âciz kalır. Türkiye, Boğazlar andlaşması ka yitlerine - kayitlerin belki de çok can siktet olmalarına rağmen - riayet et- miştir. Arsrulusal kanunun âsilerile her- hangi bir anda karsılaşmak ihtimali önünde bulunan Türkiye, âdeta ön kapısmı kapatmaktan menedilmiş ve bu yüzden hep bu açık kapının belki de kanun düşmanları indinde bir da- veb mahiyetini alabileceği korkusu İ- çinde yaşamıştır. Bununla beraber, Avrupanın eski “hasta adamı,, sabır ve sebatla sağ- lığma kavuşmuş olduğu için şimdi bir taraftan Boğazların statüsünü kon- trolü ile ismen mükellef bulunan bir kurumun filen fktidarsızlığına şahit olurken, diğer taraftan artık Boğaz- lar gihi hayati bir stratejik ehemmi- yeti haiz olan bir noktanm müda-| İaasız kalmasına tahammül yor. Bu itibarla Türkiye, bizzat Boğar- İsrm kendilerinin seyrilsefere açık kalmaları lüzumunu tasdik ederken buna mukabil de Boğazlar bölgesini askerileştirmek keyfiyetinin muhak- kak surette zaruri olduğunu da rar ediyor. Türk talebi makuldür; Japonya hükümetinin de bu talebe zahir ol mağa karar verdiği söylenmektedir. Sovyet bükümeti de kat'i surette as- kerileştirmenin tehinde olup Dışisle- ri Bakanı Maxim Stavinov da talebin muhik olduğunu beyan et- miştir. Fransanın da talebi tasvip e deceği umulmaktadır. Yunanistan. Çanakkalenin dış ağzımda bulunan Samothrace ve Lemnos gibi Iki Yü- nan adasmı tahkim etmek istemesine rağmen, Türkiyenin talebi is'af edil- diği takdirde itiraz etmiyeceğini bil. dirmiştir. İngiltereye gelince, oda henüz sarih bir ifadede bulunmamış edemi- En fena çalgı nedir ? Doğrusu pek İyi hatırımda değil; eski muzika muallimi Gustelli ps- şaya mı yoksa müteveffa Meze Be- ye mi sormuşlar: — En fena çalı nedir? Diye. O da cevap vermiş; — Flüttür. — Daha fenası? — Ii Fit, — Ondan da fenası? — Üç flüt. Demiş. Cumartesi günü muhtelit takım lar İsmi altında biribirlerile çarpıştı- rdan futbolcülerin maçlarmı seyret- tim. Bu maçtan sonra bana sorsa İ- diler; — En fena futbol takımı hangisi: dir? — Muhtelit takım, derdim . — Daha fenası? — İki muhtelit talm, Ne oyunculara, ne de bu muhte - itleri tertip edenlere karşı hiçbir ta- riz mülâhazası gütmeden kemali sa- mimiyetle söylerim ki; böyle muhte- lit yani (karısık) ismi altımda teş- Hil edilen takımlarda ne psikoloji be- raberliğin ne de uzun müddet birlikte oynamakla elde edilen oyun beraberi ği olmadığından bunların oyunları, zevksiz, mânasız ve maksatsız olu - yor. İyi oyuncular bile bu muhtelit « lerde bir tim için ne dereceye kadar nafi olabileceklerini göstermek fir. satını bulamıyorlar ve gerçekten fut- bolden başka bir şey oynuyorlar. Da- ha fenası şu ki, biribirlerine karşı da- ha faik oyniyarak olimpiyat takrmı- na seçilmek endişesile o derece sert oynuyorlar ki, içlerinde olimpiyatle- Ta seçilmesi muhtemel olanlardan bir kaçının bu sert ve İnsleamsiz oyun - larda sakatlanıp iskartaya çıkmaları da ihtimsi dahilindedir. Bu halile (muhtelit takım) lara en fena fntbol takımı demek haksız #m- dır? Cumartesi günü benimle bera - ber bulunan binleree kişiden bir ta - nesi bile şu yazdıklarımdan baska düşünmese gerektir. 8. FELEK a Maksim Gorkinin sıhhati Moskova, 7. (A.A) — Dün gece Gorki'nin sihhati hakkında neşredi- len tebliğe göre, kalpte bütün gün çok büyük bir zâf görülmüş, nabız bazı dakikalarda 120 ye kadar çık- mış, gayri muntazam ve bir çok de- fn gayri mahsiis bir hale gelmiştir. Ciğer iltihabında ilerleyiş yoktur. Türk istihkâmları da Boğaz kıyıla- rında yeniden yükselecektir. Bunun olmakla beraber, Türk talebini tetkik | da sebebi, Türkiyenin andlaşmaya yolunda hümüniyet göstereceğini i- karşı İleri sürdüğü şimdiki itirazla- saretliyen bir tavır takmmıstır. Or- | rm eskisinden daha muhik oldukları tadaki yegâne kat'i muhalefet, Ttal- ya tarafmdan gösterilmiştir. ki. tu- mun da sebebi, her halde İtalyanm Küçük Asya Üzerinde beslediği emel- lerde olsa gerektir. için değil, belki Avrupadaki arsruln- sal münasebetlerin, Lauzanne zama- nımdakinden bambaşka bir mahiyet kesbetmiş ve bugünkü statükonun da on sene evvel teşkil ettiği aşılmaz. Hulâsa görülüyor ki Türkiye, ken- | bir set halinden artık kaçmış olması di noktal nazarmda galip gelecek ve | eihetidir. Dost Yugoslav Nazırı Şevki Behmen'in Ankaraya gittiğini yazmıştık. Yu- | intiba teşbit etmektedir. Aşağıda sağdaki fotoğraf, Güzel San'atlar Bir. karıki resimler, misafirimizin Ankaradaki temaslarından Üç muhtelif | liği tarafından hazırlanan resim sergisinin açılışından bir intiba. ki İt kl DİĞİN il ni nine alna ilk İzli idik pöeninzneemiğien.

Bu sayıdan diğer sayfalar: