3 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

3 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— AYDINDA: “Çine Barajı İçin Sondajlar Devam Ediyor Aydın, (TAN) — Çine belediyesi çok iyi çalışıyor. Belediye bütçesi ge çen yıl 8 bin lira iken bu sene 12 bi- pe çıkarılmıştır. İlk yedi aylık tahsi- 18, tahminden (2) bin lira fazladır. Bu, gelecek bütçenin 15 bin lira ü- zerinden yapılabileceği ümidini ver- * miştir. Çinenin sokakları birçok yerlerde- kinden daha temizdir, Caddelere kum dökülmüş, hergün geçen yüze yakın kümyon ve otomobil bunları sıkiştı- rarak, çukur ve tümsekleri yok et- miştir. Hemen bütün binalar boya- tılmış, badanalatılmıştır. Çinenin ha- ritası yaptırılmış, elektrik projesi hazırlanmış ve tasdik edilmek üzere Ankaraya yollanılmıştır. Mezarlığın etrafına duvar çekilmiştir. Bladran dağından gelen Çinenin suyu, Aydın vilâyetinin en iyi içme suyudur. Bunun yolları bozulduğu i- çin belediye, şimdi ıslah ve tamir ça- xelerini ariyor. Yeni bir ilkokul için temel atma ha zırlıkları yapılıyor. Çine barajının in Şası için sondajlara devam olunuyor. Hükümet, belediye ve C. H. Parti- sinin mebilyesi baştanbaşa yenileş- tirilmiştir. 35 bin nüfusundan 29 bini çiftçi ve Aydının en zengin hububat ve hay- yan hazinesi olan Çine, az zamanda daha mamur bir hale geleceğe ben- iyor. Aydm Kütüphanesine Rağbet Arttı Aydın (TAN) Halkevi kütüpa- nesine 937de 479 kitap gelmiştir. Mevcut kitaplar 1169 u ciltli, 2000 mücellitte olmak üzere 2645 i bul - muştur. Ayrıca eiltlenmemiş 3583 muhtelif mecmua ve beş yıllık gazete koleksyonları vardır. Ytanbul ve İzmir gazeleleri, Ulus, birçok vilâyet gazeteleri ve 45 muh- telif dergi muntazaman gelmektedir. 937 de kütüphaneden istifade eden lerin sayisı 15216 yı bulmuştur. Bu yıl bilhassa gençler kütüphaneye çok gelmektedirler, Ortöokulluların mektepten çıkınca ve geceleri kütüp- haneye geldikleri görülmektedir. Kuyucakta İlerleme Aydın (TAN) — Nazilliye yakın Edirne, (TAN Muhabirinden) — Trakyada kültür hareketleri çok ge- İniştir. Edirne, Çorlu, Çanakkale, Kırklareli (o merkezlerinde büyük mektepler yapılacaktır. Büyük köy- lerde başlanmış olan 55 kadar mek- tep te bu sere bitmiş ve derslere a- çılmış olacaktır. Geçen sehe 97 eğitmeni sinesine a- lan Edirne ve Kırklareli köylerinde 33 yeni mektep yapılmıştır. 938 Ni- sanında Eğitmen okulu yine Karas- gaçta açılacak ve buraya 150 eğit- men devam edecektir. Şimdiden çift- lik kiralanmıştır. 1938 — 939 ders yılında bu 150 den dört vilâyetde hissesini alacak ve bu gidişle üç yıl ğişmiş olacaktır. 1938 — 939 için birçok küçük o- kullar yeniden yaptırılacaktır. sınıf mekteplerin merkezlerde pan- kulların sayısı da önümüzdeki ders yılında yine programlı bir çalışma ile artacaktır. Kültür Bakanlığının yaptırmakta olduğu ve çatı altına alınmış olan E- drine büyük ortamektebi de bu sene ibetcek ve bütün büyük ve orta mek teplerin müşterek kalöriferleri de tamamlanacaktır. Kız ve Erkek öğ- mteren okulları ziraat tatbikat bah- çeleri verilen tahsisat ile yapılmak- tadır, Birkaç aya kadar bitmiş ve pratik derslere kavuşmuş olacaktır. Kız ve Erkek sanat mektepleri git tikçe tekâmül ediyor. Kız sanat oku- İunun önümüzdeki sene kadrosu ar- tacak ve üç daireli enstitü hayatına girecektir. Köy muhtar ve kâtipleri kursu ile sağlık korucu, nalbant ve şarapçılık Manrliyi umumi KAS işlik plâ osnra Trakyanın kültür bünyesi de-| Beş| Gr Altmış K rk Nisanda Kırklarelinde Tekrar Açılacak alınmış işlerdendir. Trakya Umumi Müfettişliğinin nalbant kursu ikinci devresi bu hafta içinde İstanbulda Selimiye Nalbant mektebinde Prof. Besim ve Direktör Ahmedin idare- isnde başlıyacaktır. Hazirana kadar kurs bitecek, ondan sonraki kurslar yeni çıkacak kanuna göre Ziraat Ve- kâletinin bütçesinden devam ettiri- lecektir. Arıcılık kongresi kararlarile ilk kursu Tekirdağ Valisi açacak ve Sa- ray kazasında dağ köylerinde 4 fen- nİ Arıcılık merkezi kurulacaktır. Her vilâyet merkezinde birer Arıcı- ılk müzesi açılıyor. Bunun Için Fran sa ve Macaristana kitaplar ısmarlan- mıştır, Tarihi Bir Cami Kurtarıldı Edirne, (TAN Muhabirinden) — "Trakya fatihlerinden Gazi Mihal o- siyon adedi artacaktır. Köy yatılı o-|ğullarından Hızır Beyin 785 Hicri yılında Kırklarelinde yaptırmış oldu ğu ve harap bir durumda bulunan caminin onarılması ve kurtarılması için Trakya Umumi Müfettişi Gene- ral Kâzım Dirik tarafından geçen yıl Vakıflar Umum Müdürlüğü nez- idndeki teşebbüsleri üzerine cami- nin şerefeden aşağısı yıkık olan mi- naresi yeniden yaptırılmıştı. Bu ya; da mabedin etrafındaki sonradan ya|-—— pılan çirkin ekler tamamen ortadan kaldırıldığı gibi caminin iç ve dış kı- sımları asli şekline sokulmak sureti- le tamir ettirilmiş ve pencerelerine yeniden alçı çerçeveler konulmuş- tur, Mabedin etrafına yüzleri yonma taşından ve üzerleri klâsik tarzda demirparmaklıklı duvar © yapılmış tır. Bu suretle tarihi Hızır Bey camii bütün mimari güzelliği ile ortaya çır karılmiştır. ÇORUHTA: Murgul Bakır Madeni Baharda İşletilecek Çoruh, (TAN) — Artvinin Çoruh vilâyeti merkezi oluşundan itibaren, yurdumuzun bu sınır bölgesinde, Ha | padan başlıyarak bütün vilâyet hu- dudu içinde umumi bir kalkınma ha- reketi görülmektedir. Bu arada Ho- gp Annelere müjde AZE! S.M. A. geldi Fazla istek karşısında piyasada mevcudu kalmıyan büyük kutu net - net 450 Gr. Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarmızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe alınabilir. S.M.A. pada bir iskele ve elektrik, Borçkada büyük Çoruh asma köprüsü, Kuvars- handa bakır madeninin işletilmesi, Artvinde su ve elektrik tesisatı ile yeni Halkevi binasını, yeni yollar a- çılmasını, Şavşan ve Yusufeli kaza- ları yollarının yapılmakla olmasını, yeni köy mekteplerini saymak müm- kündür. Devletin üç yıllık maden iş- letme programı, arasında bulunan Murgul bakır madeni fabrikası ilk- baharda açılacaktır. Bu sayede, ara- zi darlığı yüzünden bir dönüm tarla da on hissesi bulunan köylülerin iş bularak ailelerini sıkıntıdan kurtara cakları umuluyor. Murguldan ve Borçkadan itibaren Çoruhun sol sahilini takiben yapılmı ya başlarian yol, bugünkü yoldan 35 kilometre kısa olacak ve Artvinden geçeceği için ayrı bir ehemmiyet ka- zanacaktır. Bura çarşısındaki çıkıntılı ev ve dükkânlar yıktırılmış, geniş bir cad de açılmıştır. Bu cadde, yeni Halke- vi binasna kadar ve 500 metre uzun- Amerikadan geldi. Sayın çocuk dok- torlarımız ana sü- tünün eşi olan ve A ve D vitaminlerini muhtevi bulunan 8. M. A. yı annelere ehemmiyetle tavsiye etmekte- dirler. Her eczanede bulunur. Teafsilât için: Galata P, K. 1097 ye müracaat, KAYIP — Eskişehir Nilüferhatun mektebinin 6 ncı sınıfından almış ol duğüm şahadetnamemi zayi ettim. Yenisini. çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur. han çıkmazı 23 numarada Nadide. luğundadır. Güzergâhtaki bina ve tarla sahiplerinin buralarını itiraz- sız terketmeleri şayanı dikkattir, Önümüzdeki yılda 50 yataklı bir İhastahane de yapılcaktır. Adres: Mahmutpaşa Küçük Yıldız | İnisini alacağımdan eskisinin hükmü Otomatik Türk BİLARDOLARI Oynanması pek kolay ve basit olup kadın ve erkekler için eğlenceli bir salon oyunudur. Klüp, salon ve gir zino sahiplerine hararetle tavsiye © lunur. Ba berat, sahip ve âmili MİSAK NAZAR Istanbul, Pangaltı, Hamam Baysun- gur sokak 91 numaralı “ADAPA- ZAR” imalâthanesi. Tel: 40322. ZAYI — 937 senesinde Istiklâl Lİ sesi dokuzuncu sınıfından aldığım 168 N. tasdiknameyi kaybettim. Ye- yoktur. 1. O, Feridun. ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSU Pazartesi: KADIKÖY - SÜREYYA'da FAKİRLER MÜSAMERESİ Çocuk Ansiklopedisi Nöiessesemiz tarafından neş- redilen Yeni Çocuk Ansik- Jopedisi her çocuğun mutlaka sa- hip olması lâzım gelen bir eserdir. Çünkü çocuk bu eserde ders esna- sında ve ders dışında aradığı bü- temre DUYAN ÇOCUK ANSİKLOPEDİSİ bü- tün dünya Jisanlarına tercüme e- dilmiştir. Bu beynelmilel eseri, Türk çocuklarının ihityaçlarını ve nektep programlarını gözönünde bulundurarak İlsanımıza çeviren- ler, Profesör Salih Murat, Falk Sabri ve M. Zekeriyadır. Eser 1500 sayfalık iki büyük ciltten mürekkeptir. Tam eserin fiyatı 7 liradır. Muallimlere ve mektep talebesine ayrıca tenzilât yapılır. Bu eser yalnız çocuklar için de- Zil, bütün ilkmektep öğretmenleri için en kuvvetli yardımcıdır. Çüm- kü bütün dersler bu eserde re- simYerTE ve BONİŞ TAYO Me sem ginleştirilmiştir. Eser hakkında bir fikir edinmek istiyorsanız aşağıdaki kuponu dok durup bize gönderiniz. Size be dava bir broüşr göndeririz. Bu bro- şür size Ansiklopedinin kiymetini anlatacaktır. İSTANBULDA TAN MATBAASINA Yeni Çocuk Ansiiklopediri broşürün Kuyucak belediyesi son yıllarda yeni çalışmıya başlamıştır. Bütçesi 8 bin Uradan 13 bin liraya çıkarılmıştır. Kasabanın dört yerinde yangin su depoları yapılmıştır. Bunların herbi- ri 32 şer ton su almaktadır. Bir de fenni mezbaha yapılmıya baslanılmıştır. Muratlıda yeni yene ilk okul binası — Dansedelim mi, Yıldız Hanım? — Bilmem, dedim, burada pek cesaretim yok. — Sanki buradakiler sizden iyi mi biliyorlar; hay- di, canım? İsmet Hanımın sinirli bir bakışı gözlerimden kaç- madı; Hasana işaret ettim. O da İsmet Hanımla dan- setsin, diye, Döndükten sonra masarmza bazı tanıdıklar geldi; bir yığın dedikodu ettielr; .. Bey... Hanımla sevişerek on beş yıllık ka- rısım birakmış.. ... in karısı kıskançlık yüzünden kendini öldürmiye kalkmış, amma, kurtarmışlar... , Hanım bir baloda sarhoş olmuş, kadeh kırmış. Dah bitine meleri Memlekette bir (bar) iptilâsı başlamıştı. Beyoğlu tarafında oturanlar, hattâ İstanbuldakiler bile hiç ol. mazsa haftada bir olsun bara gitmeyi Avrupalı gibi yaşamanın birinci şartı sayıyorlardı. İki üç defa ben de gittim; lâkin benim beklediğim Avrupalılaşmak, bu değildi. Sarhoşluk, teklifsizlki, en açık; bayağı söz lerle flört... Barda gözlerimi, kulaklarımı tırmalıyan hep bunlardı. Bir akşam Namık Beylerin ve Hasanın zoriyle yi- ne gittim. Yanımıza, biribirlerine gözyummalarile, tanınmış Medelet, Şefik adlı bir karı koca gel- di; bunlar da Hasanın yeni dostlarındandı.. Oturdular, beraber içildi. Şefik beni dansa davet et- ti; kalktım; biribirinin yardımile ancak kımıldayabi- len göğüs göğüse bir kalabalığın arasında dönmiye ,başladık. Boynumuza serpantinler satılıyor, başımı- za konfetiler yağıyor; havayı lavanta, ter, içki ve si- gara kokusu sarmış; kulakları tırmilıyan bir caz homurtusu,.. Kahkaha ve ağız ağıza sonsuz bir fi- sıltı... — Ne güzel Hanımefendi, bizi biribirimize bağ- hyorlar; keşki hep böyle bağlı kalsak; hiç ayrılma- sak... YAL, PN — DONUYORUM YAZAN ŞÖKÜFE NİHA Tanıyah daha yarım saat olmıyan Şefik Bey nasıl bâyağı bir teklifsizlikle, nasıl küs- tah bir cesuretle benimle bu şekilde konuşuyordu.a O zamana kadar dansettiğim erkeklerin bazısı da be nimle buna yakın bir tonla konuşmak istemişler, ben somurtunca susuvermişlerdi; lâkin bu adam biraz daha yüzsüz, pişkindi... Onun için susmadı ve ağzi- le yaptığı küstahlık, hareketlerine de geçti. Benimle (numara) yapar gibi kollarımı yukarı, aşağı kaldırıp indirerek, belimi olanca kuvvetlie sıkarak çılgın gi- bi dönmiye başladı, birden elinden sıyrıldım: — Yoruldum, devam etmiyeceğim Bu kadar iğrençliğe tahammülüm yoktu; etrafta Hasanı aradım; bu iğrenç âlemden çıkmak istiyor- dum; o, uzak bir masada Şefiğin karısı Madeletle ve Kadıköylü Raife ile ağız ağıza kahkahalarla gülüşüp içiyordu. Şefik benden ayrılıp kendi masasına gidin- ce Hasan kalktı, yanıma geldi; bâna tanıttığı adamın iğrençliğint anlattım; o, sarhoş gözlerle halinden, ha- yatılan memnun: — Yok,.canım dedi; sana öyle gelmiştir; hem bu âlemleri biraz anlamalısın Yıldız... — İyi amma, bu kâdar teklifsizliğe, bu kadar ba- yöm konuşmıya ve bu şekilde dansetmiye benim ak- am ermez... Nerede bulursun bu şımarık, iğrenç dost Jarı?, Hasanın canı sıkılmıştır. — Ama...n, karıcığım, nasihate başlama, biraz gü- 1üp eğlenelim, dedi. Hasan kayıtsız, şartsız; eğlenmek için eğlenmek is- tiyordu... Biraz sonra Şefikle, Madeletin oturduğu masadan yanımıza bir genç çocuk geldi, Hasanın kulağına bir şeyler fısıldadı; bu fısıltıyı ben de işittim: (Roznuvar) a gidiyorlar; Hasanı da orada bkeliyor- lardı. Madeletle Şefik, Kadıköylü Raife ve arkadaşları kalktılar, uzakatn selâm vererek, gülüşerek gittiler; biz Hasanla yarım saat daha kaldık, Hasan: san: — İstersen, biz de artık gidelim, dedi. Yakın komşulardan bir aile de bizimle beraber bardan çıkıyorlardı. Beraber bir otomobile bindik, daha Harbiyeye gelmeden, Hasan, birdenbire: — Eyvah, dedi; ben bu akşam ». ile görüşecektim, unuttum; saat daha bir buçuk; görebilirim; sen eve git, ben şuradan başka bir otomobile bineyim, bir şaat sonra dönerim. İtiraz etmedim. Hasan bir otomobile atladı; biz Nişantaşına kadar geldik; o zaman ben de başka bir hile yarattım; bu, hayatımda Hasana karşı yap- tığım ilk ve son tecessüs oldu... Yanımdakilere: , — Evvah, anahtar Hasanda kaldı, dedim. Hizmet- FAN Neşriyat Evi den bir tane göndermenizi ve mu- alimlere alt son Siyatınızı bildirme- nizi rica ederim. çinin uykusu ağırdır, kapıda kalırım. Zannederim görüşeceği adam Roznuvardadır; dönüp almak lâzım. İnandılar; Beyoğluna doğru geri döndük. Yanım- dakiler aşağıda otomobilde kaldı; ben yukarı çıktım; kapıdan girince ince, uzun salonun tâ karşı tarafın da Makşimden gidenler oturuyorlardı. Hasan da be- raber... Kapıda durdum; beni görmediler; Hasan Ralfe ile dizdize oturmuş, elini kendine doğru kaldırmış; ö- püyor, durup durup öpüyor; birşeyler fısıldayıp gü- lerek öpüyor... Salonda içkili bir hava, gürültü ve gahkaha.. Herkes kendi âleminde... Biraz yürüdüm, son derece soğukkanlıydım; içime den de: “İlasan monden oluyor; Hasan Avrupalı olu- yor!” diye gülüyordum. Zaten Hasanın bütün hare- ketleri ilk gündenberi beni yalnız iğrendirdi; ona karşı beslediğim hürmeti, verdiğiği kıymeti bu ka- dar çabuk kaybetmeseydi, belki kıskanacaktım, amma, böyle olmadi. Hasanın yanına yaklaştım; birdenbire beni tâ diz- lerinin önünde görünce şaşırdı; fırladı, kalktı; yüzü karmakarışık oldu; (gel, Yıldızcığım) diye kekeledi; ötekiler de yer vermek istediler; ben birşey belli et- miyerek selâm verdim. Teşekkür ederim, anahtar Hasanda kalmış. O- nu almıya geldim, dedim ve döndüm. Hasan anladı, benimle kapıya Kadar geldi; otur- mam için yalvardı. Yüzüne baktım: — Ne kadar iğrençsin, dedim. Bu bar kadınlarile dostluk etmeyi kendine yakıştırıyor musun” Hasan biraz daha kızardı; ben hizla döndüm bir adımda merdivenleri indim. Caddede, duvar diplerinde, karların arasını «ö- mülmüş, paçavralar altında öksürükten ciğerleri pa- ralanan çocuklar vardı. Ve İstanbul “monednleşmek, Avrupalılaşmak, eğlenmek kaygusiyle biribirine gi- riyordu... (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: