7 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

7 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Tinden kaçırıyor ve D.P. Genel Baş- kanı olarak kürsüden iniyordu. B se hem dinleyiciler üzerinde, hem de nutku radyodan veya gazetelerden takip edenler Üüzerinde tamamiyle menfi bir tesir yaratıyordu. Bu çev- relere Ankarada D.P. nin bazı yük- sek çevreleri de dahildi. Herkes baş- bakana ne olduğunu sorup duruyo: du. Garip betonlar an — Menderes on günlük prog- ramı sayarken birden bire okla- rım muhalefetle basına çeviriyor ve hükümet faaliyetini bırakıp onlarla ugraşıyor, bilhassa 1054 ten bu yana mütemadiyen duydugumuz edebıyatı tekrarlıyo rdu. Muhalefetin ve bası- n Başbakanın içinde ukte teşkil et- tiği görülüyordu. Zonguldakta bir a- ra gazetelerden bahsederek şöyle miştir ve her şey boştur. Eser açan bir başbakan böyle mi konuşurdu?' İcraatını millete takdim eden bir parti Genel Başkanının ağzına ya- raşan sözler bunlar mıydı? Elbette ki hayır.. Ne var ki Adnan Mende- res eserin de, icraatın da artık bir kıymet ifade ettiğini anlıyor, dönüp dolaşıp' aynı noktaya geliyordu. Er- tesı gün Nadir Nadi şoyle yazacak- : "Sayın Başbakan sözlerinin yarı- sında birden bire sinirlenerek yine muhalefete ve basına şiddetle hücu- ma geçiyor, psişik yapısı sarsıntıya uğramış bir adamın mantık tanımaz edasiyle haksız olduğu kadar ağır şeyler soyluyor Hakikaten Mende- resin sözlerinin ağırlığının bunların haksızlığından ileri geldiğini, o hak- sızlığı örtecek bir maske vazifesi gördüğünü anlamayan yoktu. Halbuki iktidar ne büyük bir fır- sat kaçırıyordu. Müsbet bir takım e- Menderes Zonguldak'ta Makinelere politika sıkıştı — Mesela Adnan Menderes Zon- guldakta soğuk karşılandı, kimse bulunmadı, bu bir iflas oldu diye ya- zacaklar. Yahut hiç bahsetmiyecek- ler. Hiç bahsetmemek suretiyle haki- kati gızlemeye çalışarak yalan söy- liyecekler." Bu sözler Menderesin 1956 yılının nisan ayında içinde bulunduğu ruh haletini ne kadar güzel ifade ediyor- du. D.P. Genel Başkam etrafıma bo- şaldıgını hıssedıyordu Bu boşluk 0- nun yüreğini endişeyle dolduruyordu Mütemadiyen alkışlamak, öğülm istiyordu. Zira artık kendısıne olan emniyetini kaybetmişti. Sabık ıdeal arkadaşlarını yeniden bağrın ması ihtimal ki bu yüzdendi. Onla kendisini tatmine çalışıyorlardı. A- ma gözle görülüyordu ki her şey bit- 8 serlerin açılışı kötü manasıyle polıtı- kadan ayırılabılırdı Hüküm se- lâ Birecik köprüsü merasımıne mıı halefet partilerinin genel başkanla- rım ve temsilcilerini çağırsaydı, ça- gırabılseydı onlara ne hoş bir oyun yna sini nasıl müşkül mevki- de bırakır, ıcraatının onlar tarafın- dan da takdirini temin edebilirdi. Ya Seyhan barajına bizzat enel Sekreterımn dave ti fena mı olur a bunla bılmek için asabın son derece saglam olması küçük he- saplarm bir tarafa bırakılması, de- ııenmış, denenmiş ve fena netice ver- miş bir e ebıyattan kullıye uzak kalınması mdı. Zira muhalefeti ve basım kotuleme polıtıkası ilk defa pıyasaya çıkarılmıyordu Şimdi ye- niden mode" hale getiri- leıı tehditleri de mütemadiyen duy- tuk. Mitingleri men etmek, ga- zetelerı sıkıştırmak, hatta muhale- et partilerinin kapısıııa birer kilit urmak! Bunlar hep, de ruk sıkılarak söylenmiş, soylenmıştı Sonra? Sonra hepsi gülünç hale düş- müştü, zira 1956 Türkiyesinde muha- lefeti partilerin kapısına kilit vur- mak suretiyle susturacak bir adam mevcut değildi.' Antidemokratik ted- birlerin ise nasıl geriye teptiğini Menderes ITI. ün halefi Menderes IV. ün öğrenmiş olması lazımdı. ah Toptan aksülamel Başbakanın — Zonguldakta, ki bi ü ânında ihtimal tarafından — topyekün cevaplandırıldı. Kasım Gülek,. Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, Osman Bölük- başı, Fethi Çelikbaş çok şiddetli mu- kabelelerde bulundular Atılan taş eser mahiyetini taşıyan işler de ikin- ci planda kalıyordu. Bundan D.P. nin elde ettiği faydayı anlamak son de- rece müşküldü. İcraatı yumuşak yu- takdim edecek tesirsizliği herkes tarafından anla- şılmış bulunan kaba bir takan teh- ditler ileri sürmek övünülecek hare- ketleri, faaliyeti kıymetsiz hale ge- tiriyordu. Bu büyük bir sıydı ve Ankarada bir çok demokrat partili bunu üzülerek seyrediyordu. Partiyi batırıyorlardı ve kimse orta- ya çıkıp da "artık yeter" demıyordu Buna mukabil muhalefetin gün geç- tıkçe kuvvetlenmesine göz yumulu- ordu. Zira açık bir şekilde ortaya çık- mıştı ki "Azot fabrikası kuruyoruz ya, ispat hakkım ne yapacaksınız" mantıgı bu milletten ragbet görme- mişti. Seçmen reyi ile iş başına geti- rilen iktidar hem azot fabrikasını ku- racak, hem de ispat hakkım verecek- ti. Bır tercıh asla ve asla bahis mev- tik tedbir tehdidinde bulunulsa o sek- sen beş eser ikinci planda kalıyor ve millet hurrıyetlerının peşine dü- şüyordu. Gerçi bal olduğundan heri Menderesın hayranı kesilen Sa- med Ağaoğluna göre hürriyetlerimi- zin teminatı fabrikalardı ama, o sa- dece Ağaoğlunun kafasında öyleydi. Her halde geçen hafta içinde bir çok demokrat, meselenin politik ol- maktan ziyade hissi saiklerin eseri olduğunu anladı. B.M. M. Sondan bir evvel Meclis Tahkikat - Komisyonunun aaliyeti bugunlerde en alâka u- yandırıcı safhas girmek üzeredir Uzun haftalardan berı tâli komısyon halinde İstanbulda çalışan milletve killeri orada gerekli delilleri bulmuş— AKİS, 7 NİSAN 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: