7 Temmuz 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

7 Temmuz 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Muhalefet Bir cephe kuruldu H er şey geçen hafta, — çarşamba günü, üç muhalif parti milletve- kıllerının Turkı Bü: yuk Millet Mec- İisini terke elerının akabinde baş- ladı. Terk kararı, Üç Büyükle sındakı prensıp anlaşmasıydı Bölükbaşı Kar: oğlu lerinin selahıyetlı temsılcılerıyle bır- likte müşterek toplantılar yapmışlar ve Toplantılar ve Gös Yürüyüş- e alâkalı kanunun muzakeresı sırasında demokratları yalnız bırak- bulmuşlardı. Fakat bu. Muhalefetın Meclisten ayrılması mâ- nasını taşımayacaktı Tapılacak o- lan, bahis kanunun görü şulmesıne katılmamak böylece Ana- r ara- İnonu, sonra ayağa kalktı. Toplantılar ve Gösteri Yurııyuşl ri hakkındaki kanunun — müzakeresi sırasında Meclisten ayrılmak fikri e- sas itibarile Hür. P. nden gelmişti. Bunu C.M.P. hararetle desteklemiş, C.H.P. de kabul etmişti. Muhalefe- tin işbirliği meselesi uzun zamandan beri ortada duran bir meseleydi. C. H.P. ve Hür. P. bunun şampiyonlu- ğunu yapıyor, G.M.P. anlaşılması güç sebeplerden dolayı açıkta kalıyordu. Bilhassa Osman Bölükbaşının çekin- genliği öteki muhalefet partılennde hoşnutsuzluğa yol açıyordu. D.P. nin gidişi karşısına müşterek bir cep- heyle çıkılmadığı takdirde vaziyetin daha da vehamet kesbedeceği ve bir gün hiç mücadele etmek imkânının kalmayacağı endişesi artıyordu. Doğ- rusu istenilirse D.P. de bu endişenin Bolukbaşı, Istanbul Spor ve Sergı Sarayında konuşuyor Son söz onun.. yasaya aykırı telâkki edilen bir kara- rın alınması esnasında Mecliste bu- lunmamaktı. Hazırlanan plân şuydu: evvelâ İnönü, müteakiben — Karaos- manoğlu, nihayet Bölükbaşı konuşa- caktı. Bölükbaşı nutkunun — sonun- da Muhalefetin Meclisten niçin ay- rılacağını da belirtecekti. Sonra mu- halif mılletvekıllerı salonu terkede- cekleri akat ertesi celseye iştirak etmelerı için bır manı yoktu. İşin o tarafına, ç er girmemişler- bile.. Nıtekım plan, ufak aksaklık- lara rağmen mııvaffakıyetle tatbik edildi. Karaosmanoğlu kürsüden in- dirildiği ve salondan çıkarıldığı hal- de Hür. P. mensupları uçlu karara tamamile sadık kalmak için yerle- rinden ayrılmadılar. Bölükbaşı nuşmasını yaptı, Muhalefet — ondan 4 azalmasına yarayacak bir harekette bulunmuyordu. Sanki hedef edilmiş ve istikamet çizilmişti. lantılar ve Gösteri Yuruyuşlerı ile a- lâkalı kanun Muhalefet için barda- ği taşıran damla oldu. Konulan tahditlerle bilhassa C.M.P. nin en te- sirlii mücadele vasıtası ortadan kal- dırılıyordu. Osman — Bölükbaşınm da harekete katılması tabiiydi Me- sele re_ıımm ruhuyla ilgiliydi. Gö- rüldü u gibi mevzularda üç mu- halif parti müştereken — harekette mahzur mülâhaza etmemektedir. İş- vadıde, f'nlen gerçekleşmiş- Meclisin çarşamba günkü toplantısın- da takip edilecek taktiği hazırladı- lar. Ancak bu, sadece bir taktikti. Stra- teji değildi. Meclisi terk — temayülleri |ç partinin içinde de D.P. nin tu- umu karşısında "sine-i — millete avdet" politikasının taraftarları var- dı. Bunların kanaatince — Muhalefet gerek adedi bakımından, — gerekse tatbik edilen usuller karşısında Mec- lis içinde tesirli olamıyordu. Anaya- saya aykırı telâkki edilen kanunla- rın geçirilmesi — karşısında rolü oynamaya lüzum yoktu. darı mesulıyetlerıyle baş başa bırak- mak zamanı gelmişti. Demokrasi 0- yununa katılınmamalıydı. Rejimin ne olduğunu ve ne olacağını D.P. kendi kendine tayin etmeliydi. Hele Mec- lisi terkedip edip tekrar dönmenin ciddiyetle, hattâ haysiyetle pek alâ- kası kalmamıştı. Muhalefet, tutumu- nu kati olarak tesbit etmel ydi. Buna mukabil aynı partıler içinde başkaları, Meclısten ayrılmanın doğ- lis çalışmaları Muhalefet için çareydi. Vaziyetin vehametini herkes teslim ediyordu; Muhalefet partileri içinde gidişin demokratik rejim ba- kımından ne büyük tehlikelere gebe olduğunu görmeyen de hemen hemen yoktu. Ancak Meclisten çıkmak, ik- tidarın istediğini — kolaylaştırmaktan başka mâna taşımayacaktı. İktidar böyle bir hareketten memnun —dahi olacaktı. Aradığı zaten buydu. Her ne pahasına olursa olsun Mecliste kalmak ve elden geldıgı kadar uğ- raşmak yapılacak en iyi şeydi. Bu görüşte doğru noktalar bulun- duğu aşikârdı. Ancak böyle düşü- nenlerin ekserisinin — söylemedikleri bir nokta daha vardı: işin tarafı. Meclis terkedildiği — takdirde milletvekilliği sıfatı düşecek, dolayı- sıyla maaşlar ve ödenekler ortadan kalkacaktı. Muhalefet milletvekille- rinden bir çoğu önümüzdeki senenin tahsisatını çekmişlerdi. — Ekserisinin bunu iade etmek kudreti yoktu. Va- tan, memleket, ideal... Ama, bir de realite mevcuttu. Çekinenler ne ile geçıneceklerdı" Üstelik paranın yü- zü, muvafakat için ne kadar tatlıy- sa muhalefet için de aynı derecede tatlıydı Milletin yüksek menfaatle- ri icap ettirdiği zaman tahsisattan vaz geçilmez miydi? — Geçileceğinde zerrece şüphe yoktu»> Ancak milletin üksek menfaatlerinin — Muhalefetin Meclisten çekilmesini icap ettirmedi- ği tezini savunanlar, kendilerini bu- na inandırmakta işin maddi tarafını göz önünde tuttukları vakıt daha zi- yade kolaylık hissediyorlardı Kalabalık grupların şevki sinin güçlüklerinden biri buydu. P. nin muhalefet yıllarında odenek meselesi" nin ne büyü malar yarattığını bu — partinin lıderlerı u- nutmamışlardı ve şimdi, Muhalefete geçmiş olan yeni grupların da böyle kararlar alırken büyük muşkullerle AKİS, 7 TEMMUZ 1956 idare-

Bu sayıdan diğer sayfalar: