1 Eylül 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

1 Eylül 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KA D I N * Bu kısım yayının orjinalinden kaynaklı hata nedeniyle indekslenememiştir. Saadetin anahtarı: “Gönüller Aile Cinsiyet meselesi B üyük aşk romanları, filmler sev- ilerin birleşmesi ile hitam bu- Sevgililer evlenirler, onlar er- miş muradına.. Zannedilir ki bütün dava halledilmiş, bitmiştir.. Halbuki roman anca an sonra başla- malıdır. Çünkü hakiki "büyük aşk" ancak ve ancak izdiva hayatının çetin imtihanını muvaffakiyetle at- latan ve izdivaç hayatı içinde devam eden aşktır. İzdivaç haricinde yaşan- mış birçok aşklar aldatıcı ve muhay- yel büyük aşklardır. Zannedilir ki bir ok maniler ortadan kalkar ve sev- gililer birleşirse saadet garantidir. Ha i bu "büyük aşk" ekseriya bu manilerin mevcudiyeti yüzünden. onların kamçısı ile kurulmuştur. Or- talık güllük gülistanlık olup her- şey düzelince, , "büyük aşk" ta yok DEMET Aylık Eğitim ve Öğretim Dergisi Isparta'da Göller Bölgesi Köy Öğretmenleri Derneğince çıka- rılır.. Köyün ve Öğretmenin dâvalarını savunur. Sayısı 85, yıllığı 400 kuruştur. OKUYUNUZ. 20 Cinsi ahenk bir olunca, samanlık seyran olur" oluverir. — İzdivaç hakiki nasıl fevkalâde bir — olgunlaşma sa- hası ise, geçici —hevesler ve arzular için de geçilmesi o derece — müşkül bir dar köprüdür. Aşk denılen eşsiz meyvanın — olması için "zamana ve sabır" a herşeyden çok ihtiyaç var- dır. Bugünkü psikologa sorarsanız O size buyuk aşkı bir türlü birleşemi - yen Romeo ile Jülietin — kıvılcımlı masalından değil, yanyana, elele da- ima birbirlerine — gülerek çetin ha- yat; yolunda yürüyen kadınla erke- ğin, karı-kocanın bazan tamamiyle sessiz ve sade hayatından misaller vererek anlatacaktır. aşk için Bir ince sanat Alrııcak mevzuubahis — olan izdivaç ayatı sempati ve cazibe, hoşlan- ma ve karşılıklı sevgi kadar bilgiye de muhtaçtır İzdivaç hayatı yalnız hüsnüniyet- le değil psikoloji ile yürür. İzdivaç - Mmuvaffak olmuş iyi — bir izdivaç - herkesin sabır ve arzu ile elde ede- bileceği bir ilim, daha doğrusu ince bir sanattır Vücudun rolü Defalarca tekrar — edilmiştir ki, muvaffak olmuş bir izdivaç ka- fa ve kalp anlaşması kadar ve belki daha da fazla — vücut anlaşmasına, yani cinsi anlaşmaya — bağlıdır, Fa- kat cinsi anlaşma da ekseriya bilgi- zamana ve hüsnüniyete bağlıdır. Evlılık hayatında kadının da erke- ğin de bu hususta dıkkat edeceklerı çok mühim noktalar var İlk münasebet, kadınla erkek ara- sında büyük bir anlaşma veya anlaş- mam azlık zemini hazırlıyabilir. Bu bakımdan düğün gecesi evlilik haya- tının mühim bir tecrübe geçidi ola- rak kabul edilebilir.. Ancak bu susta da — mübalâğaya düşmemek şarttır. Erkekle kadının ilk temasta derhal mükemmel bir anlaşma elde edebileceklerini düşünmek fazla ha- yalperestlik olacaktır. Bu imtihanda ilk muvaffakiyet karşılıklı samimi- yeti, arzuyu — uyandırmaktan ibaret olabilir. Fizik zevk ve vücut anlaş- ması çok daha sonra, sabırla ve sev- gi ile elde edilebilir. Evlilik hayatına giren erkekle kadını ilk defa bera- ber dansa kalkan erkek ve kadınla mukayese edebiliriz: Adımların bir- birine uyması ancak zamanın hal- ledebileceği bırşeydır İşte bunun içindir. ki, ir aşk nazariyesi- ne göre hakikt aşkı ancak karı-ko- calar yaşıyabilirler ve en ükem- mel vücut anlaşmaları da bugüne kadar zannedilenin tamamiyle aksi- ne olarak, kısa zaman için birleşen sevgililer tarafından değil bir ömür boyunca birleşen erkekle kadın ta- rafından duyulmuştur. Don Juan zayıf bir erkek miydi ? eni maceralar peşinde koşan er- kek veya kadın, bu yeni nazari- yeye göre cınsıyetlerı zayıf insanlar olarak kabul — edilmektedir. "Deği- şiklik ve yenilik'"le — bu zayıf taraf- larını idare etmeye çalışan bu gibi kimseler devamlı ve kuvvetli bir cin- si kudretten mahrumdurlar. Şehevi tarafı fazla olan —erkek veya kadın, değişiklik ve macera aramaz, eşine evamlı bir arzu ile bağlanır. Tehlike akat bu fevkalâde hadisenin, yani mükemmel evliliğin olabılmesı i- çi gençlerin evlenmeden, evlen- dikleri sırada ve — evlendikten sonra bu mevzuda aydınlatılmaları lâzım- dır. Evvelâ cinsi arzuyu uyandır- mak, sonra da onu alışkanlığın ve müş terek evlilik hayatının sıkıcı hadi- selerinin kurbanı yapmamak lazım- dır. Öyle karı—kocalar vardır ki ev- lilikte cinsit bir anlaşmanın mevcu- diyetinden dahi — haberdar değiller- dir; bunuma meşgul olmayı hafiflik addeder ve evliliği devamlı bir aşk anlaşması şeklinde görmeyip, onu yüklü ye sıkıcı bir vazife, olarak te- lâkki "ederler. —İşte bu evlilikte, en tehlikeli bir görüştür. Tatmin edil- meyen karı-kocaların dışarıda mace- AKİS, 1 EYLÜL 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: