21 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

21 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

65,000 dolar verildiğ' takdirde profesyonelliğe razı olacağını açıkça söyliyen 1 numaralı tenisçi Donald Budze 1 Numaralı Tenisçi de Profesyonel Oluyor | YAZAN: EŞREF ŞEFİK ) Dlnyanm İ numara amatör tenisçi si Amerikalı Dona'd Budge'de İngiliz Perry'nin mecbur olduğu profesyonel Vğe doğru g diyor. Amerikaya Davis kupasını kazandıran Budge profesyo. nel olmas: için teklif edilen 45,000 do lara razi olmadığını 65.000 verilirse amatörlüğü birakabileceğini gazete - elere söyledi. 1 numara tenisçiye 45.000 dolarlık teki fi yapan organizatör de genç A- merikalıyı nasi çalıştıracağını bildi. rerek vaziyeti iyice aydınlattı. “ — Budge'i profesyomel yapmak sti. yen adem diyor kis ii ».- Ingiliz Perr'yi profesyonel olduğu saman küçük sahalarda pahalı duhuliye- W maçlar tertip ettik: Bu sefer Budge ile başka ekilde müsabakalar tertip ede- eeğim: Tilden, Perri ve Budge'un yapa- takları maçların büyük futbol sahala- rında hazırtıyacağım: Duhaliyeler çok ucuz olacık: Bu suretle tenis merakı ar- tacağı gibi, özha fazla kazanç ta temin edilmiş sincaketır:,, Şu sözlerden 1 numarak tenisçinin şrofesyonelliğ nin bir emrivâkı oldu. ğunu anlıyabiliriz. Sivrilen her amatör tenisçinin pro fesyonel oluşunu münakkıtler epey zamandır tetkik etmekte idiler. Ame. rikalınm bu son kararı profesyonel - Amatör meselesinin yen den hararet. le münakaşa edilmesine yn! açtı. Sporların ve sporcu sınıfların cemi. yet hayatında yaptığı muhtelif tesir. iri iyi tahlil etmek şöhretini kazan. miş büz muharrirler, teniş yıldizları- nın profesyonellikleri işindeki mesu- Uyeti şu gekillerde tarif ve taksim edi yorlar: "Tenis amatörlerinin profesyonel ol. malarını bir zaruret haline getiren, a. maâtör federasyonlarla, raket sporu - nun bizzat kendisidr. Dünya gençliğini terbiye vastatati le daima yükselmiye teşvik ediyoruz. Bir çocuğu hayatımı daha geniş ka zanmak, rahatmı daha ziyade temın elmek .çin okutuyoruz, bir mes'ek sahibi yapmakta çabalıyoruz da ilk selmiş bir tenisçinin daha zengin bir bayata kavuşmak arzusunu neden ta. bil bulmuyoruz?.. Diğer para getir 1 meslekler gibi mademki tenisçi'ik te servet temin ediyor, ondan istifade hakkını, seyahatlerinden keyif alma cihetini neden oyunu oyniyana haset miyelim de 'darecilere taksim ede - “lim?.., Birinci smıf bir tenisçinin yaptığı seyahatlerin lüks şartları içinde men. sup olduğu milleti hem sahada, hem saha har'cinde şerefli bir surette tem sil edebilmesi için milyoner olması lâ zmdır. Dünyanm en pahalı otellerine ve en süs'ü hayatı İçine attığımız ama-|. tör ten'sçiler, tanıştıkları zengin » damlar yanmdı oyunculuklarile te min ettiklerr -mevkli hayatlarile'de devam ettirmek istemeleri bir zaru - ret değil midir?. ” Biz, senenin altı ayını çalummıyarak 51 da biliyoruz. Amma ne yapalım ki, amatörlük şartları bu fedakârlığı em rediyor, Ne yapıp yap #enemin altı a. yını milyoner gibi, yarısını da bildiğin ve becerdiğin g.bi geçirmek mucizesi n: göster. Bu hususta en doğru bir neticeye şöyle bir hükümle varabiliriz: Ya tenis gibi zeng n sporlarmı, zen gin ailelere tahsis etmek kararın verir ve bu kararı nizamnameye ko . ruz. Yahut yüksek teniste amatörlü. ğün kab'l olamadığını kabul ederiz, e r Klüp Birleşmeleri Ankara, 20 (TAN) — Faaliyet gös termediği ileri sürülerek. “kapatir Güvençspor klübü Azaları Ankara Gü ne$ klübüne ütihak etmiştir. Ayrıca bu seneki (iğ o maçlarında büyük bir muvaffakıyet gösteren An. karaspor klübünün de bugünlerde Güneş klübile birleşeceği söylenmek.e dir, Bu takdirde çok kuvvetli bir fur bol takıma istinat edecek olan Gü neş k'übü şild maçlarına kuvvetli bır kadro İle iştirak edecektir. Ankara Kupası Maçları Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Günes kiinlerinin senelik masraf “arınm yüksekliğini ve p raya olan .n tiyaçlarını yakından bilen Fenerbah. çe klübü relsi Bay Şükrü Saraçoğlu dört klüp arasında bir turnuva terti bine karar vermiş ve umumi merkeze müracaat etmiştir. 'Bay Şlikrü Saraçoğlu maçm galibi. ne ver ilmek üzere “Ankara kupası. adıyla bir kupa koyacak ve maçlar bir devrelik tiğ maçları ve puvan usulle olacaktır. MEMLEKETTE: Erzurumda Spor Erzurum (TAN) — Vali ve mmta. ka reisi Haşim Işcanın başkanlığında muıntakamız bütün spor : ajanlarile klüp murahaslarmdan mürekkep o kongre aktedilmiştir. Bu kongrede Erzurumun spor faaliyeti tespit edi- lerek bir program hazırlanmıştır. Kışı kayak, voleybol, güreş ve boks sporlarına ehemmiyet verilecek ve yağın kuvvetli bir futbol, bisiklet, tenis ve atlet ekipi kurulacaktır. Spor Şubelerine lâzım olan malzemeler 8. pariş edilmiştir. Bu sene kayak sporuna çok rağbet edilmekt “dir. Şimdiden 50 den fazik kayakçı her hafta muntazaman çal: maktadır. seyahatlerde g içiren vasat bir ailenin çocuğuna nizamname ağzından nas. . batler veriyor ve diyoruz ki: — Senin sü <ceğin havat bir mily. Ber ve bir mirasyedi hayatıdır, “Senin zenzin bir afleden olmadığı. 29 e N Liseler ç | Arasında , Müsabakalar £ Beyoğlu Halkevi, Üseler ara $ sında tertip edeceği atletizm mü / sabakalarmm tarih ve yapıda. g cak yarışların nevin tespit için g liselerin beden terbiyesi hocala. / rile beraber bir toplantı yapmış # tır. Bütün İiselerin istirak ede / ceği bu müsabakalar 23 ve Yy / nisan tarihinde Kadıköy stadın. g da yapılacaktır. / Program, 100, 200, 100, 800, / 1500, 3000 metre koşulara U. g zum, yüksek ve sırıkla atlama, ç Nİ , | TEE gülle, disk, cirit, ve bayrak ya- rışları olarak tespit edilmiştir. Müsabakalara her Hise iki at. letle iştirek elerek ve bir'aci - ion altncrya Kadaf puvan ve. Tecektir, Puvan hesabi'e birire' 0'er Ni seve Beyoğlu Halkevi tarafım. dan bir kupa verilecektir. İİ FUTBUL: Istanbul a. Muhteliti siye Gidiyor Istanbul muhteliti, Ankara muhte. litile iki maç yapmak üzere bu ak. İ şam Ankaraya hareket ediyor. Uk | maçını cumartesi, 'kinci maçını pazar günü Ankaranın şehir stadında, ya- pacak. ş Futbol ajanı ile Beşiktaş k'übü ida reciler arasmda, son Bükreş maçma çağırılan oyuncular yüzünden hir ihti lâf çıkmış olduğundan bu muhtelite Beşiktaş klibinden oyuncu çağırılma mıştı. Diğer klüp oyuncularından ba. zıları da mazeretler ileri sürerek An. karaya gidem yecek'erini bildird'kle. İ rinden müktelitin Ankaraya gitmesi it Ba er ajanlık alâkadar klüplerie.bizsat te. masa geçti, p Nihay€t evvelden gitmek istem'yen oyüncuların bir kısmını muhtelit kad İ rosuna katmak imkânı elde edildi. ha İ kiki ve kuvvetli bir Istanbul muhte- İ iti olmamakla beraber yine bir muh telitin Ankaraya girmesine muvaffak olundu, İ Giden takımın en mütecanis tarafı son rilidafaayı teşkil eden Cihat — Faruk — Reşat hattıdır. Muavin hat tına M; Reşadın iltihak: herhalde le. himize kaydedilecek bir avantajdır. Fikretin de merkez muavin oynatılma « düşünülüyormuş. Hücum hattına gelince; bunda her kes b'zimle beraberdir ki, götürülen muhacim hattı oyuncularınm bazısm dan yüksek ayarda oyuncu bulmak her zaman İçin mümkünüür. Necdet, Muhteşem, Melih, Haşim, Bülent şeklinde dizilecek olan muha cim hattma belki mükemme) denile. mez, fakat kuvvetsiz ve İş göremi”e cek bir şekildedir de denilemez. Fenerbahçe - Beşiktaş Fenerbahçe ve Beşiktaş klüpleri 8. rasmda geçen bayram Kadıköy sta. dımda bir dostluk maçı vaplmış ve bu karşılaşmanın revanşının da mü sait bir zamanda yapılması karar asiti na almmıştı. « Haber aldığımıza göre iki Klüp ta- raftarları bü revanş maçın kurban bayramı tatilinden isüfad; edilerek bayramın Üçüncü günü Beşiktaş sta. dında yapmıya muvafakat etmişler - dir. HARİÇTE: Yunanistan Milli Takımı İskenderiyede Galp Iskenderiye, (TAN) — Dünya ku. pası içim Bü'stin mil takımı ile karşı laşmak üzere Kudüse giden Yunan mili takımı; İskenderiyeden geçerken kenderiye muhtel'ti ile bir maç yap mıştır Maçta 8 bini aşan büyük bir TAN ka'abalık hazır bülunmuştur. Müsavi geçen oyunun birinci dev. resinde Yunanlılar merkez mühacim leri Vikelid's vasrtasile bir kafa vuru sile enlibiyet gölerini yapmışlardır. OKUYUCU i İ Mektupları Berbat Hali Istanbul Balıkpazarını “Bühasa akşam (saatlerinde Balıkpazarından geçmek çok müşkil hir iş tir: Yol dar: otamobil hep buradan geçiyor: Ustelik el arabaları; Kaldırımlar bozuk ve çamurlu. hem de ıslak, kayıyor insanım Üstübaşı yağ, çamur olmadan bü- radan geçmek ödeta imkânsız; Istanbulun imar plânına yakında başlansenk: Balıkpa- tarımdan işe başlansa, herhalde çok iyi olur: 9 Uç Ay Riyaziye Dersi Okumumıslar Edremit ortaokul talebeleri imzasile bir mektup aldık: Deniyor kit “Mektepler açılmca üç ay riyar'ye dersi okumadık: Çünkü, riyaziye hocamız yoktu. Sonra Bay Eyüp isminde bir öğretmen gel di; Fakat inzla bir şey öğrenemedik: Daha doğrusu öğrelmedi. Fakat, birinci yokla mada da notumuzu kı Maneviyalımız bozuldu: Bilhassa üçüncü #mıt arkadaşla. rm müşkül vaziyettedirler; Çünkü; bun- | Jar da bızim gibi çok bir şey Öğrenememi lerdir! Halbeki, bunların icinden ekserisi, muhtel'i mektepleris müsabaka imtihanına gireceklerdir: Biz riyaziye dersini nasıl öğ renelim ? Alâkadarlarım nazari dikkatine koymanızı r.ca ederiz:,, » Yine Otöbüs Fiyatlarmdan Şikâyet Balliyor Bir okuyucumuz surları yazıyor! "Istanbul otobüslerinin fiyatları ueiz- dur, denemez: Pakat, bilhassa Tramvay Şirketinin Taksim ile Beş ktaş arasmda işlertiği otobüsler çok pahalıdır: Acaba neden şirket banların fiyatını indirmiyor Beyiktasla Taksim arasındaki kısa mesafe için 15 kuruş alıyorlar: Bu mesafe icin on kuruş bile çok: Şirket tramvaylardan çok kazanıyor: Otobüsler de dolu: Hem de fazla müşteri alıyor! Ayskta da durulu yor, oturuluyor da; Oteki otobüsçüler bır tek fazla yolcu alıp ayakta tuttular mı, ce- sayı veriyorlar: Tramvay Şirketine hususi bir imtiyaz mı var? $rket otobüslerinden alyan etse ne çıkar? Hususi ayrı bir idare değil ya: Tramvaydan kazandığını otobüse ilâve etsini,, . Radyo Mak'naları Pahalı İsmitli okuyucularımızdan H: Hidayet yazıyor: Bugün, memlekette radyosu olan vi daşların miktarı birkaç yal evvele nisl çok fazladır; Radyo alanlar da günden gü ne artıyor: Fakat, variyet böyle olduğu halde radyo fi ları, bir müddet evvel ye sdığı ve beklediğimiz gibi ucuzlamadı! bir takım bususi ticarethaneler, râdyo veskine iz ialeikieri lnmleerili ün bine İlani lnleteeiğee dana a Şarlı vardır Radyo artık medeni bir iht yaç şekline girmiştir: Bu makinelerin başka metleket lerde çok ucuz olduğunu işit.yoruz; Bizde de ucuzlatılmalıdır: * Bozuk Bir Yol Yenimsahlleden (M4, M.) isim Bir oku yücumuz yasiyor: Yenimahalle ile Rumelikavağı arasmda İi yolda, son yağmurların tesirile bazı çö küntüler olmuştur: Bilhassa yolun iki ye- rinde seller büyük kays ve toprak parça larını yolun üstüne yığmıştır: Buradan 0- tomobiller bile işliyemiyor: Yol, hâlâ da düzeltilmiş değildir; Sarıyer belediyesinin alâkaşını rica ediyoruz, . Dösemeleri Eski Vupur'ar Şirketi Hayriyenin bazı vapurlarında dö yemeler oturulamıyacak kadar pis ve cs di bahları Boğazdan Köp- an 66 numaralı vapurun döşemeleri herkesi ti madır: Halkın bü rahat see dileriz: Boğazlçinde oturun bir okuyurunuz Çankırı Halkevi ee Reisi Değişti Çankırı, (TAN) — Belediye Keisi Omer Atasoy, Halkevi başkanlığın dan istifa etmiştir Başkanlığa, Mec lis umumi azasından Halim Altay se gilmiştir. Omer Atasoyun Belediye reisliğin den de çekileceği şaylası vardır, Bir Elektrik Kazası Çankırı (TAN) — Karataş semtin de telefon teli kopmuş ve elektrik te line sarılarak kaldırıma düşmüştür Geceleyin elektrikler yandıktan son ra geçen iki atın ayağıma bu teller sarılmıştır. Atlarm Üzerlerindekiler yere düşerek kurtulmuşlarsa da atlar cereyanın tesirile ölmüşlerdir. Ilgaz Belediyesinden Şikâyetler Çankırı (TAN) — Ilgaz Belediyesi ve reisi Tayyar hakkında Vilâyet ma kamma şikâyetler vâki olmuştur Em niyet âmiri Rauf bu şikâyetlerin tah kiki vazifesile Ilgaza gönderilmiştir Oyunun bundan sonrası hep müsa. vi akınlarla ve çok heyecanlı bir şekili de geçmiştir. Neticede Yunan milli takımı ilk devrede yaptığı bir golle maçı 0-1 galip bitirmiştir. # Ni a EİKİ GÜ : : İİ z Yazan : A. KUPRİN Çeviren: B. TOK : «saa > . gin "a > idi. Karakatsi fayton kapısını açâ- Ya tilnmee bir buçuk ay Kadar bir müddet geçti, Bir gün Rennerkompftan şu mealde kısa bir te'graf aldım: “Teşekkür ederim. İhtiyar şeker gibi. Geliniz. Bekliyorum.” O günlerde Karskatsi de mer- kezde idi. Her ihtimale karşı onu da yanıma alarak hareket ettim. Şe hirden biraz açıldıktan sonra kü- çük bir derenin kenarına geldik. O- İ rada karşıdan karşıya geçmek için bir sal vardı. Fakat bizim talihimi- ze. salı sular götürmüş. Karşıdan karşıya geçmek bir mesele oldu. Dere boyunca birkaç kliometre yol yürüdük. Nihayet kendi arabamızı geri göndererek küçük balıkçı ka- yıklarile karşıdan karşıya geçebil- dik. Şimdi de bir baska zorlukla kar şılaşmıştık. Ortalıkta tek bir ara- ba görünmüyordu. Araba bulabile- ceğimiz en yakın köy de, en aşağı on kilometrelik bir mesafede idi. Halbuki yavaş yavaş yordu. Bu arada Karskatsinin Keskin bakışları, çok uzaktan bir pazar a rabası gördü. Hemen arabaya doğ- ru koştu.. Karakatsi ile pazarcılar arasındaki yüksek konuşmalar ba- na kadar gelmiye basladı.. Anlaşı- yapana mekikli mıyorlardı.. akşam olu- , Müdahale etmek lüzumunu duy- dum. Yanlarına yanaştım: — Dostlarım, dedim, ne oluyor? Karakatsi hemen bana dönerek: İ miz, dedi, hiç bir şey yok. Sadık tebaanız. efendimize arzı ubudiyet etmek üzere buraya toplanmış... O zamanki şeraite göre oldukça yüksek bir part olan bir buçuk rub le üzerinde mutabık kaldık. Kaza merkezi Smorgon kasabasına giri- şimiz pek muhteşem oldu... Bir valinin kaza merkezlerinden birine gidişine ait teşrifat merasi- İ mi, belki yüz sene evvelinden ta- karrür etmişti O zamandanberi bu teşrifat kaidelerinde herhangi bir değişiklik te olmamıştı.. Bu kaide- ye göre: Kaza kaymakamı yanında kazanın ileri gelenleri olduğu bal- de valiyi kasabanın hududunda kar şılar; ona kazanın umumi vaziyeti hakkında kısa bir rapor yapar Son ra valiyi kendi arabasına alsrak mi ağı yere kadar götürür. B iz. kendi tarihten önceki pa zar arabamızla kasabanın pazar meydanına geldiğimiz zaman meydan bomboştu... Ortalıkta ne bir payton. ne bir lândo, ne de bir araba yoktu. Fakat Karakatsi. hiç bir güçlü- dün önünde yılmıyan bir adamdır. Bu hale hemen bir kulp taktı: — Af buyurunuz. efendimiz. de- di. Hep bu menhus sul yüzünden.. Herkes suların salı nasıl götürdü- günü seyre gitmiş... Bir dakika bek lemenizi rica ederim. Beş dakika sonra yanımda mü- kemmel bir fayton belirdi.. Bu “E- goist,, tabir edilen bir cins araba NLÜK HİK Napoleon'un Gölgesi daimi surette bulundurulmakta olan — Merak buyurmayınız efendi- GA eş ÂYE rak : 7 — Buyurunuz, dedi. Tekrar be- nl affetmenizi Tica ederim. Bazan hâdiseler insandan kuvvetli oluyor. Hey arbaacı, haydi bakalım Lond- ki ra oteline! Ben arabanın hareketine mâni o- | İ larak — Buyurunuz da beraber gide - lim, dedim. Fakat geç kalmıştım. Araba dört mala hareket etmişti Fayton. Londra otelinin kapısın- da durur durmaz karşımda yine Karakatsiyi gördüm.. Bana: “Hoş geldiniz!” dedikten sonra kısaca ra porunu yaptı: — “Emriniz altında bulunan bu kazada asayişi bozacak en ufak bir vaka bile olmadığını arzetmekle kesbi şeref eylerim.” Ertesi sabah kahvaltısını Ren- nenkampfta yaptıktan sonra, Ge- neralin “şeker gibi” dediği ihtiya- | ri görmeğe gittik. i Refakatimizde Meclisi idare aza- | larından, mualliimlerden. zabitlerr | den mürekkep bir kalabalık vardı. Doğru ihtiyarın bulunduğu eve git- tik. Odadan içeri girdiğimiz zaman, — | ihtiyarı bir köşede uyuklar gibi bir vaziyette bulduk. Bizi görünce ha- fil tertip kalkımıya davrandı. itiyarın suçı sakalı artık bes sart “EĞZMM ERKDAtMRİğı VERİ: yordu. Sesi incecikti. İmtihan başladı. Rennenkampf, yüksek ve Amira: ne bir sesle: — Anlat bakalım dede, dedi. İhtiyar inler gibi : — Ne anlatayım oğul. dedi. Ben çok ihtiyarım Herseyi unuttum. General, evvelkisinden yüksek bir sesle: — Dedeciğim. dedi, Hatırlamıya çalış.. Biraz gayret et.. Senin, Bo- rodin muharebesini hatırladığını söylüyorlar?, Napolyonu gördüğü- nü söylüyorlar?. Ne dersin?. İ — Napolyonu mu?, Nasıl gör mez olurum efendiciğim... Gördüm gördüm. Seni şimdi gördüğüm gi- bi onu da böyle yanı başımda göre | düm, 4“ — İşte bizde bumu istiyoruz Sen * İ bize bunları anlat! Hiç merak et- me, büyüklerim z senin bu hizme. | ini unutmıyaesklardır. Sen onu | nası) gördün?. Yani Napolyonu?. — Nasıl mı gördüm? Nah şura- cıkta,. Bizim evin balkonunda gör- düm. O zaman bizim ev yeni'idi. Napolyon da bu balkona çıkmıştı. Ben de şuracıkta, balkonun mer- diveni kenarında duruyordum. Ta- bii o zaman ben küçüktüm. Ancak beş altı yaşında kaadr vardım... Na polyon ayakta duruyordu. Önünden de asker geçiyordu Asker çok ka- labalıktı. Askerin geçişi bittikten | sonra Napolyon merdivenlerden in di. Yanımdan geçerkn de başımı okşndı. Fransızca birşeyler söyledi. Guliba: “asker olmak ister misin?” gibi birşey Ihtiyar inler gibi büyük bir zah netle konuşuyordu. Bazan sesi ya vaşlıyor, âdeta hiç işitilmez bir hal alıyordu. General suallerine devam etti: — Peki dedeciğim şu Napolyon hasıl bir elbise giymişti. İhtiyar evvelâ etrafına bakındı.. Bulanık gözlerile kalabalığın için- de birisini arar gibi oldu Sonra biraz mütereddit bir tavırla: — Nasıl bir elbise mi giymişti şu Nanolyon?. Nasıl olacak ?. Basba- yağı... Sırtında hâki bir ceket ba- şında üç köşeli bir şapka vardı. İş te böyle giyinmişti.. (Arkası 10 uncuda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: