20 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

20 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| İ : | ' N l k Fransa ve Bolçikada tecrübe edilen ve halk arasında epey rağbet bulan kadınlara bahsus atletizm müsabakalarının Amerikada görülüyor, Amerikalılar Avrupanın baz meşhur kadı da sik sk Certip edilmesi dü- aletlerine müracaat etmiş- Terdir, Muvafık cevaplar aldıkları tökdirde bu yaz büyük bir meting hazırlıya: lardır. Bu münasebetle geçen söne Prünsada ye: dan beynelmilel atletizm müsü. bakalarına iştirâk etmiş olan dört kadın şampiyonunun bir erada çekilmiş resimle» Tini veriyoruz. Soldan sağa doğru: Boltel İn (Fransız) Whitehead o Çingüiz) Valla an) Nowark (Avusturya) Güreş - Futbol - Spor Faaliyetinin En Yüklü Bu hafta spor faaliyetinin en yük- lü iki gününü yaşıyacağız. Merak- ları şimdiden bir düşünce almıştır. Nereye gidecekler? Taksimdeki gü- reşleri mi seyredecekler? Fener sta- dındaki Fenerbahçe — Galatasaray | | maçını mı takip edecekler?. Bu iki müsabakadan &başka, biri Cumartesi akşamı, diğeri Pazar saba hi oynanacak First Vienna'nın iki maçı var, Haftada bir kere bilet alın İ makia spor meraklarım denlerin bu hafta en azdan üç bili alacakları muhakkaktır. « Bu haftaki seyircileri tereh ede- cekleri müsabakalar ve yaşları iti- bariyle ; Gençler ve orta yaşlı zevkini yalnız futbolden alanlar, Cu || martesi günkü First Vicnna maçını kaçırmazlar. Pazar sabahı da ayni “Taksim stadına koşup ayni Viyana takımının Pora takımına karşı yapa- || cağı oyunu seyrettikten sonra doğru Fener stadına koşacaklardır. Evli barklı olan orta yaşlılarla ih- tiyarlardan bir kısmı çocukları yü- zünden Taksim stadiyle Fener stadı arasında sallanıp kalacaklardır. Ço- cuklar Fener stadında Galatasaray - Fenerbahçe maçına gitmek istiyo- çekler. Kendileri de sabık Türkiye Başpehlivanı Kara Alinin bugün ne halde olduğunu gözlerile görmek ar- Zusunu yenemiyeceklerdir. Bir kısım da var ki, onların yolla- rı ve gidecekleri stadyom bugünden malümdur. Onlar, ya futbolün, ya- hut güreşin mutaassıp şaşmaz ta- raftarıdırlar. Daha bir hafta evve- linden ahbaplarile sözleşmişlerdir. Meselâ, Fenerbahçeye karar vermiş- | lerden ise, Galtada bir lokantada öğ le yemeğini yiyeceklerini, karşı ta-| rafa filân vapurla geçeceklerini dost « Jariyle tesbit etmişlerdir. Güreşe koşacakların ekserisi sa- © bah kahvaltılarını ve öğle yemek- lerini kırlarda ve mesirelerde eski güreş meraklılarile çepçevre olarak tamamlamak için kararlar vermişler dir, İşte bu haftanın dört mühim kar- Şılaşmasını seyredecek meraklıların halleri, Biz gazeteciler de iki gün içinde dördü Istanbulda ikisi de Ankarada yapılacak olan altı müsabakayı gö- renlere ve görmiyenlere nakletmek vaziyetinde bulunuyoruz. Allah yar- dımcımız olsun. Haftası İMülâyim,Dört “Galibiyetle” Dönüyor İl İngilterede yaptığı dört ma- | l çı da tuşla kazanmış olan Mü- lâyim pehlivan bugün Brendi- ziden limanımıza uğriyacak va purla İstanbula geliyor. Mülâyim pehlivan, Taksim | güreşlerinde Himmet pehliyan- Ja tutuşacaktır. Kara Ali peh» livanın Tekirdağlı ile karşılaş | turılması kararlaşmıştır. Kara | Ali, İstanbulda idmanlarına vam etmektedir. Tekirda) Balıkesirdeki güreşlerini cu » ünü bitirip pazara ye- tişmek üzere Balıkesirden ha- reket edecektir. Tebliğler : Eskrim Müsabakaları T. S. K. Eskrim Ajanlığından: Bölgemizin birincilik müsabaka- lari 24 nisan pazar günü saat 17de Beyoğlu Halkevi salonunda başlıya- caktır. Gölgemizde bulunan her Türk eskrim amatörüne açık olan bu mü- sabakalara eskrimi ve eskrimleri se- İven herkes davetlidir. Kılıç bu üç silâh ayrı ayrı birin- cileri taayyün edecektir. Bayanlar arasinda da Flore müsa- bakası yapılacaktır. Ayrıca yine her silâhın birdeh dörde kadar derece â- lanları o silâhın ekiplerini teşkil e- deceklerdir. * T.S. K. Istanbul Bölgesi Atletizm Ağjanlığından: 1 — Taksimdeki tamirat dolayı- sile idranlar bir hafta müddetle Fe- ner stadında yapılacaktır. 2 — Bozuk hava yüzünden tehir edilen Dekatlon müsabakası 21JV. 1938 ve 211V.1938 Çarşamba © ve İPerşembe günleri saat 15.30 da Fe- Der stadında yapılacaktır. Kayıt sa- | hada kapanır. * T. S.K. Istanbul Bölgesi Futbol Ajanlığından: Bölgemizde yapılacak kupa maç- Ebe, Fiore, | Milli Küme: Fenerbahçe Galatasaray Karşılaşıyor lar. Fikstür mucibince Güneş klü karşılaşacaktır. Perşembe günü karaya hareket edeceklerdir. ler, Halbuki Fener maçı bu hafta yapılacaktır. Çünkü Fenerbahçenin son hâdiseler mevzuu bahsolmadığı gibi, çı hususi surette oynıyacaklarında İ şüphe edilemez. mâni olamaz. Beşiktaş İhtilâfının Halline Doğru Memnüniyetle haber aldığımıza göre, Beşiktaş klübündeki ihtilâfla- rın, ber iki taralı memnun edecek şekilde halli çareleri bulunmuştur. Yakında bir kongrenin toplanacağı muhakkaktır, Memlekette: Kastamonu Güreşçileri Samsuna Gittiler Kastamönü, 19 (TAN) — Geçen sene Samsun güreşçi mize yaptıkları ziyareti iade için Kastamonu güreşçilerinden bir grup İ| vali muavininin başkanlığı altında nin şehri- || Samsuna hareket etmişlerdir. Kuvvetli bir kadro ile giden peh- livanlarımdız, Samsunda 23, ve 24 Nisan tarihlerinde iki karşılaşma yapacaklardır. Bu müsabakalar ge- çen sene yapılan karşılaşmaları revanşı mahiyetindedir. Hariçte: Peşte - Viyana Muhteliti Karşılaşması edilen Macaristan — Avusturya mil li futbol takımları | yapacaklardır. i İki Avusturyalı Tenisçinin Kararı Viyanada oturdukları için bugü- ne kadar Avusturya namına tenis Lehli İ müsabakalarına iştirak eden tenisçi Kont Adambarovuski bun dan böyle yapacağı maçlarda Lehis- tani temsil etmiye ve 23, 25 Nisan tarihlerinde Varşovada yapılacak © lan milli karşılaşmalarda Almanla- ra karşı oynamıya karar vermiştir. Çift müsabakalarda Lehlinin Par teneri Metaksa'nın da bundan böyle Yunanistanı temsil edeceği söylen- mektedir, larının fiküstürünü tanzim etinek ü- zere Beykoz, Hilâl, İstanbulspor, Sü leymaniye, Topkapı ve Vefa klüple- rinin salâhiyetli birer murahhasla- rını 21— 4 — 1938 Perşembe günü akşamı saat 18 de Bölge merkezine göndermeleri tebliğ olunur. Geçen hafta ufak bir istirahat dev resi geçiren milli küme takımları, bu hafta tekrar faaliyete geçiyor- Ankaraya giderek Cumartesi günü Harbiye, pazar günü Muhafızgücü İle Güneşli futboleular sabah treniyle An- Diğer taraftan bu hafta şehrimiz- de İstanbulun iki ananevi rakibi ©- lan Fenerbahçe ve Galatasaray ta- kımları karşılaşacaşlardır. Bazı re fiklerimiz, henüz umumi merkezden ini ileri sürerek maçın nı şüpheli göstermektedir- Galatasaray yür zünden milli kümeden çıkarılması tahmin- ler hilâfına son dakikada böyle bir karar verilse bile bu iki klübün ma- Buna da taraflar- dan biri boykotlu olmadıkça kimse Avusturya sporu hakkında Alman ya Federasyonu tarafından tesbit edi len nizamlara göre, her sene tekrar karşılaşmasının | İ bundan böyle Budapeşte ve Viyana muhtelitleri namı altında devamına karar verilmiştir. Bu yeni nam al- tında iki milli takım ilk karşılaşma- larını 24 Nisanda Viyana stadında Vatandaşla PE Yağ Fiyatları Yükseldi Şişlide oturan hir okuyucumuz ya- zıyor: “Burada bir bakkaldan şimdiye ka- dar en iyi Urfa'yağını kilosu 120 kuruşa alıyorduk. Bu yağ hakikaten iyi mi idi. Daha iyisi var mıdır, bil miyorum, Fena deği Bu hafta tek! rar yağ almak icap etti. Fiyatlar on | kuruş yükselmiş, Bunun sebebini an hyamadım. 130 kuruşa bir kilo yağ pahalıdır. Türkiye bir çiftçi memlö- ketidir. Evvelce okka zamanında yi- ne bu fiyata alıyorduk. Hattâ, di ha ucuza düştüğü zamanlar da olu- yordu. İyi ve temiz yemek için bu fiyattan aşağı yağ kullanamıyoruz. Bir kile yağ ise çok bir şey değildir. Bir iki gün içinde — bilhassa kal balık bir aile için — bitiyor. Halkın en bellibaşlı gıda maddelerinden bi- r olan yağ, herhalde wcuzlatılmalı- dır. Anadolunun uzak köşelerinde,! bilh: şarkta bol bol iyi ve temiz İyağ istihsal edilebilir ve ediliyor ka- naatindeyim. İstanbula getirilim, w- cuz ve bol olarak piyasaya serkedil- memesinin sebebi, belki de teşkilât- sızlıktır. Yağ işi mühimdir. Vatandaş ların sıhhati ile alâkadardır. Ucuz ve fena yağ yemeye mecbur birçok kim selerin tedavisi kabil olmıyan wide hastalıklarına wörediklarını görüyo ruz. Türkiyede iyi yağ sıkıntısı çek- mek bana biraz acı geliyor. İstihsal| mıntakalarında, talep azlığı yüzün. den, ihtimal ki tam randıman da hnamıyor. Bu mesele Türk köylüsü- nün kalkınmasile de alâkadardır.,, OKUYUCU Mektupları İğne Yutan Kızım Başına Gelenler Kadıköyünde Yekleğirmeninde Havva 1- minde birinin dalgınlıkla topluiğne yuttu- ğu ve bastaheneye kaldırıldığı yazılmıştı Misrhıoğlu Yavuztürk sokağında 20 numa- rada oturan Halil İbrahim Akura, bize gön- derdiği bir mektupta, iğneleri yülanın, bü» yütmek üzere yanıpa allığı Kirmeriz bir kaz gum Böydyar “va muse “ihdire 24 Martta olmuştur. Kazı hemen bir taksi otemobili ile Nümüne hastane-| #ine götürdüm. İki hekim muayene ettiler, Vücudünde iğne olmadığı Iddia edildi ve benden kım götürmem rica olundu. Ben de berayi ihtiyat hastanede kalmasını iste-| dim. Lütfen muvafakat ettiler, Ertesi sa- bah kızı görmiye gittim. Rönlken muayo- nesi neticesinde, hastada altı tane iğnenin bir arada bulunduğu görüldüğünü söyledi” ler, Kabul günlerinde hastamı görüyor, ken dinine patates yedirdi i öğreniyorum. | 20 Martta küçük Kız, iyi olduğu söylenile. rek hastaneden çıkarıldı. Eve gelen kız-| cağızda sancılar devam ediyordu. Bu sefer Kızcağırı Maseki hastanesine götürdüm. Orada yapılan muayenede, iğnelerin bu s0» der dağılmış bir halde ve h8lA içeride bu- Yundüğümu anladılar ve kızı tedavi altına aldilar. Şimdi Börtemim şifayap olmasını bekliyorum. Acaba iğneler Vücutta dağıl- madan, bir arada iken smeliyat yapmak mümkün değil miydi.” f * Bir işçi ve Elektrik Şirketi Körügümrükte, Çatalçeşmede 86 muma- ral evde oturan Yusuf oğlu Salih Çavuş, İstanbul Elekirik şirketinde dört sene ça- Uıştırıldıktan sonra işinden çıkarıldığı için şikâyet etmektedir. Bu karilmiz şirkette çahşırken parmağı ezildiğini, bunun için kendisine yüz )ira taz inat verileceği söylenildiğini, Noterde bir raname ve İşl inuvafakatile erkettiğini imzaladığını, halbuki kendisinin eline son- radan şirket tarafından çıkarıldığı hak- Kında bir kâğıt verildiğini iddia eylemek» tedir. Salih, dört senede Üç defn ve üç derece terfi ettirilmiş olduğu halde börle ehli- yetsizliği İleri sürülerek işinden çıkarıl- mamna itiraz etmekte, sefil ve perişom kal dığını, okumak, yazmak bilmediği için No. terde imzaladığı kâğıdın muhteviyatinı da sonradan öğrendiğini söylemektedir. Bu iâ- Alalarla Beyoğlu mtddelumumlliğine bir istida vermiştir. Hakhı olduğu takdirde ya- pılacak resmi tahkikatın bumu meydana çı karacfına şüphe yoktur. * Bazı Kusaplardan Şikâyet Topkapıda oturan okuyucularımızdan P, Sivridis yazıyor: 'Hayat ucuzluğu etin ucuzlaması ile beş- | Iadı, Bunu bütün İstanbul halkı sevinçle Karşıladı, Geçen gün et almak için kasaba gittim, bir kilo et vermesini söyledim ve 47 ku- Tuşu verdim. Fakat zorla 85 kuruş İstedi. Ben de veçdim. Geçen gün, akşam, et al- mak için bu sefer başka kasaba gittim. Bu da kuzuyu 60 kuruştan hesapladı. Şaştım doğrusu. 12 sene mektebe gittim. Narkın cenat tarafından değiştirilebileceğini hiç bir öğretmenden öğrenmedim. Bu suretle, va- siyetin değişmesi için alâkadar makamlar» Kutupta Bir Öğle Yemeği Yazan : Spirin « Çeviren LEE TESEENUEETADARTANAD M maaş... eğer Kutpta iştah, dünyanın diğer yerlerinden farksız- Kutba, Ohiç olmazsa bir defa olsun gidenler bunape kâlâ inanırlar. £ Kutbun ilk sâkinleri (sayılan Obizlere ge lince... Biz bu işin doğruluğuna hemen oraya vardığımız ilk daki- kada inandık.. Kazandığımız bü - yük muvaffakıyetten ötürü biribi- rimizi tebrik etmiye vakit bulma- dan, günün muayyen zamanların- d4 her ianiyi esaretine-alan 0 ön basit bir duygu, açlık duygusu, derhal kendini gösterdi. Evet, kos» koca bir Kutbun fatihleri olan biz- ler, açlığın © kudretli pençesine kendimizi kaptırmıştık.. Hem öyle bir kaptırış ki, önümüze ilk çıka - cak bir fok balığını bile çoktan yemiye hazırdık... İşte bu sırada İvan Dimitriye » viç Papanin bütün inceliklerile der hal kendi ustalığını gösterdi. Biz- er: “Acaba ne yesek? : Nasil et- sek?,, gibi düşüncelerle vakit ge- çirirken o, hiç kimse farkına var- madan tayyarelerde bulunan mut- fak takımını buzların üstüne indir- di.. Sonradan “Papanin” ocakları, ismini alan gaz ocaklarını yaktı. Şi- mal kutbunun buzları arasında ce- hamamı KM hal birtakım kutularla, acayip bir- takım paketler açıldı.. Esrarengiz birtakım amelieyeler cereyan etti... Nihayet az bir zaman içinde beş on kişiyi doyurabilecek kadar bol bir öğle yemeği meydana geldi. Yemekler harikulâde nefisti. Me- deni şehirlerin en büyük lokantala- rında bite ancak bu kadar nefis ye- mek yapılabilirdi. Papenine haklı olarak “Kutbun ilk aşçı başısı,, un- vanını verdik. EE Papanin, kendisine verdiğimiz bu unvanı iftiharla taşıdı. Ve bir- kaç gün müddetle bize nefis lezzetli yemekler yedir?” © Fakat bu saadetimiz çok sürmedi. Molo- xoW'ün, Sünun arkasından Alek- 3eyev'in ve Mazuruk'ün tayyarele- ri de Kutba geldi.. Kutup sakinleri derhal birkaç misli arttı. Tekbaşı- na bir adamın bu köskoca orduyu beslemesi imkânsız bir hal aldı. Baş aşçımız Papanin İstifasını verdi. Bu vaziyet üzerine Kutupta umu- mi bir toplantı yapmamıza lüzum hâsıl oldu.. Uzun müzakerelerden sonra yemek hususnda “ademi mer keziyet,, usulünün tatbikine ka - rar verdik. Bundan böyle herkes kendi tayyaresinde yemek yiye- cek ve o tayyarede bulunanlar sı- ra ile birer gün aşçılık yapacak- lardı. ve unlar ne yemeklerdi!. bir lokantanın hiçbir me- nüsünde böyle yemekler bulmak imkânı yoktu... İstisnasız olarak bütün yemeklerimiz konsetve İdi... Fakat bunlar arasında hususi ola- rak Kulup için yapılmış, Hasıl kul- lanılacaklarını bile bilmediğimiz çok acayip konserveler de vardı. Bunların çoğunun nasıl pişirilece- ğini bilmiyorduk. Kızartma şek- linde yememiz icap eden birçok yemekleri kaynamış olarak yedik. Birçok haşlamaları da kizarima halinde kullandık.. Nöbetçi aşçıların birer de yardım rübeler umumiyetle kötü neticeler verdiği halde, pişirilen yemekle « tin kırıntıları bile kalmıyor, hep- #ini yiyorduk. Fakat yemeklerin son “kırıntıları da midelere indik- dan rica ederim. Allah Kumkapılıları bu 'vazyietlen çabuk kurtarsm.” ten sonra nöbetçi aşçıya öyle şid- detli hücumlar başlıyordu ki, in- İKİ GÜNLÜK HİKÂYE SAKLANAN DABARA EUEERA RAİL B. Tok Sarıin âdetâ Kutuptan kaçacağı ge- Uyordu. Sıra bana gelinceye kadar ben tamamen işin alayında idim. Fa- kat o sabah, nöbetin bana geldiğini haber verdikleri zaman cidden key İlm kaçtı. Belki işin içinden çıka» rım diye, o günkü aşçılığım yerine bir keşif uçuşu yapmaklığımı tek- lif ettim, Kabul etmediler, Ne söy ledimse dinlemediler... Nöbetçi açıların birer de yardım- cıları oluyordu. Ben o günkü aşçı Yamaklığına makinist Petenini seç- tim. Onun soğukkanlılığı ve se - batkârlığı buna itimat telkin edi- yordu. “Bu çocuğun yardımile na- #ıl olsa işin içinden çıkarız!,, diye düşündüm.. Görünüşe göre Petenin de benim hakkımda ayni Şeyi dü- şünüyordu.. İkimiz de kollarımızı sıvadık. Bütün ömrümüzde aşçılık yapımışıa gibi işe giriştik. Ben lâkayt bir tavırla çırağına sordum — Bugün ne yemek yapalım? O da bana ayni tavırla; — Ne isterseniz onu yaparız, ee- vabını verdi ve benzin ocaklarına benzin doldurmıya başladı. — Bir Şçi (Rus çorbası) yapsak — Şçi, daha dün yedik. — Şu halde bir Ukrayna borşçu yapalım... — Borşç ile Sr? arasında her - Ylangi hir fark“yok ki.. İyisi alelâ- de bir çorba yapalım. Ben itiraz eitim: — Bilmem ki şu çorbanın da nesini seviyorsun? Alelâde su: E- minim ki kimse ağzına sokmıya - cak.. Mm yanyân bana baktı: -—— Bu, çorbanin cinsine ve Yapılış tarzına göre değişir, dedi. Sesinde, bütün ömrünü aşçılıkla geçirmiş bir İnsanın ahengi vardı.. Meraklandım ve sordüm: — Peki, şu çorba dediğin şeyi na- sıl pişiriyorlar? Sen bunu biliyor musun? Petenin, hiç istifini bozmadan: — Basbayağı pişirirler, dedi. Et, patates, sovan. Ben, onun sözünü bitirmesine im kün vermeden: — İyi, iyi amma... dedim, Bü kâ- fi değil.. Bukadar kişiyi tek birçor ba ile doyuramayız!.. Buralarda ga yet iyi yabani ördekler varmış.. Sen şunlardan birkaç tane vur da... Petenin bana dik dik baktı.. Son- ra ikimiz de kahkâhalarımızi koy- verdik.. Öyle ya, bol keseden atıp tutuyorduk, fakat kilerimizde ne bulunduğunu bilmiyorduk. Her şeyden önce bunu halletmi- Ye karar verdik. Depoya gittik. O- rada müayyen birtakım kutular- dan ve paketlerden başka bir şey göremedik.. Bu sırada elimize bir paket geçti. İçinde ne bulunduğu- nu merak ederek bunu silktik. Pa- ketin içinden bilmediğimiz bir toz döküldü... Petenin: — Papanine gidip sormaktan baş ka çare yok, dedi.. Papanini gidip aramıya lüzum kalmadı. Kendisi yanımıza geldi. Meğer o, o sıralarda karargâhı tef- tişe çıkmiş.. Bizim gidişimizden sonra, burada kendisinin işine ya - fiyabilecek eşyaları tesbit ile meğ- gülmüş... Petenin, elindeki tozu göstererek Papenine sordu: “Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: