Pazarlesi ŞUBAT 1938 TELEFON i ı * 19 uncu yıl » Başmuharrir L i[ı)“ y z d a ae 1062 - 1063 n e 5 KURUŞ İdare müdürlüğü HEA KSK MA Atölye l Ulus Basımevi Çankırı Caddesi: Ankara Telgraf: Ulus - Ankara NDIMIZDIR Büyük Petro Aleksi Tolstoyun eseri kaç güne kadar Bir ingiliz gazetesi alman hâdiselerine dair heyecanlı bir haber veriyor lllllllllllllIllIIlllllllIllIlllllllIIIIIIIIIIIllllllllIllllllllllllllllllllllllllllllllIllIIlllIlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllIllllllll||llllllllIlIllllllllllIlllllllllllllllllllIIİI"IIIIIlllllllllI|J!Illlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll Alman generalleri itham altında! Ziraat siyasetimizde toprak meselesi Kemal ÜNAL Atatürk, ikinci teşrin nutuklarmdş, ziraat için “ciddi etüdlere dayalı bir siyasetle” “bütün v atandaşların knlay:— ca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir rejim” in kurulması lüzumunu işaret ctmişlerdir.“Nı_.ıtuk - program, bu siyaset ve rejimin ana hatlarını da vermiştir; T 1 — Her çiftçi ailesini bölünmez bir toprak sahibi yapmak 4 2 — Ziraat vaşıtalarını yenilemek, ulluğu artırmak Ş 3 -g— Her gçiftçide tercihan at olmak üzere en az bir çift hayvan bulundur- mak, 4 4 — Yakın köyler arasında müşte- rek barman makineleri kullandırmak, 5 — Memleketi iklim, su ve topra'k bakımından bölgelere ayırarak her bi- rinde örnek ziraat merkezleri kurma.k, bu iş için devlete geçen _giitliklenn teknik ileriliği ile yetişmiş unsurla- rından faydalanmak. iğa Atatürk nutuklarında bu büyük iş için “Ziraat siyaseti” tabirini_ kupan— mışlardır. Bu, bir çok gaııb C!ılleı:ı.nd.e yalnız yerlerini ve ff)netıgım dîgıştı— ren (Politigue Ağraır?)_ !:arş.ılıgı de- ğildir. Kısaca söyliyebiliriz ki bu garb tabi. var A KA İ ti” dir. Halbuki yeni Türkiye'nin _da- yâsı daha geniştir, ve bu ancalî “Z'ır_a- at siyaseti” olarak ifade edilebilir, 'Tonrak bizim büyük siyasetimizin küvvetli bir unsurudur. Garbdaki vaziyet, bu tabiri yarata- cak mahiyette idi. Orada zirai hayat, ancak Feodalite'nin toprak rejimini tasfiye ile mümkündü. Büyük harb- dan sonra da, yeni kurulan yahud hu- dudları genişliyen hiîkümetle.r, a.kal-'— liyetlerin topraklarını kendi çıf'tçıl?n arasında birer “toprak siyaseti” ile taksim ettiler, u Türkiyede bu iki tarzda da bir top- rak rejimi kurmağa ihtiyaç yoktur. Osmanlı nizamı, bazı büyük çiftliklf- te vücud vermekle beraber, toprağı bir çok yerlerde haylı parçalamıştır. Lozanda tasfiyesi yapılan müpad_elî hareketi ise, Türkiyede gayri ı?n_llı çiftçi bırakmamıştır. Şu halde bız'ım için de, bir çok garb memleketle.nn- de olduğu gibi, yalnız toprağın eski sa- hibini hedef tutarak, tarih ve qılh bünye bakımından yapılatak bir tasfiye yoktur. Türkiyenin toprak rejimi, ancak 0- nun iyi işletilmesi maksadına dayax_ı- maktadır. Büyük hız 1937 ikinci teşrin nutkiyle başlamakla beraber geçen cumhuriyet yıllarında bu yolda atıl: mış adımlar vardır. K Her yıl ana yurda iltihak eden gbş- menitre toprak dağıtılmaktadır. Bir çok fırsatlarla devlete geçen büyük çiftlikler daima yakın köyler arasın- da taksim edilmiştir. Ziraat bankası toprak satın alan çiftçiye kredi kolay- lıkları yapmıştır. Zitaat meselesinin toprağa bağlılı- ğı, Cumhuriyet Halk Partisinin dör- düncü büyük kurultaynda vazihan i- fade edilmiştir.. (X). Atatürk son yıl- lardaki kamutay nutuklarında toprak Mmevzuuna daima temas etmişlerdir. 1936 yılında ana yasada yapılan deği- şikliklerden birisi de, topraksız çitt- çiye dağıtılacak arazinin istimlâkini kolaylaştırıyordu. Aatatürk'ün vazıh direktifleriyle çi- zilen yeni ziraat rejimimizde her çift- çi ailesi, bütün kuvvetini, yeni iş va- sıtaları da kullanarak kendi malı olan toprağa verecektir. Emeği_nin tau.ı kar- şılığını toprağından alacağını bilerek çalışmak, köylü refahının manivelâsı olacaktır. Köylü, kendi toprağını, ta- biat tesirlerinden bütün gücüyle ko- ruyacağı gibi onun gelecek yıllarda da verimliliğini muhafazaya çalışacak- tır. (Memlekette topraksız ç"iftçi)' kal- mıyacaktır. “Budan daha önemli ola- ( Sonu 3. üncü sayfada ) x) C. H. P .programı. Mıdd:; .34 - Her türk çiftçisini, yeter toprak sahibi etmek Partimizin ana gayelerinden biridir. Top- raksız çiftçiye toprak dağıtmak için özgü istimlâk k ları çıkarmak lüz rinin tam karşılığı “toprak siyase-. ALMAN POLİS MÜDÜRÜNÜN Göring askeri teftiş ederken Genaral Gamlenle yapılan femasiarda General Friç ve general Beke atfedilen entrikalar Londra, 6 (A.A.) — Evening Standard gazetesinin diploma- tik muhabirine göre, general fon Friç, polis müdürü B. Bimmler tarafından, fransız ordusu ile resmi surette olmaksızın ve salâhi- yeti haricinde münasebetlerde bulunmak gibi dış politika entri- kalariyle itham edilmiştir. General Friç'in düşmesi sebebini geniş bir nisbet ile izah ede- cek olan bu heyecanlı beyanat, Almanyada hususi bir muhabir- den gelen telgrafta mevcuddur. Salâhiyetli kaynaklara göre, generale ve ordu şeflerine yol verilmesi, B. Himmlerin keşfettiği iddiasında bulunduğu entri- kalardan ileri gelmiştir. Fon Friç, mahrem ajanlar vasıtasiyle B. Daladier ile muhabe- reye girişmekle itham edilmektedir. B. Himmler B. Hitlere verdi- ği raporda, memurlarının uzun müddet general Friç'in kurmay başkanı general fon Beck'le diğer ordu zabitlerini nezaret altın- da bulundurduğunu ve bunların yabancı hükümetler mümessille- riyle olan münasebetlerinde, ezcümle Paris'te yapılan ziyaretler esnasında, dış işler hakkında münakaşalarda bulunmakta tered- düt etmediklerini ve İspanya harbı hakkında alman hükümetinin ——— BT ĞND resmi politikasına aykırı bir fi_k- ri de ileri sürmüş olduklarını bil- dirmiştir. Paris'te havas ajansının bu hu- sustaki notu: Bu neşriyat hakkında kendisi- ne malümat verilen milli müda- faa ve harbiye nazırı B. Daladi- er, ingiliz gazetesinin bu neşri- yatını mutlak surette yalanla- maktadır. (Sonu 8 inci sayfada ) Almanyadaki hâdiselere dair Dünya gazetelerinin telgraf- la alıman mütalâalarını bu- gün 9 uncu sayfamızda son sütunlarda bulacaksınız. karagücü üd-dy İstanbulda Galatasaray berlikle neticelenmiştir. Alman ordu sefleri Fransa ile gizli temaslar yapıyorlarmış! Dış işlerde entrika çeviriyorlarmış Mareşallık payesine çıkarılan ve Almanyanın hakiki ekonomi diktatörü olan mareşal Dünkü maçta heyecanlı bir an Dün yapılan şild maçlarında Demirçankaya güzel bir oyunla iştir. Harbiye Idma du - v birliği maçı da © - 0 berabere kalmıştır. S 3NSK Dençler - Yugoslavya takımı maçı da 0 - 0 bera- € Yukardaki resimde Gençlerbirliği - Har- biye ldı_nuı Yurdu maçında harbiye kalecisinin güzel bir kurta- rışını görüyorsunuz. (Spor yazılarımız yedinci sayfadadır.) BİR RAPORU p Barselon, 6 (A.A.) — Milli müdafaa ba- kanlığı bildiriyor: Â- siler Teruel'de yeni- den taarruza geçmiş- lerdir. Düşman | şid- detli bir mücadele- den sonra Panerndo- yu işgale muvaffak olmuştur. 'Teruelin — Mutla bölgesinde, — cumhu- riyetçiler 104 rakım- İr yeri. işgal etmiş- lerdir. Andalozya cep hesinde düşman tay- yareleri mühim faa- liyet göstermişlerdir. İki düşman tayyaresi düşürdük. Bizden de bir tayyare düştü. Frankistler, ağır zayiat vererek, Sirn- ra Aleorçonu da iş- gale muvaffak olmuş lardır. Âsilere göre Salamanka, 6 (A. A.) — Umumi karar- Şiddetli soğuklar altında harb eden hükümetçiler Teruelde gene şiddetli bir muharebe başladı Âsiler hükümetçilerin cephesini yararak bazı mevzileri işgal ettiler gâhtan- bildirildiğine Hükümetçi askerler mangal başında ısınıyorlar göre, Teruel bölgesinde Franko kıta- ları şiddetli bir topçu hazırlığından sonra taarruza geçmişlerdir. Taarruzun şiddeti karşısında cum- huriyet kıtaları cephenin bazı yetle- rinde 8 - 10 kilometre olmak Üüzere ceman 30 kilometre kadar gerilemiş- lerdir. Âsiler, 16 kasaba ve 40 tane kadar (Sonu 8. inci sayfada) General Friç'in kurmay başkanı General Bek fran- sız genel kurmay başkanı general Gamlen'le konuşurken Deniz silahlanmasında Japonya Amerika yarışı ! Vaşington, 6 (A.A.) — Amerikanın Tokyo sefiri B. Grev, japon hükümeti- ne bir nota vererek 1936 deniz müuahe- desinin müddeti bitinceye kadar bu muahededeki tahdidlere riayet edip et- miyeceğini ve riayet etmeğe niyeti ol- duğu takdirde bunun delillerini göste- rip gösteremiyeceğini" sormuştur. A- merika hükümeti, Japonyanın cevabını 20 şubat tarihine kadar bekliyecek, bu tarihten sonra kendisini Londra mua - hedenamesinin tahdidlerinden tama- mile âzâde telâkki edecektir. Notada, Japonyanın muahedename- yi kabul etmemiş olduğu ancak bu hed in imzası bul yan bir devletin muahededeki tahdidleri aşan inşaat yapması takdirinde Ame- rikaya işbu tahdidlerden âzâde olmak hakkını bahşetmekte bulunduğu ha- (Somu 3 üncü sayfada) Yugoslavyada âyan seçimi Belgrad, 6 (A.A.) — Sabahleyin memleketin her tarafında âyan seçimi başlamıştır. Avala ajansı, B. Stoyadi- noviç'in hükümet fırkasının büyük bir ekseriyet kazanacağını tahmin et- mektedir. Hakra Mâbâd — Fakat, dıyor, sız tu.carlardan bah- sediyorsunuz. Eğer kalb hastalığınız yoksa, beşinci katta hiç olmazsa hâava we sükün var. 80 liraya (5) delik! Ya biz? yerin altında (2 deliğe 50 lira ve- riyoruz. Yatak odamız tam karyola bo- yunda olduğu için pencereyi açamıyo- ruz. Üstelik banyomuz da yok.. 50 lira! 625 den kaç sterling tuttu- ğunu hesab ediniz. Kendi kendime: “—Ya kerpiçtekiler gelmeye başlarsa?,, diye düşünüyo- rum. Hani şu dün okuduğunuz cinaye- tin olduğu çeşidden odaların adedi 25 lira! Ekme k”' ten hemen sonra gelen yuva davâsı üstündeyiz. Bu spekü- Jasyon onun üzerinde yapılmakta, me- murlar maaşlarının yarısı ile, bodrum- larda, yahud, tezekli çamurlar içinde barınabilmektedirler. Bir daha ısrar edelim: Yansen plâ- nının bütün inzıbatları tatbik olunmak, Yansen projelerinin tesbit ettiği bü- tün kontrollar sadakatle yapılmak; Bütüninşalar sanat ve sıhat bakımından en şiddetli disiplin altına alınmak lâzımdır. Ondan sonra memur meskenleri! Bir kaç bin yuva! - Fatay