7 Temmuz 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

7 Temmuz 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Erkekler dolarken ortalama ola- rak, an çok 65 yaşına kadar yaşamayı ümit edebilirler. Kadınlar için ise bu yaş haddi 71 dir. Kadının tabii üstünlüğü M eşhur Amerikalı biyolojist Ashley Montaigu kadınların erkeklerden daha fazla yaşamasını doğrudan doğ- ruya onların bünyelerindeki tabii üs- tünlüğe bağlamaktadır. Ashley Mon- taigru'ye göre kadın, yaradılıştan, da- ha üstün, daha dayanıklı ve mukavim bir bunyeye sahiptir. Biyolojistin bu mevzuda yazdığı son kitap, tezini is- pat edecek binbir misalle doludur: Ev- velâ kadınlar hastalıklara karşı er- keklerden daha mukavimdirler. Kalb- leri daha sağlamdır, sinir sistemleri daha kuvvetlidir. Sonra, kadınlar, irsi hastalıkları dogururken çocuklara ge- çirirler ama kendileri bu hastalıklara nadiren tutulurlar. Beyin ağırlığı ücut ağırlığı da, nazarı itibara alı- nınca şu hakikat meydana çıkmış- tır ki kadınların beyin ağırlığı erkek- lerden fasladır Kadınların refleksleri de daha iyidir. Onlar daha becerikli, daha sakındırler İcab ettiği anda, mü- him anlarda erkeklerden daima daha kuvvetli olmasını bilmişlerdir; meselâ bir kan alma merkezinde yapılan is- tatistik, erkeklerin kadınlardan beş alta defa daha fazla nispette bayıldık- larını göstermiştir... Yeni doğan çocuklar Butun bunların haricinde, düşündü- rücü bir nokta ha ır; Teni doğan bebeklerde ölüm nispeti oğlan çocuklarda kızlara nazaran çok daha fazladır. Bugün çocuk bakımı çok İler- lediği halde bu nispet degışmeden de- vam etmektedir. Demek ki, erkek da- ha doğduğu gıınden ıtıbaren, kadına nispeten daha mukavimdir, İşte dünyaya gelen erkek çocuk miktarı- nın her yerde kızlardan fazla oluşuna sebep te belki erkek çocukların daha çok ölmesidir. Çünkü tabiat yeni do- ğan çocuklar arasında bir muvazene temin etmek hedefini gütmüştür. Zi- ra, iki yaşında kız ve erkek çocuk miktarı hemen her yerde birbirine mu- vazidir. Hisler A shley Montaigu tarafından ortaya atılan bu iddialar birçok selâhi- yetli doktorlar tarafından tasvip e- dilmiştir. Kadını asırlar boyunca za- yıf gösteren şey bünyesi degıl, hisle- ndir. Cemiyetin ahengi için bunun böyle olması lâzımdır.. Kadın bir çok hassasiyet gösterilerinde bulunur, za- yıf görünmek ister. Onun bu hali Ce- mıyet hayatında hoş bir fren vazife- İi görür. a şürasını da inkâr et- memelı ki kadın en zayıf yapan his- leriyse, gene onu zamanında en kuv- vetli kılan da bu hislerdir. Fare gonı- nünce bağırıp kaçan kadın ço cuğu, vatanı ve mukaddes Saydığı şeyler İ- in değme erkeğin yapamıyacagı kah- ramanlığı gösterir; kuvvetti, sert, hat- ta bazan merhametsiz olabilir. Kad bünyesi erkeklerinkinden kuvvetlidir ama kadın kuvvetini beş yere harca- AKİS, 7 TEMMUZ 1956 KADIN Parisli berberler arasındaki müsabaka Kuş kondurmuşlar Paris Saçlar ski zamanda kadınlar gayet us- talıkla yapılmış bukleli, yüksek te- peli saçlarla dolaşırlarmış Başların- da kuş uş, gemiler mi, saksılar mı? Saçlarını muhteme- len aydan aya yıkar, aydan aya ta- rarlarmış Çünkü bu saçlara şekil mek için berberler öyle ilâçlar kullanırlarmış ki saçlar adeta beton arme olurmuş. Sonra kadınlar daya- namamışlar saçlarını kısacık kesip rahat rahat suya girmeye, taranmaya fırçalanmaya başlamışlar. Medeni bir zihniyet, salkım saçak saça, acayip şekıllı saça tehammül edememış Ama gene de muhtemelen, usta berberle rin kalbinin bir köşesinde eski günle- rin hasreti kalmış. Geçenlerde Paris- te sanatkâr berberler, tertip ettikleri ir saç müsabakasında, öyle başlar hazırlamışlar ki seyirciler gözlerine inanamamışlar.. Hiç öyle saçlar, rüz- gâra yakalanmış gibi tel, tel havada durur muymuş?. Hiç saçtan kuş yu- vası, saçtan lâle, saçtan kuş kanadı olur muymuş?. Neden elmasın, sal- tanat bir gecelik olduktan sonra! Üs- telik berberlerde de bu kadar maha- ret varken!. Sosyal Hayat Tenis Klübünde bir gece C umartesi akşamı Tenis Klübünün yemekli garde! npartısıne gidenleri ılk karşılayan, hemen giriş kapısının nında kızarmakta olan iştah açıcı doner kebaplardı Sonra da tü üy gıbı, renk renk "streples" elbiseler giyinmiş genç tenisçi hanımlar, zarif jestlerle misafirlere "hoş geldiniz" diyorlar ve onları bahçedeki masalarına kadar gö- türüyorlardı. Biraz serin, fakat aydın- hk ve güzel mehtaplı bir gece idi. An- karanın güzel yaz gecelerinden biri.. Servis yapan erkekler G eceyi tertip edenler büyük bir tik zıhnıyet ve anlayış gostermışler- di. Garson beklemek ve garson çağır- mak kulfetlerı hemen hemen kaldırıl- mış, içki meselesi fiş usulü ile halle- dilmiş, yemek servisi ise misafirlere bırakılmıştı Misafirler hiç nazlanma- dılar: Döner kebabın kokusu o kadar nefisti ki, erkekler derhal sıraya gir- diler ve ılk tepsi bir hamlede bitiverdi Fakat devamı vardı ve kilo vermek için oynayanlara o gece iki tuzak ku- rulmuştu: Pilâv ve kebab.. Sonra açık; hava da bir hayli iştah açıyordu.. Za- ten açık haya birço akımlardan faydalı idi: Erkekler smokinlerii naftalinden — çıkarıp giyinmemişler miydi? Geceyi tanzim edenlerin yegâ- ne kusuru bu olm uştu Davetıyelerde- ki "frak ve smokin" irçok da- vetlileri lüzumsuz bir kulfete sokmuş, üstelik bu usule riayet edenlerı biraz yal)ancı" bırakmış klübün müdaviml. iz gel bılecegı— ni- pek ala bılıyorlardı ve 0yle pıp rahat etmişlerdi. Dans ve elbiseler Y emek bitince, dans pisti hücuma uğradı. Fakat izdiham yoktu. Mü zik güzel, pist ferahtı. Üşüyen hanım- lar vals yaparken ısındılar. Bazıları da içerdeki piyango odasında kazandık- ları ipeklileri omuzlarına sarıyorlar- dı. Siklamen emprime tualetli sarışın bir hanıma koyu siklamen parlak bir ıpeklı kıımaş çıkmıştı. Bir ara onu “sari" gibi vücuduna sardığı g"ı'iild i Bazı hanımlar üstü çıplak, zengin e- teklı hışırtılı ,elbiseler giyinmişlerdi zıları ise, ar elbise- ler Açık beyaz aveterli bir hanım na- zarı dikkati celbediyordu. 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: