29 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

29 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'TANın Çocuk Mâvesi — Hayır, bayır!, Alçaklar! Katil Mehmet Çavuş arkadaşının uyku arasında böyle bağırmasından uyan- taştı. Hemen elektriği açtı, Arkadaşı Hüseyin Çavuş ta kan ter içinde uyanmıştı. Yüzü altüst ol- muş gibiydi. — Ne oldu dostum? Ne var? Hüseyin Çavuş kendini toplamıya galışarak: — Fena bir rüya gördüm! Dedi. Kördeşimi öldürüyorlarmış. İki dam,. Üzerine hücum ediyorlar. Ve kafasına bir baston indiriyorlar. İ Hüseyin Çavuş geniş bir nefes kak dovam ett. — Bunu evham sanma arkadaşi Bak gördüklerimi sana anlatayım; dinle; Bilirsin, ki kardeşim çiftçidir. Her hafta şehre giderek sığır ve man a satar. Şehre giden yolu ben de ga silirim. Çünkü birkaç defa o- p ha arkadaşlık etmiştim, Yolun orta. | Bında sık bir ormanlık var, Yol bu örmanlığın içinden geçer. Biraz uzak fa derin ve coşkun bir irmak akar. Şimdiye kadar bu ormanda hiç bir kaka olmamıştır. Çünkü köylüler kendi işlerile güçleriyle uğraşırlar. Biribirlerine düşmanlıkları yoktur. Rüyamda kardeşimi bu ormanlık- Han geçerken gördüm. Küçük araba- n içindeydi. Pazardan, yani şehirden dönüyordu. Yüzü gülüyordu. Anlaşı- lan İyi bir alışveriş yapmıştı; ve ce- bini doldürmuştu Birden, bir çalılığın arasmdan iki adam sıçradı. Içlerinden biri atın diz ginlerine yapıştı; öbürü de bir daki- ka kaybetmeden arabaya atlıyarak elindeki iri bastonu kardeşimin kafa #ma hızla Indirdi. O kadar çabuk dav ranmışlardı, ki kerdeşim sesini bile) Çavuşun Rüyası Mele ei çıkarmıya vakit bulamamıştı. Bu iki damı yibanaydlar. Onlar hiç gr nemin, Pak şimdi yüzlerini bütün çizgilerini hatırlıyorum. Arabayı tera çevirerek bayrama bir kamçı attılar. Biraz ötede ırmak İköpaklemenık aliyordu Haydutlar Jarabayı durdurarak kardeşimi ku- İcaklayıp dalgaların içine akıla Plânları şuydu: Güya kardeşim şe İhirden sarhoş olarak dönüyor; ve İyolu şaşırarak arabayı hızla nehrin İiçine sürüyor; ve müvazenesini kay- bederek ozlrın İşine kangyor. Böylelikle izi ortadan yok etmek üşüncerimdeydier. Ve iş bir kama | sekili vermek tedir İki haydut bu işi bitirdikten sonra acele acele kaçtılar. Rüyamda onla- İm peşini tarukmadım., Ve giktilder yeri öğrendim. Bu akşam burdan hareket etmeliyim. Bu rüya beni f- İn bekle meraka düşürdü Hüseyin Çavuşun rüyası İdoğru çıkıyordu Hiücesin Çavuş irene atlamış köye gelmisti. Kardeşinin çiftiiğine doğru griye Şamar yalama ttk Onbeş karakolun ayinsunda otun yoğ çabuk İçiyoedi. Onbaşı Çeropa İ görünce şaşırmış ve canı sıkılmış bir halde: | — Gün Aydın Hüseyin Çavuş! De| di. Ben de size haber gönderecek! di Hüseyin Çavuş birden sordu: ariel e gla — Nerden haber aldı — Öldü değil mi? — Bümyarum. Fakat hiçbir e be- lunmadı. Köylüler arabasiyle atını! nekrin kenarında bulmuşlar. Galce ebirde Kafayı Gtsülemiş olacak Bunun üzerine Hüseyin Çavuş: — Onhaş dimlet Dedi Olun bit- ni Biliyorum. Kardeşimi öldürdüler, Katilleri tanıyorum. Onları yakala: mıya gidelim... karakolunun gam bir tarafa Trlat. Köyde böyle) bir iş yapacak kimseyi tanımıyordu. | Bütün çiftçiler işlerinin güçlerinin| başından ayrılmazlardı, Bunun için çavuşa: | — Fakat dostum! diye cevap verdi. İspatınız, delilleriniz var mı? — İşi yapanlar buradan değiller. Yabancı herifler.. Onları gözlerimle gördüm, İyice tanıyorum. Bir plân| tasarladım. Kardeşim bana çok ben-| zerdi, Biliyorsun, ki ikizdik. Gidip) sivil erbiselerini giyersem tamamiyle ona benzerim. — ölü dirilmiş, ölü dirilmiş! Hüseyin Çavuş onbaşıdan ayrılıp kardeşinin evine gitti. Yengesi otur- muş ağlıyordu. Çavuş onu teselli et- miye uğraştı. Ve sonra çabucak Tes- mi elbiselerini çıkarıp kardeşinin si- Vİ) elbiselerinden birini giydi, Ve ka- yakola tekrar koştu Yanma onbaşıyı ve bir jandarmayı alarak bir arabaya atladı. Vakit kay betmeksizin arabayı hızla sürdü. Onbaşı bu garip vaziyetten hiç te memnun değildi. Böyle saçmalıklara aklı ermezdi. İri avuclarile kemeri- ni tutyor ve sinirli sinirli parmakla rını oynatiyordu. Epey gittikten son ra Hüseyin Çavuş arabayı dar bir yo İla sokta. Bir kaç yüz adım gidince yı- kık küçük bir ev görüldü. Üç arkadaş arabadan indiler. Atı bir ağaca bağlıyarak eve doğ- ru yürüdüler. Çitten atlayıp yıkık evin kapısı- na vurdular. Kapı içeriden adamakı!. İı kilitlenmişti. Onbaşı eliyle kapıyı itti. Açmanın imkânı yoktu. Hızlı hızlı vurdu. Bir kaç dakika sonra içeriden bir ayak sesi duyuldu: Kapının sürgüsü çeki- Açılan kapının arkasında iri bir â» dam göründü. Hüseyin Çavuş, onbaşının arkasın- da saklanmıştı. Adamı görünce he men meydana çıktı. Haydudun gözle ri ona ilişir ilişmez yıldırımla yurul- muşa döndü. Ağzı açıldı. Gözleri dön dü ve bal mümu gibi sararıp titremi- ye başladı. Nihayet kendini tutam yarak birden geriye çekilip bağırdı: — Abdullah! Abdullah!, Ölü diril- miş gelmişi.. Hüseyin Çavuş arkadaşlarına: “Ha İdi çabuk!,, diye emir verd. Evin ortasında iki adam vardı. Hüseyin Çavuş hemen onları tanıdı. Rüyada gördüğü haydutlar bunlardı işte.. Beriki hâlâ titriyor ve kekeli- yordu: Ölü dirilmişt Ölü dirilmiş! Jandarma haydutların ellerine ke lepçeleri geçirdi. Haydutlar. hiçbir mukavemet gösteremediler, Hüseyin Çavuş bundan sonra kar- deşinin cesedini aramıya koyuldu. Birkaç gün geçti: Nihayet onu bir kö mür ocağının yanında serseri bir halde buldular. Çok güzel bir yüzücü olduğu için kendini kurtatmıştı. Fakat kafasına yediği bastonun şiddetile beyni sar- Sılmış ve haftzasmı muvakkat bir za. man için kaybetmişti. Bununla berber yavaş yavaş ken: dine gelmiye ve olanı biteni hatırla mıya başladı. Hüseyin Çavuş ona gördüğü rüyayı anlattığı vakit, kar- deşi — Evet evet! Dedi, Kafamın üstün de bastonu görünce ümitsizlik içinde hemen seni düşünmüştüm. Kimbilir bu yüzden senn içine doğrms ola. caki, F.B. lerek kapı gıcırdıyarak açıldı. © “Alp'le Babası Küçük Alp mektebe gitmemek için kendini hasta yapıyor; fa- hat biraz sonra foyası meydana Onbaşı büsbütün şaşırarak çubu- yükletip mektebe gönderiyor. çıkınca babası sırtına canlasını ifTE BUNU BİLMİYORDUM / Yalnız insanlar ve hayvanlar değil, bazı nebatlar da akşam 0- lunca uyurlar. İşte papatyaya benziyen bu çiçek sabahleyin a- çık bir şekilde kalkıyor. Ortalık kararmıya başlayınca, yorganın altına giren bir çocuk gibi yavaş Hintlilerin Tuhaflıkları | 3 | ni pazara hatıl götürüyorlar?. Küfe- nin bir tarafına pazara götürecekle- ri malları, diğer küfeye de çocukla nı koyup öyle gidiyorlar... Yeni Bir Buluş Çok kere sabahleyin filân Saatte kalkocağım dersiniz fakat kalkamaz. Siniz. Annenize, kardeşlerinize, yanı- | pızdakilere uyandırmalarını rica © dersiniz. Erkenden ya okula gitmeniz lâzımdır, yahut oturup çalışacaksı- nız, Ablalar, anneler (peki, peki) der, ler amma ekseriya unuturlar. Bazah uyandırmakta gecikirler. Bazan del yamlıp istediğinizden daha önce ü- yandırırlar. Boş yere uykusuz kalır- Bu, yalnız çocuklar için böyle de- ğildir. Büyükler de ondan şikâyeti dir. Hele bir iş için yabancı bir şeh- re gidip te otelde kalanların canı bu yandan öyle yanıktır ki... Bunun i Sofyada bir otel sahibi düşünü Şınmış, her müşteriyi istediği uyandıran çok İyi bir çare bulmuş” tur. Odaların ber birinde elektrik düğmesine benzer iki düğme yaptır- mişlır. Bu düğmelerden biri yirmi) dört santi gösterir, öbürü de çıngıra- satte çuktan bahsedeceğim: Jullen on yaşındadır. Kendisi | vciçikalıdır. Anası babâsi gemi- | cidirler. Bu sile bir mavnanın Julien'in kendisinden küçük iki kız kardeşi vardır. Bir gün anası babası evde yokken mav- Bayı bir ateş sarar. Jullen haya- amı tehlikeye koyarak iki küçük kız kardeşini ölümden kurtarır. fl Fakat zavnlh Julien'in bu kur- tarma ameliyesi sırasında her çükü hastaneye kaldırdılar. Ba- İ bası oğlunun hayatını kurtar mak için altı defe ona kan ver İ &. | ül bu fedai yüzünden | | hükümet madalyeler ve takdir. | nameler yolladı. Belçika Kral da gelip çocuğu tebrik etmek İs | tedi Bu münasebetle size gunu ha- trlatayım çocuklar: Ateş tehlikeli birşeydir; s- kn ateşle oynamayın! | çalınmasına yarar. yolcu gece, yatmadan önce, ertesi gün hangi saatte kalkmak istiyorsa saat düğmesini ona göre kurar. Si bahileyin o saat geldi mi, çıngırak başlar çalmıya, tâ kalkıp oda sahibi kapayıncıya kadar bir daha susmak| bilmez. Hani uyandırıcı saatler yok mu onlar gibi... Tembellik edip yatak tan çıkmak istemiyenin vay haline. "Gürültüden kafası kazana döner. Odayı tutan | Acemi paraşütçü — Nasıl oluyor | — Bilir misin arkadaş? — Kimi. Bana benziyeni mi? — Evet Ne zuman görsem sen sa hiyorum. Ödünç aldığın on lirayı ver miye geliyorsun diye seviniyorum. gr İnanmayın Övü Vahşi hayvanlar avası — (Misa. rine) bu resimleri görüyor musunuz, bunlar vaktiyle avladığım hayvanlı İrm fotoğraflarıdır. OYUN VE EĞLENCE! Çocuklar, çizgilerin içinde gyaet me | raklı bir resim var; bu resmi bulabil- İmek ve görmek için elinize kalemi a- İlin ve aşağıda söyliyeceğim renklere | le numaralı yerleri doldurun; bakın! meydana ne güzel bir şey çıkacak! 0 — Beyaz. 1 — Açık sarı, 2— San. 3 — Kurşun, 4 — Koyu kırmızı, yaaa erer eee TEE) Kahkaha Köşesi Niyet Tutuyor Bahar gelince, gençler çiçek yap- raklarını kopara kopara niyetlerini denerler. Fil amca da çölde coşmüş kendi ni- yetini denemek için telgraf direkleri- ni birer birer söküp homurdanıyor: “Olacak mı? Olmıyaçak rm? Vazifesever İtfaiyeci “Arkadaşlarından sonra yanına ye tişen itfaiye neferi, daha yangının söndürülmediğini görünce sevinerek: — Çok şükür yarabi 1 sönmemişi, Hazırcevap Çırak — On kuruşa palamut olur mu? Senin ustanda utanmak yok mu? — Bugün yok amma yarın sizin için hazırlar, Yeni Hediyelerimiz Bulmaca ve müsabakalarımızı ka- tanan küçük okuyucularımıza vere dlğimiz hediyelere yeni iki çeşit ve ettik. Bunlar çek hoşunuza gi sek ve işinize yarıyacaktır. çecuki “Kesip yapıştırmn arümü, isimli ka yerleştirip yapıştırsesıktınız. Büy. lelikle hem birkaç renge beyanmış güzel resimler elde edeceksiniz, hem 44 dikkat kabiliyetiniz artacak ve eği albümü. dür, Bu renkl kapak Içi detter halindedir. İçinde birçek renk tablalar vardır. Karşılarında da bu işte. Giz, İşte bunları, karşısındaki renksizine bakarak Mulâan goctık simdiye kadar görmedi mutlaka bunları kazanmak İs üyeeeğin Yazısız hikâye : VAHŞİ HAYVANLAR AVCISI "YILMAZ,, AMCA YILANI NASIL KAPANA SOKUYOR.

Bu sayıdan diğer sayfalar: