July 7, 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

July 7, 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

karşılanacağını hesaba katıyorlardı. O bakımdan D.P. toplarını bu zayıf noktalara tevcih etmişti. Her halde geçen hafta çarşamba gününe kadar Meclisi terketme me- selesi hiç bir partıde ciddi — şekilde ele alınmamıştı ve böyle bir mevzu partılerarası görüşmelerin elle t lur bahsi değildi. Muhalefet mıllet- vekilleri çarşamba günü Meclisi ter- kederken, cuma toplantısına katılma- mak karalında değillerdi. Başkanlık divanının kararları uhalefet mılletvekıllerinin salondan ayrılmalarından Adna! Menderesin kürsüye gelıp çıktıkları gılıı tıpış tıpış döneceklerdir" demesi bu 'milletvekillerinin maneviyatları üzerinde tesirsiz kalmadı. Ama Baş- kanlık divanının bir kararı İçlerin- den çoğuna Mecliste Muhalefet için çalışma imkânının kalmadığı kanaa- tini tevlit etti. Bahis mevzuu olan Osman Bölükbaşının nutkuydu. Mec- lis bu nutku sükünet içinde dinlemiş ve itiraz edecek bir cihet görmemiş- ti. Eğer milletvekilleri hakaret ih- tiva eden bir pasaj sezmiş olsalar- dı, elbette ki Karaosmanoğlu'na yap- tıkları gibi Bölükbaşına da ihtarda bulunurlar, sozlerının geri alınmasını isterlerdi. Halbu yapılmamış, C . Genel Başkanı meşhur York Times'in birinci sayfasına da- hi geçen son cümlelerini — okumuş, kürsüden inmiş, taraftarlarının alkış- larıyla karşılanmış, sonra Muhalefet toplu halde salondan çıkmış, hattâ kürsüye Komisyon adına konuşmak üzere Hamdi Sancar gelmiş ve söze başlamıştı. Başkanlık bütün bunlar- dan sonra Bölükbaşının konuşmasın- da hakaret ihtiva eden cümleler bu- lundugunu bildirerek umumi heyet- en bu kısımların tayini ve zabıttan çıkarılmaları selâhiyetini almıştı. Karar Muhalefet tarafından — du- yulduğunda derin akisler uyandırdı. Muhaliflerin kanaatince milletvekil- lerinin kayıtsız olan söz hürriyetleri Meclis dahilinde haleldar ediliyordu. Bölükbaşı Başkanlık divanına bir di- lekçe verdi. Anayasa ve Iç tüzükte milletvekillerinin sözlerinin zabıttan çıkarılması gibi bir tedbire cevaz verecek her ha bizzat tashih ettiği şekilde zabta ge- çirilmesini istiyordu. Partilerin toplantıları B u durum karşısında her üç par- tinin mensupları kendi araların- da süren ıstışarelerde bulun- dular Bılhassa siyasi partiden ziya- de bir akademi gibi çalışmak âdetin- de olan Hür. F. nin toplantıları â- deta geceli gunduzlu devam etti. Mu- halefetin bir vaziyet alması isteni- liyordu. Hareketsiz durulamaz, inisi- yatifin iktidarda kalmasına müsaa- de edilemezdi. Ortada acilen karar altına alınması gereken bir — husus ardı: Meclisin cuma gunku toplan- tısına gırılecek miydi P. suplarına göre bir demokrasıde e- kalliyetin, ekseriyetin Anayasaya uy- AKİS, 7 TEMMUZ 1956 F. L. Karaosmanoğlu Meclisten ilk çıktı gun olarak yapacağı hareketleri mak- bul saymasından daha tabii bir şey olamazdı. Ama Muhalefet Meclisten çıkan son kanunu Anayasaya aykırı bulduğunu bildirmiş ve bu husus Mec- lis zabıtlarına geçmişti. Muhalefete ekseriyetinin buna hakkı yoktu. Üstelik Bölükbaşının nutkuna konulan tahditler muhalif milletve- killerinin çalışmasını sekteye uğra- tacak mahiyette telâkki ediliyordu. İsmet İnönü Bir basiret nümunesi YURTTA OLUP BİTENLER toplantısına yol- Meclisin cuma günkü katılmamak lâzımdı. Hür. bu da bir karar aldı ve bunu CHP bildirdi. C.H.P. Osman Bölükbaşı da kara- rı desteklediği takdirde buna katıl- mayı kabul ediyordu. İnönü mutaba- katını bildirdi Fakat C.M.P. Genel Başkanı, partısının Istanbul İl kon- gresinde mak üzere başkentten ayrılmıştı. Hur Genel Sekreteri İbrahim öktem, Bolukbaşıyla görüş- mek vazifesini aldı ve istanbula git- ti Cuma günü, C.M.P. Genel Başka- nının mutabakatı bildirildi. Muhale- fetin müşterek hareketine partisi de katılacaktı. CHP. için bir üzüntü mevzuu var- dı: gündemde kendi milletvekillerin- den bazılarının teşrii masuniyetleri- nin kaldırılması teklifler mevcuttu. Grul müdafaa etmesi sayanı temennıydı Fakat ma- dem ahis vzuu olan milletin yüksek menfaatlerıydı, fınazar edilmesi göze alındı. Böyle- ce Muhalefet cuma ve pazartesi gü- nü Meclis çalışmalarına katılmadı. Meşkük bir duru akat Muhalefet, yolunu henüz ka- ti şekilde çizmemişti. Meclisi terk ne kadar devam edecekti, Meclisten büsbütün ayrılınacak mıydı, — yoksa muayyen meseleler hakkında Muha- lefetin taleplerinin bildirilmesi — için muvakkaten -bir kaç celse- toplantı- ya katılınacak, sonra tekrar çıkıla- cak mıydı? Muhalefet mılletvekılle- nmn sıfatlarının düşmes verilecek miydi? Bu haftanın başm- da salı gününe kadar verilmiş bir karar oktu Muhalefet el yordamıy- la ve gunluk tedbirlerle ilerler va- ziyetteydi. Üstelik, milleti bır muş— terek tebliğle tenvır etm de mal edilmiş bir vazife halındeydı Osman Bölükbaşının Ankaraya dön- mesi bekleniliyordu. Muhalefeti teh- dit eden büyük bir tehlike vardı: gülünç hale düşmek. Eğer bir dev- let adamı basiretiyle vaziyete hâkim olunamazsa ve azim gosterılemezse Muhalefet millet karşısında komi olacaktı. Bu ise, en öldürücü dar- beydi. Azim gosterılmesı, mutlaka şıddet tedbirleri alınması degıldı A- zim gosterılmesının, Muha- lefetin takip edeceği yolu cıddı şe- kilde tesbit etmesi ve ona gore ha- reket etmesiydi. Salı günü partıle— rin ileri gelenlerine hâkim olan fikir, evvelâ ınısıyatıfın ele alınması, bazı partilerin bazı mensuplarında görü- len moral bozukluğunun giderilmesi, milletin karşısına müttehid bir cep- he halinde çıkılması, kısacası — ne yapılacağının belli olması ve belli e- dilmesiydi. Millet Muhalefetten hare- ketının sebebini izah etmesini bekli- ordu. Doğrusu istenilirse bunda geç bıle kalınmıştı ihinlerdeki — tered- dütler ortadan kaldırılmalı, — vaziyet aydınlatılmalıydı Üzerinde en ziyade tez, Muhalefetin Meclis ça- lışm larına ancak hayati — saydığı davaların hallini temin maksadıyla 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: