1 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

1 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

f ; Fay DE Savulun... Reşat Efendi geçiyor Mubarriri : Celâl Nuri * İktibas, nakil, tercüme hakları mahfuzdur, RKEN... ş 5 Her ferdi deli bir aile Eski devir. Bundan meselâ otuz iki yıl evvel. Her günlük bir ha- diseden bahsedeceğim. Nişantaşı, Şişli, Beşiktaşta caddeden geçiyor sunuz, K Sokaktan biri, iki kişi geçiyor. Bir telâş. Bir, bir iki kişiden biri, daha ötede bir diğeri kaçıyorlar. bir iç sokağa giriyorlar. Acaba ne- den? Kolera, veba püsküren bir canavar mi geçiyor? Gözler faltaşı gibi açılmış.Geçenler hem bakmak istiyorlar, hem ürktüklerinden bak mamak istiyorlar. Ne oluyor, ya - hu? Böyle bir manzara karşisında çil yavrusu gibi dağılanları gör düm. Arabalarını çevirenlere te « sadüf ettim. Ortada fena bir koku da yok. Bir lâğım patlamamış. Haik köşe- lere, bucaklara siniyor. Caddeden bir uğursuzluk mu geçecek? Dini hurafelere nazaran, kıyamsele ya- kın günlerde deccal, keman çala çala yollardan geçscek, nuhusetle- rin başlıyacağını âleme haber ve- recekmiş. Unutmayınız ki Sultan Abdül - hamit hanı sani devrindeyir. Lâfı uzatmıyalım. Yoldan ge - çen kimdi? — Savulun.. Veliaht Reşat efen- di hazretleri. geçiyor. Bir battal arabanın içinde, sa- «oğuna, soluna cansız cansız bakı - nan, kabasaba vücutlu, oderyadi! suratlı biri geçiyor... o Arabasının arkasmda pejmürde kıyafetli iki atlı. Bunlar da kim? Hem seyis, hem hafiye. Bu mahlükların artık hafiyelikleri kalmamış. Hafiye de- | ğil aleniye.. Şöyle bir hesap muadelesi ku- ranuz: Karşıdan, arabasinın için: de etliye, sütlüye karışmaz bir şâ- rayı devlet âzasr, yahut bir vali eskisi, bir ferik geliyor. Caddeyi geçen Reşat efendidir. Baba Tahir de pencerenin birinden bakmakta. O zavallı âza, vali veyahut ferik o akşam isticvaptadır; ter döküyor. w. Ertesi gün bir “araba daha. Fakat bu araba görülmiye lâyık. Döşemesi kanarya (sarısı. İçinde sıfır fesli, mabhmur suratlı, çapkın bakışlı, kalkık bıyıklı, otuz yaşla” rında biri bağdaş kurmuş... Sağa, sola selâm sarkıtıyor.. Kadınlara gözle işaretler yapıyor. Bu zattan halk o derece korkmuyor. Çünkü o bizzat veliaht değil, veliahtın oğlu Ziyaettin efendidir. Bu efendi sonunda, yani bür « riyetin ilânında, doktorluk taksil etmişti. Gayet güzel kanun çalar- dı. Sultan Hamidin oğlu Bürha - mettin efendi bu amcazadesinden bahsederken, bu yazılarm muhar- ririne: — Kendisine, padişah olduğu vakit Kanuni Sultan Ziyacttin di- yecekler; diye alay ederdi. Sultan Hamit zamanında şeh - zadeler, tıpkı koleralılar gibi tec - rit halinde idiler. 10 temmuza de- in kimse ile görüşemezlerdi. Genç sehzadeler ekseriya, ihtiyarları ise nadiren araba ile, meselâ Kâğıtha. © meye gezintiler yaparlardı. Fakat ihtilâttan memnu idiler. Uşakları, da'!kavukları, açıları, arabacıları, haremağaları, müsahipleri, tabla kâr ve ayvazları efendile her ne- A fes aldıkça Yıldıza bildirmekle mükelleftiler. Bunlar misafir ka - bul edemezlerdi. Seyahat etmek arıllarından geçmezdi. Daireleri - ne devama mecbur olan kimseler hem sarayca müsecceldi, hem dai- mi nezaret altında idiler. Abdülhamit, Reşat “efendinin yalnız adamlarını değil, kendile - rinden alışveriş edilen esnafı bile arasıra sürerdi. Meselâ kuyumcu- su Kostandara Sinoba nefyedil - mişti... Abdülhamit, hanedanme, işte, Ml a ağ 1 ” Ön 1 Şubat 1933 Bankala Çok faizle halkı zarara sokuyor.. Ankaradan gelen bir habere gö» |$ re son seneler zarfında memleke - tin muhtelif taraflarında teşkil e- dilmiş olan bankalar hakkında hükümet tetkikata başlamıştır. Bu tetkikatta bilhassa bankala- rın az sermaye ile teşekkül ettikle- ri halde çok fnizle halkı zarara sok maları ve bu suretle faiz miktar- larının çoğalması meselesi esas tu tulmaktadır. Ankaradan gelen bu haber İs - tanbuldaki alâkadarlar arasında İ çok büyük bir alâka ile karşılan - mıştır. Nitekim dün bu hususta alâ Yam kam A SR İ sinemada bw çık olırık Meşhur Uçan trapezler VORTLAYLAR, hokkabaz ve sihirbaz ROLE HANSEN ve alnında top taşıyan adam tesviye edilen K. ZOBEL ipafından fevkalt, varyete numerolan Sinemida * DON JOSE MOJIKA nn temsili muheşemi SON AŞKIM bpanyolca sözlü ve şarkılı zengin ve rengin film. Her gün 41-2 matnesile suva- zesinde Yaryete vardır, Serbest dühulive kartları bu halta için muteber değildir. HERKES SARI ZEYBEK Operetini görmelidir Gemi kurtarma şirketi Gemi kurtarma Limtet şirketinin | hükümet hissesi daha çoğaltılarak / anonim bir şirket haline getirilme- BU AKŞAM Opera sinemasında Seyirelleri heyecan içinde bırakacak olan mudzzam ve emsalsiz Gizli Teşkilât vergüzeşt filminin ilk iraesi İ kadarlardan bir zat demişti. ki: — Hükümetin bu tetkiki çok ye ripdedir, Bilhassa bankaların istik bali hakkında iyi bir karar veril - böyle bir gözle bakardı. Bittabi| sehzadeler de zatı şahaneyi takdis | ve tebcil etmezlerdi. İçlerinde yal- nız Vahdettin efendi padişahın doğrudan doğruya bendesi, hafi - yesi idi. Onun mevkii başka. Al - iracı Sultan Mehmet, Abdülhami - din öz talebesidir. Eğer zemin, za» man mües't olup da bu küçük bi - rader ağabeysi gibi 33 esne salta- nat etseydi, Türk milleti 23 men * gene içinde daha kıvranırdı... Şehzadele; böyle. oSultanlarm hayatı, denebilir ki, onlarınkinden biraz daha serbestti. Meselâ sul - tanlar gece yatısma roizafirler ka- bul edebilirlerdi. Sadrazam paşa - nır kızı, konukomşu, rical harem- leri... Bunlar faraza Zekiye sulta- nın dairesinde yatarlar, yerler, irerler, hediyeler alırlar, eğlence ve şetarete iştirak ederlerdi, Öbür tarafta da damat paşa vur patla- sın, çel oynasın selâmlık dairesin- de misafirlerile eğlenir, güler, oy» nardı. Her halde, şehzade daireleri, sultan sarayları gibi açık olamaz- dı. Kezalik hepsi çerkes cariye o- lan şehzadelerin kadın efendileri sultanlar gibi hür değildiler. Sultan Hamit sevdiği şehzade- lerine bile nisbi, izafi bir hürriyet temin etmemişti. Meselâ bu yama$ padişahın en sevgili oğlu, gözü - nün bebeği Bürhanettin efendi için bile hürriyet vadisinde ayrı bir muamele yapmazdı. Demek olu - yor ki, padişah (bütün) şehzade- leri, Reşat efendiden dün doğan şehzade yumurcağına kadar birer rakip görüyordu. Burada da Ya - vuz sultan Selimin ruhuna tesadüf ediyoruz. Bu Yavuz kardeşlerini, yeğenlerini, hatta bunların masum | larını bile cellâtlarıma kıtır kıtır doğratmıştı. Sebebi (hep rekabet ihtimali idi. Sultan Hamitte de ay- ni ruh hortluyor. Lâkin zaman mü- sait değil, 1900 senesinde hiç bir cellât, hiç bir çingene 150 şehaz- deyi kementle boğamazdı. Kaba - sakal paşa bile bu kadar ileri gi - demezdi. Bunun içindir ki sultan Hamit bütün bu şehzadeleri daimi ve eziyetli bir siyasi hapse mah - küm etti. Para, karı, rakı ke". Bü- tün bendegân kendisinden. Ye- mek, içmek mebzul. Lâkin hayat kısık. Bunlar en tabii hürriyetler- den mahrum. Böyle bir hayat in « sanı tüketir. Hele karı âlemi, o manasız, kültürsüz avratlar alayı.. Bunlar efendileri kabasaba bir tarzda eğlendirirler ve mütemadi yen yumurtlarlardı. Kırk tanesinin dimağı bir incir çekirdeği doldur- mıyan siyasi harem ağaları İse e - leri, yani fendilerin (müsahip) lk se mesini alâka ile beklemekteyiz. Az sermaye ile çok faiz almala- rı meselesi halkı çok ziyana sok - makta olduğu muhakkaktır. Hele köylü ve daha sonra ortadan daha aşağı halli sehir halkı evini, tarlasını terhin ederek (aldığı bir kaç kuruşa yüzde kırk elli faiz vermektedir. Meselâ banka ismini alan alet tayin bir sandıktan ileri geçemi - yen bir müessese tarlaya, eve mu - kabil para ikraz etmekte ve bu pa- raya faiz, komisyon, muamele pa- rası, sigorta ve saire namı altında yüzde slliye yakın para almakta - dır. Halbuki ciddi bir müessese bir banka nihayet kanuni faizden ile- riye geçmemektedir. Bunlara mani olmak için en cez ti tedbir banka ismi altında teşek- kül eden müesseselerin istikbali hakkında iyi bir karar vermektir. Bu kararı dört gözle bekliyoruz. 12 kişi öldüren azgın bir deli PALEMBANG, 31 (A.A.) — Bir yerli, bir bağcı biçağile altısı henüz memeden kesilmemiş çocuk olmak üzere 12 kişiyi öldürmüştür. müsteşarları idi. Artık düşününüz. Bütün hanedan tereddi' etmişti, Kâmilen turfa olmuş bir aile. Mu- azzam bir trmarhane. Eğer şehza- deler çerkes cariye, sultanlarda paşazadelerle evlenmeyipgene ken di aileleri erkânile izdivaç etseler, yani hariçten taze kan karışmasa Osmanlı hanedanı zincirle bağla - nacak azgın delilerden mürekkep İ olacaktı. Bu hanedan erkânını ya» rı deli halinde asırlardanberi ipka eden, işte, bu harici kandır. ka bir cemiyet. Evet! Japonya imparatoru, te- İah, yerleri, gökleri yaratan allahı azimüşşanın tam kendisi imiş. şakçılar, padişah geçerken: — Mağrur olma, padişahım, senden büyük allak var! diye ba“ rurken yanmdakiler: Sultan efendimiz bir (Benibeşer) gibi ağrı çekiyor! derlermiş. Celâl Nuri basının imanma göre bizzat al «| veoe, haav tazyiki 762 millirietee dal, Osmanlı devrinde de padişah «| Inr Japon hükümdarından aşağ | orkestra, 20 den 2028 e kadır Hamiyet addedilmiyorlardı. Padişah, res «| Hanım, 2030 dan 2058 e kadar Mahmüre men (zıllullah) allahın gölgesi idi, | Hanım, 2056 ten 2130 a küdar Hate 8s - Cuma selâmlığında aylıklı şak: | dettin Bey. 210 dan 2230. e: kadar Orkas ğırmazlar mıydı? Bir sultan doğu- — Allahm hikmetine bakmız, | si kararı üzerine hazırlanan mu - kavele iktisat vekâletince tastik e dilmiş ve maliye vekâletine gön - derilmiştir. Mukavele maliye vekâ leti tarafından de tastik edildik - ten sonra alâkrdarlara tebliğ edi. | Heyeri temsilivesi başında : Bir Şanghay kabaresi mültezimi rolünde GERDA MAWRUS Sirah bhaydur çetesi rejsi THEODOR LOOS ve polis hafiyesi rolünde PETER VOSS gibi büyük artistler vardır, llâveren: “ERGANUN KONSERİ, 1 kısımlıs film İecektir. ; Gemi kurtarma şirketinde şimdi ye kadar hükümeti Seyrisefain i-! eğ daresi temsil ediyordu. Seyrisefa- | inin müstakbel vaziyeti henüz ta- istanbul Belediyesi: syyün etmemiş olduğu için temsil | Darülbedayi Şehir Tiyatrosu hakkı idareden alınarak tahlisiye | igne müdürlüğüne verilmiştir. Bu akşam İSTARBUL BELEMİY BOŞ Saatlerde İ 05 inler Snlyik | ı kârane. bir ifade ile yazıl- Ünereti | İl çepe "yu Umuma Al Mehmet Nurettin'in eseri yaşından aşağı olan çocuklar. üyatroya kabul edilemzler. Bötün kitapçılarda arayınız i Çöl Güneşi ŞI. Nukut (Satış) ROMAN 20 £ Franz 171,— « $ln Ar Yazan: Şüküfe Nihal (Stein o ge — İİ Pezeta hk 1 Dolar o (214, | 6 blank e K a I EK 1 Zolyti de Ç I 20 Ural 2 i Bi sad 0 K. Belçika 11 MİM di 90 Dram 2.— | eo Dinar s8. 40 İsviçre © Bİ e çervone; - v La xl): Atın 625, 1 #lorin — | 1 Mecediye 34. m en — eren İğ 20 Kuron Ge 122— | 4 Bankrot 140, a emare le i eee 6 Şevval 5.7. Şevval. iğ Çok fiatları (ap: ea. 16) Gün doğuşu ii idi Paris 12.06 | Prsja Gts bary (726 125 İN Londra 72. | Viva Sabah namazı| 645 646 Nev-Yofk o 04706) Madej Öğle namazi 11,28 ize Milano 9,72 | Berlin 10760 filmdi mamazı 1509 18,09 Brüksel 33850 | Varşova Akin sama 1706 (128 Atina 41,7050 | Peşte Yam vamam 1836 1853 Cenevre 2.4290 Bükreş imsak 50 sm Sofya 63.75— | Relyrat 3470 Yilin göçen günleri | 32 3 Asterdam o (41700 | Meskera kalan 24 HAVA — Yeşikiy Askeri rast mer » ve Cemiyeti beşeriye içiride baş, | *<Ei2d42 verilen mahimata göre, gün ha: va kismen bulullu ve garbi iştikametlerden rüzgürl! olacaktır. Dünkü sıcaklık on fazla 7, en az 4 de- Radyoda: ISTANBUL — 15 den 1845 e kadar Saz (Muzaffer Bey), 1845 ten 20 e kadar Sark Diyalla D.Muvabhide 62. | Tünet Gömrüklçr 555 | Rıhüm Saydi mah: 435 | Anadolu İğ nara | Anadolu İl tra, Ajana ve borsa haberi, aaat ayarı, T askeriye > A. Mümessli # Mimari kongresi Güzel Sanatlar“ birliği miri şubesi kongre riyasetinden: Yeni Çıktı Musolini Meşhur müyerrih Emil Ludvig' Kok rain S8 83'da, Ee devam eyliyeceğinden ii Tercüme Haydar Rifat B.in inat 15 t4 birliğe — Alay kö y Her kitapçıda 100 kutuşa ei n / izde 0 ördü i

Bu sayıdan diğer sayfalar: