December 3, 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

December 3, 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yesını istihdaf edıyordu Bunu temin için belki bir kaç bakan feda edile- cekti. Topun ağzında Sıtkı Yırcalı ve Hasan Polatkan gelıyordu Fakat a- sıl gaye, her şeyi grup önünde ses- sizce halletmek hesaplaşmayı sonra- dan yapmaktı. Halbuki gurup, bü- tün telkinlere rağmen bambaş şe- kilde düşünüyordu. Bir çok işi bizzat ele almak nıyetındeyılı Bilhassa is- mi ban karışık işlere karışmış olan Bakanların tasfıyesı cihetine mutla- ka gidilece Yırcalının hazırlıgı Üzerinde durulan gensoru, Ekono- mi ve Ticaret Bakanlığını ilzam ediyordu. Ama Sıtkı Yırcalı, gerisinde çevrilenlerden ve hazıri nanlardan haberdardı. Maliye Bakanı ile beraber İstanbula çağırılmış, ora- da Başbakanla görüşmüştü. Sıtkı Yırcalının Hasan olatkan ıle arası çok açıktı, ikisinin beraber kerrem Sarolla ıhtılalları vardı Is- tanbulda Başi bakanın ideal arkadaşı- nı Park Ot lde rünce, onun refa- katte dolaştırıldıgını farkedince bir takım hâdiseler beklemek gerektıgını anlamışlardı Pazartesi akşamı Eko- omi ve Ticaret Bakanlığında bazı memurlar geç vakte kadar bizzat Ba- kanın emriyle Bakanlıkta kaldılar, çalıştılar Daha doğrusu, çalışan Sıt- kı Yırcalıya gereken dokümanları te- min ettiler. Bakan, ertesi günkü gu rup toplantısında bulunmak Meclisin kapısından içeri gırdıgınde istifa etmeye kararlıyılı Plânını ona göre yapmıştı. Aksi halde, harcana- cağını anlamıştı. Nitekim toplantı elektrıklı bir ha- va içinde başladı. Ekonı ve Tic. ret Bakanını alâkadar eden gensoru daha müzakerelerin başında hüküme- te çevril u husustaki bir takrir ittifakla kabul edildi. İlk sözü alan Sıtkı Yırcalıyılı. Elindeki kağıtları o- kumaya başlayınca bir akşam evvel geç vakte kadar hazırlanan' metnin ne olduğu ortaya çıktı. Bakan bir ta- kım sıkıntıların bulunduğunu kabul ediyor, buna mukabil suistimal İt- ha mları reddedı tını bılhassa çızerek belırttıgı bır nok- ta vardı: is mevzuu olan hü- kümetin ıktısadı politikasıysa, bunu tesbit eden kendisi değildi. Ekonomi ve Ticaret Bakanı sıfatiyle bizzat Başbakandan aldığı direktifleri ye- İ işti. Ama, istifa etmek i, madem ki grup kendisinden memnun değildi, sandal- yesine dört elle sarılacak değildi, is- tifa ediyordu. İstifa alkışlarla karşılandı Sadece bu bile gurubu ünü ster- meye yetebılırdı Kurs ide ba muhtelif milletvekilleri takip etti. H de olup bitenlerden şikâyet e- dıyorlar türlü ithamlarda bulunuyor- ardı. Bu ithamlara muhatap olanla- rın başında Hasan Polatkan vardı. “çürük lâsitik" ler onun ak- rabasına aitti. Kürsüden çok şiddet- li sözler işitildi. Büyük servetlerden bahsediliyordu. 1950 de meteliği bu- AKİS, 3 ARALIK 1955 lunmayan kimseler bugün milyoner olmuşlardı. Mutlaka bir Meclis tah- kikatına lüzum vardı.. Menderes konuşuyor Adnan Menderesin konuşması za- ri hal almıştı, ilk sözlerinden anlaşıldı ki istifasını vermiş bulunan Sıtkı Yırcalıya kızgındır. Onun gibi istifa etmiyeceğini bildirince gürültü- ler başladı. Hele iktisadi vaziyeti mü- dafaaya kalkışınca sıra kapaklarının vurul: uyuldu. — Gene meşhur "kalkınma" lâfı ortaya getirilmişti. n ufak bir a çekmıyor bı— lakis ıtırazlara yol açı Genel aşkam icraatının muhtelıf kı- meğe çalıştı. Diktatörlük reddett. Mütemadiyen , onun emrinde bulun- duğunu söyluyor, onun her şeye muk- tedir okluğunu ifade ediyor, eziliyor, ithamlarını gurubu okşuyı YURTTA OLUP BİTENLER şaibe altında bulunan bakanların is- tifasını teklif ediyordu. Saten elinde bir takım gazete kupürleri vardı. O zaman bu neşriyatın Adnan Mendere- sin hoşuna gitsin diye yapılmış bu- lundugu, ortaya gıktı. Zira Başbakan şimdi, kabine arkadaşlarının çekil- mesini gazete kupürleri okuyarak is- tiyordu grup bir anda karıştı. — Herkes "İstifa, istifa" diye bağınyordu. On- dan sonra bakanlar yağmuru başla- dı. Evvelâ Maliye Bakanı Hasan Po- latkan kursuye geldi. İthamlarla hiç bir alâkası yoktu. Döviz ve transfer işleriyle Dovız komitesi meşgul o- luyordu. Kendisi sadece teknik bir bakandı. Ama, madem ki tahkikatın selâmeti icap ettiriyordu ve madem ki bir hadiseye kendi akrabasının is- mi karışmıştı, o halde istifasını veri- yordu. Menderes ve son kabinesi Çelenk I büzülüyordu. Fakat hiç kimse tat- min olmamıştı Adnan Menderes hiç bir zaman bu kadar insicamsız bır konuşma yapmamıştı. Nitekim o kür- süden iner inmez milletvekilleri onun yerini almakta tereddüt etmediler. ithamlar büsbütün — şiddetlenmişti. Türlü suistimaller hikâyeleri misal- leriyle ve isimlerle ortaya atılıyordu. En çok söylenen ad, Hasan Polatkan adıyılı. O zaman Malıye Bakanı kür- süye geldi ve kendisini müdafaa et- ti. Gurubun havası büsbütün elek- triklenmişti. Başbakan Adnan Men- deres anlamıştı ki grup bazı kelle- leri istiyordu. Bunları vermekte zer- rece tereddüt etmedi. Sinirli bir ta- vırla yerinden kalktığı ve kürsüye geldiği görüldü. ozlerı, sanki ba- kanlar — kurulun! içine düşen bir bombayılı. Tahkıkatın selametı için Maliye Bakanıma kellesi, guirubu tatmin etmedi. D duşurulmesı ge- reken bakanl_ar vardı. Bunların ba- Bakanı kursuden in Fatin Rüştü cıklı bir hali vardı. Nihayet, adeta kekeliyerek: "— İstifa ettim" dedi. hiç kimseyi tatmin etmedi. Neden istifa etmişti. Evvelâ Döviz 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: