27 Kasım 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

27 Kasım 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftalık Aktüalite Mecmuası B. M. M. arkası Ardıç Sok. Desen Matbaası — Ankara P. K. 582 — Tel: 78992 Fiyatı: 60 kuruş * * İmtiyaz sahibi : Metin TOKER * * Yazı işlerini fiilen idare eden : Cüneyt ARCAYÜREK * Ressam : İzzet ÇETİN Fotoğraf : Muammer TAYLAK Klişe : Cemal YENAR Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) 12 lira 1 senelik (52 nüsha) 24 lira İlân — Şartları : 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lira Kapak içi 300 lira ve metin sayfaları Santimi 4 Lira * * * Dizildiği ve Basıldığı yer : Desen Matbaası - Ankara Kapak Resmimiz Kemal Zeytinoğlu Yurt imar olunuyor AKİS, 27 KASIM 1954 Kendi aramızda Sevgili AKİS okuyucuları B ir gazetecı daha tevkif edildi. Gerçi yavaş yavaş «ahvali âdiye» şeklini alıyor ama, bu sefe hapishaneye atılan memleketin ha- kikaten kıymetli gazetecilerinden bi- - ri olan ve ne maceraperestlik, ne kapkaççılık, ne müfritlik ve ne de partizanlıkla — itham edilmesine im- kân bulunan Bedii Faıkdır Bedıı Faik İstanbul'un bir kaç büyük ga- zetesinden biri olan Dünya'nın sahip— leri arasındadır. Herkes bilir ki adliyenin karar- larını AKİS hiç bir zaman münaka- şa etmemıştır Kanun önünde boy- numuz kıldan incedir... Bedıı Faik'in yazılarını, okuyu- cuları zevkle takip ettikleri kadar zevkle de hatırlarlar. Bu yazıların bir vasfi, muharririnin düşündüğünü be- lirtmiş olmalarıdır. 1952 den bu ya- na, hattâ 1950 den bu yana kalem- lere gayet iyi f'ıyatların biçildiği bir devirde Bedii Faik yeni iktidara in- tisap için bütün imkânlara sahip ol- duğu halde böyle bir harekette bu- lunmamıştır. Bütün imkanlara sa- hipti, zira 1950 den evvel hemen her ateşli genç muharrir gibi o da Halk Partisi iktidarına ve onun kötü icra- atına, bir takım partizan temayülle- re ka arşı şiddetli bâr mücadele aç- mıştı. Bilhassa 1946 ile 1950 arasın- da iş başında bulunanlar, hattâ yur- dun şurasında veya burasında tarihe karışması lâzım gelen zihniyeti tem- sil edenler onun kaleminden çok şey çekmişlerdi. Bütün bu neşriyata ya- parken Demokrat Partinin liderleri kendisim — hararetle — destekliyorlar, Övüyorlar, yazılarını misal diye gös- teriyorlar, — konuşmalarında — bahis mevzuu ediyorlardı. Bedii Faik, De- mokrat Parti muhalefetini kuvvede destekliyenlerden — biriydi — ve yolda başı bir çok defa derde gımıış— ti. Ne savcılık, ne Örfi İdare onun için meçhul değildi. Hattâ aleyhinde tâ Konyalarda muhakeme — açılmış, Bedit Faik oralara sürüklenmişti. Fa- kat inanıyordu ki bu memlekette bir gün mutlaka sabah olacaktır. I şte Sultanahmet ceza evinden ken- disiyle — görüştürülmiyen arkadaş- larma yazdığı pusulayı aynı Bedit krat — iktidarın dördüncü yılında aynı cümleyle bitiriyordu. Bir sabah evinden yaka paça alınmış, traşını tamamlamasına dahi müsaa- de edilmeksizin — hapishaneye götü- rülmüştü. Bu haberin tafsılatmı iç sayfalarımızda bulacaksınız Dünyanın hiç bir yerinde «ga- zeteciler tevkif olunamaz» diye bir ide yoktur. Hattâ gazetecilere, di- ğer vatandaşlardan başka muamele yapılmasının da doğru olmadığı Seri sürülebilir. Ama, soruyor ve öğren- mek istiyoruz bir muharriri, elinde silâh olarak kaleminden başka şey bulunmıyan ir muharriri sabahın erken saatlerinde okuyacağınız şekil- de hapishaneye goturmek dünyanın eresinde bu isi yapanlara şe- ref, iftihar temin eder? Ya sonra.. onra, bir gazeteciyi en yakın ar- kadaşlarıyla görüştürmemek, onu ih- tilâftan men etmek, zıyaretçılerı ha- pishane kapısından çevirmek, gaze- tesiyle tek temas ımkam olarak bir pusula yazmasına müsaade vermek, acaba hapishane idaresine ne temin eder? Bir gazetecinin bu şekilde mu- amele görmesi, dünyanın neresinde cemiyeti kaç santim yükseltir? İlk defa olarak bir gazeteci «suç işlemesine mâni olma olunmuştur. Halbuki itham edildiği suçtan — belki mahkeme huzurunda beraat edecektir. Maksadın, Bedii Faik tarafından girişilen mücadeleye m ımkanını kaldırmak olduğu ba mücadeleye hakikaten . nihayet verir mi? * una inanmadığımız, bu yolun çı- kar yol olmadığım bıldıgımız 1çın üzülmekten — kendimizi alamıyoru Bir iktidar, kendisini tenkıd edenle— re karşı hınç ile, kin ile, intikam al- mak ister gibi muamele etmemeli- Bu gibi hareketler umumi efkârı derm surette rencide eder. Demokrat Parti iktidarından bu memlekete sa- dece bir kaç fabrikanın, bir kaç li- manın, bir kaç yolun ka lacagını Öte- ki her şeyin unutulup gideceğini san- mak hataların başında gelir. Bedii Faik'e yapılan ve ihtima 1 aynı gaye için mücadele eden diğer gazeteci- lere yapılacak! olan muamele ç bir zaman hatırdan çıkmıyacaktır. Böyle işler insanların tâ vicdanında yerleşır İktidarlar yol ve liman ya- nında insan hürriyetlerine, insan şe- refine, insan haklarına riayeti de devirlerinin bir prensibi olarak bı- rakmak zorundadırlar. Elinde kuvvet olan birinin bu kuvveti merhametsizce kullanmasın- dan kolay ne bulunabilir? — Fakat asıl yükselten, kuvvetlinin kuvvetini istimal etmemesi, bundan faydalan- mamasıdır. Gazeteci tepesine yumruğu yi- yince, yumruk altında kaldığı müd- detçe susar. Ama başkaları mutlaka konuşmakta devam eder. — Yumruk onların da kafasına inince bu sefer onlar susar, — fakat yenileri mutla- ka çıkar. Bu tedbirlerin sonu gel- mez. Her sert tedbir, bir başka ve daha — sert tedbire lüzum gösterir. Sonu, hürriyetlerin ortadan kalkma- sıdır. Yarabbi bunun yerine — niçin hiç, amiı hıç kimse: «Yahu, bunların şikâyetlerinin sakın bir asıl ve esası bulunmasın?» diye şüphe — etmeyi düşünmüyor? Saygılarımızla, AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: