20 Eylül 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vuer A 20 -9 - 1938 ULUS — Beynelmilel ticaret odası reisi ve umumi kâtibi Ankara'da Misafirler Türkiye'deki büyük eserden takdirle bahsediyor Beynelmilel ticaret odası reisi B. Vatson ve Bayan Vatson, umumi kâ- tip B. Piyer Vasör dün sabahki trenle İstanbul'dan şehrimize gelmişlerdir. Heyet istasyonda İktısat Vekâleti na- mına İç ticaret umum müdürü B. Mümtaz Rek ve hususi kalem müdürü B. Fettah İrtem, Ankara ticaret odası namına umumi kâtip vekili ve İktısat Vekâleti standardizasyon müdürü B. Faruk Sünter ve idare heyetinden B. Hayri Behiç tarafından karşılanmış- lardır. İktısat Vekili B. Şakir Kesebir mi- safirleri öğleden evel makamında ka- bul etmiş ve kendileriyle muhtelif meseleler etrafında görüşmüştür. Öğleden sonra Barajda misafir bey- nelmilel ticaret odası heyeti şerefine İktısat vekâleti müsteşarı B. Halit Nazmi Keşmir tarafından bir çay zi- yafeti verilmiştir. Ziyafette İktısat Vekili B. Şakir Kesebir, vekâletler müsteşarları, milli bankalar müdürle- ri, İktısat vekâleti erkânı ve Ankara Ticaret odası heyeti âzası da bulun- muştüur, Ankara Ticaret odası, misafirler şe- refine bu gün Ankarapalas'ta bir öğ- le ziyafeti verecektir. B. Vatson ve yanındakiler yarın ak- şamki trenle İstanbul'a gidecekler, ve İstanbul'da ticaret odası erkânı, tüccarlar ve diğer alâkalılarla bazı gö- rüşmelerde bulunduktan sonra mem- leketimizden ayrılacaklardır. İktısatçı misafirler dün kendileriy- le görüşen bir muharririmize şunları söylemişlerdir: “— Türkiye'ye ilk defa geliyoruz. Memleketiniz hakkında muhtelif vesi- lelerle okuyarak bir çok şeyler öğren- miştik. Fakat okuyarak öğrendikleri- miz burada gördüklerimizden çok da- ha az ve hislerimizi ifadeden âcizdir. Bilhassa pek kısa bir zaman içinde ta- mamen yeniden yaratılan Ankara an- cak mucize kelimesiyle ifade olunabi- lir. Avrupa'nın bir çok yerlerinde u- mumi harptan sonra büyük ilerleme hamleleri yapan memleketler göze çarpmaktadır. Fakat biz Türkiye ka- dar bu işte âzami şekilde muvaffak o- lan bir memleket görmedik.,, İngiliz - Fransız anlaşması Prag'a bildirildi (Başı I. inci sayfada) Havas ajansı bildiriyor: Hükümet tarafından dün Londra'da ittihaz edi- len hareket tarzının nazırlar mecli- since ittifakla tasvip edilmiş olması, selâhiyetli makamlarca bilhassa ehe- miyetle kaydedilmektedir. Halen gerek Londra'da gerek Prag- da ve diğer hükümet merkezlerinde müzakereler cereyan etmekte olması hasebiyle-nazırlar gelecek toplantı - nın tarihini tesbit etmemişlerdir. Hariciye Nazırı Bone, Çekoslovak- ya orta elçisi Ozuski'yi kabul etmiş- tir. İyi malümat alan mahfillerden öğrenildiğine göre, bu mülâkattan sonra hariciye nezaretinden ayrı- | hırken Çekoslovakya elçisi pek müteheyyiç ve müteessir görünü - yordu. Londra anlaşması Prag'a bildirildi Hakkında kati bir ketumiyet mu- hafaza edilen ingiliz - fransız anlaş- masının metni, Prag hükümetine bil- dirilmiştir. Yarın Çemberleyn tayya- re ile tekrar Almanya'ya gidecek ve Hitler'le müzakerelere devam ve müm künse Orta Avrupa meselesini mus- lihane bir şekilde halletmeğe çalışa- caktır. Bu takdirde Avrupanın umumi sü- künetini tesis için daha geniş müza- kerelere zemin hazırlanmış olacaktır. Fransız ve ingiliz elçileri B. Beneş'in nezdinde Prag, 19 a.a. — Fransız elçisi dö la Rok'la ingiliz elçisi Nyüton öğleden sonra birlikte Benes tarafından kabul edilmişlerdir. Tahmin edildiğine gö- re, elçiler bu ziyaret esnasında Lon- dra hükümetinin tekliflerini bildir mişlerdir. Nazırlar meclisi bu diplo- matik ziyaretten evel dağılmıştı. Saat 16 da bütün koalisyon partilerinin mümessillerini ihtiva eden parlamen- tonun daimi encümeni, Hodza'nın Ti- yasetinde toplanarak, başvekil tara- fından vaziyet hakkında verilen iza- hatı dinlemiştir. İngiliz kabinesi de toplandı Londra, 19 a.a. — İngiliz kabinesi saat 11 de Başvekâlette toplanmış ve saat 13 den bir az sonra dağılmıştır. İngiliz nazırları, dünkü fransız - ingi- liz müzakerelerinin neticesini tasvip eylemişlerdir. B. Grandi'nin temasları Londra, 19 a.a. — Grandi, öğleden sunra Hariciye nezaretinde kabul e- dilmiştir. Lort Halifaks o esnada ne- zarette bulunmaktaydı. Grandi, öğleden sonra Hariciye ne- zaretine gelmiş ve lort Runsiman'la Gvatkin'in muvasalatından bir az son- ra nezaretten ayrılmıştır. Amerika sefiri öğleden sonra Çem- berlayn'le göfüşmüştür. Solcu partiler fikir teatisinde bulunacaklar Paris, 19 a.a. — Bugünkü içtimar esnasında vaziyeti gözden geçiren a- mele partisi milli meclisi, fransız s08- yalist partisinin, amele teşekkülleri- nin, sosyalist iş enternasyonalinin, ve beynelmilel arnele teşekkülleri fede- rasyonu mümessillerini biran evel meclisle fikir teatisinde bulunmıya dâvet etmiştir. Mümessillerin bu gün toplanacakları zannedilmektedir. Deniz ticaret filomuz (Başı 1 inci sayfada) gelmiş olan Etrüsk vapuru tipinde üç yolcu ve dört tane de 2500 tonluk gene yolcu vapuru vardır. Bütün bun- lardan başka, yaş meyva ve bozulma- ğa müsait malları nakletmek için üç tane de frigorofik gemiler bulunmak- tadır. Bu saydığımız gemilerin ye- künu 50200 tona varmaktadır. Son de- fa Almanya'da yaptırılarak memleke- timize gelmiş ve gelecek olan yeni gemilerimizle İngiltere'ye ısmarlanan iki yeni şilebin tonaj tutarı da 17000 tondur. Bu suretle yeni plânla yaptı- rılacak ve halen yaptırılmış veya yap- tırılmakta olan gemilerimizin tonajı 67200 tona varmaktadır. Halen mevcut ticaret filomuz Son yaptırılanlar hariç olmak üzere halen mevcut deniz ticaret filomu - zun tonajı şundan ibarettir. Denizbank'a ait Akay sevahili mü- tecavire vapurları da dahil olduğu halde 62644, Şirketi Hayriye'de 7174, Haliç idaresinde 1784 Denizbank'a ait İzmir liman işletmesinde 1355, Tah- lisiye gemilerimiz 1932, Alfarniya 258, romörkör 1710, eşhasa ait motör- lü gemiler 12565 ve gene eşhasa ait buharlı gemiler 107694 gayri safi ol - mak üzere ceman 195741 tondur. Bu - gün gelmiş bulunan ve yeni ekonomik plânımızla yaptırılacak olan gemile - rimizle umumi deniz ticaret filomu- zun tonajı pek kısa bir zaman içinde 360,391 tona çıkacaktır. Yeni gemilerimiz geldikten sonra en son sistem deniz vasıtalariyle mem- leketimizin kapotaj ihtiyacını tama - men karşıladıktan başka milli mah - sullerimizi kendi vapurlarımızla en çabuk ve en ucuz şekilde yabancı memleketlere sevketmek — imkânını bulacağız . Nafta - Vekilimiz Ege'de bir tetkik gezisine çıkıyor (Başı 1 inci sayfada) cak oradan İzmir'e geçilecektir. Ve - kil devlet demiryolları güzergâhında bazı tetkikler yapacak, Menemen, A - lâşehir, Bakırçay, Küçük Menderes, Büyük Menderes mıntakalarındaki su işlerini de bu arada mahallinde tet- kik edecektir, B. Ali Çetinkaya İzmir mıntakasın- daki turistik yollar ve şoseleri gördük ten sonra İzmir'den Aydın havalisine hareket edecek ve Aydın demiryolu ü- zerinde inşa edilmekte bulunan yeni Aziziye tünelini görecektir. Aydın'dan sonra seyahatine levam edecek olan Nafıa Vekilimizin Adana, Silifke ve Mersin'deki su işlerini de gözden ge - çirmesi ihtimali vardır. Bu seyahatin on gün kadar süreceği tahmin edilmektedir. İngiliz ordusunda yeni bir sınıf Londra, 19 a. a. — Harbiye neza - reti ordu kadrosunda yeni bir ihtiyat sınıf ihdas edildiğini bildirmektedir. Bu sınıf seferberlik halinde küçük za - Harp ve sulh (Başı I. inci sayfada) yen devletlerin askerleri ve tay- yareleri çarpışıyor. Yekünu beş yüz milyonluk iki Asya milleti- nin boğazlaşmasına henüz harp ismi verilmemiştir. Eğer 1914 den evelki bütün teşrifat ve merasimi ile harp ya- pılmış olsaydı, bir imparatorlu- ğun inkıraz bulmasından, bir di- ğerinin parçalanmasından, bir cumhuriyetin yok olmasından daha mühim neticeler mi elde e- dilecekti? | Sağlık korucuları kursunu bifirenler Sağlık korucuları kursunu bitirenler . hef h U ve köy kanunla- hıf Fakat bu hâdiseleri menetmel için, Avrupa kıtasını Şimal deni- zi ile Akdeniz arasında ikiye bö- len, dişinden tırnağına kadar müsellâh, yüz küsur milyonluk iki milletin ve keza Uzak - Do- ğu'da aynı evsafta ve adette bir üçüncü milletin kara, deniz ve hava kuvvetleriyle kimler gidip çarpışacaktı? Harp, Avrupa'da en aşağı yirmi, yirmi beş milyon askerin yirminci asrın bütün tah- rip vasıtalarını kullanarak biribi- riyle boğazlaşması d2zmektir. E- ğer mesele, üç buçuk milyon al- manın çek veya alman hâkimi - yeti altında kalıp kalmaması dâ- vasından ibaret olsaydı, böyle bir faciayı tasavvur dahi eden cinnetle itham olunurdu. Fakat dâvayı derinliğine genişliğine bütün ebadı ile göz önüne almak, ve esasen on senedenberi bütün şiddeti ile devam eden bir buh- ranın her gün değişen safhaları içinde bocalayıp durduğumuzu düşünmek daha doğzu olur. İngiliz Başvekilinin müracaat- larını, İngiltere'nin vakit kazan- mak maksadına atfedenler ve o silâhlandığı zaman her şeyin yo- la gireceğini zannedenler şüphe- siz yanılıyorlar. İngiltere silâhı- nr başkalarının hakları değil, ancak kendisinin ve imparator- luğunun müdafaası için kullanır. Başkalarının hakları veya sulhun dâvaları, bu menfaatlere uygun ve onların müdafaası için sarfe- rafa değer oldukları kadar bir ingiliz müdahalesinden bahsolu- nabilir. Meseleleri harpsız halletmek! Fakat meseleler nelerdir? Harp yerine hangi vasıta ve usulleri ikame etmek lâzımdır? Umumi bir ittisâ ve ekonomik ihtiyaç e- debiyatı haricinde bu mesele'le- rin ne Roma, ne de Berhtesga- den tarafından ayrı ayrı ortaya atıldığını görmiyeceğiz. Fakat vasıta ve usul hususunda ikisi senelerdenberi — mutabıktırlar : Dörtler! Yani dört büyük devlet kendi arasında birleşecek, doy- muş olanlar diğerlerinin dahi kendilerini tatmin etmelerine yardım edeceklerdir. Hatırlarda- dır ki Milletler Cemiyeti ilk za- manlarda bir büyükler idaresin- de küçükl! ü olarak kurulmuştur. Yalnız o zaman Avrupa galip ve mağlüp iki kıs- ma ayrılmıştı: Bugün ise mağ- lüp Almanya ötekilerle evelâ hak sonra kuvet müsavatı kazanmış- tır. Bu dörtler grupu, teklif eden- lerin tasavvur ettiği neticeleri ve- rebilecek bir hal yolu mudur? Ya Sovyetler? Ya Japonya? Ya Amerika? Bahusus bunu derhal kendi milli hüriyetlerinin aleyhi- ne bir komplo telâkki edecek o- lan diğer- milletler? İttifaklar, itilâflar, paktlar ve birçok girift menfaat birlikleri? Eğer harp gibi, Avrupa buhra- nı için gündelik tebliğler neşret- mek âdet olsaydı, dün gibi, bu- gün dahi, ve belki daha uzun müddet gazetelerde şu klişeyi görür, dururduk: “Her şey henüz muallaktadır!,, Arada kaynıyanların ve kay- nıyacakların talihinden başka! F.R. ATAY bit kadrolarını mühim miktarda takvi- ye edecektir. Yeni teşkilât, askeri hiz- metlerini dört seneden az bir zaman i- çinde terkeden ehliyetnameli küçük zabitlerle hi i dört denberi terketmiş olan ehliyetnamesiz fakat sureti mahsusada seçilmiş küçük zabit- ler alımacaktır. İlkteşrinde yeni teşki- rı hükümlerine göre köy sağlık işle- rini takip etmek ve devlet teşkilâtı- nın sağlık teşkilâtına yardımda bu- lunmak üzere Ankara Vâliliği şeh - rimizde sağlık korucuları için bir kurs ştı. Bu kursa htelif köy- lerden ilk mektep veya millet mek- tebi mezunu 19 genç getirilmişti. Altı hafta devam eden kurs evelki günü bitmiş ve 19 genç bu kursu muvaffakiyetle bitirmişlerdir. Dün Ankara sağlık müdürlüğünde bu gençlere kurs iyet şaha - detnameleriyle elbise lüzumlu — sıhi malzeme verilmiştir, Ankara vâliliği ameli ve nazari o- lan sağlık korucuları kursunu her yıl genişletmek ve korucuları nahi - yelerden köylere kadar teşmil etmek Plebisit! Plebisit kararındadır. ( Başı 1. inci sayfada ) içtinap edilmesi lüzumunu ileri sürü- yorlar, Südetler Çekoslovakya'dan ayrıl.nalı Observer diyor ki: “Bugün şerait öyle bir hale gelmiş- tir ki, zaferle bitecek bir muharebe bile Çekoslovakya'yı bugünkü şeklin- de artık tutamaz. Şurası iddia oluna- bilir ki, harp yolu ile olsun sulh yo- lu ile olsun,südet mıntakalarının Çe- koslovakya'dan ayrılması, zaruri bir hal almıştır.,, Taymis şöyle yazıyor: “İhtilafın muslihane bir şekilde hal- li hususundaki kararları, herkes sem- pati ile karşılıyacaktır. Bu ihtilâfın bu şekilde hallinde bütün devlet a- damları mutabık bulunduklarını ilân ettiler. Ancak herhangi bir hal sure- ti âdil, namuskâr olmalıdır.,, Hudutlar yeniden çizilmeli Sol cenah muhalefetinin gazetesi olan People bile plebisit lehinde bu- lunuyor ve diyor ki: N “İki fenadan birisini tercih etmek lâzım gelirse, ağır fedakârlıkları ilti- zam eden hal tarzını Çekoslovakya'- nın büsbütün izmihlâlini mucip olacak bir harbe tercih etmek icap eder, Çe- koslovakya hudutlarının yeniden çi- zilmesi zarureti başgöstermiştir. Çekoslovakya hükümeti, uzun sene- ler südet almanlarını yalnız istihfafa müstenit bir muameleye tâbi tutmak- la kalmamış, hattâ vaitlerini tutma- makta en son haddi bile aşmıştır. Lort Runsiman'ın süratle hareket e- dilmesi hakkındaki bütün tavsiyele- rine rağmen Prag hükümeti, tavizle- rini kısmakta israr etmiştir. Son ta- vizleri ise çok geç kalmış ve artık kıymetini kaybetmiştir.,, Çekoslovakya'da diğer ekalli - yet ve ırklar da baş kaldır- muya başladılar Paris, 19 a.a. — Maten gazetesi, Pra- gin diktatörlüğüne karşı yalnız Çe- koslovakya'da oturan almanların de- ğil ,ayni zamanda Fransa'nın müttefi- ki olan polonyalıların, macarların ve slovakların da muhalefet gösterdikle- rini ve hattâ slovakların Musolini'ye bir telgraf çekerek kendi lehlerine müdahalesini rica etmiş olduklarını yazıyor ve diyor ki: “Çekoslovakya denilen şey hakikat- te bir çok unsur ve ırkların halitasın- dan başka bir şey değildir. Bu unsur ve ırkların ittihadı hiç bir vakit elde edilemiyecektir. Anlaşmazlıklara bir nihayet verilmek isteniyorsa, bunlara âzami muhtariyet verilmelidir.,, Pöti Parizyen, ingilizlerin, ekseri - yeti alman olan mıntakaların plebisit- siz, geçenlerde Prag hükümetinin ida- resi altında yapılan nahiye intihabatı neticelerine göre, Almanya'ya ilhakı hususundaki projesinde israr ederek diyor ki : “Bu usulün diğer bir faydası da plebisit istemiyen Prag hükümetinin arzusunu yerine getirmiş olacaktır.,, Repüblik gazetesi, plebisit lehinde bulunuyor ve bunun bir veya bir kaç devletin kontrolu altında yapılmasını istiyor. Çek gazeteleri plebisit veya ilhak fikrine itiraz ediyorlar Prag, 19 aa, — Bütün çekoslovak matbuatı, plebisit veya südet mınta - kalarının Almanya'ya terki fikrine, şiddetle itiraz etmektedir. Matbuat, bu hususta aşağıdaki delilleri ileri sürmektedir : Bugünkü hava içinde bir plebisit yapmıya imkân yoktur. Yapılacak bu plebisitin doğru bir netice ile bitebi - leceği şüphelidir, Kimler rey verecek? Diğer taraftan kimin reyini kulan - mak hakkına malik olacağını bilmek lâzımdır: Yalnız almanlar mı yoksa çekler de dahil mi ? Keza, şurası da bilinmelidir ki, memleket dahilinde yaşıyan almanla- rın vaziyeti nedir; Bunlar da reyleri - ni kullanacaklar mıdır ? İki sebep Sonra Çekoslovakya hudut mınta - kalarinı terkedemez. Bunun başlıca i- ki sebebi vardır : 1 — Bu mıntakalar Çekoslovakya için tabit bir müdafaa hattı teşkil et- mektedir. Çekoslovakya buralarda â- zim masraflar yaparak istihkâmlar vü- cüde getirmiştir ve bu — istihkâmları elden çıkaramaz. 2 — Memleketin bütün endüstrisi ve tabil serveti südet mıntakalarında toplanmıştır. Bu mıntakalar olmaksı- zın Çekoslovakya yaşıyamaz. Bütün gazetelerin yazıları şöyle bi- tiyor : “Her ne ol olsun kendi. i mü- Cellât gölü nasıl kurutuldu ? (Başı 6. ıncı sayfada) tur. Aynı zamanda kıymetli ve nadi mahsullerden; tütün, incir, üzüm susam, palamut, zeytin, kenevir, pa tates, bakla, akdarı ve hububat bı havzanın yetiştirdiği en esaslı mah sullerdendir. Uzun yıllar iktısadi üstünlüğü nü muhafaza etmiş olan bu bölgenir göller ve bataklıklarla kaplanmış o! ması bu mahsüullerin miktar ve evsa fi üzerinde mühim ve menfi tesirlel yapmış ve köylünün fakir ve gelir siz bir hale gelmesi neticesini do ğurmuştur. Küçük Menderes ıslah işleri ad altında yapılan umumi mücadele i le bütün bu fenalıkların önü alınmm; olacak ve ihraç mallarımızın en mü him kısmını teşkil eden kıymetli ve nadir mahsullerin evsaf ve miktar: üzerinde ehemiyetli bir rol oynıya- cak ve bu suretle de sıhi, iktısadi ve zirai durumu bozulmuş olan halk servet ve refaha kavuşacaktır. Tarih durumu M ilâttan on önbeş asır önce Küçük Menderes havzasındi yaşamış olan “Karyenler”, (Lid- yalrlar), (İyonyalılar) ile muhtelif istilâlar yaparak bu bölgede kısmen veya tamamen yerleşmiş olan yu- nanlılar, iraniler ve türklerin bırak- tıkları tarihi eserler de bize bu hav« zanın servet kabiliyeti hakkında &- saslı bir fikir vermektedir. Zenginlikleri ile tarihte şöhret almış olan lidyalılar, altınlarını (Temolos) un (Bozdağ) yamaçla- rından inen suların sürüklediği kumlardan istihsal ederlerdi. Eko- nomi âleminde hâkimiyetleri ile ta- nınmış olan iyonayalılar da servetle- rini (Kastros) Küçük Menderes nehrinin bu bölgeye getirdiği kud- ret ve kabiliyetten istifade ederek elde etmişlerdi. İranlılar, gözleri kamaştıran bu büyük servetlerin cazibesiyle mütemadi hareketlerde bulunmuşlar ve müteaddit istilâlar- la bu bölgeyi uzun müddet işgal al- tında bulundurmuşlardır. Doğudan ve batıdan Anadolu'ya teveccüh e- den her istilânın tuttuğu yol mutla- ka bu_ havzadan veya civarından geçmiştir. Bizans sarayının saltanat ve deb« dafaa edeceğim.,, — * Yurtta Dil Bayramı törenle kutlanacak (Başı 1. inci sayfada) yacaklar, 'Lürkiye'de dil çalışmaları üzerine yazılar yazacaklardır. Gazete ve mecmuaların dil bayramı yazıları bulunan sayılarından birer tanesi de ayrıca Türk Dil kurumu genel sekreterliğine gönderilecektir. 5. — Bütün kutlama ve tezahürler- de başlıca şu noktaların tebarüz etti- rilmesine çalışılacaktır: a- Ulu Önder Atatürk'ün kendi kut- sal eliyle kurduğu ve koruduğu Türk Dil Kurumunun altı yılı dolduran ça- lışmaları, her gün bir az daha genişli- yerek ilerlemekte olduğu, b - Dilimizin geaiş varlıklarını bul- mak üzere yapılan ve yapılmakta olan araştırmaların verimi, yalnız türk di- li lehçelerini aydınlatmakla kalmıya- rak, bütün kültür dillerini ve genel dil bilgisini ilgilendirecek yüksek bir bu- luşa, yani bütün yeryüzü dillerinir. kültürel varlıklarının ana kaynağı ilkel türk dili olduğunu ortaya çıkaran “Güneş - Dil,, teorisine vardığı, C- Türktarih tezinin öz kardeşi “Güneş - Dil” teorisinin 1936 dâ üçün- cü Türk dil kurultayınca kabul edil- diği gibi, 1937 de Bükreş'te toplanan arsıulusal preistorik arkeoloji ve an- tropoloji kongresiyle İstanbul'da top- lanan ikinci türk tarih kongresine tebliğ olunmak suretiyle bir kat daha kuvetlendiği, d - Yazı ve konuşma dillerinin elder; geldiği kadar biribirine yaklaştırılma- sı ve yazılarımızın halkça kolaylıkla anlaşılması yolundaki çalışmalar d i- leri götürülerek; ilk ve orta öğretim ders kitaplarındaki terimlerin karşı- lıkları da ortaya konmiıya başlamış, geçen ders yılında bunlardan mateına- tik, fizik, mekanik, kimya, biyoloji, zooloji, botanik, jeoloji derslerine ait dört binden fazla terim karşılıkları bütün öğretmenlerle ders kitabı ya- zanlara broşür halinde dağıtılarak dü- şünceleri sorulduğu ve önümüzdeki ders yılı kitaplarına bu terimler geçi rildiği gibi, yeni ders yılr için de coğ- rafya, kozmografya, tarih, etnografya, filozofi ve psikoloji, edebiyat, hukuk terimleri karşılıklarının da hazırian- makta olduğu, 6 — Halka hitap eden söylev, kon- ferans, şiir ve Yyazılarda elden geldiği kadar herkesin anlıyabileceği açık, sa- de, düzgün, pürüzsüz ve güzel bir türkçe kullanılmasına çalışılacaktır, fedilen altınlar da bu havzanın da hissesi inkâr edilemi « yecek derecededir. Bu bölgede mi- lâttan önce yaşamış olan kavimler tarafından; (Efessüs), (Almova) (Tirha), (Koleo), (Diyos), (Hipi- pa), (Klavos), (Noyton), (Kolofon) gibi servet ve zenginlikleriyle Mma- ruf olan şehirler tesis ve bina edil « miştir. Yapılan tarihi tetkikat bu- gün (170) bin kişiyi güçlükle ge- çindirmekte ve barındırmakta olan bu bölgede bir milyon nüfusluk mu- azzam bir kütlenin müreffeh bir su- rette barınmış ve yaşamış olduğunu göstermektedir. İzmir'de sonbahar at yarışları İzmir, 19 a. a. — Sonbahar at yarış larına bugün Buca koşu yerinde baş : landı. Hava müsait olmadığı için sa hada az seyirci vardı. Birinci koşı üç ve daha yukarı yaşta ve 1938 sene: si zarfında kazandığı ikramiyeler ye: künu bin beş yüz lirayı doldurmıyar haliskan ingiliz at ve kısraklara mah: sustu. Mesafesi 2000 metre ve ikrami: yesi de 255 lira idi. Beş hayvanın gir: diği bu koşuda Akif Aksonun Bay: lan'ı birinci, Burhan'ın Komisar'ı i kinci geldi. İkinci koşu üç yaşında vt hiç koşu kazanmamış yerli yarımkar ingiliz erkek ve dişi taylara mahsus: tu, ikramiyesi 190 lira ve mesafesi de 1400 metre olan bu koşuda birinciliği Cahit Erel'in Kuştepe'si, ikinciliği Kara Osmanoğlunun Dageli aldı. Ü - çüncü koşu, dört ve daha yukarı yaş. taki haliskan arap at ve kısraklarına mahsustu. Mesafesi 2400 metre ve ik: ramiyesi de 190 lira olan bu koşuya üç hayvan girdi. Ahmed'in Ünlü'sü birinci, Salih Temel'in Musul'u ikinci geldi. Dördüncü koşu üç ve daha yu- karı yaştaki haliskan ingiliz at ve kış raklarına mahsustu. Dört hayvanın girdiği bu koşu günün en heyecanlı yarışı oldu, Asım Çırpan'ın Dandisi birinci, Salih Temel'in Springbord'u ikinci geldi. Beşinci ve son koşu dört ve daha yukarı yaştaki yerli ya - rımkan ingili zat ve kısraklarına mah- sustu, mesafesi 2200 metre olan bu koşuya dört hayvan girdi. Salih Te - mel'in Mahmure'si birinci Saban At- İr'nın Nona'sı ikinci geldi. -

Bu sayıdan diğer sayfalar: