14 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

14 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| *ebetiyle muhbir sıfatı ile malümatı- © Ba mürnenat edilen gazetelerden biri © Se Tan'dır. pe... - Mohs iu TAN Gündelik Gazete fikirde, herşeyde olmıya çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. 1 Sene (2800 Kr. 10 , GAY 1500 » 400 , 3 Ay 800 » 150 , Ay 300 » Milletlerarası posta ittihadına dahil #imiyan o memleketler için söone bedeli mtlddet sirasiyle 30, 16. 9; 4,5 liradır. Abone bedeli peşindi Adres değiştirmek 25 O kuruştur. Cevap için mektuplar 10 kurur lir pul iüvesi irimdır, geren an sese eee ; GÜNÜN MESELELERİ i Son Neşriyatta TAN'ın Mevkii yı Köniğ ve silâh kaçakçılı- Eı hakkındaki neşriyat müna Dün bazı arkadaşlarımız. “İmal Meşriyat,, münasebetiyle Tan'ın da İsticvap edildiğini yazdılar. Filvaki müddelumumilik bizi de Sağırdı. Ve bize de bazı şeyler sor - du. Fukat bize sorulan sualler, Tam'- da çıkan bazı imalı neşriyata ait de- Eildir. Tan, silâh kaçakçılığı hakkın- daki neşriyatta azami derecede dü » rüst olmağa çalışmış, hattâ bir kaç defa masum vatandaşları şüphe altın da bırakacak müphemi neşriyat yapıl Maması İâzım geldiğinde de ısrar et- mişti. Onun İçin İmalı neşriyatla 'Ta- bın hiç bir alâkası yoktur. Tanın malâmatına müracaat edi- len mesele, beynelmilel şebeke hak » kinda yalnız gazetemizde çikan ma » mattır, Tan merkezi Pariste bulu nan beynelmilel silâh kaçakçılık şe- beke ve teşkilâtı hakkında ve Avru - a SUSLAR Pa gazetelerinde rasgeldiği malümatı n Me tn asılları da müddelumumiliğe tes- lim edilmiştir. İmalı neşriyat hakkında yazı ya * #arken arkadaşlarımızın imalı meşri- Yat yaparak bu dofa da gazeteci ar » kadaşlarını şilphe altında bırakmak kibi bir hataya düşmemelerini tavsi- Ye ederiz. 4 8t Meselesinde Sabotaj Yapıyorlar Zirai Kurumu et işini eline al - mak üzere teşebbüslere giriş tiği gündenberi et meselesinde gayri tabif bir manzara var, Şimdiye kadar bu işi idare eden - İer, Ziraat kurumünum işe vaziyet et- mesinde tabiatiyle hoşlanmadılar. İşin yine kendilerine kalması için Zi- Taat kurumunun muvaffak olmama- $ı Tâzım. Ziraat kurumunun muvaf - fak olmamasını temin için de şimdi - lik ellerinde mühim vasıtalar var. Şehrimize gelen köyünların çoğunu onlar getirtiyorlar. Kâfi mıktarda koyun getirtmemek suretiyle piyasa Yı dara düşürebilirler, et fiyatlarmın yükselmesine sebep olabilirler. Bu #üretle kurumun beceriksizliğini ile- ri sürerek onu baltalayabilirler. Bu işte yalnız celepler değil, ka- saplar şirketi de menfaattardır. On - lar da Ziraat kurumunun muvaffak olmasını kendi menfaatlerine muha- Nif bularlar, Müesses menfaatler kolay kolay teslim elmazlar. Onlarla mücadeleyi öze almak, ve bu mücadelede de mu Yaffak olmak için evvelden tedbir al- mak, kuvvetli bulunmak (zarureti vardır, Onun için Ziraat kurumunu, bu İşi tamamen ele alacak surette kuvet lendirmek, ve bu kabil müşküllerle sarsılmasına meydan vermemek lâ « zımdır. Akrabasını Öldürdü Orhangazi, (TAN) — Dutluca kö- #ünde bir cinayet olmuş, Yusuf adın daki köylü, dayızadesi Recebi baş Ma İki kurşun sıkarak öldürmüş, ya” nındaki arkadaşı İsmaili de bacağın- dan yaralamış ve kaçmıştır. Katil İki saat sonra, iki saat öte- deki Gürle köyünde tutulmuştur. v N N y CA NASIL ÇALIŞIYOR? © ça 4 , Va ye dünya harbi ne zaman başlıyacak? Bugün bütün dünyayı merak- Jandıran bir mesele budur. Fakat bu muharebenin henüz başlamadı- Hıni sanıyotsanız yanılıyorsunuz. Çünkü bu harp perde erkasında başlamıştır, devam ediyor. Ve bu gizli harbi casuslar devam ettiri- yorlar. Bunlar, rüşvet, iğfal, 1e2- vir, cinayet gibi her sefil vasıtayı kullanarak ordular ve donanmâ- lar hakkında, milletlerin iktisadi vaziyeti hakkında, iç ve dış siya- salar hakkında malümat topla maktadır. Hiçbir vakit casusluk davaları bugünkü kadar çoğalma- mış, bugünkü kadar dünyayı sar- mamış, ve herkesi meraklandır- şeamıştir. Diktatörlükler ile de- mokrasiler, bu işte yarışa girmiş- lerdir. eçenlerde Londrada bir Mis X in muhakemesi yapıldı. Sart saçlı bir İngiliz kızı olan bu Misin üç senedenberi Sovyetler hesabıma mühimmat o casusluğu yaptığı anlaşıldı. Bu senenin Martında Mister Chamberlain, Rusyada İngiliz «- janlarının çalıştığını parlimento- da tekzip etmek istememiş, parli- mento da İngilterenin meşhur En- tellisens Servisinin tahsisatını yükseltmiye razı olmuştu. Bu hâ- dise de bir casusluk hüdisesini ta- kip etti. İskoçyada yakalanan sâ- -sarlarıka. sol ilmüş, bu yüzden birçok tankların delik deşik hale geldiği, hattâ çok gizli tutulan bir bombardıman tayyaresinin tecrü- be sırasında kaybolup gittiği an- laşılmış, bunun üzerine bütün ha- riciye memurlarına komünistleri veya nazistleri hizmetçi olarak kul Jarını vize etmeleri lâzım geldiği. ni tebliğ ettiği zaman İngiltere hükümeti de bü tedbire ayniyle mukabele etmişti, Halbuki bu vize muameleleri on senedir tatil edilmişti Fakat biribirini takip eden casusluk ya- kasları ve Avâm Kamarasında s0- rulan susller bu tedbiri canlandır. mrya saik oldu. arist Almanya vala, N leybinde ei Kalk gibi ona karşı da ayni şekilde ha- reket” edilmektedir. Almanyada Doktor Göbels, bütün Almanlar. dan şüpheli her konuşma hakkın. da derhal rapor vermelerini iste. miş ve casusluk yaparak Yahudi parası kazananların balta ile öldü. rüleceklerini hatırlatmıştır. kış mevsiminde bu balta nice kel. leleri kesip biçmiştir. Bir Fransız Tejyoneri olan Ace Savsen de bunlar arasında idi. Fransa, bu ka- dın Naney'de ekseriyetle Alman olan yirmi kişiyi casus olarak kul- landığmı ve bütün bunların Fran- sız tahklmatının sırları peşinde koştukları kanaatinde idi. Geçen Şubatta Fransa Üç casusu Otuzar sene hapse mahküm etti, Nisanda Nus kardeşler de dahil olmak üze- re baş cstus yakalandı. Alman ge- nersilerinden biri Fransa tah- kimatı hakkında “onlara ait her. şeyi biliyoruz, demişti, Bu söz, Fransanın gizli zabıta teşkilâtı olan “milli emniyet, in yüzüne indirilmiş bir sille İd Fa- kat Fransanın bu teşkilâtı Fransa- da gizli radyo mürsileleri kulla- nan casusları yakalamak için tara- ma ameliyatına girişmiş ve Fran- İsnanva ile muhabere eden bir Ken Mecmuasından ; MAR a e Yİ "ari şebeke bulmuş, diğer bir şebek& nin, Madride, mikropla dolu kap- lar göndermek için bir suikast ha- anrladığını anlamış, ikisi kadın 6 lan üç Amerikalıdan müteşekki! bir şebekenin Pariste Sovyetler hesabma çalıştığını keşfetmişti. ovyet Birliğinde şu kaidelere herkes hürmet ediy — Komşunuzu gizli varidat varsa derhal haber vermek. — Yabancılardan bir şey kabu etmemek. — İyi havadis aldığını belli et memek, — İşe yarımıyan o malümat ile meşgul olmamak. — Mühim evrakı dalreden eve götürmemek. — El yazısmı muhtevi bir kâ- ğidı atmamak. (Çünkü en masum yazıyt ihtiva eden kâğıt bir casu- sun elinde en tehlikeli mahiyeti alir.) — Bütün gizli günahlerdan &- zade yaşamak. — Esrarengiz sarışmlardan w- zak kalmak. İngilterenin Skotland Yard Şe- 4 Sir Basil Thomson kadınların iyi casus olmadıklarına inanıyor, Fa- kat dünyanm bir çok yerlerinde kadınlar casusluk âleminin ön sa- #ındadırlar. Fakat Almanlar da, Ruslar da, kadmlara pek fazla İti- mat etmiyorlar, İr kaç yıl önce Almanyoda Büyük Marpte yakalanan bu kadın easusun taşıdığı esrarı Alman fetinbaratı bir örtü Yazan: Sabiha Zekeri miyordu. Sonradan şifre Kod'unun gerdanlığa hik edildiği anlaşıldı. e Bu casusun Üstü başı İnce bulunamadı. Fakat, sa, Bu masum şarkının neta: gönderdiği 2 casusla alâkadardı. Barones, bir aralık bir terzi dükkânı açmış ve bu sırada bir Alman kadın me- muru ile tanışmıştı. Bu memurlar çok Iyi giyinmek istedikleri için çok geçmeden ( borçlanmışlardı. Barones bunlara ziyafetler veriyor, bunlar ziyafetlere gidiyor ve ara- da bildikleri malümatı casusa 88- tıyor, bu suretle teşhir olunmek- tan korunuyorlardı. Bu sirada memurlardan birinin anası, kızımın devam ettiği bu zi- yafetlerden şüphelenmiş, bunun üzerine tahkikat yapılmış ve her şey meydana çikarılmıştı. Fakat yapılan keşifler pek mühimdi. Çünkü işte Kaliforniyalı genç İ- > idam edilen Barones. Benika —gebahditemlir Anar TÜRE YE riden sonra dünyanın en güzel ve en göz boyıyan casusu İdi. Onun casusluğu, genç bir Lehli zabit olan Baron Sosnoweki ile katşılaşmasile başlar, Kadın bir zabiti sevmiş ve aşkı yüzünden va- tanı aleyhinde çalışmayı da göze almıştı. Fakat Sosnowski kadını ayni şekilde sevmiyordu ve Katya Berberyan adını taşıyan diğer bir nkü 'Tan'da Lokman hekimi miz sayın süitad Dr, G. Ata- cın kısa bir teşekkürünü okudum. Bayan Safiyeye teşekkür ediyor » du. Niçin? Çünkü: Sondan tiç beş, belki de iki üç ka - Tan gerçek ses yıldızlarımızın en başındaki büyük artist bayan Safi ye Sesican, sanat arkadaşlarını top lamış Haydarpaşa hastanesine git- miş, hastalara bir konser verip ruhlarını şenlemiş. Hem ikinci veya üçüncü defa. Müessesenin baş hekimi üstadımız da hem Safiye Sesicana hem Şef - katli, insan arkadaşlarına “minnet ve şükranlar,, anı sunuyor. Öyle bir doktorun bu minnet ve Şükranlarının ne kadar yürekten geldiğini biz pek iyi biliriz, biz, millet bakımı ile asker ocağından yetişmiş öksüzler ve yetimler. Bir takım gatillerin sadece sert sesli ve çelik disiplinli bir meslek san- dıkları asker ocağının öyle ince, öyle hisli, öyle Lamartinden daha şair tarafları vardır ki öğrenenler hayretten ziyade takdis hisleriyle dolarlar, Onlardan bir tanesi de Bu hastalar ve müzik tarafıdır. Gençliğimizde askeri hastahane- Ye yatmak bize korku ve endise de Bil, ümit ye emniyet verirdi. Hattâ ti Abdülhamıldin pls devrinde bi hea Birim askerliğimiz şu veya bü evirle sayıhıp ölçülemez; Türk 5- > Türkün şu dünyada var oldu gündenberi ayni değer ve ayni eyni mukaddes yolda büyüklükle yürümektedir de onun için. © mahkümiyetini o bitirdikten sonra Amerikaya dönerek herşeyi anlat- mıştı: Mis İsubel'e göre, Barones 'Lehli zabitin kendisini sevdiğini sanarak onu korumak için herşeyi yapmış, ve sonunda idam edilmişti. Mrs Hari kadar şöhret kaza- nan bir kadın da Almanlar tarafmdan kurşuna dizilen hasta- bakıcı Edit Covel'dir. Münakasasız ve Müzayedesiz Alınan Ilâçlar Için Yazan: Aka Gündüz Her günün muayyen saatlerin - de hastahane bahçelerine askeri bandolar gelir, mutlaka şen, kıv - rak parçalar çalardı. Biz de kimi - miz peneerede, kimimiz balkon - da, çıkabilenler bahçede bu muzi- gi dinlerdik, dinlerdik ve kuvvet- lenirdik. Yalnız hastahanelerdeki hasta - lar için mi? O bandolar kışlaların gürbüz, dinç sakinleri için de her akşam birer müzik ziyafeti verir - ler. Ağır hastalar, zaten daima da - ha sakin olun arka koğuşlarda yar tırılır, biraz iyileşince müzik teda- visi için bahçe tarafına geçirilir. Bir yabanci memlekette hususi bir hastahane görmüştüm. Küçük. tü, Açık müzik yaparlarsa ağır has taları rahatsız etmek ihtimali var. mış, düşünmüşler, bulmuşlar. Ho- parlörü kulaktan takma radyo » gramofon İle müzik veriyorlar » miş. Bu suretle ses, ancak kulağı « na işitir takılı hastalar dinliyebili yormuş. Bu son sistem pratikliğe karşı burada yine son sistem bir zihni- yeti hatırladım: Bir tarihte büyü. cek bir şehirdeydim. Yüz binler sarfedilip hakiki mükemmel bir si hastahane yapılmış. Tam vazi- geçirildi, gizti havada tapıdığına dair #mare kesilince, şifrenin kafasına yazılı e Saklıyorsunuz? iya Sertel ir genç, Ni te olduğum Cep Kitapları serisinden ter - eüme etmek üzere benden bir kitap istedi, Yüksek ilim tahsil eden bu gence, tercüme eğilmek üzere ölmedi ağır bir kitap verdim. Kendisini ta- sımadığım için ne dereceye kadar muvaffak olacağım bilmiyordum. Ki tabı getirdi, harikulâde bir tercüme. Mefhumların tam karşılığını bulmuş, türkçesi temiz, kitabın zorluklarını & kada hünerle çözmüş ki, kendisini takdirle, hararetle tebrik ettim. w - tabın Üzerine ismini koyacağını söy“ | dedim. — Müsaade ediniz de hocama S0 - rayım dedi. k İlk hamlede kavrayamadım, biç i- tiraz da etmedim. Bir kaç gün sonra geldi, maalesef, ismimi veremiyece- ğim dedi. — Neden? — Ru seri pek popüler. İsmimi bu raya vermemek daha muyafık ola « cak. ğ Durakladım. kitabı yazan bütün dünyaca tanınmış bir felezof. O bi duğu görüldü. Gi 3 bit sssusun İdem marşı olmuştu, Gizli bazı malümat â larak ölüm cezasına mahküm edilmiştir. ”A* İ seriye ismini vermiş, eserini vermiş, kendini vermiş, Türkiyedeki müter - tim ismini veremiyor. Bu seriye Ber- nard Şov, Dostiyevski, Will Duran, Tolstoy, Mal Gorki, a Mata Hari, üç sene Fransanın askeri sırlarını çalıp Almanyaya satmış ve kendisinden şüphe olun- mamıştı. Bu kadının nerede doğ- duğu, hangi millete mensup ok duğu pek malüm değildir. Fakat ara sıra Cavalı olduğunu söylerdi, Uzun boylu, güzel bir kadındı. Dansları, yavaş yavaş bir söyun- madan İbaretti, Kendisine sürü sü- rü tutulan kimseler vardı. Mata Horinin içyüzü 1017 de anlaşılmış ve mahküm edilmişti. Fakat hâlâ onun masum olduğunu sanan kim- seler vardır. İngilterede zabit Norman Stewart yabancı bir devletle münasebetsiz alâka yüzünden beş seneye mah- Meis yaa anan rene sinde “Yeni Almanya, yı sevmek yüzünden bedava malümat verdi. Gini söylemişti. Bu gibi vakalar saymakla tüken- mez. Dünyanın her tarafında bu çeşit hâdiseler vuku bulmaktadır. dünyan | ne kadar edibi. filimi varsa isimleri ni vermişler, beynelmilel alemin ta- nıdığı en büyük adamlar mütercim- liğini yapmış, bizim genç bu seriye ismini veremiyor. b » Bu bir zihniyetin ifadesidir. Biz de ilme intisap edenler, ilmi yalmz daracık bir hudut içinde, dar bir çer- çeve icinde kendilerine münhasır sa- niyorlar. Halk ilimden ne anlar? Ta- bii anlamaz, Eğer âlim, eserini diğer üç beş âlim için yazıyorsa, İlme İnti- sap edenler, ancak seminar masala « rında buhun münakaşasiyle yalnız emdi kafalamını murlandırmak İsti» yorlarsa, ilmi, mekteplere sokmağa, ilmi eserleri bastırıp sattırmağa me lüzum var. Zâten halk anlamadığı. için bu eserlere sırtını çevirip geçi - yor, O zaman her millet sadece bir. Akademi yapsın, bu âlimler, topla « Devrimiz gizli harp devri olduğu | nip konuşsunlar, hangisinde Hergül için dünyanm bir ucundan öbür | cesametinde İlmi kudret olduğunu ucuna kadar casuslar çalışıyor, | birbirlerine anlatmak için gırtlak ye Çünkü büyük ordularm hareketin. | rup haşre kadar bağırsınlar... v den evvel bu ordu herekete geçer. İlim şüphesiz ki halkın anliya » (mıyacağı bir sahadır. Fakat ilmi p pülarize ederek anlatmak, halkın ks fasını nurlandırmak da bugünkü içti- msi terakkinin şartlarından biridir. Yalnız tepede entellektüel bir aris « tokresi kurmak, yalın âlimler için. ilim yapmak on sekiz ve on dokuzun cu asrın egölst bir temayülü idi. B gün bütün dünya, ilmi, edebiyatı, seleyi poptilarize ederek halka ulaş- tırmağa çalışıyor. Hattâ klâsik İlmi bile, gençlerin, ikinet derecede mil » nevverlerin anlayabilmesi için. bu © serleri baştan tahlil mahiyetinde yiller ilâve ederek, halka mal etme halka mahsus bir radyo ile bir hah- ğe uğraşıyorlar. Biz, neden bu cere- vi Yani ri br kesi e yanlardan geri kalmak istiyoruz! recek, uu muzik y Nedi nız te bes sl e vefat edecekler. Aman efen bir ri imi ai j Gm em bu cep - | hirttâ dereime ettiğimiz kitabın alta. e 2 koğuşu yok, sadece | na koyacağımız ismi kime saklıyo « Vâboratuvarlar, etüd yerleri, bakı - | ruz? O halde ilmi eserler, kitaplar o yi odaları var. Kaldı ki bir basta * | kanmuyor diye niçin şikâyet ediyor. arımıza muayyen zamanlarda kon | sanuz? Zaten siz bunları halk için serler vermek niyetindayiz. yazmıyorsunüz. o Kendiz için Sl Ne niyetinde olurlarsa olanlar, Perle AĞ bü ia lak ra bol imiş de başka yerde mi ya- pılmış? Herhalde biraz acı, biraz tuhaf bir şeyler olmuş. Geçelim. Benim maksadım sayın dokte « rumuzun o kısa minnet ve şikra- nından ahkâm çıkarmaktır, Sef - kat ve İnseniyet yalnız madde ile ölçülmemeli. İnsanların insanlara yardımlarında gönüllerin de, duy- mi o gulazın da hisseleri büyüktür. Can b kendim | Ni nkini in suyunu s3 sesli Safiye ve arkadaşlarının 3ap | yerı. pe, e» bana bir katre s tıkları işte budur. Bir hastanın vü | pair seye sena Kesemin,. gönlü cudu şuruba şırmgaya ne kadar gopniiim aşarım And, i muhtaçsa, ruhu da bir takım ilâç. bana vi lara muhtaçtır, ve bu ilâçlar mü - makasaya o konulup Okomisyon. ca mübayan edilir cinsinden değil. dir, Onu yüksek ruhlar münakasa» sız, müzayedesiz dağıtıyorlar: Sa - | Başkanı Bay Ali Riraya: fiye ve arkadaşları gibi, Bahsettiğiniz. mesöleleri ibtısasım Lokman Hekimin kısa minnet ve | çıra” #ördütüm icin yarmadım. Atek şükranına ben de iştirak ederim. Mi Maine feye başlanılacağı zaman İtirazlar olmus, bu hastahane buradan kalk malı denilmiş, Sayılan o dökülen mucip sebepler arasında şu ültra modern sebep te varmış, denilmiş ki hastahanenin arka cephesinde İlmi, sırma işlemeli bir kesenin içine sokuyor. dört tarafını kalın di » kişlerle dikiyor, sonra bil bakayım bunun içinde ne var, diye bağır sunuz?... Ben falcı değilim, kâhin de değilim. kapal kesenin içinde e merak da etmem... Ben halkım. 5 Böyle halktan ayrı, tepede, İlim mi istiyoruz? si Kınık Ziraat Kredi Monmeratiri İdare ee

Bu sayıdan diğer sayfalar: