6 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

6 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BURSADA : Mudanya Yolu Bu Yıl Asfalta Çevriliyor Bursa, (TAN Muhabirinden) — Silâyet yollarında ilkbahar çalışma devresi 16 Martta başlıyacaktır. Tu- ristik yollara daha fazla ehemmiyet verildiğinden Bursa — Mudanya as- faltı bu sene yapılacaktır. İznik gi lümde motörle nakliyat başlıyalı- danberi ehemmiyeti artan Yenişe-| hir, İznik ve Orhangazi yolunun yeni baştan toprak tesviyesi ve betonar- me köprü yapılacaktır. Uludağ yo- lundaki ağaç köprü ve menfezler de betona çevrilecektir. Garip Bir Soygunculuk Bursa, (TAN) — Hafta içinde bu- rada Amerikanvari bir hırsızlık ol- Muştur. Hüseyin isminde biri adliye karşısında pul bayii Şefikin dükkâ- nına girmiş, elinde tuttuğu bir bu- çuk kiloluk taşı, Şefikin başına vu- rarak yere yıkmıştır. Ve fırsattan istifade ederek 17 lira para ile içinde yüz liralık pul bulunan çantayı alıp miştir. Hüseyin, ertesi gön Gem- Jiğe kaçarken şüphe üzerine otobüs- te yakalanmıştır. Van (TAN) — Ereeyişin Zivik köyü muhtarı Esadı iki sene evvel, pusu kurup kafasını taşla ezmek suretile öldüren baba bir kardeş Bekirle ar- kadaşı Rızanın muhakemeleri bitmiş | tir. Her ikisinin de idamlarına ka-| Tar. verilmiş, fakat suçu işlediği za- man yaşı 21 i doldurmamış olan Rıza- nın cezası 24 sene ağır hapse çevril- miştir. an e Sökede El İşleri Sergisi Aydın (TAN) — Ege bölgesi, bil- hassa Aydın muhiti kadınların eliş- leri eski zamandanberi çok meşhur- dur. Bunda, mahalli giyim tarzının mühim tesir yapmış olduğuna şüphe yoktur. Muhitin elişlerine olan istidadı do | layisile, sık sık dikiş ve nakış kurs- ları açılmaktadır. Bu arada muallim | Hayriye Çelikel, Söke Halkevinde i- kinci dikiş ve nakış kursunu açmış, buraya 15 - 25 yaşlarında, ilk ve or- ta tahsil görmüş 65 talebe devam et- miştir. Uç ay gibi kısa bir zamanda kurs talebeleri 500 parça muhtelif 6- ser hazırlamışlardır. Bilhassa dantel Ispanyol, dantel agle; ve noz motif- leri, Aydın ve Antep işi işlemeler, Aydın ve Antep işi çay, büfe ve kar- xa TA 4 Ortaokul Bandırma, (TAN) — Ortaokul ta- lebesi tarafından Ordüevi salonun- da, Kızılay menfaatine iki gece mü- samere ve konser verilmiştir. Talebe la il müzik ve koro heyeti gok muvaffakıyet göstermiş, bilhas- sn musiki muallimi Halidin gayreti” le kısa zamanda yetişen muzik ve koro heyeti şiddetle alkışlanmıştır. SOMAD, Karışık Bir Tecavüz Tahkikatı Yapılıyor Soma, (TAN) — Ayşe isminde 19 yaşında bir kız burada teessürle kar- ren köyünde oturan Ayşe, babası Ha- Hi İbrahim ve annesi tarafından So- malı Mustafa Azılı isminde birine ni- şanlanmıştır. Fakat Ayşe bu nişan- dan sonra Somalı Refet isminde bi- rine bikrini izale ettirmiş ve üstelik te nişanlısı Mustafaya bu suçu isnat etmek istemşitir. Mesele tahkikat ne- ticesinde anlaşılmış, Refet tevkif e- dilmiştir. Yakında muhakemeye baş- lanacaktır. Çarı O | ? KÜÇÜK ear ürer X Gemlik, (TAN) — Çocuk esirgeme kurumu şubesi, 250 fakir ve öksüz çöcü- ğn elbise, ayakkabı, şapka, kalem ve def- # Urfa (TAN) —Aymizelha parkını Ye- nişeliire bağl de ge irçok istimlâk muamelesi yapılmaktadır. * Gaziantep, (TAN) — Şehir klübü i- dare heyetine ezzacı Bekir, avukat Ce-| nâni, muallim Pafk, doktor Mustafa, tacir Yetkin ve Yılmaz seçilmişlerdir. # Giresin, (TAN) — Belediye, yağmur yağdığı zaman çamurdan geçilmez bir ha- le gelen yolların mühim bir kısmını parke ile döşetmektedir. 4 Adana, Bağdat oteli müstecirinin oğlu Kerlir, asfalt caddede motnsikletie gider- ken, bir çocuğu çiğneyerek öldürmüştür. # Gebze, kaymakam Nami Unalın, mek- teplilerin, memurların ve askerlerin işti rakile burada büyük bir ağaç bayramı ya- pılmıştır. # Boztvtk, küylü pancar ekmiye haş- lamıştır, Mıntakamızda bu sene 18—20 bin dönüm bancar ekileceği anlaşılıyor. X Arapkir, kıymakamın ve jandarma kumandan vekilinin çalışmaları ile köy korucularına bir örnek elbise yaptırılmış- şletilmek tedir. ter temin edecektir. | ANDALIDADAŞ Yaşlı Bir Âşık Tevkif Edildi Antalya (TAN) — Karabayır kö- İyünde oturan 315 doğumlu, evli ve üç şılanan bazı işler yapmıştır. Kızılö-| çocuk babası Fevzi, burada tesadü - fen görülen 16 yaşlarında Dudu isim li bir kıza âşık olmuş. Son zamanlar- da Dudunun evi etrafında mütema- diyen dolaşmıya başlamış, bir gün de kapıyı zorlayıp içeriye girmiş, fakat yukarıdan inenlerden korkarak kaç- mış. Lâkin ertesi gün ayni eve git - miş, ev sahibine: '— Ya kızı ver, ya öl, ya öldür, demiş Meskene taarruz ve tehdit suçun- dan aleyhinde hukuku âmme davası “ İsi olan merkez kredi kooperatifi, umu AKHİSARDA: Yeni Mektep Binası İnşaatı Bitiyor Akhisar, (TAN) — Burada ilk tah- sil çağında bulunan çocukların bir kısmı mevcut mekteplere alınama- dığı için yapılan büyük bina bitmiş rındıracak şekildedir. Ve içinde ders- lere başlanılmıştır, Bu münasebetle verilmiş, muallim Rızanın idaresin - deki mektep orkestrası tarafından ça- lipan parçalar takdirle dinlenilmiştir. Kooperatifin Toplantısı Akhisar, (TAN) — 900 den fazla or tağı ve 100 bin lirayı aşan sermaye- İsile bölgemizin mühim bir müessese- mi toplantısını yapmıştır. Kooperati- fin geçen yıl içinde ortaklarına yaptı. ğı yardım miktarı 550 bin liradır. Bi- lânço ve bütçeyi kabul eden umumi heyet, eski idare heyetini takdir ve ibra etmiştir. Yapılan seçim neticesi de küçük bir farkla yine eski heyet İseçilmiştir. pink are İ BALIKESİRDE: Mahküm Oldular Balıkesir, (TAN) — Bigadiçta Boş- nak Haticeyi öldürmekten suçlu eski mahkeme kâtiplerinden Vehbi ile ak- rabasından Hasanın muhakemeleri bitmiştir. Ikisi de 18 er sene hapse mahküm olmuşlar, fakat, hafifletici sebepler görüldüğünden cezaları do- kuz seneye indirilmiştir. Hâdisede açılarak mahkemeye verilen Fevzi şimdi tevkifanededir. slâkalı Dilâyer bir ay hapse mahküm olmuştur. Samsun, (TAN) — Sekizinci Yerli Mallar ve Tasarruf haftası münase- betile şehrimizde yapılan vitrin mü- sabakalarına iştirak eden müessese SAMSUNDA VİTRİN MÜSABAKASI : tir. Yeni ilkmektep 1400 çocuğu ba-| mektep salonlarında bir çay ziyafeti | Çünkü RADYOLİN 'in terki- bi yüksek bir kimya şaheseridir. Çünkü bütün RADYOLİN kullananların dişleri temiz, sağ- lam ve güzeldir. Çünkü RADYOLİN emsalsiz diploma ve madalyalar verilmiştir. Toplantıda o vali Fuat (ekono mi kurumu idare heyeti azaları da bulunmuşlardır. 13 müessese sahibine diploma ve Hakiki dostun tavsiyesi budur : Sabah ve aksam her vemekten sonra RADYOLİN Yurdda ittifak haline gelen bu kanaati tesise niçin ve nasıl muvaffak oldu? taze piyasaya çıka Çünkü RADYOLİN diğer macunlara nazaran çok ucuz. dur. Artık bütün bunlardan sonr İ RADYOLİN kullanan on bin rağbeti dolayısile hiç stok yap- | lerce kişinin ne kadar haklı ol madığı için mütemadiyen taze | duğunu anlamak kolaylaşır. Sabah ve akşam her yemekten sonra Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe almabilir. A el Kİ Tee İstanbul Valisinden Umumi Meclis Âzasına 1 — Bt piyasasının tanzimi için alınması lâzım gelen tedbirleri mü- zakere etmek, 2 — İstimlik takdiri kıymet komisyonuna bir aza seçmek Üzere meclisin bir günlük fevkalâde içtimaına Vilâyetçe lüzum görülmüş ok duğundan 9—3—938 Çarşamba günü saat 14 te umumi meclis salonu- yola takımları çok beğenilmiştir. | İt. sahiplerine Halkevinde . merasimle madalyalar verilmiştir, nu teşrifleri rica olunur, Bir gün, sofrada komposto yerken Hasan, Nükhe- tin yarısına kadar yediği tabağı kendi önüne aldı; o- nun artığım yemeğe başladı... Nükhetin önüne de da- ha yemeye başlamadığı kendi tabağını koydu... Nükhet, kompostodan artık bir kaşık bile almıya- rak sofradan kalktı, Bir gece bu arkadaşlardan Perran, sedirin üstün- de tanbur çalıyordu; eğleniyorduk; şarkı'söylüyor- duk; Hasan, Perranın tâ yanıma, yere yatar gibi uzan mıştı... Bir kolu sedire dayalıydı... Ben de öbür yan- daydım; bir aralık olduğum yerden kımıldadım; göz- lerim; Şarkın değil, Garbin de hiç bir sosyetesinde kabul olunacağını sanmadığım tuhaf birşeyle karşı- laştı: Hasan bir eliyle sımsıkı Perranın dizlerine sarık mış, başını da hemen dizlerine dayayacak kadar ona yakınlaştırmış; tanburu öyle dinliyordu... Beni görünce elini çekti; doğrulup oturdu, Per- tan kıpkırmızı keslimişti; yanımızda Nükhet ve baş- kaları vardı... Hepsinin yüzünde soğuk bir durgun- Tuk gördüm. Perran çaldığı şeyi zaten bitirmişti; tanburu bırak fı, kalktı... Hep birden artık geç oldu, gidelim; de diler... Hasanla birkaç gün konuşmadık; biribirimize bir şey de söylemedki; o, süt dökmüş kedi gibi sessiz ses siz, yine etrafımda dolaşıyordu Bir gün Perran geldi: — Günlerden beri üzüntü içindeyim, Yıldız; sen bi zi dost diye, arkadaş diye evinle kabul ettin; samimiyet göstererek kocanı aramıza getirdin; hal- buki biz, hele ben kabahatim olmadan senin yanın- da suçlu mevkiinde kaldık. Hasan Bey o gece ben çalarken yanıma oturdu; dizlerimi tuttu, bir hare- ket yaparak çekilmek istedim; öyle sıkı tutuyordu ki çekilemedim. Sen ve Nükhet sedirin arkasın. da oturuyor, bu vaziyeti görmüyordunuz. Belki Nükhet görüyordu da sen görmüyordun.. Sabiha tâ karşımızda idi: senin kocan. darılma amma. tuhaf YAL, DON öYöRUN YAZAN: ŞÜKÜFE NIJHA —4— bir adamcağız, ondan da çekinmedi. Ben ne yapaca- amı şaşırmıştım; sana birşey belli etmeden, çaldı- Bum şeyin bitmesini bekliyordum; o aralık vaziyeti sen gördün ve ben çök, çok fena bir mevkide kal dım. Perran için birşey düşünmediğimi, kocamın yap- tığı teklifsizliği affetmesini söyledim. Perran o günden sonra artık evimize gelmedi. O- na hak verdim; samimi bir dosta karşı yapılması lâ- zım gelen şeyi yapmış, bizden uzaklaşmıştı. O geceden sonra birçok zaman Nükhet te görün- medi. Bir gün çağırdım; akşam yemeğine de biz de kaldı; gece Namık Beyleri de alarak sinemaya gittik. İsmet Hanım, Nükhet, ben önde; Namık Beyle Ha- san da arkada yer aldık. Elektrikler söndü; film başladı. Nükbet olduğu yerde durmadan kımıldanıyor; 1s- kemlesini sağa, sola çekiyor... Bir aralık daha öne doğru geldi; iskemlenin tâ ucuna ilişir gibi takılı kaldı. Aramızda İsmet Hanım oturuyordu; eğilerek sordum: — Nen var, Nükhet, rahatsız mısın? — Yok, dedi; birşey yok. Ve durmadan kımıl dandı; yine sağa, sola, öne, arkaya' eğildi, çarpık dı... Işıklar açılınca Nükhetin yüzüne baktım; kıpkır. mızı #esilmişti; gözlerimle sordum: — Ne var, ne oluyor? gibi. Nükhet te bana gözlerile arkasındaki iskemlede oturan Namik Beyi işaret etti. Bu işaretten Nükhe- tin ne demek istediğini anlıyamadım. Eve gelirken otomobilde dört kişi sıkışarak arka- ya oturduk, Hasan öne geçti... Bu defa da Namik Bey yerinde duramıyor, benim tarafıma doğru eğilip duruyordu... Taksimle Harbi- ye arasını geçiyoruz; birdenbire Namık Beyin kolu- nu belimde ve beş parmağını kolumda duydum; şid» detli bir hareket yaptım; silkindim, o hiç aldırmadı.. Haykırıp skandal çıkarmak ne çirkin birşey olacak- tı; bunu yapamazdım. Ya, ne yapmalı? Birden bire tırnaklarımı eline geçirdim; o kadar şiddetle geçir- dim ki belki derisinde izleri kalmıştır... Namık Beyin arkamdan uzattığı kolu gevşedi, ya- vaş yavaş çekildi.. Eve geldik, yüzüm karmakarışık olmuştu; kalbim çarpıyordu, fena halde sinirlenmiştim. Nükhet sor- du: — Ne oldun Yıldız? Sararmışsın? Anlattım; o da bans anlattı: Sinemada otururken karanlıkta Namık Beyin eli uzanıyor, Nükheti rahatsız ediyordu. Biribirimize baka kaldık; bu, ne iptidai bir saldı- rıs!.. Bu ne işitilmemiş şey!.. İyi bir aileden, okumuş, dünya görmüş, zarif, ince ve niyet terbiyesini kimselere veremiyen Namık Bey, biri pek yeni ta- nıdığı, öbürü en yakın bir arkadaşının eşi olan iki kadına o arkadaşın ve karısının da bulunduğu avuç kadar yerlerde saldırmak küstahlığında bulunsun! Bu küstahlığı bayağı, görgüsüz bir erkek yapsa bemen o anda kovulabilir; terbiyesi verilebilir; ar- ma, cemiyet içinde yeri olan bir insana bunu yapa- mıyoruz.. Örtbas edip aman, İskandal olmasın, kim- seler duymasın diye susuyor, ONU yine aramiza al- yoruz.. Bu iğrençliğe biz de katılıyoruz, demek... Ne yazık!... Bir akşam, bir gece, ne İçindi bilmem, Namık Beylere uğradım; kapıyı hizmetçi kız açtı; evde ok madıklarını söyledi. Söyliyeceğimi dadıya da söyli- yebilecektim; içeriye girdim; hizmetçi kız beni da- dinm ve çocuğun odasına götürdü... Aman, Allahıin, o ne sefalet! O ne kirlilik, ne bakımsızlık!.. Çini sobanın üzerine kurusun, diŞe çocuğun “Yaf bezleri serilmiş; odaya Yayılan ekşi, buğulu bir hava ciğerleri tıkıyor, çocuğun kirli yemek tabakları yer. de bir köşeye bırakılmış... Şişman dadı, bir kanape- ye bağdaş kurmuş, Kucağında çocuk, oturuyor. Za- vallı yavru on beş aYlık olduğu halde bakımsızlık- tan emekliyemiyor, bile! Salonlarında ağır. Muhteşem eşyaları olan en hü“ yük terzilerden giYinilen; ber akşam bara balcova ziyafete, kadına AVUÇ âvuç para dağıtılan bu evd çocuğun hali ne?.. En fakir, en geri bir ailede bik çocuk bu kadar bakımsız kalamaz... Göğsündek çük, muşamba önlük kurumuş sarı yağlar içinde. Dizlerinin altında kocaman bir pamuklu ve kirli, 1s- lak bir muşamba... Çocuk muşambasının bir ucunu çekerek ağzına götürmüş; bir pestil gibi şapır şapır emiyor... (Debami var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: