1 Eylül 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 4

1 Eylül 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BALIKLA üyük biçki masasının başında, elin- deki makası becerikli parmaklarile işleten, uzun boylu, siyah kesik saçlı, iri yeşil gözlü genç kız, başını kaldır. madan, işini birakimmadlaşı sordu: e var? Genç kızlar, sokağa bakan geniş pen” cereden İçlerinden biri dönerek, iki elini ağzi na siper etti: — Güzel makastarımız, bir dakika yanımıza gelirse, çok iyi etmiş olurlar. Genç makastar, başını kaldırarak, kendisini on ağ ie Darıltmak istemeyen tatlı — Zak mantonun kol- larını kesiyorum. öleden sonra sahibi gelecek, provası var. Zilha, gülümsiyerek omuzlarını silkti? — Sen bilirsin. Benden günah gitti; Tekrar sokağa bakmak için arkadaşla» rinin omuzları üzerinden başını uzattı, Filiz, ince uzun parmaklarile tuttu. ğu makası işletiyor, tahta masanın üş- tünde serili kumaşı kesiyordu. 2 sarkmış, gülüşüyorlardı. Pencerenin önündeki dikişçi kızlar, fısıldaşarak konuşuyorlardı — Bu belikanlıyı ben taniyorum. — Ben del — Sen nereden tanıyorsun ? — Ahbab değilim. Geçen sene, ban kaya kumbaramı boşaltmak için gitmiş” tim. Bu delikanlı orada memurdu. — Ne münasebet, ben onun büyük bir kumaş mağazasında kasadar oldüğuz nu biliyorum. Genç kizlardan biri atıldı : — Tuhaf değil mi? Bense onu bir mirasyedi sanıyordum. Güzel, bir spor ötomoebili vardı. Yazın, Nişantaşında oturan bir akrabama, beş on günlük misafir gitmiştim. Bu delikanlıyı oto- mobiliyle gezerken görüyordum. — Biraz daha konuşmağa devam edersek, adam cağızı esrarengiz zabıta rolleri kahramanlarından biri yapaca- diz... — Eh, hemen hemen de öylel. Filiz, istemiyek onları dinlemeğe başs lamıştı, Makası elinden bıraktı, ve yavaş pencereye doğru yü rüdü, Dikişci kızlar, onun lili ğ mamışlardı. Filiz, parmaklarının ve basarak yükseldi. Sokağa baktı. A ların arasından görünen, güneşli g dede, uzun boylu, geniş omuzlu, giyinmiş bir genç adam, bir yer arıjl muş gibi, iki tarafına bakarak, ağı: 4 yürüyordu. Şapkası elindeydi, Kum! dalgalı saçları güneşle pırıldıyordu. | Filizin yüzünü tatlı bir gülümse kaplamıştı. Genç adam, onların dur ğu pencerenin altına doğru geliyo Genç kızlar, bep birden gülerek bir çığlık kopararak geriye kaçtılar. — Bizim güldüğümüzü görünce tarafa doğu geldi. — Maksadı, bir ev aramak değil tenl.. e ayıpl Direktör görürse, | halde kıza Ki. hepsi çekilmişler, penei nin önünde yalnız Filiz kalmıştı. dam, pencerenin altına ge ce başını kaldırdı. Filizle gözgöze di. Erkeğin gözlerinin içi parlamış, daklarında bir gülümseme belirmiş! Elinde tuttuğu kâğidi gösleri sordu : — «Işık» biçkiyuzdu burasi mi? Filiz, bu sıcak erkek sesinin iW giyle titredi : — Burasıl,.

Bu sayıdan diğer sayfalar: