1 Eylül 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 12

1 Eylül 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1647 de İstanbula Hindistandan Seyyit Hacı Mehmet isminde bir elçi geldi. Alâka ile karşılandı. Devleti idare edenler elçiye bir mihmandar tayinini düşündüler. Fakat bu mihmandarlığı kim yapacak? «Eğer a- kıllı bir adam seçilirse, verilecek masrafı yutar» dediler ve Zülfikar ağa isminde bir adamı seçtiler. Naimanın tabirile (Ol Eşek), elçiye bir gün bir ziyafet çekti. Sofrada Zülfikar ağa bir tür- OSMANLI TA RİHİNDİ GÜLÜNÇ VE GARİP VAKALAR Şehirde bu yüzden rüya görenler ço- ıs Biri gökyüzünden bir kuyruklu yıldızın doğduğunu, sonra semanın bir kuyu ağzı gibi açılıp içinden iki cesedin biribiri ar- dınca yere düştüğünü görmü. Eski Yeniçeri ağalarından Hüseyin ağa, şark tarafından iki ay doğduğunu, gecenin gündüz gibi olduğunu; sonra bu iki ayın biribiri arkasından bir yere düşüp ortalığın zulmet içinde kaldığın; minarelerden: «Hakkın size gazabı vardır, Tanrıya yal- varmağa koşunl.» diye sesler aksettiğini görmüş. Bunlar gibi daha bir sürü rüyanın ta- birleri İbşir Paşanın suiniyetinde ve yakın bir zamanda sukut edeceğinde birleşiyordu. .'. Girit serdarı Deli Hüseyin Paşa harbe giderken bütün kadınlara şöyle hitap e- derdi — Selâmüaleyküm ey hatunlar!| çiçekleri ve yer melekleri!, Âlimleri ve İşe yarar koca yeğitler sizden Allâhutaalâ sürünüze bereket ver ii ; 1646 yılının Recep ayında di kânı Yalıköşkünde toplanmıştı. Bi münakaşa içinde mücevvizeli başlı madiyen inip kalkmağa, sesler yağ başlamıştı. Bu sırada içeriye has olabil elindeki haltı hümayunu 1 Meh met Paşaya sundu. ürcü Mehmet Paşa heyecat kalmıştı. Azledilmesini her dakik? yordu. Hattı hümayunu alınca şaşk etrafına bakındı. Sonra boynunu li — eri okumak bilmem, reisi larl. Müt Mes Efendi: kuyalıml!, rai hari Biz yunu aldı, Li söyle — Sen lü birşey bulup söy” AN liyemiyordu. Ortaya lâhna gelince arala- rında şöyle bir mu- Öl pa bazladi İ Zülfikar ağa — Hint Bu kısa yalar en büyük ve en ehemmiyetli hâdise. lerin, teferruatı atılmış ve özü bırakılmış birer hulâsa- sıdır. Ragıp Şevki, yıllardanberi topladığı ve hâlâ da toplamakta devam ettiği bu çok güzel hulâsalaların rimsin, mülrği sin, diyor!. ' 1642 del Bi Avusturya & di, vüzerişi! ikliminde lâhna var mıdır ? ikincisi olan; «Osmanlı Tarihinde Korkunç ve Kanlı ei .— - arından i a si Az bulu vak'alar» kısmını, Yarım Ayın gelecek sayısında oku- en aa di Ağa — Amma çok yucularımıza sunacaktır. Bu satırlar içinde Osmanlı olan Müneei sn, raha kant ve tarihinin en garip ve gülünç sahnelerile, en korkunç li e > i >. en ve kanlı vakalarını bulacaksınız. de iatedi Sİ “Elçi — (Gülerek) z — Biri Bir rüzgâr maddesi gimiz erkân olduğunda şüphe ve Amma ruh ile mü- eş malüm değil — (Elçinin gülüşünü sulığar&) — Kah kah kah. amma, bu muhakkak ki Arnavudların gıda: sı ciğer olmakla akılları fazladır. Boşnak: ; lar lâhna yedik için genç ve bahadır olurlar. Kah kah kahl.. Osmanlı imparatorluğunu temsil eden adam, işte böyle e m 8 de Gağialani seçilen İbşir Paşa bir ai İstanbula gelmiyordu. Halk, zorba ve kanlı adamın bir sürü eşkiya ile İstanbula yürümesinden korkuyordu. Sultanım lâtife hoştur © adeti kadim üzere “defter mucibinii vermektir. Siz necisiniz, bilmiyor Müneccim başı ayak direyint — Demek bütün kudret sizi imiş?. Ö halde imparatoruma fi hediye verilip verilmiyeceğini dedi. il Wiyanaya soruldu. İmparatorü vap geldi: it süfli adamların © edilecek musalehadan vazgeçtik! “ ** Dördüncü Mehmet 1644 tel kanlılık çağında ava başladı, Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: