1 Eylül 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

1 Eylül 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BELEDİYECİLİK Ötol;üg durağıhdâ sırâ bekliyenler Ankaranın görmüyordu. Ankara sokaklarında ışık bakımından geçen senekine na- zaran bir fark hissedilmiyordu. Ana caddelerin, büyük bulvarların dışın- a yan sokaklar gene karanlık ve ıssız. manzaralarım muhafaza edi- yorlardı. Ankara gitgide — karanlık bir şehir halini alıyordu. Gece man- zarası ile Ankara bir başşehirden zi- yade elektrikli bir kasabayı andırı- yordu. Elektriklerin sık sık sönmesi, hemşerilerin aylık, haftalık masraf- larına bir kalem eşyayı devamlı ola- rak ilâve ediyordu : mu Yarış eden otobüsler lus Meydanından İstasyona yıldı- rım gibi inen troleybusun içinde yolcular "bu ne sür'at" der gibi birbir- lerinin yüzlerine bakıyorlardı. Aca- ba şöför sonarından geçip — siden Bahçelievler otobüsüyle yarış mı e- diyordu? Halkın hizmetine verilmiş olan bu iki vasıtada o gün hiç yok- sa 120 yolcu vardı. Bu kadar insa- nın hayatı birbirleriyle iddialı iki şo- förün keyfine nasıl terkedilebilirdi ? Hemşeriler son zamanlarda Belediye otobüslerinden sık sık şikâyet edi- yorlardı. Otobüs İşletmesi iyi işle- miyordu. Otobüsler bakımsız, tarife- ler intizamsızdı. Bazı duraklarda iz- diham hâlâ devam ediyordu. Bilet- çiler otobüsün takatinin — Üstünde yolcu alıyorlar ve bu hal hiç kont- rol edilmiyordu. Ankara otobüslerini üç şey yıpratıyordu: Fazla yolcu al- mak, fazla Sürat ve bakımsızlık. Bu üç unsur ise doğrudan doğruya hem- şerinin hayatı ile ilgiliydi. yetmişer yolcu bulunan iki otobusun yarışa kalkmalarına nasıl göz yum labilirdi? Belediye, kontrolları kaf'ı gelmiyorsa, arttırmalı, Trafik Polisi de şehir otobüsleriyle hiç değilse hu- susi otomobiller kadar alâkadar ol- en cesur insanları malıydı. Bu fazla sürat, fazla yolcu itiyadı bir gün büyük bir faciaya yol açabılırdı Meselâ geçen Pazarte- si günü Atatürk Bulvarında tam O- peranın karşısında çok ucuz atlatılan bir kaza oldu. FWD marka bir oto- büs, Opera durağı önünde Ulus Mey- EMNİYET SANDIĞI 1956 yılı Tasarruf Hesapları İkramiyeleri 450.000 Liradır. Çiftehavuzlar'da Bahçeli Evler Apartman Daireleri Bahçelievler'de ARSALAR Ev, Apartman Dairesi ve Arsa'yı kazananlara (20.000) liraya kadar KREDİ Zengin PARA ikramiyeleri Ayrıca 1.560.000 liralık Mesken Kredileri Her (150) liraya bir kur'a danına gitmekte olan Troleybüse ar- kadan gelerek şiddetle çarptı. Oto- büsün hidrolik frenlerinin patladığı anlaşılıyordu. Bu otobüs Esetten ge- liyordu. Frenler Fethi Bey köşkün- den aşağıya inerken Akay caddesin- de patlasaydı, acaba kaza bu kadar ucuz atlatılabilir. miydi ? Otobüsler neden daha itinalı kontrol edilmiyor, neden daha ehil ellerin idaresine ve- rimiyordu ? Beledıyemız bu ışe biraz ehemmiyet verirse bu otobüs derdi- nin de düzeleceğinden kimse şüphe etmiyordu. Hemşeriyi, korka korka otobüse binmek sıkıntısından kurtar- mak lâzımdı. Dolmuşlar ];s(tanbuldan gelen bir iş sahibi Ba- anlıklardan Ulus'a dolmuşla geli- yordu. Dolmuş yolcularım getirip Şe- hir Lokantası'nın arkasındaki arsada bırakmıştı. İstanbullu yolcu soruyor- du: "Ulus Meydanı burası mıdır?" Şoför cevap veriyordu: "Şimdi öyle oldu". Bu yolcu Ankara'nın yabancısı degıldı Eskiden dolmuşların yolcula- Ti Atatürk Heykelinin karşısına, U- lus İş Hanı inşaatı başladıktan son- ra da Park Palasın biraz ilersinde in- dirdiklerim biliyordu. Anlaşılan U- lus Meydanına dolmuşla gelen yolcu- nun indirileceği yer dolmuş şoförleri- nin takdirine kalmıştı. Belediye bu işe de elini atmalı, dolmuşların biniş ve i- niş duraklarım şoförlerin değiştirmele rine ımkan vermiyecek şekilde tesbit etmeliydi Temizlik Bir belediyenin iyi çalıştığını gös- teren delillerin başında o şehrin temizliği sayılabilirdi. Ankara Bele- diyesinin bu bakımdan iyi not alma- ğa hak kazanan bir belediye olduğu söylenemezdi. Göze çarpan tek faali- yet sabaha karşı islerinden çıkanla- rın ana caddelerde gördükleri süpür- me faaliyetiydi. Tabii bu da caddeler sulanmadan yapıldığı için hiç bir ne- tice vermiyor, toz toprak bir yerden kalkın başka vere konuyordu. Bazan günün olmadık saatlerınde de cadde- lerin — süpürüldüğüne rastlanıyordu hğı ile telife imkan yoktu. Toz p- ki, bunu ne temizlikle, ne de şehir sağ- rak, civardaki sebzecilerdeki meyve- lerin, sebzelerin üstüne mıyor yahut yoldan geçenlerın ağızlarına burun- larına doluyordu. Bele! dıyenın çöp kaldırma teşkılatı da iyi işlemiyordu. Çöpçüler günün gayri muayyen saat- lerinde evlere geliyorlar, bazan uğ- ramadıkları da oluyordu. Sonra çöp- leri kamyona taşırlarken sağa sola döküyorlar, esasen karpuz kavun çı- kalıberı şehri istilâ etmiş olan kara sineklerin bir kat daha çoğalması i- çin mükemmel — vasatlar hazırlıyor- lardı. Bu bakımdan pazar yerlerine yakın semtler bilhassa dikkati çeki- yordu. Belediyenin umumi sağlığı il- gilendiren bu meseleyi de vakit kay- betmeden ciddi olarak ele alması la- zım geliyordu,. AKİS, 1 EYLÜL 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: