28 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

28 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rusyada bir spor bayramında Sovyet çocuklarının yaptıkları geçit re: minden görünüş İSTANBUL MOSKOVA TAHRAN Sovyet Rusyada ç-YEYAHAT NOTLARI: 7. Küçükler için Büyük işler Başarılıyor uazzam bir gi ın kapısından içeri gir- dik. Taş merdivenleri çıktık, bir ta rafı duvar, bir tarafı geniş bir bekleme holü olan bir koridordan geçtik. Hole doğru kıvrıldık, Ne müthiş bir kalabalık var, su köylerde ilk kolhozlar kurulm dar r yüksek Işin el sehirlere hicret ikiden bir Huçuk milyon olan Mo: i kavrıyanlar yi akat bütün mer - aç olduğu ve Mosko- Vâya gelenle buralarda kazanm ler. Şimdiki kadar varmış. F: yanlardan birt o ile bu idi selmiş., Arkadaşım gelen halk in dörtte üçünde çocuklu nlar yok. Masalara ve- nuş, kadın erkek tahminen dörtte Tabii bunların kısmı kadınlar. Kadınlar ş, fakat hoşunuza gi ceksiniz. Bura dakika kadar tr. ri görebili Cam bir kapıdan Dö: aralığı nı karşıda bir gihane, Yazılinenin önünde orta yaşlı bir kadın oturuyor. Kar ir çocuk tutan köylü bir & ayakta duruyor. Yandaki 4 büroda oturan kadr. er anlat- tı. Memur hem Ve kendisini takip etmemizi söyle. e doktorumun yanı. r. Ufak bir koridorda- az önlüklü, otuz, otuz bei din dışarı çık kilâtm i hem bu teş- i zamanda da çerisini gezip görmek istediğimizi anlattı. »ktor İ hem gezdiriyor. Hem de anlatıyor: — Bizim memleketimiz tür, çok geniştir. Bazan çocuklu bir kadın için üst üste on gün, se. kiz gün tren seyahati etmek icap e- divor, Gebe ve emzikli kadmlar ve i Monkotü nü ük bir kısımı da hayatlarını nüfusu dört mily lerde en büyük bay zu da istasyondaki bu müthiş kalabalığın sebebini 1 Mayıs bayramın küçük çocuklar için bu kadar uzun yolculuklara tahammül etmek, is- tirahat etmeden yola devam etmek fevkelâde müşkül oluyor. Hele ba- zan basit köy ve halk kadınları için bir istasyonda on, on iki, hattâ yir. mi dört saat tren beklemek lâzım geliyor. İşte o zaman bizim teşki. lu bir kadm için bu müe3s6s6 daj- ma açıktır. 'Trenden İndi mi, kaç saat için o- lursa olsun, hemen buraya gelebi, 1 kapımın önündeki büro cuğumun adı ve nereden nereye geldiği kaydediliyor. Ondan sonra şü gördüğünüz gişenin önün Ve annenin şu © a çocuğunu ayırırız, Çocuk sıhhi bir muayeneden geçer, sari bir has talığı olup olmadığı anlaşılır. Bğer gocuk sıhhatli ise . ekserisi sıhhat, lidir . hemen buradan banyo oda- #ına götürülür, Orada tartılır. Buyurunuz, size oralarını göste- reyim. Yalnız şu beyaz pelerinleri omuzunuza almak lütfunda bulu. nunu. Bize verilen beyaz pelerinlere bürünerek ve paltomuzu orada bi- rakarak, i ğimiz bir banyo selonu. Küçük banyolar var. Bunların bi- rinde biranne çocuğunu yıkıyor. Ötede bir hemşire yine mini mini bir bebeği tartıyor. Yıkanan ve tar tılan çocuğun her ikisi de ne kö dar gürbüz... Küçük çocuklara karşı duydu. gum 7âf beni yanlarma çekiyor. Pembe yüzündeki mavi mavi gör lerinin içi gülen altı yedi aylık yav- ru, Tam sıhhatli bir çocuk tabiii. ği ve neşesile yüzümüze gülüyor. i oradan çıktık. Bir baş- ka odaya girdik. Burada câ- mekânlar arakasında teker teker konulmuş bir iki şilte ve çocuk karyolası var, fakat içinde bir tek çocuk yok, — Burası sari hastalıklılar için, diyor. Fakat bugün hiç bir hasta- miz yok... Yandaki bir kapıyı açtı, Küçük bir oda... Bir şezlongun tzerinde gebe bir kadın arkası üstü yatıyor. Bir koliyle yüzünü örtmüş, doktor "Yazan: Suat Derviş nana 7 Moskova sokaklarında anneler günü izahat veriyor: — Uç gündür yolda imiş, bu ka- dm.. Hem gebe, hem de iki yaşın. da bir çocuğu var. Tren kendisini çok rahatsız etmiş, Daha dört gün- rmış, Fakat bir gün bu. ahat edecek. Akşam saat ize geldi, çocuğu yalıyor zenç anneye yakl katle omuzunu ok; — Nasıl olduğunu sord: Karnında altı kül biry 'ydir. Tren çok tat - ş onu. D oktor büyük bir buz dolabı- nı açıyor. Burada yanyana dizilmiş sterlize süt şişeleri var; — Bunu kadınlara veriyoruz, di- yor, bu suretle temiz süt bulabili rlar, Şimdi yatakhanedeyiz. Mini'mi- nilerin yatakbanesi, Her Yanında bir de Şezlong Sez. longlarm üstünde anneler uzanmış yatıyorlar. Yahut ikisi, tiçü bir ara ya gelmiş konuşuyorlar, Doktor: — Bu çocuklara nel. biselerini veriyoruz, diyor, Kendi el biselerini dışarıda bırakıyoruz, Bir başka Salöna girdik, Burada Yalnız çocuk Yatakları. Anneler yol — Bunlar birkaç saat burada kalacaklar. Onun için annelere mah atak, şeslong filân yok. Bü- asyonun başka bir kısmına İ gittik. Burasi beş yaşmdan on İki, on üç yaşıma kadar olan ç0- cuklar için. Evvelâ bir salona girdik. Bu sa- lon çocukların yemek salonu. Du. varlar güzel resimlerle dolu. Ço- cuklar tarafmdan yapılmış resim- ler. Kenarda şair Puşkin için kü- çük bir sergi. Çocukların, Puşki nin eserleri hakkmda yazdıkları tenkitler ve onun eserlerine alt yap tıkları resimler. Duvarda Stalin Yoldaşın çocuk kucaklıyan resmi. nin küçüğü. Duvarda annelere, ço- ' Hava Ordumuzda Ç sirehirde Hava okulu- nun yıldönümü tören- lerinden sonra şehre dönüyor- duk. Okul Komutanı sordu: — Bugünlerde talebemizden bir kısmı tek başlarına uçmıya başlıyor. Yarın sabah erken- den meydana gelmek ve yeni kanatlananları görmek ister misiniz? — Elbette isterim. dedim, Bura, ya bunu görmiye geldim. Sabah istediğiniz saatte hazırım. Alt: buçukta yola çıkmayı ka. rarlı atardık. vardığımız zaman İki kişilik bir tatbikat tayyaresinin bi- zi beklediğini gördük. Geniş mey. dan talebe uçuşları için ayrılan ku rı biribirinden uzak olduğu uçarak dolaşacaktık. Her uçuş imkânı benim için yeni bir fırsat azır duran kıyafete büründüm: Deri ceket, deri başlık, gözlük, eldiven... Böyle kısa uçuş için paraşüte Hi. zum olmadığını düşündüm. Fakat paraşlitsüz uçuş yapılamıyacağna dair eskeri kaide varmış. Bu aske- keri bir kaide mür kaşa kabul edemezdi. Paraşütün ş6- Pitlerini kollarıma, bacaklarıma kopçaladılar, Bu defaki paraşütlm râsıtlara mahsustu, Kocaman pa- torbasmı bir anda göğüste Ki iki yaylı kopçaya geçirmek ve- ya tayyarede vazife görmiye mâ Hi olmasın diye çıkarmak ve otu- rulan yere koymak mümkündü, Tatbikat tayyaresinde râsıt yerl ne'yerleştim: Bindiğim hu tayyare Kayseri “fabrikasınm elinden çı- kan bir tayyare idi, Motörden baş ka her kısmı Türk işçileri tarafın- dan yapılmıştı. Râsıt yerinden müteharrik ma- kibeli tüfek yerleştirmek üzere, in- ce ince tertibatlı bir madeni daire vardı, Makineli tüfek yerinde de. gildi. Fakat ateşleme vaziyeti âşi. kârdr. Tı re meyaan üzerinde yol ken, ben bugünkü mâ- nada hârbin ne demek olduğunu düşünüyordum: Bir tayyare için- | de, veya bir top ve tüfek başında vazife gören bir insanm yaptığı İle filân ve falan nevi eşya istih- saline mahsus bir makineyi işle- ten işçi arasında ne fark var ? İkiside kendisine verilen bir vazl- feyi Yapıyor. Ikisi de önün- deki makine ve cihazı işletme- nin vereceği neticeleri düşünmez. amm EŞ | cukalara basu bakmak lâzimgeldi- gini gösteren küçük resimler, bir | duvar gazetesi, el ile yazılmış ve re simleri de elde yapılmış. Bu gazete İ buradan gelip geçen çocuklar tara- fından çıkarılıyormuş. Yan odaya girdik. Oyun odası. Bir kenarda çeşit çeşit oyuncaklar. k oyuncak mağazalarında ek tenevvü ve bollukta, Kar şıda bir sahne, bir piyano. Fakat bu salona da yatak koymuşlar. Ya- taklarda sekizer dokuzar yaşında kızlar ve erkekler yatıyorlar. Ya, nında bir yatakhane dahâ var. Bu- rada on İki, on üç yaşında kadar çocuklar var, Doktoj İ o — Bunlar biraz zayıf oldukları İ için Kırıma bir sanatoryoma giden mektep çocukları, diyor. Bugün biz de yetmiş kadar var. Onun için o- yun odasma da acele yataklar ko; duk. Bu gece burada yatıyorlar, yi- yip içiyorlar. Yarın yola devam ©. decek'er. — Bütün bu şeyler için bir ücret var mı? diye soruyorum, Doktor gülüyor: — Hayır Madam, diyor, bu nevi geyler için Ücret almmaz. Bizim için hakiki servet çocuklarımızdır. Onlara iyi bükmak için ne kadar çalışsak, ne kadar fedakârlık et- sek bize az geliyor, Henüz Kanatlanan Yavru Pilotlarımız Genç hava zabitlerimiz karada ve havada hep şalışıyorlar Ahmet Emin YALMAN ve bunlardan mes'ul olamaz. Bir tayyare ve toptan çıkan 7 lân ve falan yerde duran insanları öldürecek veya yaralıyacak, bütün bir aileye ve muhite ıstırap saça- cak. Fakat bu harekette bulunurken tanımadığı, bilmediği insanlara 15 tirap vermek istemiyor. Yalnız bir etiğe basıyor ve bir vazife yap « Yüzbinlerce, milyonlarca fe mihaniki hareketlerinden do- ğan bütün acıların ve ıstırapların bir tek mes'ulü var: Oda Aarruz harbih: karar veren ve sulhü bozan adam veya adamlar... Harbe mahsus bir âletin içinde, icabında harbedecek bir mahsus yerde uçarken, hep gözüm inde harp sahneleri dolaşıyor, zihnim harbin mânasına ve me uliyetine ait düşüncelerle meşgul oluyor... ir noktada yerde bir kalabalık görülüyor. Bir taraftan bize bay. rakla işaret veriliyor. Komutan, birkaç ustaca devirle tayyaremizi yere oturtuyor. Biraz hız aldıktan sonra kafilenin önünde duruyoruz. Bunların arasnda uçuş k tinde talebe ile çoğu ayni kıyafet! muallimleri farkediyor din bir ta- askere lindeki listeye göre uçuşla. rı idare ediyor. Ayrılan sahan bir tarafında henüz tek başma uçamı. yacak talebe var. Bunlar çifte ku. mandalı tayyare içinde öğretmen- le beraber uçuyor İnerken ve çikârken musilim vaziyeti idare 6- diyor, Fakat diğer tarafta iki günden beri kanatları açıp yalnız: talebe var. Muallimler, yav ilk uçuran &nne kuş gi ve şef- katiyle hareketleri takip ediyorlar. yere inince bir çok yürekler geniş nefes alıyor. Birdenbire heyecanlı bir sani; Bir tayyare yere yaklaşıyor. Mey. danm meyilli bir tarafına tekerlek- leri sürtüyor. Fakat bu meyili he- saba koymamış. Tayyare müvaze- nesini kaybediyor. Bir an bir tek tekerlek üzerine kalıyor, Bundan sonraki anda ne olacak? Herkes dehşet içinde bakıyor. Us- ta bir tayyareci bile böyle bir teh. likeyi güç idare eder. Tayyarenin başaşağı dönmesi, belki yanması ibtimali var. ve iki gündenberi tek ba. gına uçan yavru tayyareci, umulmaz bir soğukkanlılık gösteri- yor. Bir an içinde tehlikeyi takdir ederek tam gaz veriyor ve havala- nıyor. 'Bu korkulu maceradan sonra mü vazenesini kaybedecek mi?-Yoksa yere inmeye muvaffak olacak mr! Öğretmenler biribirine genç pilotun ismini soruyorlar, Aldıkları cevap üzerine milsterih oluyorlar. Diyon. lar ki — Mutlaka aklı başında kalır ve selâmetle yere iner. Bu teminata rağmen tayyarenin havadaki hareketlerini korku ile ta kip ediyoruz. Biraz sonra tayyaro » yere iniyor. Tek taraf çarptığı zaman yalnız lâs. 1 Yeni kanatlanan ancak en basit uçuş © şartları içinde dümdüz vazifeler y j hayret ves rici bir soğukkanlılıda vaziyeti ida | re ediyor ve kendini ve i ni kurtarıyor. Bundan sonra ikinci bir tay de ayni noktada ârl timali geçirince uçuş igare! ri değiştiriliyor ve saha meydanı düz bir kısmına geçiriliyor. paraşiitümüzü ve tekrar ha uçuş için beni dolaştırıyo ekrar kıyoruz lanıyoruz. o Kom almam biraz hevesim hir üstü bir grüp pya larını heyecanlı macera has ber alıyorum iki gün evw bir pilotumuz avcı tayyaresile İh valanıyor. Tam yerden kalka yare uçurularak ârrzalı tayy nin etrafında dolaştırıyor. Yerği makinistler ellerine lâstikler rak tayyareye doğru uzatıyorig ve işaret ediyorlar. Bir taraftan d teş söndürme ve hasta otomoli anıyor. i yeti görüyor ve Bu tehlike karşısında en 1 deposunu yere gi ması ve yangın tehlikesinin önü ere düşürülecek 8 yapıldığı ülât yok. kat soğukkanlı Türk pilotu ne o kadar tarak millet malını israf etmiygi z olmuyor. Sayısız devirlerle ve zikzak uğ larla sürat ve hız kaybediyor. hayet yere tayyaresini öyle biri rette oturtuyor ki lâstikler ol masma ve kuru cant Üzerine mesine rağmen tayyareye ve pil hiç birşey olmuyor. O gün bütün bayram, arka Isrı yeniden dünyaya gelmiş g bayram ediyor. ünümü ta; da geçiriyorum. Bundaj vel yazdığım gibi Dersimden pilotlarla konuşuyorum, Bay biha Gökçenin öğretmenli lâkat yapıyorum. Akşam dörde doğru “talihi (Lütfen sahifeyi çeviri

Bu sayıdan diğer sayfalar: