3 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

3 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 3-9.936 IAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman © Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde herşeyde temiz, dü olmak, kariin gazetesi olmaya | çalışmaktır. > Günün meseleleri! İstanbul festivali Festivalin ilerlediğini, - kırk gün, kırk gecenin sonuna yaklaştığını gö- Tüyoruz, İlk defa geçen sene tecrübe edilen ve bu sefer biraz daha inkişaf ettirilen bu hareketi takdirle karşı- larız; bu sahada tekemmüle gitmesi İçin Belediyeyi teşvik etmek vazife- mizdir. Fakat bu işden beklenen istifade ve istihdaf edilen gaye tamamile an- laşılamıyor. Festival İstanbulluya mu, dışarıdan buraya gelmiş Türklere mi, Yoksa yabancı türistlere mi hitap e- diyor? Her üç arzuya hizmet edilmek iste. bildiğine hükmettirecek emmareler Yardır. Bazı göze çarpan hataları o- na göre tetkik edelim: Eğlenceler yabancı turistler için - 86, gün doldurmaktan başka hikmet. leri olmayan az ehemmiyetli hâdise- lerin hazfi suretile festival middeti- hin kısaltılması ve tarihlerin tesbi- tinden beş altı ay evvel işe başlana - tak, eldeki imkânları seyyah acen- taları, yabancı muhabirler, mütekâ- #if reklâmlar gibi vasrtalarla, o sıra- larda fazlaca turist çekilmesi daha İyi netice verir . Kaldı ki biraz evvel ösvramtarak Boğazm ve Adaların yaz mehtapları, blâj mevsimi, Yalova ve Bufsa gibi su $ehirlerinin en revnaklı zamanları da; bu araya düşürülmüş olur. Festiva. le turist rağbeti fazlalaşırsa, o zaman İş daha tekemmül o ettirilmeli ve san'atin, güzelliğin ,intizamm, kon - forun her kısmında hâkimiyeti te - min olunmalıdır. İçinden kıymetli dersler almabilecek bir nümüne olan Salzburg festivallerini burada zik -| redebiliriz. Bizim fçin, hattâ herkes Için, pa- halıhk rağbete engel olan bir kös tektir. Festivalden İstifade dairesini daha genişletmek için, ucuzluğa doğ- Yu gidilmelidir. Halı sergisi Şark haucıığında Türk san'at ve İhtisasının gayet büyük ve kıymetli bir mevkii vardır. Halıcılıkta malze - Me ve boya tekniği, işçilik nefaseti &ibi maddi bilgi ve kabiliyetlerimizin Yanmda bir de, temiz, pürüzsüz saf- bik ve sadelik içinde güzelliğe bürün- | Müş san'atimiz vardı ve hali vardır; bazı bakımsızlıklara rağmen o, ko- Voyca yiikseltilebilir. Tablateki boş renkleri ve şekille. Yİ, halk ruhunun safiyehi içinde basit hatlara irca ve sülize etmiş olan #an'atkârlarımız, muhitlerinin, dü- Hünme ve realizasyon kabiliyetleri - hin akislerini şekillendirmişler, © ne- İs. halılarımız üzerine işlemişler. Uşak, Demirci, Kula, Gördüs, Si- Yas, Kayseri ve sair halı merkezleri - Mizin eski ve nefis eserlerini Sultan- seccade sergisinde hayranlık- İk seyretmek kabildir. Ne yazık ki, esası bilgi ile hazırlan- Mus olan bu iş, çok ehemmiyetsiz te - noksan ve İhmallerinden do- biraz aksaktır. Birkaç lisan üze- tine kücük bir kılavuz bile hazırlan. Mamıştır, İçeri giren, mütehassıs da olsa, k çok şey anlamadan o çıkmıya Mecbur oluyor , Halılerm üzerin - İeki numaralar ve izahlar birer çir- kinlik lekesi seklinde göze batıyor. Neden teferruatı ihmal ediyoruz? İyi taraflarımızı bu kolay ve w- "ez mütemmimin uzak durmasın - dan dolayı ekseriya tesirsiz ve sönük or, Karikatür sergisi kültürünün akla hayret veren ni ve yükselişini maddi mi- yare görmek ve anlamak isteyen- « muhakkak bu sergiyi de görme- Meter, iin eski karikatürlerimizdeki | Mn'at ve niikte yolsuzluğu ile şim -| — mii zevki ve buluş isabeti "el k tezatlar gösteriyor. Bazı kari - Kn iretilerimizde, hüdiselerden mi - i | Bizim yaramazlar Buyaz arkadaşlar bana hiç gelmediler TAN Babam bahçedeki meyvg ağaçlarını kestirdi de Amerikada Demokrat fırkasının mücadele plânını hazırlıyan açıkgöz politikacıların düşündükleri BiR AMERİKALI VAZİYETİ nasıl görüyor ? merikadan bir ha - ber duyuldu: Ruz - velt tekrar Cümhur Reisi seçilecek olursa Kral Ed- vardı, Hitleri, Stalini, Mussoliniyi, Lebrönu A- merikaya — çağıracakmış. Aralarını bulmaya ve Av- rupa sulhünü kurtarmaya çalışacakmış. Arkadan ikinci bir ha- u rap Ameri- i dünyaya son bir alâka göstermesi ola- cakmış. Yola gelirlerse ne alâ... Gelmezlerse şi - mali ve cenubi Amerika- nın 21 cümhuriyeti, eski dünya dıye bir yer olduğu nu tamamile unutacaklar mış. Kendi aralarında sulh ve dostluk kurarak keyiflerine (o bakacaklar - mış... Aradık, taradık, İstanbulda A- merikan Cümhüriyet fırkasına mensup, yani Ruzvelte muhalif bir adam bulduk. Bu haberler hakkm- da fikirlerini sorduk. Diyeceksiniz ki rastgele bir Amerikalı ile mü- lâkat yapılır mr, onun düşüncele- rinin ne ehemmiyeti var? Amerikayı iyi tanısanız (böyle söylemezsiniz. Seri oimalâtmdan çıkmış Amerikan otomobiller! biri- birine nekadar benzerse ayni yolu ve fırkayı tutan Amerikalılar da düşünce âlemi bakımmdan biribi- rinin aynidir. Cümhuriyet fırkasi- na mensup birtek Amerikalile konuşmak, bu fırkanm milyonlar. ca âzasiyle konuşmak demektir. merikalıya sual sorm:ya lü- zum kalmadı. Avrupa dev. let reislerinin Amerikaya davet e- dileceğine dair olan haberi zaten karsı gazetelerinde okumuştu. Kö- pürüp taşmıya müheyya idi: — Siz şimdi böyle bir haberin ne demek olduğunu bilmezsiniz. Ben size anlatayım: Amerikada / Avrupa ve Amerika artistleri derece. j sinde parlaklıklar vardır . Maddi zatinde iyi ressam olan bir- kaç karikatüreümliz, çizgilerde ve tipleri tersim tarzmda benliklerini en İyi tebarüz ettirecek şeklin te - bellürüne doğru gitseler, daha mu - vaffak olurlar. Bir Kren, bir Trier, bir Sehefer Ast, bir Plawen neden gok beğenilir, çok aranır? Desenle- rindeki bu mütekâmil şahsiyetten dolayı. Tenevvü İse, üslübun karar- sızlığında değil, mevxuların değişikli. Zinde ve nükteliliğinde, karikatürün- de can alacak noktaları yakalamasın. Çi Her Amerikalı kadın, Avrupa devlet reisle- rinin, İngiltere K'alı, Hitler, Mussolini ve Sta. lin dahil olduğu halde Amerikaya gelmelerine bayılır. Hele. Kral Sekizinci Edvardı kendi gö- züyle görmek her Amerika kadını için bir hul- yadır. Avrupayı silk konferansını davet eden Amerika Cümhurrelei Rusmelt Cümhurrelsliği seçimi son hadde gelmiştir. Her iki fırka davanın son safhasmı kazanmak için en büyük silâhlarnı kullanıyorlar. Ruzvelt Cümlrurreisi olursa Av- rupa devlet reislerini Amerikaya çağıracağı hakkındaki şeyin işte böyle bir silâhtır. Siyasi hasımları- miz hesabına itiraf edeyim ki iyi bir ailâh icat etmişlerdir ve bunu pek iyi ve pek vaktinde kullanmış- Amerikada kadmlar müsavi su- rette rey sahibidir. Kadın münte- hipler fırkalar haricinde (o kaldığı için bunların reyi fırkalar için çok kıymetlidir. Kadın reylerini avla- mak için büyük ölçüde tuzaklara ihtiyaç vardır, Kadmların zayıf tarafları ne- dir? Bir defa çok meraklıdırlar, Alâ yişten, merasimden ( hoşlanırlar, Sonra dünya hesabmâ sulh ister- ler, Amerikanın Avrupa işlerine, cihan harbinde olduğu gibi, sürük- lenmesini istemezler. Fakat Ame- Avrupa milletlerini uzaktan bir can kurtaran simiti atam... Böyle bir vaziyete bayılırlar. . j #te Amerikada demokrat fır i kasının mücadele plânını ha- zırlıyan açıkgöz politikacılar bü- tür bu noktaları düşünmüşlerdir. Bir Amerikalı kadın, hergün ga- zetede İsimlerini okuduğu Avrupa devlet reislerinin, İngiltere Kralı, Hitler, Mussolini, Stalin dahil ol- duğu halde Amerikaya gelmeleri- ne bayılır. Hele Kral Sekizinci Ed- vardı kendi gözüyle görmek, her Amerika kadmı için bir hulyadır. Hergün kendinden bahsettiren di- ğer devlet reisleri de başka başka bakımlardan merak ve tecessüsü davet ederler. Şimdi Amerikan demokrat fır. kası, “bize rey verirseniz bütün bu devlet reislerini Amerikaya ge- tirteceğiz.,, diyince ne yapmıştır, bilir misiniz? Bir çocuğu rüyasın- da göremiyeceği kadar parlak bir ta ne tesir kalıraa Amerikanm ka dm rey sahipleri üzerinde bundan çok fazla tesir hesl edebilmiştir. Amerika kadınları, Ruzvelte rey verirlerse yaman bir oyuncak elde edecekler, vermezlerse oyuncak el- den gidecek, onra Amerika kadını sulh ister, harpte kimsesiz ka- lan kadınlarm, çocukların acısmı Amerika milleti (o unutmamıştır. (Ruzvelt) te eski dünyadaki: mil- etlerin arasını bulup onları sulha kavuşturmıya çalışacak. Fakat bu milletler adam olmaz gibi görünür- lerse kat'iyyen ısrar etmiyecek, onların arasma katılmıyacak. A- merika eski dünyaya: “Ne halin varsa gör!,, diyecek ve rahat ra- bat kendi kabuğu içine çekilecek... İşte Amerika kadın müntehibi- nin, hattâ pek çok erkeklerin ho- şuna gidecek bir program... Bunu bizim fırka düşünüp yapmalı idi!.. Fakat herhalde işin ciddiye alına- cak tarafı yok. — Peki, ya Ruzvelt seçilirse, Av- rupa milletlerin dediği gibi Ameri- kaya çağırırsa, onlar da Amerika- ya giderlerse ve bundan sonra sulh ve dostluk içinde yaşamayı kabul ederlerse Avrupa acaba sulha ka- vuşamaz mı? Yeni dünya görüşüy- le buna hiç mi ihtimal vermezsi- niz? — Size bir hikâye (anlatayım: Bir vakit bir tavşan bir tilki ile karşılaşmış. Zavallı tavşan kaça- mamış. Ha beni yedi, ha yiyecek diye tilkinin karşısında titreyip — Tavgan kardeş, hiç korkma... İşler senin bildiğin gibi değil. Hayvanlar arasında yeni bir cemi- yet kurduk. Bundan sonra hiç bir hayvan diğer hayvanı yemiyecek, dost ve kardeş bilecek. Evet yiye- ceğiz, meyva yiyeceğiz. Fakat bi- ribirimizi kat'iyyen yemiyeceğiz. Tavşan geniş nefes almış, sevin- miş... Fakat birâz sonra uzaktan köpek avaveleri gelmiye başlamış. Şöyle 15, 20 köpek bir arada hav- Iıyarak geliyormuş. Tavşan demiş ki: — Tiki kardeş... Ben bu havle- maları beğenmiyorum. Savuşup saklansak... — Hiç korkma, kardeğ.. Onlar da bizdendir. Kat'iyyen. sulh ve kardeşlik haricine çıkmazlar. Kılı- muza hata gelmez. Tavşan durmuş. Fakat içi rahat S5 3 | Tarihi Dedikodu | YÜK belet Gazeteler, Şerifpaşa konağı arsa - «nda bir eski kilise duvarı çıktığını © belediyenin arsayı İstimlâk edece- tini yazıyorlar. Şerifpaşa konağı denilen yer Di - anyolundadır. Maliye nezaretinde, *airs sefaretinde, sadarette bulun - nuş olan ve Ali Su'avi vak'asında 'ultan Hamidin gazebine uğrayarak imniye sürülen Manisalı Sadık Pa- anım konağı İdi, Feyriâti lisesi (ken yanan bu ko- nağın bir hususiyeti vardır. o Sadık Paşa Paris sefiri iken, Fransada ba- letleri görmüş, yirmi toz pembe, yir- mi limon küfü balet elbisesi hazırla- İtarak İstanbuldaki hantmefendisine / göndermiştir. Hanımefendinin. de İ genç, güzel kırk halayığı var - idi. Akşamları (o kırk o halayık İ baletlerini — giyerler, © hanıme- ifendi ve misafirleri önünde rakseder, saz çalar, şarkı söylerlerdi. İstanbulda ilk balet Sadık Paşa ko- nağmda görülmüştür. Şampanya açıldıktan sonra mı ? Giâdiston, İngiliz devletinin basve- kili bulunduğu sıralarda İngiliz do « nanmasının Çarlık Rusyasına bir ne- zaket ziyareti yapması lâzım geldi. Donanma Kronştat llmanma gitti. İki taraftan ziyafetler verildi, şenlik- iler yapıldı. Fakat ziyafete şöyle bir hâdise vu- kus geldi: Amiral gemisinde bilmü- | kabele Rus donanması erkân ve za- bitanma verilen ziyafette, şampan- ya şişeleri açıldıktan ve kafalar du- manlandıktan sonra, İngiliz amiral Inutka başladı. Örf ve âdet hilâfına olarak donanma kumandanı nutku- nu yazmamış cirticalen söylemeğe başlamıştız İrtienlen söylenen nutuklarda çok kere şürçülisan vaki olur, Nutuk söyleyen zatın ağzından bir kelime kaçar ki, yaptığı sultesiri bir türlü tamir“ kabil otinaz. o İngiliz ami - ralli de nutkunda bir parça dairei nezaketi tecavüz (oo etti; Rusla- nn dahili idarelerinii bahriyelerini tenkit etti. Ertesi gün nutku bütün İngiliz matbuatı yazdılar ve amirali tahtle ettiler: “— Nasıl oldu da, İn - giliz amiralinin dilinden nezaketi dü- veliyyeye muhalif böyle sözler çıkta!,, dediler. Bittabi mesele parlâmentoya İnti - kal etti, Bir lord, Lordlar Kamara - sında Lord Bikonsfild'den hâdise haklemda istizahta bulundu. Lord Bikonsfild sordu : “ Muhterem Lord! Teşrih ve İs- tizah ettiğiniz hâdisede, nutuk, şam- panya şişeleri açıldıktan sonra wi, yoksa açılmazdan evvel mi irat edil- miştir?,, “— Bittabi şampanya açıldıktan sönra!,, “.— Öyle ise istizahmıza kendiniz cevap verdiniz. Şampanya şiseleri a- çılıp kafalar dumanlandıktan sonra İrat olunan söz ve nutuklardan kimse mes'ul tutulamaz.,, Abdurrahman Adil EREN benden akillısın. Belki de hayvan- ların arasında sulh Ohakkındaki imanın yerindedir. Fakat benim de bir bildiğim var: 15, 20. köpek birden nekadar kuvvetli söz verir- lerse versinler, içlerinden mutlaka bir cibilletsizi, bir söz tutmiyanı çi- &ar, ötekiler de arkasından gider, ben savuşuyorum. en de bu tavşanın fikrinde. yim. Bu kadar millet biri» birine ne kadar kuvvetle sulh vaa» di ederlerse - etsinler, oâralarmda bir cibilletsizi çıkması her vakit Son söz olarak muhatabımızdan sorduk: — Bu defaki intihapta kim ka- zanacak? Sizin fırka mı, Ruzveltin fırkası mı? — Uzakta bulunanlar o Ruzvelt kazanacak zannederler. Ama doğ- ru değildir. Bizim de son saniyede kullanacağımız güzel rey tuzakla- rımız var. Sonunda kazanacağız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: