28 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

28 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-Ş POR TAN Zenci Boksör Almanı Nasıl Nakavt Maçtan Sonra Hastaneye Kaldırılan Almanın Bir Daha Boks Yapacağı Şüpheli. Alman Boksörü Etti? Hitlerin Gönderdiği Telgrafı Okuyamadı Siyah kaplan Coe Luviz iki sene evvelki mağlâbiyetinin intikamını Alman şampiyonundan korkunç bir şekilde 124 saniyede çıkardı. Bütün mütehassislari hayrette br- rakan bu müthiş dövüş kısalığına rağmen boks sanatının fevkalâdeli- ğini meydana koyan beş dehşetli safhaya ayırabiliriz. Öldüren yumruklar Maçın kısalığı her saniye yapış tırılan yumrukların birer birer teb kik edilmesine imkân vermiyor.Boks tarihinin şimdiye kadar kaydetme » diği bir fevkalâdelikte, cereyan eden müsabakadan evvelki mühim nokta ları sırasile anlatalım: Iki boksörün tartısı Maçtan evvel iki boksörün tartıl. ma merasimi büyük bir kalabahk huzurunda Mdison garden'de yapıl miştir. Tartıda bir hâdise Alman boksörü tartı için vaktinde geldiği halde Coe Luviz Nevyorkta- ki siyahların otomobilinin etrafını sarmaları yüzünden geç kalmıştır. Coc Luviz'in maneceri locasında ra- kibini soyunmuş bir halde bekliyen Alman boksörtinden şu manidar cüm lelerle af dilemiştir: — Max tartı için geciktik. Sizi beklettiğimizden dolayı affınızı rica | ederiz. Fakat emin olun ki bu gece- ki dövüşte sizi bunun yarısı kadir bekletmiyeceğiz. — 87,550 Şmeling, 90 Coe Luviz Basküle evvelâ Alman çıkmış ve 87 kilo 350 gram ağırlığında oldu- ğu anlaşılmıştır. Almandan sonra Coe Luviz çıkmış 90 kilo gelmiştir. Iki boksör çok soğuk selâmlarla biribirinden ayrılmışlardır. Sön sözler Tartıdan sonra Alman boksörü- nün etrafını saran o gazetecilere Şmeling: — Iki sene evvelki vaktimden da- ha'iyiyim. Bu sefer de siyah boxsö- rü ayaklarımın dibine sererek dün - tir. Siyah kaplan ne dedi? olarak bir kaç söz rica etmişlerdir. Zencinin verdiği cevaptan ne kadar derin bir intikam hissi altında oldu ğu hemen farkedilmiştir. Siyah kaplan acı acı gülerek: — Alman boksörü beni iki sene evvel çocuk gibi avladı. Bana ina - nın. İki senedir kalbimde beslediğim intikanımı bu gece Amerikalıların nadir görecekleri müthiş bir dövüş- le alacağım. Almanın önümde iki devreden fazla dayanacağını zannet- mem, Mağun hasılâtı ve seyirci adedi RM Stadyorma 81,000 kişi biletli ola » rak girmiştir. Müşterilerden başka gazoz, dondurma ve saire satanlar- la memurların adedi 25,000 kişi tu- tuyordu. İki boksör ringe çıktıkları vakit stadyomda 100,000 kişiden fazla in - san vardı. Maçın hasılatı radyo hakkile be- raber otuz yedi milyon Fransız fran- gına çıkmıştır. yada hiç bir boksöre nasip olmamış bir galibiyet elde edeceğim, demiş. Tabanca gibi patlıyan bir sol ve Şmeling yerde. çin 6.000,00 frank aldığı meydana çıkıyor. Alman boksörü mağlübiyetine rağ men 6,300,000 frank almıştır. Bu maçtan evvel siyah boksörün | bankadaki defterinde bir milyon do- ları olmak için 97,000 dolar eksikti. Bugün Siyah kaplanın çek defteri bir milyon doları hayli aşmıştır. Almanın karısı Propaganda azırının evimde Alman boksörünün karıfi sinema artistlerinden Anni Ondra maç ak - şamı için Almanya propaganda nazı ri doktor Goebbels tarafından davet edilmişti. Şmeling'in. karısı propaganda na- 124 saniye süren müthiş maçtan başka bir sahne zırile beraber Amerikada cereyan ©- den müthiş maçı radyodan Alman -| yada dinlemiştir. Hitlerin telgrafı lan bir teşci telgrafı rına bazı sözler söylüyordu: Hitlerden gelen telgrafı dir. Telgrafta şunlar yazılmış: selâmlarım.., Siyah Kaplanın bir dakikası pon ei Adolf Hitler ymm Korkunç dövüşün tafsilâtı Coe Luviz'in yaptığı mukavele ve sinema hakkı olarak tayin ettiği üe- ret konturatı ile aldığı paranın ye - künu dövüştüğü dakika ve saniye lere taksim edilince, her dakikası İ- beş safhada cereyan etti, Maçtan evvel Alman hükümet re- isi Adolf Hitler imzasile çekilmiş o- kalabalıktan vaktile ringe yetiştirilememiştir. Tel graf ringin kenarına getirildiği vakit maç çoktan bitmişti, Alman boksörü sedye ile odasına götürülmüştü, Si- yah boksör etrafını saran hayranla- Almana vereceklerine Coe Luviz'e vermişler “Müstakbel dünya şampiyonu seni Topu topu 124 saniye süren dram Bâşlama çanı ile beraber Siyah kaplan hakiki yırtıcı bir kaplan gi- bi, gözleri dönmüş bir halde rakibi nin üstüne atladı. Maçı tayin eden saniye Vahşi ormandaki kaplanlar gibi İsaldıran zenci yaklaştığı sırada Al rine isabet etti. de ayni » atılmak yüzünden mağlüp olduğ! yordu. Bir saniyenin yarisı kadar si gibi işletti. Almanın yüzünde patlı- yan iki solla yakın dövüşe düştüler. Müsabakanın can alacak bir anını ya şıyorlardı. Vücut ve yüzde işliyen mitralyöz gib yumruklârla Almanın arka arkaya gittiği ve iple-| re yaslandığı görüldü. Buraya ka- dar bir dakika geçmişti! Bu bir daki- ka zarfında Siyah kaplanın hem yum ruk adedi hem de maharet itibarile hâkim olduğu ve Almânı yalnız mü- dafaaya mahküm ettiği anlaşıldı. İkinci safha bir halde asılı kalan Alman şampi hakem iki rakibin ortasından geçti, halatların üstünden ortaya fırlaya * madı, Coe Luviz ilk hamlelerinden daha seri bir fırlayışla rakibini uzak İlaşamadığı halatlara dayadı. İşte 0- rada, göz açıp kapayacak kadar ge çen bir kaç saniye içinde boks tarihi nin kaydedebileceği en korkünç yum rukları bir seri halinde Alınanın vü- cudüne ve yüzüne gömdü. Alman müşkülâtla, iki kat olmuş bir vaziyette o vaziyetten yine ha- kemin 'imdadile kurtuldu. Hakem ayrılın kumandasını verdiği vakit Siyah kaplan iki adım geri sıçradı. Üçüncü safha İki adım geri sıçramakla hakemin kumandasına nizamen riayet etmiş olan zencinin bir ok gibi tekrar has- mına atıldığı ancak görülebildi. Al man Siyah kaplanın süratine kendi- mİ tamamile kaptırmış, aklı mücade- lenin çabukluğunu bir türlü kavrı- yan bir sağ yumruğuna düştü. Dördüncü safha Çenesine sağ yumruğu yiyen Al retle seyrediliyordu. Beşinci ve sön safha man bir sağ yumruk havale etti. Bu! sıkı yumruk zencinin sol şakağı üze- Coe Luviz yediği bu darbeden bir an tereddüt geçirdi. İki sene evvel #larım üstüne fütursuzca SÜER ADI Barsan gey nr RE ren o tereddüdü zenci yendi. Ve baş- ladığı hızla Almanın etrafında iki adım atarak sol yumruğunu piston Mısır Atletleri Yunanistanda İyi Dereceler Aldılar Bu hafta şehrimize gelerek cumar tesi ve pazar günleri milli atletleri mizle karşılaşacak olan Mısır atlet- leri geçen hafta Atinada Yunan at- letlerile karşılaşmıştır. Bu karşılaş mada alınan dereceleri sırasile yazı yoruz: . 100 metre — Fehim (M) 11,2 sani ye, Eskinazi (M), Sakelariu (Y) 200 metre — Fehim 22,7 saniye, Andreyadi (M) Lâmboraki (Y) 400 metre — Fehim 50,7 saniye; Ubeyt (M), Andreyadi (M) 800 metre — Strakos (Y) 2.27 da- kika Mosuris (M) 2, 3; 2, Velkopu - los (Y) 1500 Metre — Velkopulos (Y) 4,11,5, Arvanitis (Y) Klenis (Y) 5000 metre — Arvanitis 15,463, Nitsas (Y), Kosengo (Y) 10000 Metre — Kiryakidis (Y) 32,49 dakika Vrazaki (Y) Abusma M 110 müânia — Mantikas (Y) 15,4 sa niye, Ekonomu, Paterskis (Y) 400 mânia — Skindas (Y) 552 saniye, Helvani (M) 59 saniye, Man- tikas (Y) Yüksek —Pantazis (Y) 1,80 Bali- dis, Markopulo. Uzun — Lâmborakis (Y) 7,16 met re, Paterakis (Y) 6,88 Elefteryadis 6,32 kında olmadan, yarı sersem bir hal- de hakem üçe kadar saydığı sırada ayağa kalktı. Coe Luviz rakibini ve galibiyeti tamamile eline aldığından emin olan bir kumandan gibi telâşsız sokuldu. Yukarı iki hafif. yumruk gösterip gülle gibi bir sol yumruğu Almanın midesine havale etti. Alman o sıra yumruğu midesine almamak için yan döndü. Çıkan yumruk Şmelingin böb rekleri hizasında patladı. yerde sağ yumruğunu çenesine ye- tişitrecek kadar atik davrandı. Alman bu öldürücü darbeler altın- da kendinden tamamen geçmiş bir TADARAK AAAAAAA ASAR A LA ERNAA sariruy ia KEVEMİŞI yere Yuşa meal yere ZAVA “Blasko - İbanez" den ZARARA Dena D pptivar Tofol'le genç kız bah çelerinin köleleriydi. Bah- çeden mahsul almak için canla baş la çalışırlardı. Nasıl © uğraşmasın- lardı? Bütün yiyecek içeceklerini üç beş ağaçlı; birkaç çiçek fidanlı o minicik bahçeden çıkarıyorlardı. Her ikiside toprağa eğilmiş, dur madan çalışırlardı; hele genç kız bütün siskalığına rağmen hakiki bir ırgat gibi didinirdi. Adım “La borda” koymuşlardı. Baba Tofolün ölen karısı çocuksuz yuvasına bir neşe getirmek üzere bu kızcağızı kimsesiz" çocuklar yuvasından al- mıştı, On yedi yaşına kadar bu kü çücük bahçede büyüdü. Kambur ar kası, içeriye kaçmış göğsü ve dara ck ömuzlarile 6 kadar nahifti ki on yedisinde değil, ancak on birin- de görünürdü. Göğsünü paralıyacakmış hissini veren kuru öksürüğü mütemadi- yen onu yorar, hele bu son günler- de onunla çarşıya pazara giden bü tün komişularını, köylülerini me- rak ve üzüntü içinde bırakırdı. O- nu sevmiyen yoktu. Öyle iyi, öyle çalışkandı ki.. Daha gün doğma- dan onun soğuktu komşular görürlerdi. sulama sirası gelince geceden kü- reği alır, suların akması için bah- çenin'dört tarafına ark açardı. halde ringe uzandı, Hakem saymıya di. TAN — Baz gazeteler Almanın havlu atmak dolayısile pes etmiş ad dolunacağını yazdılar. Halbuki boks nizamnamesi bilhas sa Nevyork komisyonu tarafından başladı. Sekize geldiği vakit Almanın yardımcısı ortaya havlu atarak pes elmek iste- Alman nakavt sayılır Halatların üstüne yarı afallamiş yonuna bir az nefes vermek Üzere Şmeling o fırsattan istifade edip kabul olunan-maddeler mucibince ye re düşmüş bir boksörün hakem tara fından ona kadar sayılıp nakavt ad- dolunacağını emreder, Nitekim hakem Donavan havlu a- tılmasına ehemmiyet vermeden ona kadar sayıp Almanı nakavt eddet - Madride yemiş ve çiçek gönder dikleri gün bahçede deli gibi ko- şarak yemişleri devşirir, kucak ku cak gül, karanfil koparır, sepet- lere yerleştirirdi. Yiyeceklerini te min eden bu'küçücük toprak par çasımı, yürütmek için bir hayvan nasıl kamıçılanırsa öylece hiç dur- madan 'eşelemek, tazelemek, Kaz- mak lâzimgeliyordu. Bü bahçe, vaktile bir manastıra aitken ihtilâl yüzünden parçalana- rak'ona buna satılmış vâsi bir sra- zinin küçücük parçasıydı. Şehrin belediyesi güzelleştirmek maksadi- 16 böyle ufak tefek toprük parçala- rini satin almıya karar vermişti; ba ba Tofol hiç durmadan dırlanır bü miştir. Maçtan sonra Alman hastanesinde İkinci defa midesine havale edi - len yumruğu çelmek üzere yumruğu böbrekleri üstüne alan Al man hastaneye kaldırılmıştır. belkemiğinde incilme alâmetleri görmüşlerdir. Bu sakat - lığın yumruk ve şiddetli sükut neti- cesinde olduğu tahmin ediliyor. ah kaplanla ne ya pip yapıp bir üçüncü maç yapmak istediğini söyliyen Alman boksörü- nün bir daha boks edemiyeceği söy- Doktorlar İlk dakikalar Jenmektedir. Bu suretle siyah adam iki sene ev velki intikamını rakibinin boksörlü- ünü 124 saniyede bitirecek şekilde bir döğüş yaparak almıştır. dönüp yamıyordu. Müdafaası açık bir va - ziyette zencinin tabanca gibi patlı manın dizleri çözüldüğü, bir an sal- landıktan sonra yere düştüğü hay- Alman iradesine malik değildi. Far Büyük . rot csörler ne diyorlar? Maçtan evve) Almanın galip gele ceğini tahmin eden meşhur boksör - ler başta Dempsey olduğu halde, -İsiyah kaplan hakkında yanıldıkla - rım ve Coe Luvizin hakikaten emsal siz bir şampiyon olduğunu tasdik et. mişlerdir. Zenci Parise çektiği telgrafta: — Geliyorum, şampanyaları hazır Jayın. demiştir. yük bir kazanç karşısında mal sa - hibinin dayanamayıp bu toprağı e- linden çıkaracak korkusile tirtir tit rerdi. Kolay mıydi7 Bu toprakta alt - müş senedir çalışıyordu! Kanı ora- dâydı. Küçücüktü amma kollarının ve zevkinin gayretile ne kadar gü- zelleşmişti! Üzerlerinden gül dalla ri sarkan duvarlar görünmezdi. Ya seminden tutun da Manulyaya ka- dar para getirebilecek en nadide çi- çkleri budala şehirlilerin ' hoşuna gitsin diye yetiştirmişti. Vâkıa kendisinin, tabiatin bu güzel varlıklarına karşı bir zâfı, bir duygusu filân yoktu.. Ons kal sa bu çiçekleri kökünden kopara- cak ve daha çok para getirir ümi- dile yerlerine yemiş ağaçları dike- cekti. Bundan daha büyük bir topra - ğin gözünü doyuramıyacağı bu ih- tiyar hasis zavallı La Bordaya faz la eziyet ediyordu. ksürükten yarı baygın bir hale geldiği zaman şöyle toprağın üstünde bir dinlenmek is terse homurdanmıya başlar: — Haydi şimdi dinlenmenin sı rası değil işbaşına!,, der gibi bir a- vuç toprağı sırtının üstüne atardı. Bitişik komşu bahçivan kadın « Çeviren: 28 -6 - 938 HIKAYE LEED EAA BERE EEE FAA Faik BERCMEN << SUREARAATAAEAANE DEAR lar ihtiyarın bu halini daima pro- testo ederlerdi. Zavallı kızı öldü- rocekti. Hastalık .duracağı yerde günden güne ilerliyordu. Bunu ih- tiyara anlatmıya uğraştıkça şu ce- vabı alırlardı: — Ekmek parası için çalışiyo- ruz, Saint-Jean ve Nöel yortuları geldiği vakit ev sahibi gık deme - den kiraları almasını biliyor. Eğer küçük öksürüyorsa bunu kendisi. De huy edinmiştir de ondan. Gün- de payına düşen yarım okka eğme ği yiyor; tencerede pişen pirinçten de hissesi var. Bundan başka ihtiyar bazan ho- vardalık ederek ona soğan pilâki- si bile verdiği olurdu. Pazar gün- leri her sabah büyük bir hanım gi bi onu kiliseye yolluyordu. Üç pe- setas verip bir eteklik alalı henüz bir sene bile olmamıştı. Hem onun babası değil miydi? Canı istediği gibi onu çalıştırırdı. Çünkü ihtiyar Tofol da lâtin ir. kına mensup bütün rençberler gi- bi babalığını eski Romalıların tar- zanda telâkki ediyordu; yani ev « lâdın hayatı da ölümü de onların elindeydi. İsterse, yaşatır isterse. ği dip köşelerinde bir şefkat vardı. Fa kat bu şefkati ancak kalın kaşla- rım çatmakla ve değneğini onun sırtında parslamakla gösterirdi. Zavallı La bordanın şikâyet et - tiği hiç olmazdı. Çok, pek çok ça- lışmak; zaman zaman hayale dal dığı vakit ağaçların gölgelerinde iri ve nasırlı ellerile kendini ok - şıyan anne dediği ihtiyar bahçivan kadının pamukludan geniş entari- sini görür gibi olduğu bu küçücük bahçeyi kaybetmemek için çok pek çok çalışmak isterdi: Dünyada çıl dırasıya sevdiği ne varsa hepsi bu bahçenin içindeydi. O minimini olduğu $a - ” mmanları,bilen ağaçlar. Mâ sum ruhunda annelik hislerini u- yâandıran bu güzel çiçekler, onun çocuklarıydı. Çocukluğunun be - bekleriydi. Her sabah bahçeye çıktığı zamanlar bir gün evvel bi raktığı çiçeklere ayrı ayrı bakar Üzerlerinde gördüğü yeni bir yap- rağı, yeni bir tomurcuğu hayret ve sevinçle okşardı. Her birinin ilk neşvünemalarından ihtiyarlık- larına kadar bütün hayatlarını verimlerini teker teker takip e- derdi. Bahçe onun için sonu gel- miyen bir senfoniydi; renklerin ahengi ağaçların hışırtısına şiyor, ve sulandığı zaman küçü- cük kanallardan akıp giden sular sanki büyük bir ırmak kenarın” daymış gibi senfanisini zenginleş- tiriyordu. n Ilkbahar! Ne güzel mevsimdi bü! Güneşin çok kızgın olduğu 78- man La Borda bahçenin ötesine berisine gider, bu güzel mevsimi koklamak için bayramlık elbisele- rini giyer, ailesi efradı imiş gibi çiçekleri büyük bir hayranlıkla ve şefkütle seyrederdi... Herhalde, bu mevsimde Allah bile bulunduğu yüksek yerlerden topraklara yaklaşıyor, tabiatin bu güzelliklerinden o da istifade edi” yordu. Beyaz saten elbiseli zambaklar, zavallı Borda'nın çok defa resim” lerde perestişle seyrettiği balo el bisesi giymiş matmazelleri hatır- latırdı. (Arkası: Sayfa 8, sütün $ te)

Bu sayıdan diğer sayfalar: