6 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

6 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 6 —VARIT 5 EYLÜL 1934 İşin içinde bir ölen var, ibtiyar bir hanım ölmüş.. Ama şoför tu- haf şey diyor.. Belki de hakkı var- dır. Öyle ya, ölen hanımın kim ol- duğunu bilmiyoruz. Eğer şoförün dediği gibi sahiden tuhaf şeyse, biz de eğleniriz. Hele bir kere merkez memuruna anlattıklarını dinliyelim. — Otomobile yaşlı bir hanım bindi. Oradan oraya tam dört sa- at gezdirdim. İçimden: “Yaşadık, bugün gündelik dolgun, diyor- dum. I Birköşede otomobili durdurdu. İndi. Bu esnada oradan geçen bir kamyonun altında kaldı. Öldü. “Tuhaf şey.. * Merkez memuru — Bunda pek tuhaflık yok.. Şoför — Biraz sabrediniz. Kam | yon kaçtı. Halk toplandı. Ben de | kalabalığa (o karıştım. İçimden: | “Dört saatlik otomobil parasını | kimden alacağım?,, diye söyleni: | yordum. İ Tam bu aralık bir hanım gel- di.. Ama tuhaf şey.. Öleni görün- ce: “Vay! kaynanamt!..,, feryadı- nı bastı. Benim içime su serpildi: “Ok!,. Otomobil parasını almrım,, dedim hanıma yaklaştım: “Kayın valdeniz benim arabamdan indi.. Ya öyle mi?.. Ölüyü © otomobile koyduk. O da bindi. Evinin adre- sini söyledi. Gittik. Ben tabii memnun.. Taksi işliyor. Gelin hanım kapımın önünde te- . lâşlandı: “Köcam gelince bu felâ- keti nasıl haber vereceğim?., Ölüyü içeri koyduk. Ben sessiz bekliyordum. O esnada para İsti- yemezdim ya?.. Esasen hizmetçi | koşarak geldi. Haber verdi: “Be- yefendi geliyor... Gelin hanım tepiniyordu: “Ey vah!.. Bu kara haberi nasıl vere- ceğim?., Ben düşünüyordum: “Şu paramı verseler de gitsem..,, Beyefendi girdi: “Ne var?.. Ne oluyor?..,, ! Felâketi usuletle anlattılar. Bey saçını başmı yoldu: “Anacığım... 'Anacığım..,, Tuhaf şey.. Sordu: “Nerede?.,, Cevap verdiler: “Ya- tağında.,, Bey odaya girdi, yatağa yaklaş- | tı. Ben de arkasından.. Bey ana- sınm cesedine abandı, yüzüne bak- tr: — A1, Bu annem değil!..., Siz bu aralık gelinin suratını görmeliydiniz. Kaynanasından Mek Bir de benim su- ratımı görmeliydiniz, parayı kim. den alacaktım?. Madem ki anası değildi, otomobilin parası da vermezdi elbette. Borcu yok de- mekti.. Merkez memuru — Botcu yok- | tu diyorsun da, neye gene para !8- | tedin?. — Nasil istemem, karısr, sahte kaynanasını otomobilime bindir - HİKÂYE Müellifi : Selâmi İzzet Bir kere cenaze daha pahalıya ta- şiir. Biraz düşündü: — Şimdi ben bu kadını ne ya- /“ pâyım?.. Al, cesedi merkeze gö- tür, sana bir lira veririm. İşte kavga bundan çıktı. Ben bir İiraya bu işi göremezdim. Bey ile karısı da taksi parasını vermek istemediler. .Hırlaştık, ağız dalaşı ederken el şakası yaptık. Merkez memuru — Döğüş ede- ceğine, mahkemeye müracaat et - meliydin. Şoför — Beyim, o esnada insa- nın aklı başmda kalıyor mu?. Şikâyet eden bey: — Hayır, dedi. Ben iki lira ver- dim, o beş lira istiyordu. Benim beş liralık yol gittiğim one ma- lümdu?.. Saati o gün işlemişti. Evrakı muhakemeye havale et- tiler. Yeni neşriyat Yeni Adam 36 ncı sayısı dikkate değer bir şe- kilde çıktı. İçindekiler: İsmail Hakkı! Dumlu par savaşı, Cami, siyaset Âle-| minde olanlar. A. Tevfik, halk üniver- sitesi derslerinden arziyat. F. Molnar, gümüz kabza, İsmail Hakkı, Sait Çele- bi (Dram). V. Gültekin, şiir aleyhinde. İş, H. bayi derdine çare. Rusyada ç0-. cuk şehirleri, A. Cemil, sessiz İstanbul. Mühendis N. Osman, sinem hilelerinin fenni cephesi, İsmail Hakkı, o “Suphi| Nuri beye açık mektup. Yeni Adam rad- yo alfabesi. Dr. İzzeddin Şadam, Sokrat homoseksüel miydi?. Dünya ilim, sanat, tenkit haberleri ve resimler. Hepsinden acı Üstat Uşşaki zade Halit Ziya Beyin ölmiyen hikâyelerinden bir çoğu bu ad-i| la yeni bir cilde toplanmış, bastırılıp neşrolunmuştur. Eski harflerle basılmış olduğu için üstadın eski yazılarmı okumaktan mah- ram kalanı yeni nesil, bu sayıfalarda iş“ İli lenilmiş san'at eserlerine olan has- retlerini dindirebilecektir. Oluyucula- rımıza tavziye ederiz. Köycülük yolunda Köycülük bütün memleket genç- liğini kendisine çağıran boş bir sahamızdır. Burada memleket genç- liği © bellenmiş, (Ayrılmış usul lü bir çalışma ile işe girişen yurdun en verimli bir kaynağı kuvvetini bir kaç misli arttırabilir. Bu usullü çalış- ma ne olabilir? Ülkü mecmmas bu mevzu üzerimde &peydir yazı yazıyor. Mecmuanın müdürü Nüsret Kemal Bey) de buradaki m bize üç e- #er çıkardı: 1) Halkçılık ve köycülük; 2) Meksikada köycülük; 3) Köycülük rehberi. Bizce Maarif Vekâleti bu köycülük! rehberinden bütün kasaba ve köyterde- ki mekteplerin hocalarına köy başma üçer tane vermeli ve ders yılı sonuna kadar memleketin bütün köyleri üzeri- ne burada yazılı usul üzere cevap is- temelidir. ml... İstanbul yedinci icra memurlu- ğundan: Bir borçtan dolayı mahcuz o - lup paraya çevrilmesi mukarrer şekerciye ait kazan ve tencere ve miş, kendi de binmiş, eve gelmiş, beni bekletmişti. Bana sertleşti, çıkıştı: — Burada ne işin var?.. Sana kim bekle dedi?. Anlattım, felâket esnasında para istiyemediğimi söyledim... Bütün bütün kızdr: — Sen dolandırıcısın.. Hırsız - #m.. Al şu yirmi beş kuruşu defol. Ben de kızdım: — Alay mr ediyorsun beyim. İK iğ sare g — 9 — 9ö4 pazar günü sant 16.30 dan 17.30 kadar Balat çarşsında şekerci Osman Efendi - nin dükkânı karşısındaki 8 nu - maralı meyhaneci İstello Efendi- #in meyhanesi önünde birinci a - çık arttırması icra kılınacağından taliplerin yevm ve saati mezkür- da mahallinde hazır bulunacak memüruna mürâcaatları ilân olu- ç (2134) İİ) # Nevyoru —TAKViM—Arsen Lüpen'in Sergüzeştleri Arsen Lüpen, oğlunun düşmanı mı? Perşembe CUMA 5 6 Eyi | > Eyi 25R. Ahir| 95 R.Ahir Gün döğuşu 531 A Güz batısı 1RA5 18,38 Sabah namazı 431 435 Öğle saman iza ni? İkiedi Bamazı 10 d44 | Akşam namaz: 15.36 18,38 Yatsı camin 11 s0 | İmsak a“ Er Yılın geçen günleri .. 2 Yıla kalan günleri 4 123 İ Rapyo | İSTANBUL: ISTANBUL, 18.30: Plâk neşriyatı. 10.20: Ajans haber- leri, 19.39: Türk msüsiki neşriyatı. (Kemal Niyazi, Azmi beyler ve Hayriye, Müzeyyen hanımlar.) Zi Selim Sırrı o Bey tarafından konferans, 71.30: Nurullah Şevket bey ta- gannl ve sttidyo orkestrası, 218 Kör. VARŞOVA, 1315 m. 20.20: Keman Konseri. (piyano refakatile) 20.30: Musahabe. 20.40: Piâk. 31: Spor ha- berleri, 3145: Havayan orkesiram. 2188: Haberler. 32: Konferans. 1245: Senfonik alışam kanseri. 23: Konferans. 1315: Rek- İm ve konser, 2845: Kahvehane measikisi, (damalı) — Minnahabe. 2430: Dana resi, sinin devamı. 823 Khz. BÜKROŞ, 484 m, 14.15 Gündüz neşriyatı 18: Karışık pepii. ler konser. 19: Musahabe, 19.20: Radyo or- | kestrasr, 20 Üniversite, 2029: Konferans, 2055: Plâk ile Puoecininin “Ta Babeme,, 0 porası. 545 Khz, BUDAPSŞTE, 550 m. 1950: Piyano konseri. 2030: Amele sanati 71: Sesli filmlerden parçalar, 27.85: Laksa- tos Sigan tulermr. 33: Öperk arkestirmer, 74:25 Mandis caz takımı, 592 Khz. VİYANA 307 m. 20.35 Melger Fndyo orkestenm, 2145: nk- tüalite, 77 Genç san'atkârinr orkestrası, 23. 30 Haberler, 28.50: Tavtenheyn Kunrteti, 24.50: Das mnsfkieğ, BORSA (Hizalannda yıldız işareti olanlar üzer- lerinde 5 Eylülde muamele görcnler- dir.) Rakamlar kapamış fiatlarını gösterir. | İma yem gm Mukut (Satış) | 50, — 194, — 140. 50 217, — '— .5,— 418, 40 - Soiya 24, —- . Amsterdam 84 — * Praz 100, — $ Stokho'm » Londra * Viyana * Maârh » Berliz w Varşova e Redapeyte * Bükreş ”,— * Belgrar #— * Yokekama 34, —| # Akın » Mecidiye m Bankem o m M— 0— 20, i5 - * Paris » Mildiso «Londra o 6875 « Nevyori 0407496 # Paris 1206 » Milis garl3 » brikse 3383 * Atina « Viyaza » Made 4 Berlin * Varşova 831175) « Budapeşte # Cenerre 1.4370 | « Bükreş » Sotva 68,DE3Sİ ş Belgrat İ « Amsterdam 1174546 Yokahama Moskova Iş Banka! 1009 Anadolo pr Reji 245 Şir. Hayriye 1X0 Merke? Bankası 85,25 | G Sişorte o oo) $ | Bomonti 12,08 istikrazlar je rs90Töre Bort 4850) ei Dİ Gu 11279 KetikrizDahin1 54,50 4 Ergani bsciktazı 97.00 1938 MU'A, -,w Pağdar, -—m Elektrik Tramvay Rıhtım * Anmdola! © 4783 Aradola W 4746 Anadolu MM —,00 Mümesıi A 4365 —00 | -m 0 Tepebaşı Belediye Bahçesinde 6:9-934 perşembe günü akşa- mından itibaren saat 18 den saat 20,30 a kadar ŞEHIR BANDOSU Saat 21 den 74de kadar CAZ - MUZ - DANS - ZEYBEK oyunu, Balet Belediyesi Lüküs Şehir Karagöz Hazım l Bey tarafından Yi Duhuliye | 5. Meşrubat 25 Yazan: Maurice Leblan6 —18-— — Bundan gazeteler de bah- setmiş olduğundan gizlenecek bir şey yoktur. Bu yaralı, heykeltraş - lık salonunda (Phryne) adlı şa » heser bir heykel teşhir eden meş- hur heykeltraş Alvar'dır. Doktor bu izahat: verdikten sonra gülerek sordu: — Bu tahkikatmız altmda bazı karanlık projeler olmasın?. ... Raul dalgın bir halde doktorun yanından ayrıldı. En nihayet bir İp ucu yakalamıştı ve bu ip ucu da ihtiyar Bartelemi, Korsikalı Fos - tin ve Felisiyen arasmda mevcut ve Felisiyenin Vesine'ye gelmesi- ni icap ettiren anlaşmaya çıkıyor» du. Raul bu malömatı aldıktan son- ra heykeltraş Alvarın evine gide- rek kendini, san'at eserleri satm almak için Fransaya gelmiş bir a matör olarak tanıttı, Heykeltraş Alvar ince uzun boylu, güzel siyah gözlü ve çok zarif bir adamdı. Raul san'atkârm bütün eserleri- ni anlıyan bir gözle seyrederken san'atkârı da dikkatle tetkik edi- na benziyen zarif san'afkârla Korsiknlı Fostin arsamdaki mü - nasebetler neden ibaretti; acaba i Fostini seviyor muydu?. Raul iki köçük heykel satınal - dıktan sonra atölyenin bir köşe- sinde beyaz bezle (örtülmüş bir heykeli göstererek: — Ya bu nedir?. — Satılık değildir. — Meşhur (Phryne) adlı eseri- niz olmasın?. — Evet. — Görebilir miyim?. San'atkâr heykel üzerindeki bezi kaldırmca, Raul bir hayret sesi çıkarmaktan kendini alamadı. San'atkâr bu hayreti takdir diye kabul etmişti. Halbaki bu bağır - ma takdirden ziyade şaşkmlığı i - fade ediyordu. Bu heykel Fostin- den başkası değildi. Rawl uzun u- zadıya heykeli tetkik ettikten son- ra: — Heyhat, dedi, kadınlar ara - | smda bu kadar güzelleri yoktur. — Böyle bir kadın vardır. — Belki, fakat sizin san'atkâr ellerinizin yaptığı bazı ilâveler olmalı. Çünkü, Olimp efsanelerin- deki kadınlardan ve eski Yunan güzellerinden sonra böyle bir gü- zellik doğmuş değildir. — Hayır, hayr. Bu kadın var- dır ve ben hiç bir ilâvede bulun- mak lüzumunu duymadan yalnız kopya ettim. — Ne?.. Bu kadm bir model midir?. — Ücret mukabilinde modellik eden bir kadın.. Bir gün bana ge- Tip arkadaşlarımdan ikisine mo » deltik ettiğini, fakat âşığınm deh- şetli sürette kıskanç olduğunu, ra- zı olursam gizlice modellik ede - ceğini, Âşığını çok sevdiğinden 6- nu müteessir etmek (istemediğini söyledi. — Niçin medellik ediyordu?. © — Parasızlıktan, — Aşığı modellik ettiğinin far kına varmadı mı?. — Delikanlı sevdiği kızı nez# ret altında bulunduruyormuş. Bir gün genç kadın modellik ettikte” sonra giyinirken geldi ve kapı”! kırarak içeri girip beni yaraladi Kadm derhal koşup yakınımızd* oturan bir doktoru çağırdı. Mas " mafih aldığım yara ağır değildi. — Ondan sonra genç kadın gördünüz mü?. , — Ancak bundan birkaç gü” evvel görebildim. Sevgilisi öldü ğünden yaslıydı. Sevdiğine güzel bir sanduka yaptırmak için bef den ödünç para aldı. ; — Tekrar modellik edecek mil — Yalnız baş olarak etmesi muhtemeldir. Yoksa vücudu ile modellik getirmem kabli değlidir Raul şaka ederek: İ — Sevdiğiniz bir Kadın gö ; zelliğine inanarak.. ğ — Elde etmeği cok arzu etti” Muvaffak olamadığım için bun# itirafta bir mahzur yoktur. O bankasmı seviyordu. Fakat müt€ essir değilim, çünkü o gitti ve o” dan ilham alarak yaptığım esi bana kaldı. © a Vİ ; i Fabrikalar ortasında bulunf” Grenel'in çıkmaz sokaklarındı” ; birinde, levlasında “Zanzi Ba” gibi modern bir isim taşıyan me hanemsi bir yer vardır. Burs)” mahallenin, at koşuları ile gesi nen sakinleri devam eder. Fab” kaların tatil saatleri olan öğle yek ti ve akşamın beşinde burası “ kalabalıktır. Akşam karanlığı” dan sonra ise gizli bir kumarha”.. dir. Bu meyhanede bazan görül tülü kavgalar olur. Sarhoşluk w her gecelik hadiselerdendir. sarhoşluğun kızıştığı anlarda La mas Bukmeker bütün ciddi takınarak ehemmiyetli bir şahsi” gibi ortaya çıkar. Tomas çok Li mar oynar. çok kazanır ve Le içer az sarhoş olur bir adi bir Bunun, zalim ifadeli abdale* yüzü, soğuk bir hali vardın rünüşte gayet o kuvvetlidir. daima dolu bir adam olan Toms” hiç çıkarmadığı sapkası ve p dice giyinişi ile tifgini bilen. #917 tesirini husule getrmektedir: Ep kat ne işle mesguldiir? Bumu Ke se tayin edemiyordu. ii bu akşam onu iş başında göreni Tomas haiz olduğu ebeni bir kere daha takdir etmişlerdi” Deran ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: