23 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

23 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 28 İİ Onun kalbini, kafasını ve her şe- | Yini saran ateşli aşk hiç yanıltır muy- dı? Tosun onun geri dönmiyeceğini ve ber halde gideceğini anlamıştı: — Dur, Veli ile Mehmedide al. Yalnız gitmet... Dedi. Veli ile Mehmede işaret edince ii Benç levent bir saniyede ip merdi- İ Venden kayarak sandala atlamışlar- | dı. Dertli Hasan hızlı hızlı ve soluk 80 luğa kürek çekiyordu. Mehmet onun elindeki küreğin tekini ald. Ayni zamanda Veliye baktı: — Ötekini de sen si, Hasan bize Yol göstersin!... İ Hasan, arkadaşma hak vermiş he- Men sandalm baş tarafma geçmişti. — Daha hizir.. Haydi yoldaşla- rım... Daha hizi Sanki yalvarıyordu. Gittikçe yaklaşıyorlardı. Sandal şimdi daha iyi görünüyor. du, Onuh içinde biri kara diğeri beyaz- İ iki insan vardı ve âdeta boğuşu- Yorlardr. Kara insan beyaz insanı İkide bir sandalm içine yuvarlıyor, hemen küreklere (sarılarak ıssız ve Yalçın kayalıklara doğru uzaklaşmı- Ya çalışıyordu. Lâkin bu hal ancak bir iki dakika sürüyordu, çünkü san dalm içine yıkılan beyaz insan bir. denbire doğruluyor ve diğerine h *um ediyordu. Birdenbire ikisi de oldukları yere Yıkılır gibi oldular. Sandal çalkandı. Devrildi, Yeni ve korkünç bir çığlık duyul- Bir homurtu bu çığlığa karıştı. “blkmünü verdi: — Bü da Anskarın sesi... O uğur Buz heriftir bu... Kaçırıyor. Zaten bakışlarından fenalık akıyordu. İki leventten birinin yerini ve elin- | deki küreği aldı. | Bütün kuvvetiyle asıldı. — Çabuk olalım, yetişemezsek bo- Ur... Aralarmda ancak elli altmış adım Yard, Sekiz on hamle ile bu uzaklığı aş- alar, Burası kıyıya ancak on beş yirmi Adım kadardı. Anskarla Estrid suda boğuşuyor- Fükat genç kız hemen hemen ye- Ailiyordu. Anskar onu kıyıya doğru sürük- yordu. Dertli Hasan daha çok dura - Madi. Başından külühmı, srrtmdan **bkeri, belinden de kuşağı ile silâh 1 bir anda çıkardı. Yalnız bir bi- Sağını ağzma alarak denize atiadi. Anskar avmı sürükliyerek kaçı- Yor, o da kovalıyordu. Bir aralık genç kız düşmanmm €- İlden kurtuldu, kasabaya daha ya- Kin tarafa doğru yüzmeye başladı. | , Anskar onu “yeniden yakalamak İ çin koştu, Fakat Dertli Hasan onun İ ğına bir yumruk attı ve geriye | rtattı. Veli ile Mehmet te yetişmişlerdi. İ Anskarı kollarmdan tutarak san- | “üz çekmek istediler. Danimarkalı genç adam sandalm Kenariarma sımsıkı tutunmuştu. Sandal devrildi. levent kovalıyorlardı. Ey Strada Estrid artık son kuvve- ka İ de kaybetmişti. Başı döndü, kol YI Ve bacakları gevşedi; kendisinin yun dibine kaydığını hissetti, Göz- b önünde ışıktan halkalar biri- girerken silkindi. © akin suyun yüzüne çıkmış olsa a 9U yakm kıyıya gitmek için hiç Wveti ve timidi yoktu. leceğini anladı. Kendisini olduğu gibi bıraktı. kat tam bu sirada Dertli Hasan e etişmişti. ta VVVetİİ pencesiyle onun kolundan muş, suya gömülmesine vakit br- | Simdi suda bir kavga başlamıştı. | oskar kıyıya doğru kaçıyor ve) rakmâkıştı. Genç kız kendisini yeniden topar- ladı ve silkindi: — Anskar, beni bırak., Senin eli- ne düşmektense... Dertli Hasan onu bırakmadı ve ce- vap verdi: — Ben Anskar değilim, Seni kur- tarmıya geldim, Estrid durakladı. Hasanın sesini tanımıştı. Vapurda ondan gördüğü güler yüz ve iyiliği hatırladı. Hasan genç kızın üstüne saldırmak, onu üzmek gibi şeyler de yapmamıştı. Hattâ onun beri Ren arazisinde kışlalar ve di; askeri inşaata hararetle devam eti mütaleasındadır. Bu mehafilde 8 lendiğine göre, - Almanyanın Baltık denizindeki bahri hazırlıkları eh bü- yük bir faaliyetle idare edilmektedir. Bazı siyasi müşahitler diyor ki: “Alman matbuatınm Rusyaya kar- şı ani hücumları, Rus - Fransız it- tifakımı bozmayı istihdaf eden Al maan diplomasisinin esaslı hatları da- Yilindedir. Hitler Almanyası. simdi İngiliz ve Fransiz efkârı umumiye. sinden bazı hizipleri heyecana düşür- mek ve Moskovanın ibtilâlei tema - yüllerine karşı itimatsızlık hissiyatı uyandırmak için İspanya hâdisele - rinden istifade etmektedir.” Diğer bazi siyasi müşahitlerin tah minine göre, bu matbunt hücumu, Vilhelmştrase tarafndan değil, nas- yonal sosyalist partisi tarafından İ- dare edilmektedir. Ve Nuremberg na bakışlarındaki manayı da az çok an») Almanların bir iddiası — Yazan : Kadircan Kajı — Bir aralık genç kız düşmanının elinden kurtuldu | kasabaya daha yakın tarafa doğru koşmaya başladı lamuştı. Bunun için onun elinden kur tulmak arzusu, bile bile ölüme Tazı olacak kadar değildi. Ölüm korkusu onu oldukça uysal yapmıştı. Dertli Hasan arkaya göz atınca kendi sandallarının da devrildiğini, hattâ Veli ile Mehmedin Anskarı 2- ralarma alarak karaya doğru yüz- düklerini gördü. Danimarkalıyı ora. ya götürüp bağladıktan sonra içle- rinden birisinin yeniden denize gire. rek, devrilmiş olan sandalı getirece- ği, çevirip boşalttıktan sonra hep beraber gömiye dönüleceği anlaşılı- yordu. (arkam var) Ruslar garp sınırında tecavüz hazırlıyormuş Berlin, 22 (A.A.) — Berlin ecnebi |zi kongresinin açılması arifesindeki- mehafili, Almanyanm bir hudut üze- rinde kışlalar yaptırmaya telmih et- mekten çekinmesi lâzımgeldiği, zira, bizzat Almanyanm 7 Mart 1936 dan- ne mümasil bir hava yaralmağı İs- tihdaf etmektedir. # Berlin, 22 (A.A) — Völkişer Beo- bahter ve Berliner Tagablatte ga26-| (08- teleri bu sabahki nüshalarında kovada yapılan Alman teşebbü birinci sayfalarında büyük harflerle | tefsir ediyorlar. Völkişer Beobahter şöyle diyor: “Bu teşebbüsler, çok sarahatle gösteriyor ki; Almanya Yahudi bol- şevizminin devamlı tahrikâtmı ve Hitler ile onun hükümeti hakkmdaki mütemadi küstahlıklarını mukabele- siz kabul etmemek azmindedir, Eğer, | Madrit ve Moskova mödeni milletler Kibi bir hattı hareket tatbikine kabi- liyetli değillerse, Yahudi bolşevikler başka türlü bir ders almalıdırlar.” Berliner Beobahter yazıyor: “Temenni olunur “ki,bu teşebbiis, hayırlı bir ikaz teşkil etsin, Avrupa, Moskova radyoları neşriyatınm ma- nasmı anlasın ve bu teşebbüs, İlk ih- tar dinlenmezse, alınması zarurileğe- cek tedbirlere esas olsun.” Bolu, (Tan) vi sporcuları Boluya gelerek Bolu Halkevi sporcuları Boluda spor müsabâkâleki yapıldı Bolu ve Zonguldak Halkevleri spor takımları bir arada Zonguldak Halke- , Voleybolda evvelâ Zonguldak takı- mr kazanmış; ertesi günü yapılan ile voleybol ve | voleybol revanşında Bolu takımı ka- futbol müsabakaları yapmışlardır. | zanmıştır. Futbol müsabakası Hal- TAN Çocuk sayfası Musabakada kazananların isimlerini neşrediyoruz Geçen 8 ağustos tarihli çocuk say- famızda kazananların isimlerini dün neşre başlamıştık. Bugün de roman kazananlardan itibaren mütebaki i- simleri neşrediyoruz: Üsküdar Ihsaniye Alt sokak 84 nu- maradâ Ünver, İstanbul okuyucu- larımızdan Baysal, Tekirdağ Namık Kemal caddesi 3 numara Suat, Sirke ci 48 inci mektepten 141 İnes, Fatih, Atpazarı 13 numarada Sevim, Bursa Setbaşı Önder sokak # numarada A- li, Beyoğlu Kumbaracı yokuşu Na- mer apartımanında İzi, Mardin sske- ri hastane inzibat zabiti Bekir oğlu Kemal, Niğde Sakarya mektebinden 114 Halük, Edirnekapı Ulubatlı Ha- san sokak 46 numarada Daryo Levi, | Tesvikiye 16 ncı mektepten 74 Ay. ten, Beyoğlu Alman mektebi talebe- sinden Emeet, Sirkeci İlkbahar ber- ber salonunda Jak, Arnavutköy Sır. ma sokak 9 numarada Neclâ, Kadı- köy telefon santralı caddesi 72 nu- marada Kâmile, Heybeli Bahriyeli Şükrü Sokak 4 numarada Sina, An. kara İsmet Paşa”mahallesi Akşehir sokak 11 numarada Uğur, Maçka sal apartımanı 4 numarada Ayten, Bakırköy Küçükbağlar 6 numarada Afife, Beşiktaş Ihlamur Filya sokak 13 numarada Nedret, Birer çocuk hikâyesi kazananlar Feneryolu Yaverağa nümüra 12 de Ilhan, İstanbul 49 uncu mektebinden 3 Süheylâ, İstanbul erkek Jisesinden 803 Nihat, Gedikpaşada Hsirci Kemal cami sokak 12 numarada Mahmut, Kabâtaş lisesinden Turhan, Kadıköy Aynalı kuyruk Yoğurthane sokak No 51, Balıkesir Ekinpazarından Faruk, | Nişantaşı Teşvikiye Hacı Emin efen- di sokağında 3 numarada Neclâ, Ni- santaşi birinci yeni sokak 38 numa- rada Nezahat, Tarabya Tokatliyan o- telinde Garbis, Fındıklı Mezarlık yo- kuşu 11 numarada Mehmet, Yalvaç örta mektebinde 131 1. Dilmaç, Eski- şehir istasyonu Akarbaşı caddesi 79 numarada Mecit, Edirne su işleri mu hasibi Muhiddin kızı Umit, Nişanta- | şında Çinar caddesinde Ihlamur pa -| lanta Osman, Afyon tapu direktörü oğlu Necdet, Uşak Hüsnü Kâzım atel yesinde Reyhan, Beyoğlu Samancı Ferhat sokak 4 numarada F, İbrahim Çerkesköy Mehmet Güney oğlu Ali, j Konya tüccardan Mehmet Cebeci oğ- hu Ali. Birer kart kazananlar Edirnekapıda Ulubatlı Hasan s0- | O 9 azm MmoOnL Yazan: Steffan ZWELİG olan mülâkatı di İkinei Josef'in paris seyahati üç sebep için yapılıyordu: Evvelâ eniş- tesi olan on altıncı Lui ile erkekçe konugacak ve bu izdivaç münasebeti le vaziyetini tesbit edecekti. Ikinci se bep, yalnız hava! şeylerle meşgul o- lan kız kardeşine nasihat edecek ve devlet işleriyle biraz fazla uğraşma- sını temin edecekti. Üçüncü sebep olarak Habsburglarla Burbonlarm .dostluk münasebatını temin edecek- ü. Bu üç sebepten başka bir de ikin- ci Josefin yalnız kendi bildiği ve dü- şündüğü dördüncü bir sebep vardı: Bu ziyaretinden azami şeref hissesi- ni kendisine ayırmak ve bu. suretle kendisini ber iki tarafa beğendir. mek... Çünkü çok zeki olmıyan bu prens genelerdenberi devam eden veliaht- lık vazifelerinden — bikmiş, mi hü. kümdar olmak hevesine düşmüştü. Herkes tarafmdan sevilen ve hiirmet edilen annesi İmparatoriçe Mari Te. rez'in arkasında bir gölge halinde kalmak kendisini . sinirlendiriyordu. Gerek zekâ “ve gerek idare kabiliye- ti noktasmdan annesine çıkışamazdı. bir iş yaparak biraz dikkati kendi ü- zerine celbetmek istiyordu, Avrupâ- nın siyaset sahnesinde bu Paris #6- yahatiyle bir rol oynıyabilecekti. Eniştesiyle olan o mülâkatı takmi- kak 50 numarada Daryü, İzmitte E- lektrik malzeme mağazasında Halit, Koca Mustafapaşa caddesinde Hay- reddin mahallesinde Nebahat, Zilede | İbrahim Özkan, Bulvadinde Dirim ec- İ zanesi sahibi oğlu. Puat, Adanada| İposta kutusu-28 Naci, Mersinde Li- | | man şirketi Teslim şefi oğlu Necdet, İ İzmirde Güzelyalıda tramvay: cadde- sinde 1095 numarada (Bahaettin, Mahmutpaşada Sultan mektep | çık- mazımda $ numarada Dürdane, İstan- bul 4 Sinci mektepte 341 Beria, İs - tanbul Kiz lisesinde 101 Pakize, İs- j tanbul Erkek lisesinde 476 Celâled- din, Tokatta Kolordu hâkimi Cemil oğlu Cihat, Amasyada tüccardan Ah- met yeğeni Avni, Tokatta Memleket hastanesi operatörü oğlu Fikret, Zi- lede İstiklâl mektebinde 20 Turgut, | Nuruosmaniyede Şeref caddesinde 1 numarada Recep, Beşiktaşta Yıldız - da 92 numarada Sabahaddin, Antep. | te trâhom mücadele sekreteri kızı| Gülsen, Adana posta kutusu 34, Ada- nada demiryolları muhasebesinde Bü- lent, Fevzipaşada şube şefi Adil kizi| Şükran, Afyonda varidat direktörü oğlu Rükneddin, Antepte F. R., Pan- galtıda Halâskârgazi caddesinde Tek taş apartmanında Anthan, Samsunda hâkim Zühtü oğlu Mete, Beşiktaşta Ortabahçede Camgöz sokağında 23 numarada Burhan, Sinekli okulunda Kemal Güven, Maalkarada gazete ba- yü oğlu Haşim, Kayseride Hava rasat müdürü vasıtasile M. Önem, Maydos- ta kahveci İbrahim oğlu Necati, Kay- seri lisesinde 379 Emin, Kayseride Jandarma kumandanı oğlu İzzet, An- karada Cebeci Özsoy sokağında A-21 numarada Cahide, | —————————— / aksiliğini takınan kardeşi ninin fevkinde olarak kolay geçmiş- ti. Söz anlıyan bir adam olan ma al tncr Lui kainbiraderinin nasihatle - rini güler yüzle kabul etmiş ve ken. disine erkeklik kuvvet ve kudretini verebilecek olan ameliyatı yaptırmı- ya raz: olmuştu. İkinci Josef'in Mari Antuanet ile olan mülükatı daha nazik ve müşkül idi, Kraliçe kardeşinin gelmesini hem çok istiyor, hem de bundan çekiniyor du. Kendisine en yakm olen. birisiyle dertleşeceğine memnundu. Fakat & kinci Jösefin sert ve aksi tabiatlı bir adam olduğunu bildiği için kalbi. nin kırılmasından korkuyordu. Herkes tarafından © iltifatlı sözler işitmeye ve daima nazlanmaya alış- kın olan kraliçe bir mektep hocası tarafın. dan azarlanmak istemiyordu. Kalbi çarparak onunla karşılaştı. Fakat müilâkat tahmininden iyi geçs ti, Jozef, güzel, nazik ve sevimli kız kardeşini görünce ona aksi şeyler söyliyecek yerde İltifat etti, Çünkü yakından görüp arladığına göre kız kardeşi tahmininden daha ziyade uslu ve namuslu kalmıştı. Korktuğu şeylerin o hiçbirisi. va ki değildi Genç kadm ancak havailik ve hoppalık etmiş, fakat na- muş ve haysiyetini tamamiyle mu- hafaza etmişti. Iki kardeş arasında bazı şiddetli münakaşalar olmuş, Jo- zef hemşiresine bir hayli nasihat vermiş, fakat hiçbir zaman araların- da Kalp kıracak, haysiyet incitecek sözler geçmemiştir. Annesinin nasihatlerini tekrar et- miş ve yaptığı hafifliklerin vaziyeti İ ne ve kraliçeliğine yakışmadığmı tek rar etmiştir. Hattâ sarfettiği şu cüm- kevi Spor Alanında 3000 den fazla seyirci önünde”yapılmıştır. Oyun! her iki takımın muvazenesile alâka- | It ve “heyecanlı olmuştur. İ Neticede Bolu Halkevi takımı iki | sayıya karşı üç sayı ile kazanmıştır. | kardeşinin başına gelecek felâketi ne kadar evvelden hissettiği anlaşılıyor. “Hayatınızın mes'ut geçmemesin- den korkuyorum. Bu hal böyle de Bunü biliyordu. Bünün için parlak| leden, vaziyeti pek iyi anladığı ve| Çeviren: Rozsan A, E, YALMAN İkinci Jozef'in Mari Antuvanet ile çok müşküldü vam edemez. Eğer ıslah olmamamız yakında bir ihtilâl zuhür edebilir ve | bu ihtilâl pek feci olur!,, (Bu ihtilâl pek feci olur!) cümle sinin adeta peygamberce söylenmiş olduğunu ve pek yerinde bir cümle olduğunu Mari Antuanet on sene son ra anlamıştır. ON İKİNCİ BAP Annelik Tarih noktai nazarmdan ikinci Jo- İsef'in Paris seyahati ehemmiyetsiz | bir hâdisedir. Fakat Mari Antuanet in hayatında çok büyük bir değişik lik yapmıştır. Birkaç hafta sonra kral on altıncı Lui ile olan mülâkatın neticeleri basgösterdi: Kral kocalık vazifelerini ifa ettiği için yeni bir gayret göstermeye başladı. Halinde biraz iyilik görülüyordu. Fakat asıl kat'i netice henüz olmamıştı.Nihayet 1777 senesinin 30 ağustosunda nihat zafer oldu. Yedi sene süren bu mu- harebeden kral muzaffer olarak çık- İtr ve esasen kendini müdafaa'ötmi. yen bir. kale olan kraliçe fethedildi. Annesine yazdığı mektuplarda Ma- ri Antuanet bu hali müjdeledi ve ya- kında &nne olmayı ümit ettiğinide ilâve etti. Fakat kralı bu yeni hevesi on gün bile silrmedi, Ve gene av eğğencele- ri, kocalık vazifelerine galebe, etme- ye başladı. Anneliğini müjflelemek için birkaç ay daha beklemek lâzım- geldi, Viyanaya yazılan her mektup- ta en ufak tafsilât bile veriliyor. En ufak teferrüattan bile bahsediliyor- du. İ “Annesine bir an evvel. anneliğin! İ müjdelemek istiyordu. Fakat sara- yın doktoru bu halin yüzde yüz ta- karrür etmesini beklemenin daha doğru olduğunu söylüyordu. Nihayet İ Mayısta sefir Merey annelik haberle İrinin ümit verecek yolda olduğunu söyledi. (31) temmuz tarihinde de kraliçe çocuğun İlk hüreketlerini hissederek resmen saray halkına hâ- mile olduğunu haber verdi, Hattâ kocasına da baba olacağmı göylece şaka tarzında haber vermiş- tir. Gayet öfkeli ve abus bir tavır takmarak yanma yaklaşmış ve de- miştir ki: “Size tebbaanızdan birisini şikâye- te geldim. Karıma tekme atmak küstahlığında bulunuyor... Kral evvelâ işi anlamamış. Sonra birdenbire kavrıyarak gülmeye baş- lamış. Karısını öperken baba olmu muvaffak olduğundan dolay: kendi kendine karşı da hayranlık duymuş- tu. Bü tarihten iübâren türlü türü merasim yapılmıya başlandı. Kilise- lerde doğumun iyi netice vermesi i- çin dualar ediliyor, Paristeki başra- hip husüsi şekilde dini merasim yap- tarıyor. Doğacak çocuk için sıhhatli ve gürbüz bir süt nine aranıyor. Fi. karaya sadaka dağıtılıyor. Herkes kalben ve zihnen bu işle meşgul olu- yor.. Hele kraliçeyi doğurtacak ebe- nin kazancı doğacak olan çocuğun cinsiyetine tâbi... Erkek çocuksa, ve- Waht olabiletekse kırk bin frank üc. ret alacak, eğer çocuk kız olacaksa yalnız bin frank ücret ile iktifa ed*- cek. Tarkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: