7 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

7 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Okuyucu mektupları Size pek merak ettiğim bir şeyi sormak istiyorum. İs- tanbuldaki hususi ilanları dağı- tan şirketin hissedarları kim- lerdir? Bu tekelin gazeteleri- miz üzerindeki müsbet veya menfi tesirleri nelerdir? Bası- nımızın bu şirketin tekelinden kurtarılması icap etmez Göksel Karamısır - Ankara Son — yılların en mükemmel mecmuası olan AKİS'i iti- matla okuyorum. Fakat Adnan Menderesin düşeceğine ve ye- rine Nedim Ökmenin geçeceği- ne dair görüşünüze iştirak et- miyorum. Tahmininiz doğru ol- sa bile bunu şimdiden ifşa et- mek, 'Ökmenin Menderes tara- fından harcanmasına yol aça- bilir. Bu sebeple hataya duş- müş oluyorsunuz. AKİS'e dah. olgun bir politika takip etme- sini tavsive ederim Ertem Kutay - İzmir * 9 uncu sayınızda, D.P. nin durumunu tahlil eden yazını- zın "Ord. Prof. un taktiği" baş- hklı paragrafında iddia edili- yor ki, muhalefetin Menderese hucumlan bir taktik icabıdır. mek ki, muhalefet Mendere- se hucumla, D.P. grubunun 0- nun etrafında toplanmasını te- min edip, . ye yeni bir ruh ve ıstıkamet verebilecek bir zümrenin işbaşına — gelmesini önliyerek, memleketin iktisadi kalkınması ve refahı pahasına iktidara geçmek hırsına kapı- ıyor. AKİS bu stratejiyi bü- tün gücüyle destekler görün- mektedir. İşte bizim anlıyama- dığımız da budur. M. Başarır, F. Akalın - Ist AKİS — Eğer D.P. grul na Menderesi değıştırmesını, partının ancak öyle kurtulaca- ğını, oyuna gelmemesini biz de söylemiyor, Menderese "Hâlâ mı çekilmiyorsunuz" diye biz de ricada bulunm yorsak kim söylüyor, kim ricada — bulunu- yor?" * Ağaoğlu — Samed de tıpatıp ba- bası gibi, fakat onun tecrü- belerinin de mirasına konarak daha ileri ve daha muvazeneli bir kafa oldu Otuz yaşında Kuvayı Milliye Ruhu'nu yaza- bilmiş adam, degıl şımdıkılere, babasının neslıne bile hocalık eder. Elhak bu budur. Fakat yabancı sermaye kanunu ve 99 yıllık borçlar Turkıyesınde, he- le iktidar tuğunda sevgili Samed'ı tanıyabılene aşkolsun. Hangisine acımalı; ona mı, memlekete mi? M. Uğursal - İstanbul normal zamanlarda bir vasıta yarım gün sıra beklerdi. Şimdi, işlemesi ge- rekirken duran bir vasıta dakikada 1.85 kuruş zarar ettiğine göre bazı hesaplar yapabiliriz. Bundan sonra kamyonlar otomobiller hiç durmadan yollarına devam edeceklerdir. Bu su- retle yılda bir milyon lirayı geçen ve zaman kaybından ileri gelen bir za- rarın önüne geçılmış olacaktır Köp- rünün iktisadi bakımdan' ağlıyaca- ğı faydalar bir yana, yalnız şu önü- ne geçilecek zaman kaybı ıle kopru iki buçuk üç sene içinde "ucuz" de- ğil, bedava yapılmış kopru olacak- tır. Müstahsil artık malının yollar- da bozulup çürümesinden, yahut Fı- rat sularına gömülmesinden endişe etmiyeceği için iktisadi — faaliyette de bir kalkınma olacaktır. Fırat va- disinin şimdiye kadar memleket pa- zarlarına arzedılemıyeıı mahsulleri bundan ir gün içinde yurd içinde dagılabılecektı Birecik Köprüsü D.P. iktidarı- n çok müsbet bir başarısıdır, bunu teslım etmemek haksızlıkların en bü- yüğüdür. Gönül isterdi ki Türkiye'de doğunun batıya bağlanmasını her tür- lü partizanlıktan uzak şekilde, mil- letçe kutlulayalım Ama ne mümkün?.. D. P. Tuhaf bir mesele Geçen haftanın sonunda Zongul- dakta Adnan Menderese yaklaş- mak fırsatını bulanlardan biri, onu derin derin süzdükten sonra "— Acaba rahatsız mı?" dıye dü- şündü. Hakikaten o gün Başbakanda üz- gün, kendi kendini yiyen bir hal var- dı. Halbuki Zonguldaga nihayet bir eser açmak için gelmişti. Gelişinden evvel bütün hükümet kuvvetleri ve DP teşkılatı seferber olarak parlak ve "candan" karşılama törenleri or- ganıze etmışlerdı İşçiler, mektepli- r soka izilmiş, serpantinler, konfetıler dagıtılmıştı Karşılama törenleri de tatbikatta aksamamış- tı. Eğer azizlik yapan yağmur istis- na edilirse her şey tertıplenen şekıl- de cereyan etmişti. rağmen Adnan Menderes memnun değildi. Son derece sinirliydi, son derece huysuzdu Asabınıntamamiyle ger- gin olduğu hissediliyor, — yüzündeki tebessümün bir politik maskeden i- baret l)ulunduğu anlaşılıyordu. Tat- n edilmemiş ve tatmin edememe- nin ıstırabını duyan insanlar gibiy ikaten hususi hasbıhallerde de sozu dondurup dolaştırıp müte- madiyen muhalefete ve basına geti- riyor, onları türlü şekilde itham edi- yordu. Kendisine ne gösterseler, ne anlatsalar - tabii iyi şeyler gosterı- yor, iyi şeyler anlatıyorlardı - bun ları görmediklerinden, dınlemedıkle— rinden dolayı muhaliflerine ve gaze- telere çatıyor, imalı laflarda bulu- nuyordu. Nitekim yaptığı bütün ko- nuşmalarında da aynı noktaya düş- mekten kendini alamadı. Nutkuna müsbet taraftan başlıyor, hükümeti- nin icraatını anlatıyor, neler yapıla- cağım bildiriyor! .P. propagan- dasına daha kesıf bir şekil vermek için çoğu normal hükümet faaliyeti olan ve fazla övünmeyi gerektirmi- yen bir takım icraatın açılış tören- leri hep bir araya getirilmişti. Bu su- retle hükümet başkanına ve arka- daşlarına on gün müddetle muhtelif yerlerde mıtıng yapmak fırsatı veri- liyordu. D.P. n arti olarak tertip- lediği toplantılşr fiyaskoyla netice- lendiğinden - İzmir mitingi - şimdi yeni Ur taktikle milletin huzuruna çıkılıyordu. Fakat konuşmasına hü- kümet başkam gibi başlayan Adnan Menderes sözünün ortalarında ipi e- - Bir partizanlık örneği Dokunulmaz ve dokunulur gecekondu AKİS, 7 NİSAN 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: