23 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

23 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23-8 - 936 On e di Rusyada suikast davası bitti Müddeiumumi idam talebinde Moskova, 22 (Tan) — Mahkeme, bugün, Troçkinin talimatile Stalini öldürmek üzere Berlinden gelen Fritzdavid'in isticvabını yapmış ve bu suretle tethişçilerin duruşması - nI bitirmiştir. Bütün maznınlar, Troçkinin direktifleri ve Alman fa - $ist merkezlerinin müzaheretile Sov yetler Birliğini idare edenler aleyhin deki suikast teşkilâtına dahil bulun- duklarını itiraf etmişlerdir. Muhakeme esnasında maznunlar dan bazıları, Tamski, Buharin, Ri - kof Uğranof, Radek, Piyatakof, E- Tebiyakof ve Sokolinikof'un periki cürüm olduklarını iddia ettiklerin - den ilk altısı hakkında tahkikat a - Şılmıştır. Diğer ikisi ise mahkemeye tevdi edilmiştir. Duruşma sonunda, müddelumu - Mi 16 suçlunun kurşuna dizilmeleri hakkındaki iddiasını teyit etmiştir. Halbuki Radek'te, dün yazdığı bir Makalede, bütün suçluların ölümle #ezalandırılmalarımı istemiş ve bu Sarureti uzun mütalealarla izah ey- iştir Troçkinin müdafaası Sovyet müddelumumiliğinin it - bamlarma 'Troçkinin Norveç gazete- İfi Yasıtasile verdiği cevabin aslı, 8on gelen gazetelerde vardır. "Troçki kendini şöylece müdafaa e- diyor; Moskovanın iddianamesi, 8i- Yasi tarihin en büyük göz boyacılık- lârındanı biridir. Rusyadaki kırtasi idare her tenki- “e bir suikast manası veriyor. Hal buki Sovyetlerde tenkit meyli gittik- 48 yayıimaletadır. Dunu da çok mem- Dinum, Bu buhranlı vaziyette, Rus - Yada bulunan birçok unsurların be- İl ismim yani benim düşüncelerim Y! yazılarım üzerinde düracaklarıa amma ,Muhasbeciler arasında Ankara, 22 (Hususi muhabirimiz- ) — Finans Bakanlığınm yeni Üsökilât kanununa göre muhasebeci» Fi kararnameleri bakan tarafm- Sn tasdik edilmiştir. Listeyi bildi- TİYorume Maaşlarile yerlerinde ipka . edilenler p Kolordu muhasebetilerinden Ziya, emi, Remzi, Bekir, Hami, Adil, Fahri, 4, bri, Resül, Sihhi müesseseler mu. || Sırrı, İstanbul liseler mu- hösebecisi torahim, rka muhasebecilerinden Rüştü, il, Nazmi, Mustafa, Ahmet, Ham w im, Fehmi, Remzi, Agâh, ören Şükrü, Ata, Rifat, Dağ tiva- lan Mustafa, Kırıkkale fırkasın- a mayalı Deniz #lolarmdan Sami, İz | istahkem mevkiden Cevdet, ayan levazım âmirliğinden Cev- Hudut livasmdan Mehmet, Terifan naklolunanlar My muhasebecilerinden (o Talât kik Müdafaa Vekâleti muhasebe tet memurluğuna, İzmir müstahkem üye muhasebeciliği başkâtibi Zeki ape fırkası muhasebeciliğine, İs- ve kumandanlığı muhasebecisi a, si m levazım âmirliği mu- ğine, yüksek mektepler mu über İhsan Üniversite muhase- ğine terfian nakledilmişlerdir. ve, üşlerle naklolunanlar baci bul levazım âmirliği muhase- he, g Ziya Kolordu. muhasebeciliği- uy İL defterdarr Halim Kolordu Tekseberiliğine, Kolordu. muhase- den Halil İstanbul kuman. kı Muhasebeciliğine, Üniversite Rakım yüksek mektep iliğine, Kayseri defter- mektepler mu Veriş ğine maaşlarile nakledilmiş Nm giltere Mısır anlaşması Küzim, Mustafa, Semi, Faik, Sa-|! israr etti şüphem yoktur. Tasi Ajansı Rusyada bir sulkast teşebbüsü olduğunu ve bunu benim Norveçten idare ettiğimi yaziyor. Kat'i surette söylerim ki bu iddiada bir damla hakikat yoktur. Son zaman larm siyasi tarihini takip etmiş olan herkes şuna kani olacaktır Xi benim bugünkü faaliyetim muharrirlikten ibarettir ve Sovyet Ajansının ithamı benim düşüncelerime ve bugünkü ça- lışma tarzima zıttır. 1807 de ihtilâl hareketine mark - sist sıfatile karıştım. Hâlâ da öyle - yim. Mücadele hususunda ferdi tet- hişe düşmanım. Bu usul netice İti- barile ancak mutlakıyete ve Napol - yonca emellere hizmet edebilir. 'Norveçe geleliberi Sovyet Rusyası ile hiçbir münasebetim olmadı. Ora- da yaşıyanlara ne doğruca, ne de bir vasıta ile hiçbir mektup gönderme- dim, Sovyet Rusyasile yegâne alâ - kam buna dair makaleler yazmaktır. Bu maksleler dünyanm her tarafında neşredildi. Bir de kitap yazdım ki, yakında birkaç memlekette birden çı- kacaktır. Oğlum, politika ile alâkası olmıyan bir âlim sıfatile Rusyada çalişiyor. Ne ben, ne de karım oğluma mektup yazmadık ve ondan mektup almadık. Pen bugün Norveğin verdiği melce hakkından istifade eden bir mülteci- yim. Hakikati meydana çıkarman yegâne yolu, Norveçin . salâhiyettar bir hükümet heyeti teşkil etmesi ve Rusyadaki tethiş hareketini Norveç- ten idare ettiğim hakkındaki ithama dalr araştırmalar yapmasıdır.” Norveçte galeyan Troçki Norveçte küçük bir ada ü- zerinde bulunan evinden meçhul bir yere gitmek Üzere ayrılmıştır. Odü- ya gittiği zannediliyor. Son zaman - Isrda bu adaya sürü sürü ziyaretçiler gelmiş ve Troçkiye istihzalı ve haka- retli muamelelerde bulunmuşlardır. Geçen sabah küçük motörbotlar için- de giden büyük bir kafile: “Katil! Katil!” nidalarile küçük adayı çın - latmışlardır. Kamutay heyeti Polatlıya gitti Heyet reisinin gazetemize verdiği beyanat Ankara, 22 (Hususi muhabirimiz. den) — Şehitliklerimize Kamutay Adina çelenkler koyacak olan heyet, bugün 12,33 trenile Polatlıya hare - ket etmiştir. Heyeti istasyonda Ka- mutay başkanı Abdülhalik Renda ol duğu halde mebuslarımızdan müte - şekkil büyük bir kafile uğurlamış - “Hayat, Hanükatinden evvel Baas. on da muzika ve bir askeri kıta ile bir. likte Cebeci şehitliğine gitmiş ve ka- Jabalık bir halk kütlesi önünde me- rasimle tunç çelengi . şehitliğe koy - muştur. Heyet reisi mebus Tevfik Sılay ga zetemize şu beyanatta bulunmuştur: “ —Kamutay umumi! heyetinin ver miş olduğu kararı yerine getirmek üzere heyetimiz şimdi Polatlıya ha - reket ediyor. Polatlıdan Dumlupı - nara gideceğiz. Gece Bozüyükten İ- tosta İnönü şehitliğine bir çelenk koyduktan #onra İstanbula giderek Eyüp şehitliğini: ziyaret edeceğiz. geçerek memleketin kurtuluşu uğu- runda ölen Aziz şehitlerimize Mon- trö zaferi dolayısile Kamutayın ve Türk milletinin duyduğu minnet ve şükranı koyacağımız tunç çelenkler İle ifade etmiş olacağız... Gümrüklerde Memurluklara terfi eden kâtipler Ankara, 22 (Hususi muhabirimiz- den) — İstanbul gümrük baş direk- törlüğü kâtiplerinden 668 Şevki, da- hili ticaret kâtiplerinden $48 Baha, 1656 Sadullah, 1583 Sudi, 1628 Na— zım, 921 Ali Rıza, 208 Rauf, Galata Ithalât gümrüğü kâtiplerinden 660 Fuat, 661 Nazım, 672, Senai, 1709 Tahsin, 2149 Nizamettin, 2140 Melâ hat, İstanbul dahili ticaret manifes- to memurlarından 389 Naci, 663 Tev fik, 1591 Cemal terflan Istanbul gümrükleri beş direktörlüğü memur luklarma tayin edilmişlerdir. m — köşesinde malümat verilir. takip sahasından hariçtir, yeni hizmetten istifade etmişlerdir. tercih etmişlerdir. <tfiatlerini indirmek ' Mü ie 22 (Tan) — İngiltere - Miciyg n “aşması çarşamba günü ha- Min, âretinde, Lokarno müzake Güğiy, Yapıldığı dairede imzalana - Mere Müteakip ziyafetler ve zi- T Yapılacaktır, çareleri aranıyor i işlerini takip ettiriyoruz 1 Ağustos tarihli aüshamızda haber verdiğimiz gibi, (Tan), okuyu- cularma şu hizmeti taahhüt etmiştir; Ankarada işi olan okuyucuların işleri ücretsizce takip edilir, pullu ve adresli bir zarf gönderilmişse netice kendilerine hususi olarak ya- zılır. Böyle bir zarf göndermiyenler in işleri hakkmda da gazetenin bir Iş takibine ait müracaatler ya bize veya doğrudan doğruya Ankarada Ulus binasında Tan bürosuna gönderilebilir. Hususi cevap istiyenler pullu bir zarf leffetmelidirler, | — Buzline kadar pek çok okuyucularmız gazetemizin temin ettiği bu Fresirmli i | | e e m Ankarada işi olan okuyucularımızın Takip edilecek işler, iekalüt ve yetim maaşı muamelelerine, memur- larm sıhhat gibi sebeplerle mezuniyet, becayiş gibi hususlardaki mü- racaatlerine, köylülerin toplu halde Ziraat Bankasına ve hükümete müracaatlerine aittir, Ticaret işlerine ait müracnatlerle mahkeme işleri | hepsi cevabın gazeteye yazılmamasını ve hususi mektupla bildirilmesini J Belediye, bu sefer şehrin çok ehemmiyetli dertlerinden birisi. ni ele almış bulunuyor. Bunu te. min etmek için etin mezbahadan şehre daha ucuza nakli yolları aranıyor. Bir habere göre, meş- ru rekabete imkân vermek için iyi fakat ucuz et satan dükkün- Jar açılacak, hulâsa bu işe her halde bir çare bulunacaktır. Fakat ,et meselesi, kül halin- de tetkiki icap eden bir iştir. Bu- na çare aranırken, mezbaha res- TAN nönüne hareket edeceiğz. 24 Ağus. | Ayn 29 unda vapurla Çanakkaleye | rmakale rultay toplanıyor di Üçüncü Dil Kurultayı Bütün hazırlıklar bitti Ku N ey Dün Dolmabakçede verilen çay siyafetinden sonra Atatürk cenebi ölimlerile görüşüyorlar Atatürk ecnebi âlimlerile konuşuyorlar Üçüncü Dil Kurultayı yarm saat | Oslo'da toplanan bir kongredeki on dörtte parlak bir törenle açılacak- vr. Kuruit; ait hazırlıkların so- ru dün tamamen alınmıştır. Toplan- tılara tahsis edilen büyük salonun 81- raları yerlerine konmuş, radyo ve hoparlör tesisatı - tamamlanmıştır. 9 dci m bir siyah tahta konulmuştur. Her yerden görünecek şekilde tertibatı haiz olan bu tahtada tezler izah edi - lecel İçtima salonunun oturacak! yerleri mahdut olduğu için davetli - lerden bir kısmı müzakereleri muaye. de salonundan takip edeceklerdir. Bu salondaki tertibat ta ikmal edilmiş - tir, Maarif Vekili Saffet Arıkan, dün Dolmabâhçeye gelmiş ve Kurultaya ait son hazırlıkları gözden geçirmiş- tir. Şimdiye kadar Dil Kurumu Umu- | mi kâtipliğine verilen tezler tamamen tetkik edilmiştir. Bu tezlerden şayanı dikkat olan bir kısmı fransızcaya ter- ciime edilmiş, ecnebi dillerle yazıl - mış tezlerin de türkçeye tercümesi yapılmıştır. Bu tezlerin hulâsası bir broşür halinde hemen neşredilecektir. Şimdiye kadar şehrimize gelenler. | den mâda üç'denebi profesör de bu- gün gelmiş bulunacaklardır. Bu pro- fesörler şunlardır: Paris Şark dilleri enstitüsü direk- törü profesör Hiller Barentom, Ati na Üniversitesi “#iloloji profesörü Anagnastopulos ve Sofya Milli kü- tüphanesi Şark kısmı şefi doktor Pi- yer Miatej, Fransız profesörü bu sabah Semp- Jon ekspresle, Bulgar âlimi konvan- âlimlerimiz geldi Istanbul 22 (A.A.) — Ağustos ba- şında Osloda toplanan “Tarihten ev. velki ve tarihsel zamanlar bilgileri i- kinci arsıulusal kongresine Türkiye namma iştirak eden Türk Tarih Ku- rumu üyelerinden Profesör Antropo- log Dr. Şövket Aziz Kansu ve Arke- olog Remzi Oğuz Arık evvelki gün memleketimize dönmüşlerdir. Genç â- limlerimiz bu kongreye Türk Tarih Kurumunun geçen yıl Alacaöyükte başladığı hafriyatta çıkan kültür eş- yası ve İskeletler hakkında çok şaya- nr dikkat tebliğler yapmışlar ve teb: liğler kongreye iştirak eden bütün dünya âlimleri tarafından büyük alâ- ka ile dinlenmiş ve âlimlerimiz tebrik edilmiştir. Bu tebliğler o kadar alâka uyandırmıştır ki, murahhaslara ay - rılması mutat olan bir çeyrek saatlik zaman umumi arzu Ve Israr Üzerine uzatılmış ve Arkeolog Remzi Oğuz Arıkm hafriyatta bulunan kültür eg- yası üzerinde projeksiyonla verdiği i- zahat iki saat devam etmiştir. Dil tarih ve coğrafya fakültesi talebesinden alınacak harçlar Ankara, 22 (Hususi muhabirimiz- den) — Ankara dil, tarih ve coğraf- ya fakültesi talebesinden alınacak kayıt, tahsil, imtihan ve şehadetna - me harç ve ücretlerine esas olmak üzere kültür bakanlığınca bir tarife hazırlanmıştır. Listeye göre mektebe yazılma üc- reti 3 liradır. Okuma ücreti 10 lira- dır, Birinciteşrin, İkinci kânun ve pi sanda 10 olmak Üzere 3 taksitte 10 siyonelle, Yunanir profesör de Polon- ya vapurile geleceklerdir. | A nini İndirmeyi, hayvan naklind. nühim rolü olan navlun ücretle tini azaltmayı da unutmamalı v *elki de ilk iş olarak bunu temiz etmelidir. Yoksa, bir taraflı bir müdaha Tira, imtihan ücreti her yıl mayıs &- yında verilmek şartile 3 Hira, şeha - detname harcı 15 liradır. «e GAtlerde KUÇUK Dr üCüzlame temin etse bile, bunun geçici ol- masından korkulur, Halka ucuz et yedirmek için meseleyi bu cepheden mütalca etmek gerek tir. rr az « " ğ “FELEK . Viyana ? Viyana, 77 Ağustos Yiyanayı bir pazar giinü ilk gör- düm. Bana bir ihtilâl şehri manzura- Isı gösterdi. Sokaklar bos, kapılar ka- palı, pek az araba ve hiç ses yok. İ Londrada bir pazar günü bir so- kakta bir çeyrek bir tek adama ras- | lamadan gezmiştim. Ve canlı olarak bir tek kedi görebilmiştim ama sine- | malarla bir hay ve huy şehri diye göre göre hayalimizde çok hareketli tasavvur ettiğimiz Viyanayı böyle görünce kırıldım. Bereket ertesi gün şehrin damarlarında biraz kan dolaş- , maya başladı... Viyanada bizim memnun olacağı mız iki şey var: Ekmeği ve suyu. Ekmeği hangi itiyadın ve an'ane « nin tesiriyle bu kadar iyidir bilmiyo- rum. Lâkin suyu hakkındaki efsane- İ yi size yazacağım: Avusturya imparatoru Sultan Azi- zi ziyarete geldiği zaman imparatori- çe böbreklerinden hastalanmış, ken- disine Çırçır suyu içirmişler, istifade etmiş ve memleketine döndüğü za - man Viyanada o zaman içilen Tuns suyundan başka bir su aranmasını emretmiş. Aramış (aramışlar ve bu- gün Viyanalılarn ice içe doyamadık- ları suyu bulmuşlar ve bilmiyorum | kaç milyon altın sarfederek sehre xe tirmişler. İmparator pek memnun ol- muş ve şehreminine bu suya ismini koymasmı emretmiş. Şehremini bu / &te kendisinin hiçbir emeği olmadı- ğını, suyu mütehassısların bulduğu- nu, mühendislerin getirdiğini söyle « miş. Fakat imparator ısrar edince: — Şevketli! mademki bu su için bana bir şeref bağışlamak İstiyor- ! sunuz. O halde emrediniz, suyu içen- ler bardaklarını doldururken taşırsın ve öyle içsinler. İmparator bu arzunun gayesini an lamamakla beraber şehremininin ar- | zusunu is'af etmiş ve böyle bir ana- ne © zamandanberi kurulup gitmiş, O zamandanberi suyu taşırarak ve- rirler ve sebebini soranlara bu (le- jand)ı anlatırlar, Böylece şehremini suyu ismini koymaktan daha fazla bir nispet temin etmiş. Viyananm suyu tatlıdır ve mildrir- dir. Bununla Viyana için propazan- da yapıyorum sanmaym. Çünkü Vi. yana ucuz bir yer değildir. Berlinde pılıpırtı adam görünmez. Burada var dır, Sokak kaldırımları tamir eden ameleler çıplak çalısrlar. Şehirde merhamet, muavenet, şefkat gibi sıh hati yerinde eemiyetlerle görülen kollektif bağlar geçsemiş görünüyor. Alışveriş az, müşteri az, hareket #s- dır. Galiba Viyana da müstakbel ge- lişmesini İstanbul gibi (Torizm) de arıyor. Viyann fakirdir ama gönlü gani- dir. Berlin Viyanaya nazaran çok zengindir ama (o cimridir. Viyanada fıskiyeler, çeşmeler harıl harıl akar. Berlinde su içmek için ağza doğru fışkıran ufak fıskıyelerden baska n- mumi musluk görmedim. Bu fıskıye- ilerden de bir bardak değil, bir kaşık su almmaz, sade ağız çalkanır. İs- i tanbuldan getirdiğim parayı Berlin- de bankadan almak istedim. Günde 100 mark hesabiyle damla damla verdiler ve paramı bana müteaddit taksitlerde ödediler. Tıpkı içme fıs- kıyeleriyle damla damla su verdikle- ri gibi. Viyanadaki bank aparamı defaten ödedi. Ren bu hâdiselerden milletle- rin karakterlerini okumıya çalışıyo” rum, Belki Viyana yaşamak için — Avusturya ile birlikte — Alman- yaya iltihak edecektir, Lâkin bu, fa- kir düşmüş bir aile kızının zengin ve dürüst bir yaşlı kocaya ovarmasına çok benziyecektir. Sıcağı o sıcağına gördüğüm Berlin ve Viyananm Üüze- rimde yaptıkları tesirler bana bu kuvvetli kanaati vermiştir. Viyanada halk daha ziyade evinde yer. Pariste, Atinada, hattâ Lom drada bunun aksinedir. Hayut Viya- nalılara göre çok, bize nazaran ol dukça pahalı olduğu için Viyanada ancak parası nispeten pahalı millet- ler geçinebilir. Viyanada arabalar ve piyadeler hep soldan gider. Londrada olduğu gibi Pariste, Berlinde sağdrr gider; İ bizde olduğu gibi Viyanada da tranı- vaylarda iki türlü bilet vardır. Biri. si araba değiştirildiği halde kıymeti- ni kaybetmiyen biletler, Bunlar bi- (Lütfen sayfayı çeviriniz) abi ilikinki at in ni 2 İN

Bu sayıdan diğer sayfalar: