1 Eylül 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25

1 Eylül 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iğını saniyor, acak kula EN yü na yaklaşmıştı. Ge k, öna baktı. ri İı. Sırnaşık bir g kıza sokulmak i kat edebilir miyip özlerinin, belki de bir oyun yaptığı ımlarla evine doğr ngiltere Atletizm Şampiyonası İ çok parlak oldu. limi edeyim mi tletizm hareketlerinin en büyüğü, hatta en kuvvetlisi 67 senedenberi 4 aksamadan yapılan İngiltere amatör çltizm şampiyonasıdır. Kendi birinciliklerine dünyanın her esini işidince ginden gelen atletleri kabul eden oğru koştu. Üzuilizler, beynelmilel bir mahiyet alan iel, kumral saçlı gn bu suretle hem bir hu- em ve hemde ayrı bir zevk vermiş lar Her sahadaki sporu anladıkları ta yapan ve kabul eden İngilizler, an a Yavrucuğum. esini kurdukları atletizm birincilik- hı annesin ni Londranın meşhur White City sı. İva yanaklı ida 40,000 seyirci önünde büyük bir er; ivaffakiyetla başardılar in » peciim. yim e Hollânda, Belçika, Türk, Yu- ni en İLe ettiği bu müsa- hi izlemek istekler iki g ihayetlenmiş ve mü- 7 K bakalar ğı gün biri İngiltere- ağın kğ i ipi e ait ikide utfak kapısından | c havagazı senn nnes sine soru n barlardan ğını, kızının nü kirlet meme kile iki ya il Dünyanın en iyi Il0 metre mania izel, Mis gibi m. atletlerinden biri olan ve Eerlin iti e oldi piyadına giden İngiliz takımının İlamı bulunan Finley, bu mesafeyi 14,5 hiye de koşmak suretile en bir İn- te rekoru yap uvaffak ol- Şampiyonanın Li orunu yine lir atletlerinden Wooderson bir mil- ârpriz yapmak isi 'Şam Jan “aty oku ı ee ı tecrübe ediş #a yaklaşmıştı: İ kokuyor, Esi cali mesafe olan 1609 metreyi dört da- - ka on iki saniye, iki taksim beşte k sıkıba Hi özak suretile muvaffakiyet Eomlerhilir. , Londrada yapılan birincilik müsa- leilayam t li anı dikkat muvaffaki- ıhta kaşığı alı rat gösterenlerin başında Yunan atlet- ire karıştırmağıFinide saymak lâramdır. Diks atıcı Sillasın 49,17 metre gibi — Arkası ı wwkalâde olan derecesi ve buarada bi- aci liği elde etmesi Yunan atletizmi bir Endam in bulunmaz bir muvaffakiyettir. (Gnino) vu Ka: 400 metre müsabakalı koşuda yine in nala ünanistanın maruf atletlerinden Man- va incitir ç ) Bn ikinci gelişi ve 42 kilometrelik liradan. aton koşusunda Kiryakidisinde iki Me ee (| oluşu ayrı ayrı üzerinde durulacak e be iğimiz neticeyi vermedi. ; Hulâsa İnçiliere şampiyonası bu mev- min en parlak bir hareketi oldu!.. Ömer Besim Koşalay Yurtda spor nasıl ilerliyebilir? u son günlerin mühim meselelerin- den biride hiç şüphesiz yurtda spor cereyaninın hali hazırda düşdüğü feci vaziyettir. Alâkası olanın olnuyanın ağzından işitdiklerimiz, bu gün dünyaca teslim edilen sporun yurd için elzem- liğini baltalıyacak mahiyette sözlerdir. Medrese zihniyeti diyebileceğimiz bu mantıksız düşünceleri propaganda eden- lerin yurd için nekadar muzur düşün- düklerini kendileri muhakkakiki bilme- yorlar. Bilseler bu hataya düşmezlerdi. Birçok münevver geçinenlerimiz bile sporun lüzumsuzluğunu iddiaya kadar gidiyorlar. Bugün öğretmen mevkiine kadar yükselen, memleket müdafaası için hazırlanan genç subaylarımızı ye: tiştirenler arasından bir çoğunun spo- run, beden terbiyesinin nihayet haftada bir defa yıkanmak gibi insana lâzım olduğunu, fazlasının mazarrat doğura- bileceği kanaatında olduklarını duyuyo- ruz. Ne mutluki bu gibi cahilâne fikir sahipleri yurtda büyük bir ekseriyet teşkil etmiyorlar, ve yine ne mutluki başımızda çok derin gören kuvvetli gözler bulunuyor, bu gün vatan müda- İaası için bir zaruret olan sporun inki- şafı için alınacak tedbirlerin başında bu işin ehli olmıyanlara bu gidi teşki- lâtlar yer vermemek değil hatta fikir beyan etmelerine müsaade dahi edil- memelidir. Kolunu iki defa olsun sal- lamamış, bir kariş suya bile ayağını sokmamış güya idarecilerin memlekete yurda ne kadar faideli olabilecekleri caizi sualdir. m sporun memleketimizde düş- tüğü feci halin sebeplerini apaçık gör- mek hiç zor değildir, bu hali doğuran- lar memlekette iki zümre teşkil edi- yorlar. Bu zümrelerden birisi, ömrünü loş kahvelerde, pis bilârdo salonlarında, havasız içki salonlarında geçirmiş, spo- run ehemmiyetini anlamamış kimseler teşkil ediyor. İkincisi ise sırf kendile- rinin türlü maksadlarını, ibtiraslarını tatmin için birer kene gibi gençlik iş- lerine yapışmış kimseler teşkil ediyor. Bu son zümrenin gün geçtikçe azaldı- ğını, büyüklerimizin bu gibi zevatı ? gençliğin başından uzaklaştırdıklarını görerek seviniyoruz, bu zümrenin artık daha uzun müddet gençliğe ve spora tehlike olamıyacaklarına eminiz. Birinci zümre ise bu son zümreden cidden çok tehlikeli olmaktadır, bunların düşün- dükleri memleket sporu için endişe şeklinde tezahür ettiğinden saman al tından yürüyen bir su gibi çok müte- assıp bir terbiye ile büyümüş eski ne- sillerimize tesir ediyor ve dolayisile hakiki sporu yaymak isteyen gençliğin bedeni inkişafına mani oluyorlar. He- pimizin aileleri arasında bu gibi şahıs- lara tesadüf ederiz. Bu kimseler y sporun derse mani olduğunu veya spo run kol bacak kırdığını veyahut ta kav- gacı, âsi bir ruh terbiyesi veren bir vasıta olduğunu iddia ederler, günlük hadiseleri ellerine dolayarak batıl fi- kirlerini yaymağa uğraşırlar. Dikkat ederseniz bu gibi kimselerin sıhhati muhakkak marazidir. Kimisi ya mide- sinden, kimisi ise zafiyetten muztariptir. Bu gibilerine verilecek ders bütün dün- yanın spora verdiği ehemmiyeti kafala- rına zorla sokmaktır. Demek oluyor ki yapılacak ilk iş bu iki zümrenin ma zarratını bertarafdır. (Bundan sonra kendi başına birer cemiyet halini almış topluluklarda spor teşkilâtları kurmak ve kurdurmak gelir. Ordu, demiryol- ları, posta, büyük şirketler ve fabrika- lar, mektepler, bankalarda tam teşki- lâtlı birer spor ocakları kurulmalıdır. Ordunun efrat ve zabitanını yetiştiren askeri mekteplerde bugünkü gibi haf- tada bir saat beden terbiyesi dersi ye- rine muntazam bir proğram dahilinde günde asğari üç dört saat beden ter- biyesine ehemmiyet verilmelidir. Hepi- miz şahsan ne kadar çok yüzme bilme- yen deniz subaylarına. ata bine kurulmasının faidelerini burada tekrar- lamağı zait görüyorum. Bu hususta be- deni faideden mada içtimai yardımı da göz önünde bulundurmalıyız. Sümer Bankın her yaptırdığı fabrikanın yanı başında spor sahasını da ilâve ettiğini duydukça, yurd hesabına sevinmemek elden gelemez. Fabrikanın yorucu hiz- metinden sonra açık havada birkaç çeyrek saat spor yapan, amele hem işi için dolayisile cemiyet sn nafi bir uzuv olur; hem de spor doğurduğu neş'e ve heyecanla tatlı. dakikalar ya- şamış olur. Yarın silâh b ne zaman bedeni kabiliyeti “ix ma yorulmuş ve cılız bir ferd olarak değil sağlam, dayanıklı bir er halinde olur. Beden terbiyesi için başka memle- ketlerin yaptıklarını örnek almak hiç şüphesiz ki faidelidir. Bu gün Almanya- da buiş için sarf edilen emek ve sıhhate hayran olmamak kabil değildir. İlk mektep talebesine kısa mesafe koşusu 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: