20 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

20 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 0.4.3 (Bu aralık, evleri kâmilen alev- let sarmıştı, İçinde bulunanlar i- SİN, Ya teslim olmaktan. ve yahut, Cayır cayır yanmaktan başka çare kalmamıştı, (Erkânıharp reisimiz, bu derece kahraman adamların yanmasına 8- Sdığından, eskidenberi tercüman- ik vazifesini gören (Atarçikof) adın daki ihtiyar kazağı çağırdı: — Git, onlara söyle... Başku- Mandan namına, söz veriyorum. Eğer teslim olurlarsa, hayatlarını bağışladıktan başka, Gazi Moham- Met İle Şamilin elinde bulunan Rus esirlerile kendilerini mübade- ederim. Tekrar çoluk çocukla” Tina kavuşabilirler. Dedi, (Atarçikof, Çeçen dili ile hay- kıra haykıra, evlere doğru ilerle- Sİ. Evlerdeki attş, birdenbire ke- Sildi. Tercüman, erkânıharp rei- sinin sözlerini aynen tekrar etti. O zaman müritler ve Çeçenler bir Yere toplandılar, O boğucu dır sManlar ve alevler arasında, bü - Yük bir serin kanlılıkla birkaç da- kika konuştular... Sonra, duman- Yücudü simsiyah kesilmiş, yarı Sıplak bir Çeçen pencereden uzan- dı. Menfi bir işaretle ellerini sallı- Yarak, öfkeli öfkeli bir şeyler ba- İ. Sonradan öğrendik ki: — Biz sizden canımızın bağış- ni İstemiyoruz. Sizden iste- dlğimiz bir şey varsa, ailelerimize i gönderiniz. Düşman bo- Yunduruğunun altına girmektense, burada kahramanca, can verdiği - amizi söyletiniz. DİYE, bağırmışlardı. (Artık yapılacak bir şey kalma- Muştı. Erkânıharbiye reisi, her ta- Paftan şiddetli bir ateş açtırmıştı.. ateş devam ederken, güneş bat- Muşta. Şimdi ortada, her tarafından iler fışkıran üç harap ev var. di... Bu evden, hep bir ağızdan söy türkü sesleri geliyor ve maz- Balların henüz yanmıyanlarından le ateş devam ediyordu... Fa- kat dikkat ediyorduk. Gerek tür- söyliyen sesler, gerek mazgal- âteş saçan tüfekler gittikçe #zahıyordu, Bundan da içerdekile- YİN birer birer dumandan boğul - Sukları ve yahut alevler arasında P yandıkları anlaşılıyordu. (O ateş ve duman eehennemin- can vermek, kolay bir iş'değil- «İL Bunu düşünmek bile, kalpleri - titretmekte idi. Gözlerimiz, ta- Hamile alevlere dalmıştı. İçimizde Bittikçe artan hailevi bir heyecan Vardı, (Birdenbire o alevler arasından, Yücudü kıpkızıl kesilmiş bir mürit irladı. Kapının eşiğinde bir an du- Kira elindeki tüfekle ateş etti ve boş tüfeği fırlattı attı. Kurşun ba- hin üzerinde vızladı. Biz, kor- le başlarımızı eğerken, o yarı pik mürit, kılıcını sıyırarak hay haykıra üzerimize saldırdı. Bi- dim kulımcıya kadar yak kadar şaşırmıştık ki, sani yüzer adam, bizi kımıldamı- kadar manyatizmalarıştı. Müş” örme çelik zırhına bürün- olan geniş omuzlu .(Aktarçi- imdadımıza yetişmemiş olsay- cak BüPheiz ki, birkaçımız ö- Yahut yaralanacaktık. ra reket versin ki, bu ihtiyar ka- Kalbi üzerine bir kurşun Yerleri, e bir kı Çsen mürit, kurşunu yer « #llerini kaldırarak şramış.. Haykırarak yüz- Yavarlanmıştı, Birkaç sa- ŞEYH ŞAMIL >». gibi, derin derin koklamıştı. Ve sonra yavaşçacık başını, uğrunda can verdiği toprağına dayamıştı. (Gözlerimiz, yaşarmış. kalpleri- miz sızlamıştı söylemek anda,yine akpının önünde,tıpklonun gibi yarı çıplak, vücudü yanginın &levlerinden kızarmış bir mürit fırlamıştı. Bu da evvelâ elindeki tüfeği ateş ettikten sonra, kılcını sıyırarak avcı hatlarının üzerine &- tılmıştı... Bu atılışı o kadar yaman dı ki, ikinci zincir hattını bile yar- mıştı. Fakat o anda ovcı neferleri onun etrafını sarmış, o yarı çıplak vücut, birkaç dakika zarfında sün- gülerle parçalanmıştı. (Yanan evler, ateş ve kivilcim fışkırârak yıkılmıya başlamışlar- dı. Artık, oradan gelen tüfek a- teşlerinden, hiçbir eser kalmamış- tı... Bir müddet sonra, askerleri - miz, süngüleri ileri müteveccih o- larak oraya yaklaşmışlardı.. o Ve hiç şüphesiz ki, ancak (mucize) ke- limesi ile tavsif edilecek olan hari- kulâde bir hâdise ile karşılaşmış- lardı. O yangın enkazı altından al- tı Dağıstanlı mürit, kanlar içinde sürüne sürüne çıkmıya başlamış- Jardı. (Askerler, evvelâ bunları süngü- lemek için ileri atılmışlardı. Fakat bir anda, büyük kahramanlara hür met etmek lâzım geldiğini hissede- rek oldukları yerde durmuşlardı. Derhal sedyeler getirilmişti ve bu altı mürit, tedavi edilmek için en yakın bir köye gönderilmişti. (Bunlardan başka, bu üç evin £- çinden; hiç kimse sağ kurtulma - mıştı. Âteşler İsöndükten “sonra, yangın enkazı aranmış. tam, yet- miş iki yanmış ceset çıkarılmıştı. (Bu kanlı hailenin son perdesi böylece hitama ermiş. o korkunç sahnenin üzerine gecenin siyah ve matemi perdesi gerilmişti.. Kalple- Tİ taş gibi katı olanlar ve her şey- de bir mâna arıyanlar ihtimal ki, © gece yataklarına uzandıkları za- man şu suali soruyorlardı: — Böyle acı şeyler niçin olu - ; Ben de kendi kendime şu suali soruyordum: — Her dilden konuşan ve her di ne salik olan insanlara, şu koca dünya üzerindeki yerler kâfi gelmi yor mu? Biribirlerini boğazlıyan bu insanlar, yeryüzüne sığamiyor- Jar mi?) eneral Tornau'nun sözleri bit ti. Şimdi, biz söylüyoruz. Hayır,. sığamıyorlardı... Kadple- rinde bu insani duyguyu hissoden- ler bile, daha oradaki vatanper- verlerin kanları kurumadan, hattâ o müthiş yangının ateşleri soğuma- dan, çarlığın o kanlı projesini tat- bike koyulmuşlardı. Ertesi sabah, borular çalınmıya başlamıştı. Fırka, Gazi Mohammet ile Şamilin izi üzerine atılmıştı. Bir.buçuk ay zarfında, Çeçenistan toprakları kanla sulanmış.. 61 köy yakılmış.. 80 köy de cebren itaate alınmıştı, Fakat buna mukabil çar hükü - meti, Çeçenistan ve Dağıstan Türk lerinin kalplerine, yeniden kin ve nefret tohumları serpmekten baş- ka, hiçbir şey kazanamamış.. dün- yanın en tüyler ürpertici hâdisa- tına yeni bir zemin hazırlamıştı. (Gazi Mohammed) in rüyası ve ölümü azi Mohammet -ile Şamil, yalnız muvaffakıyetle ricat etmemişlerdi. Ayni zamanda, Rus- lardan aldıkları iki topu da sürük- liyerek Gimriye gitmişlerdi. Mü- itlerin bu büyük muvaffakıye- Giri ve elvarındaki halkı; çok sevindirmiş. Gazi Mohammet ile Şamilin mevkilerini de bir kat da- ha yükseltmişti. “Teslim Olurlarsa Onlara Hayatlarını Bağışlarım,, Bu iki kahraman arkadaşı, 2a- hiri bir neşe muhafaza etmekle be raber kalben derin bir endişe ve ıstırap içinde idiler. Çünkü bun - lar, çarlığın siyasetini çok iyi bil- dikleri gibi, Kafkas ordusunun da yapabileceği Şeyleri çok iyi tahmin etmektelerdi. Ordu kumandanı general Velja- munof, ordunun başına bizzat geç- miş. ilk mağlübiyetin intikamını almak için - yukarda arzettiğimiz gibi - bütün Çeçenistanı altüst et- mişti. Hiç şüphesiz ki şimdi Sira Dağıstana gelecekti. Şimalden gelen bu müthiş ateş ve ölüm silindirinin ilk hedefi - bu iki büyük mücahidin doğup bü - yüdükleri, ve şimdi de merkez it tihaz ettikleri « Gimri köyü olacak- ti. şte, Gezi Mohammet ile Şa- mili derin endişe ve teessürlere sevkeden sebep te, kendileri için kıymettar varlıkları ve hatıraları sinesinde saklıyan bu lâtif ve şirin köyün, kazak çizmeleri altında çiğ nenmek ihtimali idi. Gazi Mohammet ile Şamil, düşün müşler, taşınmışlar.. şimalden ge- len o müthiş tehlikenin önüne, mümkün olduğu kadar bir set çek mek istemişlerdi. Fakat bu set nasıl çekilecekti?. Şamil, yapılacak o müdafaaların açıkta, ve arâzinin tabii mânlala- rından istifade suretile temin e- dilmesi fikrinde idi. Fakat Gazi Mohammet, bunu kâ- fi görmemişti. O, çar kuvvetlerinin geçeceği başlıca geçitte, müstah » kem bir mevki vücude getirilme - sini tercih etmişti. (Devamı var) İC PİYASALAR; Yapağı ve fs Tiftik Satışları . .Y Iyi Gidiyor Yerli fabrikalarımızın yapak iş- leri de gevşemiştir. Ihracat olmadı. İl için fabrikalarımız fiyatların düş- mesini bekliyordu. Son günlere ka- dar İtalyanların deblokaj için aldık- ları yapaklardan başka alıcı olma- mıştır. Amerika, Sovyet Rusya, Fran sa gibi yapaklarımızın az çok müşte- risi olan memleketlerden gelen ha- berlerde fiyatlarımızın $6 30—40 nis betinde yüksek olduğu için mal alı- namadığı bildiriliyor. Yerli fabrika- larımızın son aldıkları parti 475 bal- yadır. Trakya deri mallarından 175 balya kilosu 62—67,5 kuruştan, Kay seri ve Kırşehir yapaklarından 130 balya kilosu 45—75,05 ten, kızıl ya- paklardan 120 balya 59 kuruştan, Ay dınlı malı 50 balya kilosu 56 kuruş- tan verilmiştir. Tiftik piyasalarında da fiyatların seviyesi yüksek görüldüğünden dola- yı serbest dövizle iş yapan memle- ketlere son günlere kadar tiftik ih- racı olmamıştır. Yalnız Japonya ve Fransaya 369 balya tiftik satılmış ve gönderilmiştir. Kırkım zamanı yak- laştığından fiyatların seviyesi indiril medikçe büyük satışların yapılması- na imkân görülmemektedir. Yozgat, Maden, Ankaranın işlenmiş malların dan kilosu 120 kuruştan 155 balya, Karahisar mallarından elli balya ki- losu 122,5 kuruştan, oğlak tiftiği 81 balya kilosu 127,5 tan, Kastamonu mallarından $1 balya kilosu 131 den, deri malt 10 balya, kilosu 70 kuruş- tan satılmıştır. Dün Yozgatın oğlak tiftiklerinden 30 balyalık bir parti kilosu 120 kuruştan müşterisine ve- Sular Kabardı Divrik, (TAN) — Fazla yağmur- lar yüzünden sular kabarmış, iki de- ğirmeni yıkıp enkazını götürmüştür. Sıvas - Erzurum yolunun bazı kısım- larını sular basmış, münakalât dur- muştur, Fikir ve Mide - 2 Burada mabatli yazı yazmayı hiç istemediğim halde, fikir adamları. verilebilen yere sığdırmak kabil o- lamadığından, özür dileyerek, bu- gün devam ediyorum: 6 — Yemek yerken gürültülü ve rahatsızlık verecek eğlenceden sa- kınmalıdır, ancak şen, neseli olma- yı da unutmamak lâzımdır. Nesey- İe yenilen yemeğin vereceği kan da ha temiz, daha hafif olur ve daha iyi besler, Musikiden hoşlanırsanız, musiki hazmi kolaylaştırır. Fakat zarif sözlü arkadaşlarla tath soh- bet her mideye kuvvet verir. Gu- rur, sahibine keyif verirse de baş- kalarmın hazmini bozar. Politika sözleri mideye en ziyade dokunan seylerdendir. 7 — Günde kac öğün yemek lâ- zım olduğu herkesin âdetine göre değişir. Bazıları sabah ve ikindi kahvaltılarından vazgeçerek iki ye- mekte biraz daha fazla yerler. Bu- bunla beraber zayıf, nazik mideler sık, fakat az yemekle daha rahat e- derler. Umumi kaide olarak, mi- 8 — Yenilecek yemekler, tabif midenin kudretine ve tahammülü- De göre, ayni zamanda zevke gö- re, fakat mümkün olduğu kadar kolay hazmedilenler ve kücük ha- cimde çok kalöri getirecekler a- rasından seçilmelidir. Yine tekrar edeceğim: En İyi yemek, en kolay hazmedilendir. Çünkü yemekten maksat, vücudü işletecek ve eski- zıları ağızlarına pek nefis lezzet ve ren çileği yiyince midelerinde ra- hatsızlık duyarlar, Demek ki baş- kalarına iyi gıda olacak çilek on- lara dokunacak, zehir olacaktır. 9 — Gıda ihtiyacı tamam olun- €a, orada sınır kesmelidir. İştahın devam ettiğine. bakarak ileriye ye mek fazla olur, hastalık getirir. İş- tahı sağlığa feda etmek lâzımdır. Fikir adamlarına uygun olan yemek yenildiği gün pek sönük gelir. Par- laklığı ertesi gün meydana çikar, çünkü fikir daha iyi ve daha güzel olur. Eski bir atalar sörünün dedi- ği gibi, yemeklerinde ifrata gitmi- yen adamın vücudü sağlam, fikri sa lim kalır, 10 — İnsan dalma bir örnek ya- şayamaz. Yemeklerde de arada sı- rada İfrata gidebilir. Bir yere davet edilir. Orada da az yemek, yemek- leri beğenmemek ve evsahibine hür metsizlik mânasına gelir. İhtiyaç- tan çok fazla yemek zaruri olur. Bu fazlalığa karşılık ertesi günlerde, her vakit âdet edildiğinden biraz daha eksik yemeli, ifratın acısını Sin amk ar vale Sa iz vi iyidir. Vücut- te biriken Boğazına dayanamıyan bir İngi- Tiz edebiyat adamının misalini çok tekrar ederler: Her vakit, bir ko. narda köşkünde az yemekle kana- at ederek çalıştığı halde, arada sıra da büyük şehre giderek biribiri üs- tüne ziyafetlere davet edilmekten rahatsızlık duyduğu için pazar gün leri, bütün gün, rafadan yalnız bir yumurta yermiş... İngilizler, zaten pazar günleri hiç bir iş görmeden, tam istirahate alışık olduklarından o gün yalnız bir yumurtayla yaşayabilirler. Mi- deleri de rahat eder. Pazar günleri de gezmiye, eğlenmiye gidenler her hafta öyle tek yumurta perhizini yepmeisalir da, ayda bir yapabilir Hiç olmazsa ayda bir... * İcısına bırakmak GÜNLÜK PIYASA Orta Anadolu buğdaylarmdan yüz de dört çavdarlı olarak iki yüz bin kilolük bir parti dhracat için ser - best dövizle satılmıştır. Bu parti - nir kilosu 4 buçuk kuruştan veril - miştir. * Ziraat Bankasının yüzde 14 - 15 şavdarlı Samsun muntakasi yumu - ; ; ; şak buğdaylarından kırk bin kilo- | | )uk bir parti 8,28 kuruştan ve tüc - car malı Samsunun sert buğdaya - rındah otuz dokuz bin killluk bir parti kilosu 5,20 kuruştan satılmış- tar. * Muhtelif muntakalardan getiril - miş Anadolu arpalarından doksan bin kiloluk bir parti kilosu 4005. 4,10 kuruş arasında ve Behkesirin sarı mısırlarından otuz beş bin ki- lo çuvalı mallar kilosu $,14 - 5,15 kuruştan, Antalya susamlarından çu vallı olarak on beş bin kilo satılmış ve kilosu 1625 kuruştan verilmiğ- tir. AV DERİLERİ; Iskonto'u Deri Satışı Kaldırılmalı Av derisi alıcılarının ötedenberi takip ettikleri bir zihniyet vardır. İDeriler ne kadar iyi olursa olsun cinslerine göre bunlardan yüzde 5— 20 kadarını hesaba dahil etmezler, Ve buna “iskonto,, derler. Dünyanın hiçbir tarafında mevcut olmıyan bu usulden yalnız deri alıcıları istifade | ediyorlar. Zahire borsası bu iskanto- lo miktarın gelirinden mahrum kal dığı gibi satıcı da zaten hakkile bu- lamadığı fiyattan başka iskontolu derilerin sermayesinden zarar gör- mektedirler, Derilerin içinde bozu- ğu, kelleşmiş olanı varsa onu ayrı bir fiyatla veya hiç almıyarak satı- lâzımdır. Alıcılar iskontolu olarak aldıkları derileri | dış memleketlere satarlarken iskon- tolu vermiyorlar. Borsa idaresinin bu işe el koyması yerinde bir iş olacak- Piyasamızda iki yüz bin tane tav- şan ve yüz bin kadar tilki derisi mev cuttur, Amerika, Belçika ve İtalyan şapka fabrikaları bu derilerle alâka- h oldukları halde bu sene satışlar pek azalmıştır. İlkin tavşanların ta- nesine 20—21 kuruş fiyat vardı. Bu- gün 15—16 dan fazla fiyat buluna- mamaktadır, Tilki derilerine de alıcı yoktur. Yalnız bir miktar zerdova çifti 36—39 liradan, sansarlar 2400 - 2670, vaşaklar 1200, kunduzlar 1000 —1280 kuruştan satılmıştır. BORSA 19-4. vee ÇEKLER Acılm— Kapanı 25,1023 0.704444 15.00$ 410 06.7460 3,44 Paris NewYork 35,425 0704760 15.1012 4.7022 26.78 3.4418 634920 635175 14246 14252 126904 12 14600 © 1098 4.1050 dna 301 103,9150 34.4500 24182 #08 Oo 303 60,— O 62075 24845 23835 PARALAR Alış Batış 3.9682 105,870 34.4484 Hippi SgEEŞ ? DIS TICARET: Amerika Için Takas Yoluyle Yeni Ihracat Birleşik Amerika ile yapılacak ti- caret anlaşması müzakereleri henüz bitmemiştir. Fakat ihracat ve ifha- İlât için karşılıklı muameleler yapıl- masi İçin kabul edilen son kararna- me üzerine piyasamızda yeni işler başlamak üzeredir. Son kararname- ye göre Amerika ile takas usulünde çalışmalar yapılacaktır. Bazı tüccar- larımız bu takas muamelelerine giriş mişlerdir. Amerikaya ihraç edebi- leceğimiz maddeler: Yün, tiftik, halı, kilim, fındıkı incir (yalniz ayni ta- sir tarafından bir sene içinde ihraç edilmek şartile -F. O. B. kıymeti üç yüz bin lirayı geçecek ihracat fazla st için), barsak, ispirtolu içkiler, gül- yağı, her türlü meyva ve sebze kon- serveleri, elişi dantelâ, brodöri, kadın. çamaşırı, sofra ve yatak örtüleri, yu- murta tozu ve kurusu mukabilinde takas ile pamuk İpliği, bakır, kalay, ham deri, çuval, jüt ipliği, jüt men- sucat, kauçuk, kopra, kebrako gibi maddeler memleketimize ithal olu- nabilecektir. Son Günlerin Deri Satışı Nisanın başlarıgıcına kadar Ame rikaya gönderilen derilerden başka son günlerde Sovyet Rusyaya eltmış bin keçi ve oğlak derisi satılmıştır, Piyasamızdaki deri stoklarına naza- ran satış azalmışsa da piyasa tut- kundur. Keçi derilerinin çifti 165— 165, oğlak derilerinin çifti 100-120 kuruştur, Koyun derilerinin ihra- catı durgunlaşmıştır. Hava kurusu o- lanların kilosu 48—50, tuzlu kuru derilerin kilosu 39—40 kuruştur. Ke- çi derilerinden de 14 bin kadar sa- tılmıştır, İtalyaya İhracatımız Son günlerde Italyaya yapilan ihracat gevşemiştir. İtalyanların per mileri dolmuş ve yeni petmiler he- nüz verilmemiştir. Bundan başka İ- talyan ithalâtı ile Merkez bankasın- da toplanmış olan alacaklar yaviş yavaş ta bloke edilmiştir. Fakat bu- na mukabil bizden aldıkları pamuk, yapak ve saireden Merkez bankasın- da bir milyon dört yüz küsur bin lira kadar borçlanmışlardır. Almanyanın da son günlerde mü- bayaatı zayıflamıştır. Alman permile ri de kullanılmış olduğundan yeni permiler henüz verilmemiştir. Bu va ziyet devam ettikçe Almanyaya ih- racat tamamen duracaktır. Almanla- rn ancak mübrem ve zaruri oObazı ihtiyaçlar için permi vermiye başlı- Yacakları haber veriliyor. Takas İşleri Canlı Takas ii diraz canlarımıştır. Takas fiyatları da yükse! Imiştir. Ev- velee yirmi beşe alınan Ingiltere için takaslar yüzde otuz bire çıkmıştır. Amerika takasları da, 24 iken yüzde yirmi beşe alınmaktadır. KARAMANDA: Bir Köyde Lekeli Humma Var Karaman, (TAN) — Sudur ağı kö- yünde lekeli kumma hastalığı çıkmış ve hayli ilerlemiştir. Hükümet deok- toru Hikmet Kıvanç, köyü kordon altına aldırmış ve sıhhat memuru Ali Öktenle beraber lâzım gelen ted- birleri ittihaz eylemiştir. Hastalığın önü alınmış gibidir. X Karaman (TAN) — Ankara kö- mür sergisine alt film buraya getiril. miş, halkevinde evvelâ talebeye ve askerlere gösterilmiş, sonra da hal ka gösterilmiye başlanılmıştır. Ayni film köylere de götürülüp gösterile- cektir. TERE — ARAPKİRDE ; Belediyeden Çalınan Para Arapkir, (TAN) — Bel, sından 177 lira 11 dilsüğan SL bir şekilde kaybolması üzerine tey kif edilen belediye muhasibi Nezir ve veznedarı Vahabın mubakemele ri bitmiştir. Bunlar, vazifelerinde ih mal göstererek parayı çaldırdıkları Dinar Kron İsveç için birer ay hapse ve üçer ay memu riyetten -mahrumiyete mahküm ol. aha ian gündenberi mevkuf ulunan iki memur tahi i lerdir. liye edilmiş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: