16 Haziran 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

16 Haziran 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İtalya Seyahati İntibalarından : 11 - Gençlik teşkilâtı: Balila ve ec NE Bundan evvel Faşist ordunu | hakkında malümat verirker bu teşkilâtın es'ieri vazifesini ifa etmiş italyanlardan gönüllü o'a- rak kaydedilen Faşistlerden mü- rekkep olduğunu söylemiştim. Bunun haricinde italyada gene müsellâh olmak üzere bir de gençlik teşkilâtı vardır. Gençlik 1 yam bir kısmına (Ealila), vr kısmına (Avangard st) teş- kilâtı deniliyor. Balila sekiz on dört yaşına eder. Erkek çocuklar larda Balila olabilirler. Faşistlerin Balila teşkilâtı, ta- rihi bir fıkraya istinat ediyor: Vaktile ( Cenova) şehri düşman hücumuna uğramış. Ahali düş- mana mukavemet edememiş. Şe- hir, düşman istilâsma düşmüş. Ahalisi esir olmuş. Fakat birgün Balila isminde bir çocuk, düş- man askerinin üzerine taş atmış. Bu taş ile bir askeri yaralamış. "Diğer taraftan çocuğun düşman Üzerine Taş atması, yerli ahali- yi galeyana getirmiş. Kadın er- kek herkes taşla, tüfekle, sopa ile yenidendüşman askerleri ü- zerine hücum etmiş. Eu suretle şehir kurtarılmış. Bu tarihi fıkra şu manayı ifa- de ediyor. Bir vatan toprağı üzerinde yaşıyan bütün çocuklar şöyle dursun, tek bir çocuk bi- le bazen milli müdafaa poktasın- dan memleket için mühim bir kuvvet olur. Eu kuvveti ihmal etmek. doğru değildir. Binaen- yaşımda başlar, kadar devam gibi kız- “aleyh çocuk ve gençlik kuvvet- lerini tanzim etmek, terbiye ct- mek, milli müdafaa noktasından büyük faydalar temin eder. İşte Mussolini, bunun için ço- cukları da sekiz yaşından itiba- ren Faşist fırkasına mal ediyor. Onları Balila teşkilâtı içerisine alıyor. Adeta her birini küçük birer asker yapıyor. Fakat Balila teşkilâtı bazıları- nın zannettiği gibi sadece birnevi | © spor müessesesi demek değil- dir. Bu teşkilâta dahil olan ço- cukların ellerinde hususi surette kendilerine göre küçük mikyasta yapılmış askeri siâblar vardır. Bu silâhlar hakiki kurşun atar. Kezalik teşkilâtin gere küçük mikyasta olmak Üzere muzıka aletleri, toplari, mitralyözleri de vardır. Hulâsa Balila teşkilâtı demek sekiz ile ondört yaş ara- sında bulunan çocuklardan mü- rekkep bir gönüllü asker ordusu demektir. Bu ordu, asil Faşist ordusuna mensup zabitlerin ida- resi altında olmakla berabe ço- cukların kendi aralarından seçil- miş bölük zabitleri vardır. Askerlerin kendilerine mah- sus milli şarkıları olduğu gibi Balila teşkilâtlarının da köyle şarkıları vardır. Bu şarkıları bö- lük bölük, takım takım ayrılmış olan - Balilalar, hep bir ağızdan okuyorlar. Balila teşkilâtını ge- zerken rehberlik eden zat bize bu şarkıların mealini şu suretle Holüşm ettiz Ür Biz, dostlarımıza kalpleri- ii veririz, Duşmanlarımıza taş atarız! ,, Buradaki ( Taş atma) tabiri ile yukarda arzettiğim tarihi fik- raya telmih ediliyor. Bizde (yaşasın!) yahut (şa. şa. şa..) gibi tabirlerle mukabil Italyan ) ları şöyle haykırıyorlar: Mİ, Ayal,. A..A.. Ayal.. On dört yaşından on sekiz yaşına kadar olan gençlerden de gene gönüllü olarak avangardist teşkilâtı vücude . getirilmiştir. avangardistler, askeri talimlerin ve hareketlerin hemen her ne- vini yapıyorlar. Avangardist teşkilâlını gezdi- gimiz zaman bir kaç yüz gencin mitralyözler ile bir hücum bara- ketini gördük. Eu hücumun ha- kiki bir askeri hareketten biç farkı yoklu. Bütün Italyada Avangardist teşkilâtına dabil olan gençlerin miktarı üç milyondur. Bu miktar nazarı dikkate alınırsa Avangar- distlerin mühim bir kuvvet oldu- ğu anlaşılır. Avangardist teşkilât mektep- lerde ve Maarife merbut bir teşkilât değildir. Bu duğrudan doğruya Faşist ordusuna mek- tepler haricinde merbut olarak tamamile bususi bir teşkilât halindedir. Onun için avangar- dist olan gençler içinde mektep- liler olduğu gibi mektepde ol mıyan, şurada burada muayyen ticaret, san'at, yabut diğer mes- lek mensubu olan gençler de vardır. Avangardist teşkilâtı bir ta- raftan gençleri askeri talimlere ve hareketlere vaktinden evvel hazırlıyor. Diğer taraftan gele- cek nesil için tabii surette bütün Italya gençliğini bir Faşist ordu- su haline getirmek gayesini ta- kip ediyor. Bize verilen malümata göre avangardist teşkilâtının faidele- lerinden biride askerlik müdde- | tini tenkis etmek suretile ordu masarifinde iktisada hizmet et- mesiymiş. Çünkü avangardist teşki'âtı içinde askeri talimlere tamamile hazırlanan Italyan genç- leri için bilâhare orduya iltihak ettikleri zaman bir senelik asker- lik kâfi geliyormuş. Mehmet Asım Yunanlılar slaceklarına mu- kabil Almanlara tütün vermoyorlar Alınan malüta nazaran bir çok Alman firmalarının Yunanistan- dan mühim miktarda alacağı kalmıştır. Alman firmaları hükümet vası- tasile Yunan hökümetine müra- caat ederek bu alacaklarına Yunanistandan tütün mübayea- sına müsaade istemişlerdir. Fa- kat Yunan hükümeti memleke- te döviz girmesine mâni olacağı yani para girmeden ma | çık gcağı mülabazasile redetmiştir. Arnavutluk, kontenjan usulü tatbik etmiyen yegâne memleket! Son tetkiklere nazaran Avru- panın ve hatta dünyanın en mü- him devletleri itbalâtını tahdit ettiği gibi döviz esaslarını da kabul ederek para işini müun- tazam bir şekle sokmuştur. Bu hususta yalnız bir hükü- metin istisna teşkil ettiği anla- | şılmıştır. Bu hükümet te bir mil- yon nüfusa malik olan Arnavut- luk hükümetidir. Arnavutluk hü- kümeti şimdiye kadar kontenjan ve döviz esaslarını kat'iyyen ka- bul etmemiştir. Anadoluhisannda Küçük su mesiresinde milk orta oyunu temsil heyeti Ali Bey ve arkadaşları Bu cumadan itibaren her cuma gün- leri saat 330da Ticaret Ve iktısat i italya ve ! Yumurtalarımız Konulan resim, » Türk yumurta» | larını alâkadar etmiyor İtalya hükümetinin şimdiye ka- dar gümrük resminden muaf olan yumurtalardan Okental Obaşma 145,60 liret resim almak suretile gümrük resmini arttırdığı yazıl- mıştı. Aldığımız malümata göre bu artma yalnız Yugoslavya yumur- talarına münhasır olup Türkiye yumurtalarını alâkadar etmemek- tedir, Bu hususta malümal al mak üzre şebrimiz İtalyan tica- ret odası ikinci reisi M. Marini dün harici ticaret ofisine davet edilmiştir. Bu zat vaziyeti şu suretle izah etmişlir: — Mevzuu bahis resim Yugos- lavyadan İtalyaya ithal edilen yumurtalardân alınmakta olup Türk yumurtalarına teşmil edil memektedir. Bugüne kadar yani Yugoslayaya karşı tatbik edilen karardan beri Italyaya sevkedilen Türk yumurtaları bilâresim mem- lekete girmiştir. Türk yumurtalarına karşı res- mi tezyit suretile bir tasavvur mevcut olmadığı “gibi Italyaya fazla miktarda Türk yumüttesi ibracı için teşvik ve teşçide bu- lunulmaktadır. Italyaya Türkiyenin yumurta ibracı gittikçe artmaktadır. Ista- tistikler de bu vaziyetleri teyit etmektedir.,, Yaptığımız tetkikata göre İtilyaya yumurta ihrscatımız 1929 da 43367, 1930 da 74,316 kental #ken 1931 de bu miktar 88086 Kenisla çıkmıştır 1939 senesi ilk üç ayı zarfındeki yumurta ih- racâtimiz ise (5.18$ kentilder. -Halbeki geçen senenin bu avlatındaki ibrecetrmiz 11,863 kentaldır. Ecnebi vapur kumpanyalarının akılları başlarına geldi Şehrimizde yumurta nakliyatı yapan muhtelif vapur kumpan- yaları aralarında uyuşarak na. vul meselesini arlırmışlardı. Bunun üzerine marttan sonra sandık başma Napoli için 100, Marsilya için 160, Barslon için 320 krun, navlun almağa başla- mışlardı. Bu vaziyet karşısında ziyan eden yumurta ihracatçıları ofise müracaat ederek vaziyetin let- kikini rica etmişlerdir. İhracat- çılar ayni zamanda Oryente Mare namında diğer bir vapur kumpanyasına müracaat ederek yumurta nakliyatı husunda mu- tabık kalmışlardır. Bu anlaşma üzerine kumpanyanın oFede'ta vapuru karadeniz limanlarından yumurta tahmil ettikten sonra yann İimanımiza gelecek ve buradan Napoliye, Marsilyaya hareket edecektir. Bu kompanyanın tesbit etliği naviunlar Oo Nopali için 80 Bars on, için karadeniz sahilinden 220 kuruş ve Istanbuldan 170 kuruştur. Bunu haber alan birleşmiş va- pur kumpanyaları dün yumurta ibracatçılarımızı toplanmıya ça- gırmışlardır. Bu içlimada ihracatçılarımız lehine anlaşma için müzakere başlamıştır. Müzakerelere bugün de devam edilerek bir karar ve- rilecektir. Istanbulda yapılan çivitler Meşbur çivit kiralı Kolman Istanbulda bir çivit fabrikası aç- mıştı. Istanbulda imal edilen çivit- lerin civar memleketlere de ihra- cına <<< GOBİ ÇÖLLEKİNDE 9 trıyor. Biz de bu çeşit kasırga yüzünden Nobodin köyü kalmıya mecbur olduk . Buralarda âni bir taarruza uğramak her dakika mühte olduğundan, gece nöbelçiliği meselesini müzakere etmek konuşmak için çadır" zımdı. Profesör Hsu, geldi, Ona göre, bir eşkiya çetesi, bizim çadırlarımızı ittihaz edeceğinden, çadır haricinde yatmak daha doğru o Sonra muhafızlarımız olan askerler, cephanelerinin bu meseleyi ğından şikâyet ederek, bizden cephane istemişlerdi. Fakat P fesör Hsu, askerlerin yanındaki cephanenin az olmasını daha vafık görüyordu . Onun için bizm kurşunlarımızın, onların tüfeklerine yacağını söyliyerek onlara cephane vermedik ve nöbet işi hallettik . Nöbetçiler her iki saatte değişeceklerdi . Gece, fırtınanın ulumasına, rüzgârların hâşyet verici İi Güneş doğarak, uçuşan tozları sine rağmen selâmetle geçti , ge boyadığı zaman, kafilenin hiç bir hâsara uğran anlaşılmıştı . 10 Kafile yollarda MB Kervanlar Mongolistanda Nobo - din köyünün kendine mahsus bir maden kuyusu . Fakat kömürleri iyi değil. Biz, Mayısın 23 ünde h ettik. Hareket ederken köylüler; sepetlerle koşarak gübreleri, develerin düşen kıllarını toplamıya koyuldular . Kervan, tekrar bütün ibtişamile teşekkül etmiş ve ileri ye başlımıştı. Yeni nan muazzam develer, gölgelerine karşı birer büyük kel gibi duruyorlardı . Uzun alay, şimali garbiye doğru ilerlemekte idi. Biz, tepeleri tırmanarak, dar, dolâmbaçlı bir see & kıyoruz. En önde giden askerlere göre, burası, âni taarruza uğramak için çok müsaitti. Onun için silâhlı ada! rımızdan bir kaçının ileriden gitmesi daha muvafık du. kabul ettik ve yürü nin bir kıvrımında bir kuyu ve bir yalak gördük tarafında yıkık bir duvar görünüyor ve onun vaktile yapıla” istihkâmm enkazı olduğu anlaşılıyor. Buradan geçen seyyahlar, buraya kadar emniyet ve selâmet içinde lerinin bir nişanesi olarak dağlarm ruhlarmı tâziz eden bırakıyorlar . Burası geçtikten sonra ikinci bir geçide po çıkınca vâdi genişliyor ve sol dağın eteğinde Yi köyü, yahut Yagarin Göl“ uzanıyor. Bizde Hum zu — Gung köyüne yakın bir yerde konakladık. mak ve hareket etmiye o kadar alıştık ki, bunları vakit meden yapıyoruz. Çünkü bar ne yöşeeimi Türkçeye çeviren ÖMER RIZA —5— Yazın SVEN HEDİN doğan güneşle bir tarafları aydı Sema mühteşem bir mailik içinde, fakat hava soğukça ei nie giy Bi . | e gar Vr oni a

Bu sayıdan diğer sayfalar: