12 Haziran 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

12 Haziran 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KÜLTÜR SAHASINDA Einstein mektep sıralarında Bir dâhinin gençlik yılları Felsefe Einstein 75 yaşında 1954 senesinde, bir B ütün bir dünya, kut- ihtiyarın 75 inci doğum yılını ihtiyarın adı, Albert Einstein idi. 879 senesınde aslen Alman Yahu- disi olan nstein Ulnı şehrinde bir erkek ü ya geliyordu. İsmini Albert koydular. Garip bir tasadüf eseri olarak bu küçük şehrin adı felsefe ve ilim tari- hine bir kaç defa girmiştir. 17 nci asrın en büyük filozofu Descartes, «Dis- cours de la Methode» un esaslarını bu şehrin yakınında küçük bir köyde, bir çini sobanın başında tesbit etmiş- ti. İkinci Cihan harbinde müthiş bir bombardımana — maruz kalan bu şehir tamamen harabolmuştur. Fakat Eins- tein caddesi ismi ile anılan sokağa hiç bir şey olmamıştır. Einstein'in ailesi ne zengin, ne de fakirdi. Babası Herman Enistein, kar- deşi Jacob Einstein'le birlikte küçük bir fabrika işletiyordu. Elektrik mal- zemesi ve saire gibi şeylerin imal edil- diği bu fabrikaya, Albert de küçüklü- günde girip çıkardı. Belki büyük âlim- de, tekniğe karşı ilk merak, bu fabri- kada uyanmıştır. A. Einstein ilk tahsilini muvaffaki- yetle ikmal ettikten sonra, babasının arzusu üzerine «yüksek teknik mek- tebbne kaydolundu. Bu mektebe kay- ğ henüz 16 yaşında bir çocuktu. Fakat derslerde arkadaş- larından hiç te geri kalan bir tarafı yoktu. Bilhassa fizik ve matematikte harikulade kabiliyet — gösteriyordu. AKİS, 12 HAZİRAN 1954 Onun bu sahadaki muvaffakiyetine hocaları da, — arkadaşları da yret ediyorlardı. Hatta bir gün, arkadaş- larından biri kendisine şöyle bir sual sormuştu: «— Sizin bu temayülünüz yoksa irsi midir?» Einstein arkadaşına şu cevabı ver- mişti: « yır, böyle bir şey yoktur. Bu, sadece benim bilgi ve ogrenme ğe karşı olan ihtirasımdandır instein'in mücerret problemlerı kavramaktaki kabiliyeti on yedi, on sekiz yaşlarına — geldiği son derece tekâmül etmişti. meselelerde muvaffak olduğu gibi en ağır felsefi bahisleri dahi okuyup an- layabiliyordu. Kendi söylediğine gore, meşh 1 filozofu — Kan «mahz aklın tenkidi» adlı bu senelerde okumuştu. Düşünülmeli bir kerre... Bu eser mücerret yapısı, anlaşılmaktaki güçlüğü ile şöhret yap- mıştır. Amerikan Üniversitelerinin psi- koloji laboratuvarlarında — yapılan «Dikkat tecrübeler»inde, Kant'ın eseri bir problem gibi, tecrübe edilen şahsa ir. Bu eseri anlamak için, şuurun ğ ergin haline geçtiği, elektroanse- falografi ile tesbit olunmuştur. On yedi, onsekiz yaşlarında, seresin'n en ağır bahislerini anlaya- bilmek şüphesiz felsefi bir — dehâya işarettir. Einstein bir taraftan felsefi tetkık— ler yaparken, diğer taraftan da ziyeyenin en ince problemleri ile meş— gul oluyordu. Onda riyazi dehâ da da- ha genç yaşlarında — olgunlaşmıştı. Einstein'in şu sözleri, yüksek kabili- yetine karşı olan hayranlıgı bir kat da- ha arttıracak mahiyettedir : «Matematikteki diffarantial ve in- tegral hesabının tetkikine 12 yaşımda başladım. 13 yaşlarıma — geldiğim — de Eğitim Dernekleri Mümtaz Tarhan ükselmeye azmetmiş olan toplu lar çocuğu alâkalarına mih- rak yaparlar. Yarının sahibi — olan Varlıklarm eğitim ve öğretimi — ce- miyetin bakasiyle doğrudan doğruya alakalı bir mevzu çerçevesi — içine alır. Memleket temellerinin en sağ Bir fidan, bir saksı gül nasıl devamlı bir ihtimam isterse çocuk da aynı ihtimama muhtaçtır. Çocuğu koru- mak, çocuğu — yetiştirmek, çocukla meşgul olmak yaşamamız için bir za- rurettir. Çünkü çocuk cemiyete ö- veren bır iksirdir. Davut Pey— Bu itibarla eğitim dâvası, mızın başında yer alır. Meseleleri mesele yapmakta devam eden bir zih niyetin çenberini kırarak meseleyi çözen bir zihniyetin ışığı ve gerçeği içinde müsbet ve hayırlı neticeler el- bucaksız bir şifa kaynağı olan cuklarımızı kafaca milli idealimiz i- çin yetiştirmek hususunda devletin yanıbaşında bütün milli müessese ve teşkilâtımız seferber olmalıdır. Nite- kim bu dâvada çalışan Turk Eğitim birer derliyerek ve maddi imkânsızlıkların ağırlığından onları kurtararak okut- mak ve yurda yararlı hale getirmek için tesis ettiği Kolej ve yurtıarıyle Türk cemiyetine yardım ve t kapısını açtığını görüyoruz. Zengin, fakir bütün bir topluluğun bu kül- tür seferberliğine katılması ve bunun gibi müessese ve teşekkülleri benim- siyerek bu dâvanın havvarisi olması bir zarurettir. Vatan çocuklarına hizmet aşkı, ga- yemizin kalkanı olmalıdır. Bücher'in «madde ve kuvvet» isimli eserini okumuştum» instein ilmi problemlere hudutsuz bir ihtirasla sarılmış çakşırken, bir taraftan da musiki ile meşgul oluyor- du. Ayni zamanda, Aarau kontonunda, talebelerden müteşekkil bir orkestra- nın kemancısı idi. Onun sevdiği ve. boş zamanlarında çaldıgı parçalar şun- lardı: chuman'ın eviz. — Ağacı», «Lotus çiçekleri», Bach'ın «Air» ve «Chaconne»» u. Haendel, Nardini ve 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: