8 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

8 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EŞ Heyecanlı Oldu Erzincan, (TAN)— Şehrimizin kur tuluş bayramı hararetle kutlanmış- tır. Bu maksatla köylülerden birço- ğu atlariyle şehrimize gelmişlerdir. Haik, mektepliler, resmive hususi canın istirdadı canlı bir şekilde tem- sil edilmiş, kıtaat ve milis kuvvetle rinin attıkları manevra fişekleri, © tarihi dakikaları herkese hatırlatmış tır. Genç bir subay nutuk söylemiş, buna bir köylü cevap vermiştir. Son- bir çalışma var, Vize, Trukyanm ileri bir merkezi olmuştur. Zirai kalkınmanın en top- hu eserleri örnek gibi oradadır. Yeni bir Halkevi binasının proje- e Vatandaşla | : i ERZİNCANDA: GİRESUNDA: 2) i TİLİTİÇ KurtuluşBayramı Trakya Kazalarında Karısının dostunu, Mülâkat a A Yeni Yılın Plânlı Kalkınma Hareketleri Edirne, (FAN Muhabirinden) — Bütün Trakya, çok canlı bir kalkın- ma devresi içindedir. Kaza ve köyle- re varıncıya kadar her tarafta plânlı dern kasaba olmuştur. Su, elektrik, arteziyen, kanara, park, otel, bahçe- ler yariş edercesine ilerlemektedir. Asfalt yolun yardığı Çorlu, ihtişam» 4 bir duruma gölmiştir. Kültür ve askeri yapıları 1938 programile daha çok genişliyor. Bir Halkevi, bir bü- yük orta mektep, ve vakıflar İdare- Öldürdü BAŞMAKALEDEN MABAT Bir (Başı 1 incide) verilen cereyan muhavvileye geldi- ği zaman voltajın eksikliği ve sarfi- yatın çokluğu dolayısile voltaj düşü- yor. Neticede amper çoğalıyor. Şid- detin bu suretle artması yüzünden suat, cereyanın kuvvetsizliğine rağ- men fazla kilovat yazıyor. — Sonra? — Sonra bir de Evkafın icarei ze- mininden bahsedeceğim. Bahçeli bir eviniz var. Buna icarel zemin veri- yorsuhuz. Ayni bahçe içine yeni bir ev yapıyorsunuz. Eskisi kadar icarei zemin aldıktan saşka yeni ev için de geçit lmaştr. iştir. İsinin inahk » Işgal edilen yer SE leri hazırlanmış ve yeri seçilmiştir. | sini yer kirası istiyorlar. İşgal © la in klahela İaymaimp başlenmei-|— 20 Me BEM hir pin e ye çoğalmadı ki fazla kira istesinler. Belediye reis ve mümessilleri balk | ır. Bir senedir inşaatı devam eden |“ yapılan şehir pilini, sa ve elektrik Bu noktada bir mantıksızlık var. Dik namına möfettişliğe giderek ordumu | tan devreli bir ilkokul bitmiştir, g3g | işleri, yarım milyonluk bastane ve kati celbediniz. za şükran ve minnetlerini generale bildirmişler, ayni maksatla valiyi de ders senesinde tedrisata bu yeni mek büyük orduevi, parklar.. Bu ilerleyi- şi çok canlandırıyor. ziyaret etmişlerdir. General ve vali de belediyeyi ziyaret etmişlerdir. tepte başlanacaktır. Ocak kurumu ar sasi da seçilerek, kurumun plân tip- İlerine göre inşaata başlanacaktır. Hükümet önünde eski meydan ge- Uzunköprü elektrik tesisatı, hava kurağı bitmek üzeredir. Keşan, Mal- kara elektrik işleri, yepyeni çarşılar — Başka? — Kira kunturatı yapılmamışsa belediye beş lira para cezası alıyor. Bunu mal sahibinden istiyorlar. Ba- zan insan kiracı ile kavgalı oluyor. Fe 8-3-930 BULMACA DUNEU BULMACAMIZIN HALL 123 45 6 7 89 10 RE RUGUNKU BULMACA 123 456789 10 0 Sör Gece sabaha kadar eğlenilmiş, fe- ye R ner alayları yapılmıştır. Halkevi, egiettirilerek burada bir park İpılması ve Atatürk arıdının dikilme- ya. | ve bir çok yapılar ve kollektif fidan- palik olsun diye mal sahibine ceza ödeten kiracılar çıkıyor. Kunturat lıklar göze çarpan yeni hareketler- köylülere çay ve pasta ikram etmiş, | si büyük bir ehemmiyetle devam et- dir. olmamasından iki taraf ta müsavi Gazipaşa okulunda geceliyin yoksul | mektedir. ğe surette mesul olmalıdır. Hiç olmaz- yl gz ale ae emen kk er | e, GN Ma sa kiracının iddiası üzerine ceza ke- Parkı, yeni binaları, büyük mekte- miştir. mam belediye tarafından (4000) lira Giresunda yakalanan silmezden evvel mal sahibi de din- RL e #arfiyle tamir ettirilmektedir. bi ile Saray. ileri hareketler göste- firari Ömer MN e er Al lk i i ve ispat etmek fırsatına l KIZILÇAHAMAMDA: Yeni Cümhuriyet meydanında çak İren Malkara; Kapaklı, Çerkesköy,| G.. esan, (PAN) — Burada bir afla) hıdır EN pm modem bir gazino We otel| İnece, gibi radyolu, elektrikli köyler; |, 5 olmuştur. Tafsilât şüdur: | Belediyeden bahsederken mahal Ankara.Kızılcahamam |sapıtmıştır. | Avrupanın büyük köylerinden fark: | * va köyünden Şevki, 20 gün kar Jcmizin bir derdinide kaydediniz! Kasabada plânlı 100 bin fidanlı 40 | sız olan ve üç yılda vücut bulan Mu- hi Rİ ei iş, ay, Topkapıda Beyâzitağa mahallesinde | YUKARDAN AŞAĞI Yolu Yapılacak dekarlk bir kollekif zimat bahçesi | çatı çelşkan bir köyün genişleyen| vi kalburcu Mehmet sokağı bozuktur. | 1 — gimendiler. yapılmıştır. ni köy halkından künt oğlu Emrul-| Gokaktan başka her şeye benziyor.) 3 — Emir sizesi Kızılcaham, (TAN) — Kasabamız. varlığı ile Türkgeldi Devlet çiftliği; | : Bu bahçe civarındaki betondan bir lah ile karısının zinada bulandukla- Derya halindedir. Müracaatlarımıza Nota — Maksat la Ankara arasındaki şosenin tanzi- mine karar verilmiştir. Kızılcaha- mam — Kazanköyü arasındaki on dört kilometrelik bataklığın ortadan kaldirilmasiyle işe başlanacaktır. Tayyare Kurumuna Yardım Kızılcahamam, (TAN) Geçen zel eserlerdendir. aşım durağı, fenni tavuk ve tavşan istasyonları güzel ve tarihi kasabayı baştan başa donstmıya başlıyan gü- Lüleburgazda yeni çalışmalar Lüleburgaz, Babaeski inanlı aygır depoları; maden çalışma ları. Trakyada hızlı hareketlerden- Istanbulun süt işinde bu iki bü- yük çiftlik 1938 de herhalde nâzm birer mo-' olacaktır. Kurban Bayramında Tayyare Kuru- muna yapılan teberrülerin evvelki senelerdekinden fazla olduğu anlaşıl mıştır. Deriden maada, bir hayli can- '4 kurban da teberrü edilmiştir. e 7 ; KÜÇÜK HABERLER £ ML Yİ ; # Zile, (TAN) — Firsuzlık ve dolandı- rıeliktan suçlu Yosgadın Veli Endük kö- yünden Hasan oğlu Mustafa yakalanmış- tır. 4 Havza, (TAN) — Çocuk Esirgeme Ku rumu 52, Merkez ve İstiklâl okulları bime ye hayeti de 31 çocuğa elbise ve ayakkabı vermiştir. # Bartın, (TAN) — Bir yumurta 40'ya rTeya veriliyor. Mevsim itibariyle yumur- | ta tslepten fazladır, İhracat azdır. # Bayındır, (TAN) — Kizikeçli kös! yünden Ahmet oğlu Halil Çağa ile amcası| Ahmedin oğlu 17 yaşında Hüseyin Çağa| kavga etmişlerdir. Hüseyin Çağa, çifte kur günüyle yaralanarak ölmüştür. Hasanın anası, ablası veya dadısı mıydım? Yoksa bir timarhane doktoru mu idim? Ben de gençtim, benim de yaşamıya, mesut olmıya, hattâ şımarmıya ihtiyacım vardı, Hasan, vakte mektuplarının birin- de, benim fazla hayalperest, kendisinin daha realist olduğumuzu, bana demirden biristinat ols- cağını yazıyordu. Halbuki Hasanın, demirden bir is- tinat deği, çöp kadar tutulacak bir yeri yoktu! Hayatın ortasında yapyalnızdım, keşki yap- yalnız olsam... Benim dayanacak destek aramıya #ktiyacım yoktu; kendi kendime her yerde tek ba- şıma ayakta durabilirdim. Halbuki Hasan Beni zorla muhitine zincirlemek istiyordu. Hasandan iğreniyordum; Hasana acıyordum; Ha- #andan kaçmak istiyordum, Hasanın yanında kalıp onu kurtarmak istiyordum... Of, başım öyle karışık ki. Hasan eve döndü, başı önde, zayıflamış, ezilmiş bir halde, ağladı: — Senden ayrılamam, Yıldız, beni affet... Boğaziçindeki geceden sonra Nükhet aylarca bize gelmedi; ara sıra ben kendisini görmiye gittim, anlı. yordum, Hasanın münasebetsizlikleri onu fena halde iğrendirmişti, ama, hiçbir şey yokmuş gibi bu bahsi hiç açınadı.. Ona sitem ettiğim zaman, “vaktim olmu- yor, gelirim.,, diyordu. Sön günlerde Hasan uslu akıllı oturuyor, bir yere gikmiyor, içmiyordu. Kimse ile görüşmüyorduk, bir le... Yalnız ara sıra Namık Beyler geliyordu. Ben Na- mik Beye karşı soğuk bir tavır takınmıştım; 0, yap- tığı münasebetsizlikten pişman olrauş, utanmış gibi birdetibire büsbütün değişmiş, eskisinden daha va- kur, daha olgun, daha kültür sahibi bir adam gibi görünmiye başlamıştı. Yavaş yavaş o geceyi unutmıya başladım. İsmeğ Hanım hep o İsmet Hanımdı? Yine kocasının arka- #ından koşuyor, onu sön derece kıskanıyor, yalnız buldukça Hasanla dertleşiyordu. ERZİNCANIN KURTULUŞ GÜNÜ: Erzincanın kurtuluş bayramı günü memur ve subaylar YAL DON YAZAN Bâna vermemezliği çoktan geçti, be- nimle samimi bir dost ta olamadı, şimdi büsbütün başka bir ruhi sarsıntı içinde gibiydi, benden âdeta ürküyordu. Karşılaşınca şimşek çabukluğu ile bir kocasına bir bana bakıyor, renkten renge giriyordu. Çünkü toplandığımız zaman İsmet Hanım, Hasanla, Namık Bey de benimle görüşülecek mevzular bulu- yorduk. Bu yeni Namık Beyi dinlemek şimdi benim için bir zevkti; bana dünyadan, kitaptan, sanatten, her şeyden bahsediyordu 've bana anlattığı ber şeye, okuduğu her kitaba, az çok aşina çıktığım için benim le görüşmekten hoşlanıyordu: Bir gün: — İnanır mısınız, Yıldız Hanım, dedi; büyük bir Zevk duyarak, anlaşarak görüştüğüm tek kadınsınız.. Bebek, oyuncak kadınlardan usandım. Birçok kadın- ları memnun etmek için onlarla ancak flört etmeli- dir. Birçöklarının da balodan, oyundan, tuvaletten, dedikodudan başka görüşecek sermayeleri yoktur... Ancak sizinle konuşurken ruhumun ihtiyacı olan şey- leri, tatmin edebiliyorum.. Biraz ötede Hasanla oturan İsmet Hanım bizim ne #öylediğimizi işitmeden kendince mâna verdi. Kalın, sinirli sesiyle yarı gülmiye, şakaya vurmuya çalışı” rak: — Hasan Bey, baksanıza, bunlar galiba mercimeği fırına verdiler; dedi... rım ihbar etmiştir. Bunun üzerine eürmümeşhut yapilmış, iki çocuğu o- lan kadının suçu meydana “ıkmuştır. Muhakeme esnasında, Şevxinin bir hafta kadar evvel karısını evden köv duğu anlaşılmış, kadın ve Emrullah üçer gün bapse mahküm olmuşlar- dır. Dört gün evvel Şevki, sarhoş oldu- ğu halde Emrullahın evine gitmiş ve kapıya çıkan Emrullahı bıçakla ya- ralamığlır. Yaralı biraz sonra da öl müştür. Katil kaçmış, fakat adli kısım geti| Tahsin Cellek'in tedbirlerile ayni ge- cede yakalanmıştır. Bir Katil, Yakalandı Giresun, (TAN) — Katil suçundan dolayı hapse mahküm “edilmişken, bir yolunu bularak Şihinkarahisar hapisanesinden kaçan Ömer, Burada yakalanmıştır. İki müfreze, Teltepe köyünde İmam Süleymanın evini a- ramış, katil Ömeri, üzerinde bir AL İz İngiliz bombası ile beraber, burada bulmuştur. e niz müştü. Kalktı: ların ber günkü YORUM ŞÜKÜFE NIHA 36 — Bu ne biçim konuşmak? Bu cümle nasıl bayağı bir sınıf İnsanın konuşmasıdır? en evimde, ailemde, dostlarımın arasında böyle tâbirler duymamıştım. Sonra evime gelen bir tanıdık kadının kocasiyle bir metre ötede, bir odanın içinde onun tâbiriyle “mer- cimeği fırına vermek!”, yani cinsi bir anlaşışla an- aşmak... Bunu İsmet Hanım nasıl düşünebiliyor? Farzedelim ki, bu, bir lâtifedir; bu gibi lâtifelerin de yüksek aile terbiyesi olan insanlar arasında yeri var mı? Bu, ne kadar Iğübalilik?!.. İsmet Hanımı duymamazlığa geldim; Namık Bey göz ucuyla karısına baktı, o da bir şey söylemedi; konüuşmamıza devam ettik.. Sonra düşündüm, bütün olgunluğupa, medeniliğine rağmen Namik Beyin de münasebetsizliğini görmüştüm; belki İsmet Hanımın 'da kocasından böyle şeyler beklememekte hakkı var- dı. Yine kafam karıştı; yine hangisi hakkında hangi hükmü vereceğimi şaşırdım. Hasanla Namık Bey Bursada bir kumaş fabrikası satın aldılar.. İkisi de kazanıyor; günden güne zen- ginleşiyorlardı. İsmet Hanım bu kuzançtan, bu zen- ginlikten çok memnundu; tuvaletleri için kocasından istediği Kadar para alabiliyordu; salonlarda her ka- dandun daha iyi giyinmiş olarak görünüyordu. Ben bu kazanç ve zengilik işiyle hiç mesgul değil dim; ne tuvalete, ne de tasa, inciye ihtiyacım vardı. kulak veren olmuyor. Bunu da yezı- oplu . notlar burada bitmiş, vatandaş Mustafa içini dök- — Ikimizin de vaktimiz kıymet 4... Daha fazla durmayalım, dedi. Görüyortunuz ki bahsettiğim nokta lar küçük şeylerdir. Fakat dan her birinin bir takım vatandaş- hayatında büyük yerleri vardır, (Vatandaşla mülâkat) diye bir sütun açınız, ne kadar fay- dahı olacağını göreceksiniz. Vatandaş Mustafanın istediği sö- | ——— mm ema a amaaa aa Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarmızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe almabilir. — Sebra — Bizi dolturtan — Beleş — Aykırı yol — Bayaz 1 — Tenbih edatı, $ — Köpek — Sübayları merbut asker 8 — Asker kıtası — Erkek adı. 10 — Kabuklu deniz mahlöln a m m me tunu tecrübe şeklinde açıyoruz. AM sütunu için mülâkatlar yapacaklar” dır. Kendi kendilerile kısa mülükni- lar yapıp ta bunu bize gönderenler bunlar. mevzülara ait olup olmadıklarını bakacağız. Öyle olanları siresile ne” redeceğiz. Ahmet Emin YALMAN Kafamı dolduran endişeler, bunların büsbütün zıddı idi. Hattâ ikide bir Ismet Hanım bana söyleyip durur yordu: — Kocanızın kazancı yok değil kt! Daha iyi giyine» bilirsiniz; meselâ neden Hasan Bey size bir iki pır- lanta bilezik almasın!,. Baksanıza, kocaları sizinkin- den daha z kazananlar nasıl afot tefort edip gezk yorlar... İsmet Hanımın bu beni kayırmasında birazda kendisine çıkacak bir pay var, gibiydi... Çünkü işleri vtaklaşa idare eden, ortaklaşa kazanan Iki erkeğin. sarılârı başka başka yaşıyorlardı. İsmet Hanım beni de kendisi kadar masraf eder görürse kocasından da- ha çok istemiye Yüzü olacaktı... Halbuki ben Hasan * dan para almak bile istemiyordum. Hattâ kendim çar şıp kazanmak için bir zaman bekliyorum. Nihayet bir gece bizde bunun kavgası yapıldı. Na- mik Bey birkaç ay Burssya gidip yeni fabrikanın bar şında bulunacaktır; İsmet Hanım oraya giderken ye- ni giyilecek şeyler yapmak istiyordu. Namik Beyin başına bir yığın masraf kapısı ağn Karısına: — Canım, diyordu; şimdi sarfiyatımız çok; Bursa için yeni elbise yaptırmıya lüziym var mı7 Kâfi dere- cede elbisen vari Tayyörlerin var; mantoların var; İstanbul değil ki Bursa; mevsimden mevsime elbise“ min modası £€Ştİ; diyeceksin. Hem vallahi bık- tim bu serin moda düşkünlüğünden! Bak sana, Yıldız Hanım; ne kadar sade giyiniyor; ne kâ- iar az masraf ediyor... Biroz da kendini başka seve ver, biraz çocuğuna bak; biraz oku... Biraz mutiakls İsmet Hanim fena halde sinirlendi; ne söylediğini bilmiyecek haldeydi: — Anladık, dedi; Yıldız Hanım, Yıldız Harım, Bax ri biribirinizle evlenseydiniz... Yıldız Hanım da giyin sin; medeni bİr kadın iyi giyinmesini bilmelidir... (Devamı var) kadaşlarımız, (Vatandaşla mülâkmt) | olursa umumda alika uyandıracak melas» DE aoveiamk ez abe: S5

Bu sayıdan diğer sayfalar: