11 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

11 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

116.938 Milli takım namzetleri tesbit edildi Seçilenlerin adedi 24 tür, bunlar bir ay müddetle kampta çalıştırılacak İzmirden Hakkı Olimpiyada iştiraki takarrür eden Türk milli takımı için bir ay'müddet le yapılacak kampta son bir çalıştır- ma devresine tâbi tutulacak namzet oyuncular tesbit edilmiştir. Uç gün devam eden karşılaşmalarda bütün | oyuncuları yakmdan takip eden memleketimizin bu hususta sahibi salâhiyet beş aza ve üç antrenörden teşkil edilmiş seçme komitesi, dün #aat 15,30 da Federasyon merke- zinde toplanarak bu hususta nihai kararını verecek olan Federasyona TüpUL ak VEVÜİ eumtşicıanı, Ped rasyon tarafından tetkik edilen ra- porları mütaakıp 16 İstanbul, 5 Iz- mir, 3 Ankara olmak Üzere 24 oyun- cu ayrılmıştır. Bu hususta Federas- yonun tebliği şudur: Futbol federasyonundan? 1 — Olimpiyat kampma almacak futbolciilerin isimleri aşağıda yazılı. dır: Kaleciler: Cihat (Ankara), Safa istanbul), Cahit (İzmir). Müdafiler;: Yaşar, Hüsnü, Lütfi (x). (stanbul), Muavinler: Semih (Ankars), Ce- vat, İbrahim, M. Reşat, Faruk, (İs- tanbul), Hakkı, Adil, (izmir). Mühacimler: Yaşar (Ankara), Necdet, Niyazi, Rasih (Xx), Hakkı, Şe ref, Fikret, Rebii, (Istanbul), Sait, Fuat, (İzmir). 2 — Istanbuldan seçilen futboleü - lerin bugünden itibaren yarınki cu - ma günü öğleye kadar federasyon merkezine müracaatla vaziyetlerini kaydettirmeleri rica olunur. Yugoslavya Milli Takımı davet edildi Mili Futbol takımma seçilen © » İ Faruk, (x) Federasyonca vaziyetleri tet» kik edilmektedir. (TAN) Polis Romanı: 4 Kapı Şeref İzmirden yuncularla karşılaşma yapmak Üze- re Romanys Milli takımma vâki o- lan müracaatımızı Romenlerin Olim piyat hazırlıklarını ileri sürerek ka- bul etmemeleri zerine Yugoslavvya Federasyonuna müracaat edilmiştir. Vüki olan teklifimiz Yugoslavya Fe- derasyonu tarafmdan ©sas itibarile kabul edilmis ve bazı mukabil serait dermeyan edilerek bilhassa 1037 de Belgradda bu maçın revanşı teklif edilmiştir. Diğer şartlar Üzerinde tet kikat yapan Federasyonumuzca bu teklifler kabul edildiği takdirde Yu- goslavya Milli takımiyle Temmuz içinde şehrimizde Milli temas yapi- lacaktır. Alman güreşçileri geliyor Güreşçilerimizin Olimpiyat hazır- lıkları dolayısile Fenlandiya temas- larından maada Alman güreşçilerile de bir karşılaşma yapmaları takar- rür etmiş ve Alman Glreş Federas- yonuna müracaat edilmişti. Yapılan muhabere neticesinde her iki tarafça gösterilen şersitlerde tam bir mü- tabakat hâsıl olduğundan Alman gü reşellerine yol masrafları gönderil- miştir. Bu vaziyet karşımda Alman Hüsnü güreş takımı 24 Haziranda şehrimi- ze gelecek ve ikisi Greko Romen, ikisi serbest olmak üzere dört karşı- laşma yapacaktır. Matbuat heyeti gitti Bükreşte toplanacak olan Mat buat kongresine iştirak edecek heye- timiz, dün, Romanya vapurile Kös- tenceye hareket etmiştir. Heyetle beraber, Ulus Başmuharriri Falih Rıfkı Atay, Matbuat Umum Müdürü Vedat Tör, Dahili Matbuat Şefi Sad- ri Ftem, ve fransızca Ankara mu- harrirlerinden Reşat Nuri gitmişler. dir, Camiler temiz bulundurulacak İstanbul Evkaf idaresi, camilerin temiz bulundurulmaları hakkmda icap eden tedbirleri almaktadır. Bu arada, Beyoğlurfdaki Gedikabdi ca- milinde cemaatin secdede almlarını koyacakları yerlere birer seedelik yaptırılmıştır. Bundan sonra, tamir J edilecek camilere secdelik konulacak İter. NOTLAR Türk kucağı Gazetede okudum: Fransızlar, Pa- riste “Aecenil Françals,, İsimli bir merkez yapmışlar. Bu merkezin vazl fesi Frausaya gelen her yabancı ga- zeteciyi karşılamak. Ona kolaylıklar göstermek. İstediği, aradığı malüma- | ti vermektir. Fransa gibi Usanmm İntişar sabası geniş, kültürü zengin, eihanşümul olması itibarile hayat tecellilerinin herhangi bir sahasında malümat 8- lımması kolay bir memlekette, mev - yeni bir merkez yapılmak için duyu- lan ihtiyacı, yeni ve büyük inkilâplar yapmış, buna rağmen henüz birçok dünya memleketlerinde, hattâ B. kan müttefikimiz Romanyada bile “Osmanir,, diye anılan Türkiyemizde “tahakkuk,, ettirememiş olmamız bir eksikliktir, Buxün Ankarada, İstanbulda bir - çok yabancı ajans ve güzete muha - birleri vardır . Istanbuldakiler, Beyoğlunda, Gala- | tasaray lisesi karşısmda bir pastane- İde toplanırlar ve günün meseleleri - İni aralarında görüşlürler, matbuatın | o da Fransızca kısmından takip eder- ler, Vaktim oldukça uğradığım bu pastanede, hemen hepsini tanıdığım © İyabaner gazetecilere karşı, içimden, utanea yakın, bir his duyarım. Çün - kü, yeni de alınmış olsa, şahsen üza- #1 da bulunduğum İstanbul Basın Ku- rumunun ayni Beyoğlunda, mükem - bir gazeteci, için, herhangi bir pasta- tifadeli olması gerektir. Burada biz de pekâlâ bir “Acceuil Ture,, yani bir “Türk kucağı, yapa - biliriz, Fikret ADİL Amerikada Reisicumhur seçimi için mücadeleler Rozvelt'in vaziyeti şiddetle “fenkit edildi Clevland, 10 (A.A.) — “Cümhuri- yetçiler Konvansiyonu” dün geöe sa- at 22 den 24 e kadar devam eden bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda âysndan Steiwer'in küşad nutku dinlenilmiştir. Bu nutuk, Ruzvelt a- leyhinde söylenmiş uzun bir itham- namedir. Hatip, Amerikanm bir mil- li iktisat siyaseti fakip etmesini ve ekonomik ve içtimai sahalarda da bu siyasete uygun bir yol tutması İs- temiştir. Bu nutukta Ruzveltin ve arkadaşlarınm Ruzvelt kıyafetini de giştirmiş bir ecnebi imiş gibi Vatan- perverlik namma iktidar mevkiin- den uzaklaştırılması İstenilmekte- dir. Yine bu nutukta Cümburiyetçi- lerin iktidar mevkiine gelir gelmez yeni sistem “Nev Deal” yerine Ame- rikan sistemini Amerikan Dea)'i ika- me etmeğe şitap edecekleri ve Ame- rikan sisteminin Cümhuriyetgiler ile Demokratlar arasında bir köprü ku- racağı beyan olunmaktadır. Gece celsesinin sonunda Tamil mucibin ce salonda gürültülü geçit resimleri yapılmış, fanfarlar ve cazlar çalın- miştir. arkasinda bir cinayet! — Evet... Biliyorum. Haksızlık e- diyorum. Fakat elimde değil Doktor e de hoşuma gitmiyen bir şey — Fakat Madam., — Bana sebebini sormaymız, çün- kü ne olduğunu bilmiyorum. Ve şiddetle ilâve etti: — Bu adama karşı bir tiksinti dü- yuyorum. Ve daha alçak bir sesle: — Beni korkutuyor. Diyerek titreyen elini alnma gö- türdü ve odadan çıktı, Suzanne Blum onun merdiven ba- şmda durup, oda hizmetçisi Lea ile birkaç kelime konuştuğunu duydu. Kulağı dışarıda olan hastabakıcı, hizmetçinin ayak seslerini, kismen hizmetcilerin oturukları üst kata çı Michel Herbert - Eugene Wyi kana kadar bekledi. Sonra büyük evin içinde her şey uyur gibi göründü. Yalnız, zaman zaman Ranelah 80 kağınidan geçen bir otomobilin gü - rültüsü duyuluyordu. ra Suzanne Blum için bu sessizlik bütün bir ulâde âlemin şahsi - yetleri ve hâdiseleri ile doluyordü. Okuduğu aşk romanlarmın kahra- manları, bu sessizlik içinde, gelip zavallı genç kızı, ziyaret ediyorlar- dı, Gözlerinin önünde, kılmçları, kı- sl mentolarının uçlarmı kıvıran mağrur silşorlar, pudralı küçük| markiler, uzun saçlı şairler, Ameri- kan sinema yıldızları resmi geçit ya pıvorlardı. Yavaş yavaş Suzanne Blum'un göz leri, artık sayfalarmı çevirmediği romanın satırlarından kaymıştı. Bu İ elindeki roman,bir aşk ve macera ro İmanı değildi. Kuru, yeknesak, hiç sayanı dikkat bir hâdisenin geçmedi gi bir romandı, bizzat kendi Tormanı un İdare ettiği çamaşırcı dükkünmi görüyor ve birer birer orada geçir- diği günleri hatırlıyordu. İşçi kızların Sıcak sudan yükse- len buhar arasından görünen yüzle- İrini ve söyledikleri şarkıları hatiri;- İ yordu. Mektepten dönerken, bütün yolcular, bir an ellerindeki ütüleri durdurarak onu #elâmlarlardı. Annesi, kuluçka bir tavuk bakış daki mâna ile ona bakardı. Küçük kız gidip odasma kapanm, vazife leri ile başbaşa kalırdı. Annesi onun bu halinden memnun olur, iftihar ederdi. Suzanne böyle bir muhitte büyü- müştü. Fakat o tahsilinde ileriledik» çe, çamâşırcı kızlarla arasmda bir uçurum açılmıştı. Ve küçük kız Âlim olmağa karar vermişti. Annesi ölünce de, Suzanne tahsi- Une devam etti ve uzun günler, dı- idi. Şimdi, annesi dul Madam Blum- | şarıda kendi yaşındaki kızlar âşıkla- Hile dolaşır dururken, o, doktorlar- Ja beraber, ecza kokulu odalarda ça- işmiş, hastahaneleri dolaşmıştı ve ne ulaşmıştı. O, şimdi, alelâde bir hastabakıcıdan yüksek- ti. Bütün hayatı, evvelden | tesbit edilmiş bir intizam içinde geçmişti, Erdiği bu mertebe, onu, bir hizmetçiden biraz farklı, biraz daha yüksek bir mövkle getirmişti. Haya- tınm en iyi saatlerini feda ettiği ga- ye işte bu idi: Süzanne'm elinden kitap düştü. Gözleri karşıdaki aynaya İlişti, Yüzü, dalma kapalı yerlerde yaşa» sarı idi. Hastabakıcı şapkasmm altm daki saçlarda şimdiden tek tük be- yazlar görülüyordu. Acı bir ifade ta şıyan düdaklarınm üzerinde ha- kiki bıyık vardı. Biçak gibi keskin burnunda bir güzellik taşıyordu. Vü- cudü, kemikli | ve biçimsizdi. Garip bir tedai ile, Suzanne Blum, okudu- ğu romanlardaki kadın kahramanla» rı hatırladı. Uğurlarında birçok genc lerin, çılgınlıklar, fedakârlıklar yap- tıkları bu kadınlar kimbilir ne mes- cud olanlardan gayri birde böyle| (ğini söylemi mel ve muazzam bir binası vardır ki,! “” neden daha çok misafirperver ve İs- Cümuriyetçiler içtimaında | “s9 Dis i zatın nihayet diplomasını almıztı. Gayesi- | miş kadınlara mahsus bir renk ile, | Çok feci Bir şoför ka dostunu ağı BAŞI 1 evmeye başlamış, hattâ biraz daha ileri giderek dışarda buluşmak için Tepebaşmda Premell sokağında Ce- | miloğlu apartımanında 2 numaralı l daireyi tutmuştur, Fatma ile Yunus | İzzete sezdirmeden, bü dalrede sik sık buluşmuşlardır. Vaziyeti iyi idare eden Fatma, ni- hayet geçen gün, öğle yemeğinde ko casma, Üsküdarda annesine gidece- , İzzet te buna muvafa- kat edemk Fatmayı Beşiktaş vapur iskelesine kadar uğurlamış, vapura bindirmiştir. Karısmı selâmetliyen Çakır Izzet, eve dönerken yolda Yu- nusa tesadlif etmiş ve canmm rakı işkembeci Ziverin dükkâ içebileceklerini söyliyerek çi Zırmıştır. İzi arkadaş bu dükkânda bayli içmişler, nihayet Yunus, mü-| saadö İstiyerek İzzetin yanmdan a rılmıştır, İzzet yalnız kalınca, bi müddet evvel karısının ayrılışı ile arkadaşı Yunusun sıvışip gitmesi a- rasında bir münasebet araştırmış ilk mütereddit şüpheli anları yaş: maya başlamıştır. İzzet, hemen ka- rar vererek doğru Üsküdara gitmiz, İ karısını orada bulamamış, Beşiktaş- taki eve dönmüştür. Gecenin saat 122 sinde, Fatmayı ne Üsküdarda, ne evinde bulamıyan Çakır, herşe; anlamış, bir adam asabiyetile, Tepe- | başma yollanmış ve Yunusun otur- İ duğu apartımanm kapısma dayan- | muştur. Çakır, bir müddet kapıda bek | lemiş, vurmuş, cevap alamaymca elini aralıktan sokarak kapıyı açıp içeri girmiştir. Kiracılardan Yunus hakkımda bazı şeyler soran Çakır İz- zetin sesine, üzerinde pijama olduğu | 5 ez bir cinayet rısını vurdu, rca yaraladı INGIDE halde Yunus çıkmıştır. İzzet, hemen tabancasma. sarılmış, Yunusun üze- rine ateş ettikten sonra odaya giren İrek karısını aramaya başlamıştı Fatma korkusundan ka: al- tma saklandığı için ev ya miş, fakat bir aralık fenalıklar geçi- ren kadın bir çığlık atınca onu da İ yakalamıştır. İzzet, karyolanm altın dan dekolte bir vaziyette çıkan Fat- üç el ateş etmiş, onu hemen öldürmüştür. Kafasından yara alan Yunus yürliyerek dışarı çıkmak İs: mişse de muvaffak olâmıyarak treye yıkılmıştır. Katil, biraz sonra vaka mahalline gelen polisleri içeri ye çağırmış ve teslim olmuştur. Cinayet işlenirken bütün safhaları “— O gün Fatma, saat 19 da yal- nız olarak ve elinde bir paketle bu- İraya geldi. Her zamanki gibi yanm- da bulunan anahtarla Yunusun dai- vesini açtı. İçeriye girdi. Tam saat yirmi buçukta de Yunus ile buluş- İ muştular. Fatma, esasen sık sık geliyor ve Yunusla kalıyordu. Bu vaziyeti gör- dükçe korkuyorduk.,, Hâdise hakkındaki tahkikata, müd delumumi muavinlerinden Feridun elkoymuştur. Feridun, dün sabaha kadar tahkikatla meşgul olmuştur. Beyoğlu Erkek Hastahanesinde ya tan Yunusun vaziyeti gittikçe ağır- laşmakta olduğundan ifadesi alına- mamıştır. Katil şoför İzzet, dün ak- şam geç vakit, sulh hâkimi kararile tevkif edilerek Tevkifhaneye gönde- rilmiştir. İtalyan kabinesinde yapılan değişiklik Paris, 10 (A.A.) — Gazeteler, Mal Bakanlığma başka bir irilmesini - ehemmiyetli bir hâdise olarak telâkki etmektedirler. Journal gazetesi diyor ki: “Italya bugün bir dönemeç nokta- sında bulunmaktadır. Yapılan deği- şiklik,dış siyasada bir değişiklik de- İ mektir. Suviç'in de değistirilmesinin ayrı bir ehemmiyeti vardır.,, Faşist konseyi anlaşması Roma, 10 (A.A.) — Faşist parti si Konseyi gelecek toplantısını 15 ha ziranda Milünoda yapacaktır. Dış siyasa değişmiyor Roma, 10. (A.A.) — Kabinedeki değişiklikler dış siyasada hiç bir de- ğisikliği tazammün etmemektedir. Aloizi İtalyanın Cenevre delegesi o- larak kalmaktadır. Beytüllâhimde bomba (Başı 1incide) membadan bildirildiğine göre 19 Ni; sandan beri 1276 Arap tevkif edil- miştir. Bunlardan 750 si mahküm edilmiş, 300 nin muhakemesi kenüz yapılmamış ve 226 sı da beraet ka- zanmıştır. Ayni tarihten beri 182 Yahudi tevkif edilmiştir. Bunlarm leri birçok ihtiraslardan ne kadar mağrur idiler ? Suzanne Blum aşk nedir tatma - miştı. Onu kimse sevmiyecekti. Çünkü birgün ?.. na, acı, merhametsiz bir cevap verdi ve hastabakıcı ayna İle münakaşa- ya başladı: — Ben birçok çirkin kadın biliyo- İrum ki aşk nedir tatmışlardır. Ayna cevap verdi; — Evet, fakat drahoması olurse. Drahoma! Suzanne'm annesinden kalan kü - İcük servet çoktan tahsil masrafı o- larak bitmişti. O, fakir ve çirkin ola- rak kalmıştı. Demek, küçük bir para nın kendisine tatmak ihtimalini ver- âşk onun İçin imkânsız olacak- tı, Para ?.. Toplu bir para?.. Bir mi- ras, yahut bir piyanko!, Bütün bu ihtimaller boştu Hastabakıcınm ne bir akrabası. ne bir dostu vardı, Piyanko alabile- cek parası da yoktu ut idiler, Kimbilir telkin edebildik-| o kimseyi sevmemişti. Fakat belki Lâkin bu düşlincesine insafliz ay- | Avusturya Avusturyalılarındır incide) istis- na, sulh İstemektedirler. Ve bunda müttefiktirler. Fakat bu sulhü ve idame için lâzımgelen şerait”me' zuubahsolunca, ihtilâf derhal baş gi termektedir. Çünkü bazı devletler i- çin, sulh munhedeleri ile vücut bulan bazı baksız vaziyetlerin kat'i surette kabulü imkânı yoktur. Halbuki kü - çük antant, bunları değişmez geyler olarak kabul etmektedir. Beneşle Kral Karol arasında mülâkat Bükreş, 10 (A.A.) — Rador Ajan- sı bildiriyor: Kral Karol ile Cümur- başkanı Berieş Tuna Üzerindeki se yahat esnasında, bilhassa Romanya ile Çekoslovakya'yı alâkadar eden meseleler hakkında uzun bir müza- kerede bulunmuşlardır. Bu müzake- rede, Başbakan Tataresko, “Diş Ba- kanı Titülesko, Müdafaa Bakanı Ge- neral Paulo Anzelesko, Finans Baka nı Viktör Antonesko, Münakalkt Ba kanı Rişard Franasovici; Dış Bakan lığı müsteşarı Sevel Radulesko, Fi- nans müsteşarı Viktor Badulesko ve ordu erkânı karbiye başkanı Gene - ral Samsonoviçi hazır bulunmuşlar- dır. —————— 104 ü mahküm edilmiş, 61 inin mu- hakemeleri henüz yapılmamış ve 17 #i de bernet etmiştir. Böylece müebbederi silik bir hayat geçirmeğe mahkümdu. Zengin ol « mak için bir ihtimal, bir Vasıta yok- tu. Yok muydu? | Vardı. Bir tek.. Biricik bir iht - mal, bir vasıta: İ Bir einayet! Düşüncelerinin burasma gelince, yatağa uzanmış olari hastabakıcınn üendünde bir ürperme, bir isyan ol- du ve bu düşünceyi nefretle kafa- #indan attı: Bir cinayet! Hemen elinden yere düşen roma- nt aldı, Bu Hiç bir zaman onün ya- sayamıyacak Olduğu güzel bir aşk İ romanıydı. İ Bir cinayet! Hastabakıcı okuduğu satırların mâ İ nalarımı bir türlü kavrayamıyordu. Satırlar gözlerinin önünde dansadi - yorlardı. Bir cinayet! İ Büyük bir gayretle gözlerini ki- taba dikti. Fakat beyhude... Bir cinayet! Bir cinayet! LAzrkası var) Wp

Bu sayıdan diğer sayfalar: